Kolektif Beşiktaş vs Savruk Partizan
2 senedir yakın bir oyuncu grubuyla yola devam eden Beşiktaş sezon başında nokta atışı transferler yaparak uyumlu ve birbirine alışmış kadrosunu güçlendirmişti. Takımın geçen seneye göre en büyük kazancı bir forvet oyuncusu kazanması oldu. Günümüz futbolunda Demba Ba gibi komple forvet olarak tabir edebileceğimiz hücum oyuncularından fazla yok Bilic de bunun farkında olduğundan Demba Ba’dan %100 verim alabilmek için tabiri caizse Demba Ba’nın etinden de sütünden de yararlanıyor. Ba, zaman zaman bir pivot olarak karşımıza çıkarken zaman zaman da savunma arkasına atılan toplara koşarak tehlike yaratmaya çalışıyor. Demba Ba gibi hemen hemen her hücum varyasyonuna uyum sağlayabilen bir forvetle oynamak da Beşiktaşlı oyuncuların şansı diyelim…
Partizan’a baktığımızda ise bu tablonun tamamen zıttı ile karşılaşıyoruz. Birkaç atakta set oyunu yapmaya çalışan Partizan bu ataklarda da tamamıyla düşüncesizce çekilen şutların kurbanı oldu. Maç boyunca tek ciddi ataklarına da Kaptan Tolga izin vermedi.
Oğuzhan&Gökhan A.Ş.
Önceki yazılarımızda Beşiktaş’ın en önemli kazançlarından birinin Gökhan Töre’nin gelişimi olduğunu söylemiştik. Gökhan bunu ispatlamaya devam ediyor. Sağ kanattan içeri kat ederek yarattığı iki pozisyonda da ciddi tehlike yarattı. Bana göre maçın adamıydı ancak onun bu performansının da ciddi bir destekçisi vardı. Oğuzhan Özyakup…
Oğuzhan sonunda vites arttırarak oynadı ve etkileri çok uzaktan görüldü! Gökhan ile ikili oyunları, zaman zaman sağ içte oynayarak rakip savunmayı yıpratması, artistik tek pasları ile fazlasıyla iyi bir maç çıkardı Ozzy. Attığı golde, yaptığı vuruş için ise tek bir tabir var. Penaltı atar gibi attı golü Oğuzhan.
Sosa döndüğünde ne olacak?
Oynadığı birkaç maçla kalitesini ispat eden ve Beşiktaş’ın bonservisini aldığı Jose Sosa takıma döndüğünde ne olacak? Açıkçası Beşiktaş teknik ekibinin ince eleyip sık dokuması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Atiba-Veli dinamosu tıkır tıkır işliyor ancak Beşiktaş’ın favori olduğu ve hücum ablukalarında tek pasların işe yaramadığı maçlar da olacak ve burada devreye yaratıcı oyuncular girecek. Gökhan ve Oğuzhan üstüne düşen yaratıcılık görevini layıkıyla yerine getiriyor ancak Sosa gibi temiz futbol oynayan ve neredeyse hatasız duran top atan bir oyuncuyu yedek bekletmek de mantıklı bir şey değil.
Şahsen mantığıma yatan Atiba-Veli ikilisinden birinin kulübeye çekilmesi ve Oğuzhan’ın gerçek mevkisi olan 8 numaradaoynaması ancak bu dengeyi tekrar inşa etmek de kolay değil. Tekrar söylüyorum; teknik ekip için hayati önem taşıyan, zor bir soru. Zaman gösterecek.
Fiilen namağlup olmak!
Sezon başından beri gözümüzün önünde acayip bir Beşiktaş var. Feyenoord, FB&Chelsea ve Arsenal maçlarıyla başlayan sezonda Beşiktaş fiilen hiçbir maçta rakibine boyun eğmedi. Yenildiği tek maç olan Arsenal maçı ise İngilizler dahil herkesin hafızasında. Beşiktaş kolay kolay yenilmiyor ve yenilecek gibi de gözükmüyor. Bunun en önemli etkeni ise tabii ki rakiplerine kolay kolay geçit vermeyen ve kaptırılan her topta devreye giren Veli&Atiba ikilisi…
Arkası geldi.
Beşiktaş için herkesin hemfikir olduğu bir konu da dün gece çöktü. Ben dahil herkesin hipoteziydi bu. “Beşiktaş galip gelir, 2 gol de atar ama farka gidemez!” Bu argüman dün itibariyle çürüdü çünkü artık komple forvet dediğimiz Demba Ba kendi dışındaki isimlerle de tam anlamıyla kaynaştı ayrıca Veli’nin senede birkaç kez yolladığı güdümlü füzeler de bunu destekledi. Beşiktaş bu maçtaki farkın da etkisiyle artık 2 gol attıktan sonra çekilmeyecek ve bastırmaya devam edecek. Yeni bir öğrenim elde edildi diyebiliriz.
Ortak payda: Tribün Ruhu!
İki takım arasındaki ortak paydaya gelelim şimdi. Tribünler…
Dün gece gerçek anlamda takımını destekleyen iki taraftar grubuna şahit olduk. Arsenal ve Tottenham maçlarında Londra’yı İnönü’ye çeviren Beşiktaş taraftarları dün gece de gidilmez denilen deplasmandaydılar. Maç 4-0 iken bile susmayan Partizan taraftarları da aynı övgüyü hak etti. Gerçek bir tribün izledik dün gece ve e-bilet gibi ilginç uygulamalardan dolayı ara verdiğimiz tribün ruhuna Belgrad’da şahit olduk.
Beşiktaş uyumu yakaladığı ve üstüne her gün bir şeyler kattığı kadrosuyla Muhteşem bir galibiyet aldı.