Barış: Drogba’nın gidişiyle Galatasaray’da gözle görülür bir forvet eksikliği göze çarpıyor. Bu konuda ne düşünüyorsun?
Fatih: Forvet eksikliğine kesinlikle katılıyorum. Galatasaray’ın bu sezon 3 kulvarda; Türkiye ligi, Türkiye kupası, Şampiyonlar Ligi; mücadele verecek, bu da aşağı yukarı 50’e yakın maç demektir. Galatasaray’ın böyle yoğun bir tempoyu Burak, Umut ve genç Berk ile çıkarabilmesi pek olası değil. Burak sprinter bir oyuncu. Burak hava kabiliyeti olmadığından dolayı birçok kez eleştirildi, fakat geçtiğimiz 2 sezon kendisini geliştirerek kafa ile attığı gollerle bu eleştirileri bir ölçüde azaltmış oldu. Ama yine de ne Burak ne de Umut, geçtiğimiz 1 buçuk sezondur Drogba’nın yaptıklarını yapabilecek oyuncular değil. Hava hâkimiyetinde üstünlük kurmak, top indirmek ve topu ileride tutarak takımın atağa kalkışına yardım etmek gibi özellikler bu iki forvette de bulunmuyor. Fakat Galatasaray’da gerçekten Drogba tarzı bir forvete ihtiyaç var mı? Bu noktada Prandelli’nin kafasındaki taktiği biliyor olmamız gerekiyor, çünkü eğer ki sezon boyunca hızlı futbola dayalı 4-2-3-1 taktiği ile maçları götürmeyi planlıyorsa pivot tarzı forvetler takıma ileride el freni olabilirler. Bu yüzden de Drogba tarzı bir oyuncuya değil de daha sprinter özellikli bitirici bir forvete ihtiyaç duyulabilir.
Barış: Senin de dediğin gibi Prandelli şu anda 4-2-3-1 ile takımını oynatıyor ve bu formasyonda direk pivot forvet takımı yavaşlatabilir. Fakat bence her takımın bir B planı olması lazım. Özellikle Türkiye Liginde alt sıra takımlarının büyük takımlara karşı genelde kapalı bir futbol oynadığını göz önüne alırsak, Galatasaray’ın böyle maçlarda yedek kulübesinden 1-2 oyuncuyu oyuna dahil ederek sahadaki oyun şablonunu değiştirebilme esnekliğine sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Bu da pivot özellikli bir forvetle mümkün olabilir. Yani; duvar görevi yapabilecek, Galatasaray’ın hücum bölgesine yerleşmesini sağlayacak, Olcan ve Bruma’nın çizgiden yapacakları ortalara vurabilecek, ve zaman zaman savunmayı öne çekerek kanat oyucularını arkasına kaçırabilecek, fizik gücü yüksek bir forvet. Burak ve Umut kalitelerini kanıtlamış oyuncular. Fakat ikisi de top saklama, pas dağıtmakta ve fiziğiyle rakibi zorlama anlamında yetersiz oyuncular. Özellikle Türkiye liginde kapalı savunmalara karşı bu iki isim çok etkisiz kalabilir.
Gönül isterdi ki bu forvet türk kontenjanında olsa, ama ne yazık ki Mevlüt dışında şu anda alınabilecek oyuncu yok. Fakat Mevlüt de şimdi yazdığım şeyleri yapabilecek tarzda biri değil. Bu yüzden geriye tek seçenek bu ihtiyacı yabancı kontenjanından karşılamak kalıyor. Gelecek oyuncunun, yedek kalmayı sorun etmeyecek biri olması lazım, çünkü sınırlamadan dolayı bir çok maça yedek başlayıp sonradan girecek bir pozisyonda olacak. Bonservisi elinde olan ve Galatasaray’a gelmeye hazır Almeida iyi bir seçenek olabilir. Hem Türkiye ligini bilen bir oyuncu hem de sağdığımız özelliklere kısmen sahip bir forvet.
Fatih: Eğer Prandelli’nin kafasında pivot bir forvet almak varsa bence de Almeida en mantıklı isim. Ama dediğim gibi Prandelli’nin oyun planı bu yönde olmayabilir. Bu yüzden ne tarzda bir forvete ihtiyaç var bunu en iyi Prandelli bilebilir. Eğer ki pivot değil de sprinter bir forvet isteniyorsa, Arsenal’de oynayan Campell iyi bir isim olabilir. Campell, Burak’ın stiline yakın bir oyuncu, özellikle süratiyle ligde faydalı olabileceği düşünüyorum.
Barış: Forvet eksikliğine ek olarak Eboue, Sabri, Gökhan, Dany gibi oyuncuların kadroda düşünülmeyişiyle, savunmada büyük bir boşluk oluştu. Sence defans bölgesine ne gibi transferler yapınılabilir?
Fatih: Defansın göbeğine, Gökhan Zan’ın takımdan gönderilmemesi halinde transfere ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Semih ve Chedjou’nun alternatifi olarak Gökhan, Koray ve gerektiğinde Hakan Balta yeterli olacaktır. Sağ bek içinse, Sabri ve Eboue’nin kadroda düşünülmeyişiyle birlikte o bölgede büyük bir ihtiyaç doğdu, bu yüzden buraya mutlaka bir transfer yapılmalı. Veysel beklentilerimin tersine hazırlık maçlarında tahminimden öte bir şekilde hazır olarak bu mevkide 1. pozisyonda oynayabileceğini göstermiş durumda. Ama yine de Galatasaray için sezonu Veysel Sarı ve sağ bek asıl mevkisi olmayan Hamit ile çıkarmayı düşünmek biraz hayal olur.
Barış: Defans bölgesinde bence de öncelik sağ bek transferidir. Tabii ki savunmayı toparlayacak tecrübeli bir stoper takıma çok şey katabilir ama bu bölgede oluşan boşluğu doldurmak bence daha büyük bir aciliyet taşıyor. Senin de dediğin gibi bu bölgede şu anda 1. isim Veysel. Ben hazırlık maçlarında izlediğim Veysel’i beğendim. Çok fazla bindirme yapabilen çok enerjik bir oyuncu olabileceğini gösterdi ki bence bekte olması gereken en önemli özellik budur. Ama ne yazık ki alternatifi yok. Eski Hamit belki sağ bekte oynayabilirdi, ama şu anki Hamit hem fizik ve hem de mental durumuyla bu bölgede oynayabilecek durumda değil.
Sağ beke ek olarak Telles’in hazırlık maçlarında çok iyi bir görüntü çizmemesi ve Hakan Balta’nın da daha çok stoper rotasyonunda kullanılacakmış gibi denenmesi, bu bölgeye de transfer gerektiğini gösteriyor. Bence Galatasaray için en ideali hem sağ hem de sol bekte görev yapabilecek bir yerli oyuncu (Tarık Çamdal) ve Chedjou ile değişmeli oynayacak ya da onu yedek bırakacak bir stoper transferi yapmak olur.
Fatih: Evet, Telles daha vazgeçilmez olduğunu gösterecek bir performans sergileyemedi. Fakat, eğer Telles fazlaca olan potansiyeline ulaşırsa, formda bir Veysel ile birlikte sezon boyunca kanatlardan ileriye verecekleri katkılarla, yıllardır Galatasaray taraftarının özlemle beklediği zengin kanat organizasyonlarının olduğu maçlar izletebilirler. Hem Telles hem de Veysel’in yedeği olarak Prandelli’nin A2 takımını yakından incelediği yönünde haberlerin doğru olmasını umuyorum. Çünkü A2 takımından monte edilecek her genç ilerisi için büyük önem taşımaktadır (hem maddi hem sportif başarı olarak).
Fatih: Uzun yıllar sonra Galatasaray’a tipik bir kanat oyuncusu (hem de türk kontenjanında) geldi. Tam olarak “Çilek” transfer değil ama yine de Olcan Adın transferi taraftarları heyecanlandırdı. Bu transfer için ne düşünüyorsun?
Barış: Kanadı çok iyi kullanabilen, süratli, hem çizgiye inebilen hem de içeri girebilen, iyi orta açabilen ve en önemlisi skorer bir kanat oyuncusuna; Galatasaray’ın yıllardır ihtiyacı vardı. Amrabat transferiyle aslında Galatasaray bu ihtiyacı kapadığını düşünmüştü, fakat Amrabat hem istatistik hem de oyun anlamında bekleneni veremedi. Olcan Adın tartışmasız olarak geçen sezonun en formda isimlerinden biriydi. Çıktığı 48 maçta 15 gol ve 15 asistle oynadı. İstatistikten görüldüğü gibi, bir kanat oyuncusu olarak skora çok fazla katkı yapabilen bir oyuncu. Bence şu anda ilk 11’de yeri garanti isimlerden biri Olcan.
Fatih: Bence de Olcan Adın kanat oyununda aranan kan olabilir. Kanat bindirmelerine ek olarak, Olcan’ın adam eksilterek çizgiye inip gerektiğinde içeri kat edebildiği pozisyonlarda rakipler adına tehlikeli olacaktır. Olcan ve sakatlığı sonrasındaki fiziksel gelişimi ile yeni bir transfer gibi umut veren Bruma eğer bu sezon kendi çizgilerini yakalayabilirlerse, Galatasaray uzun yıllardır alışık olmadığımız şekilde kanatları çok etkili kullanan bir takım olabilir.
Fatih: Kanat oyununa bu sene önem vereceğini gösteren Prandelli’nin bu mevkide yaptırdığı bir diğer transfer ise Yasin Öztekin. Bu transfer hakkındaki yorumun nedir?
Barış: Yasin Öztekin transferi de Galatasaray’ın kadrosundaki rotasyon için önemli bir isim. Şu ana kadar Prandelli’nin hazırlık maçlarından anladığımız kadarıyla, Galatasaray bu sezon 2 kanat oyuncusuyla oynayacak, bu oyuncular da büyük ihtimalle Olcan ve Bruma olacaklar. Bu iki isim 11 için yeterli görünse de yoğun maç trafiğinde iyi birer alternatifleri olması gerekiyor. Amrabat bu iki oyuncu için iyi alternatif olabilir, hatta performansına göre zaman zaman bu iki oyuncudan birini kesebilir; fakat yine de yerli kontenjanında oynayabilecek etkili bir kanat oyuncusu Galatasaray için şarttı. Dortmund altyapısı etiketine ve iyi sayılabilecek bir gol/asist istatistiğine sahip olması Yasin Öztekin için umutları arttıran faktörler. İyi oynadığı maçlarda birebirde çok etkili, süratli ve teknik bir oyuncu görüntüsü çizse de bu performansı çok stabil değil. Özetle, Yasin rotasyonda zaman bulduğunda etkili olma potansiyeline sahip bir oyuncu. Bu potansiyeli gösterebilecek mi yoksa kariyeri boyunca yakalayamadığı istikrarı burada da yakalamayacak mı bunu zaman gösterecek.
Fatih: Yasin de Olcan gibi çalım yeteneği olan ve oyunu dikine oynamayı seven bir kanat oyuncusu. Aslında Yasin, kolay adam geçebilme, maç içindeki hırsı ve düzensiz performansıyla Engin Baytar’a benzetilebilir. Fakat, Yasin’in Engin’e göre daha az sorunlu olan yaşantısı ile futboluna daha fazla konsantre olabileceğini ve Galatasaray’ı bir fırsat olarak görmesiyle belli bir istikrarı yakalayacağını, bu yüzden de uzun vadede daha yararlı olabileceğini düşünüyorum.
Fatih: Sinan Bolat transferi Galatasaray’ın geçen sezonki yedek kaleci sorununu çözebilir. Sen de bu şekilde mi düşünüyorsun?
Barış: Kesinlikle. Galatasaray’ın geçen sene kağıt üzerinde Muslera dışında üç kalecisi olsa da; Eray, Ufuk, Aykut; Muslera’ya gerçek anlamda alternatif olabilecek bir kaleci yoktu. Bunu Muslera’nın olmadığı dönemlerde çok net bir şekilde gördük. Sinan Bolat genç yaşına rağmen Standart Liege ve Milli Takımdaki tecrübeleriyle önemli bir kaleci. Belki son dönemlerde performans anlamında kendini çok gösterememiş olabilir ama kalitesine pek çok kez şahit olduğumuz bir kaleci. Bu sene Muslera’nın olmadığı maçlarda geçen seneki 3 kaleciden de daha fazla güven vereceğini düşünüyorum. Bence Sinan sadece Muslera’nın cezalı veya sakat olduğu durumlarda değil, Prandelli’nin yabancı hakkını başka pozisyonlarda kullanmak istediği zamanlarda da kaleyi devralabilir.
Fatih: Yedek kaleci sorunu çözebilecek olmasının yanında bence bu transfer başka bir açıdan da çok önemli. Galatasaray’da yıllardır süre gelen bir yabancı kaleci geleneği var; bu gelenekten dolayı da Galatasaray ileri tarafta daha az yabancı kullanmak zorunda kalıyor. Eğer Sinan Bolat bu sene seviyesi yukarı çıkarabilirse, gelecek sezonlar için Muslera yerine düşünülebilir ve yabancı kaleci geleneğini sonlanabilir. Fakat oynadığı maçlarda kendini göstermesi gerekiyor ki Prandelli Muslera yerine Sinan’a kaleyi emanet edebilsin, zira Muslera’dan kaleyi devralmak hiç de kolay olmayacaktır.