2 hafta önce Perşembe günü karşılaştığı rakibi Partizan’ı 4 golle mağlup etmişti Beşiktaş.
Sadece goller değil, oyun, verdiği seyir zevki, içerde lider, dışarıda “UEFA”ya göre grubu ikinci olarak götürüyordu. Ancak bir kulüp için işler 2 haftada nasıl bu kadar tersine dönebilir o da ayrı bir tez konusu…
Önce 10 kişi kalarak, en önemli silahı(silah derken yanlış anlaşılma olmasın) Gökhan Töre’yi ve çok önemli bir 3 puanı Kayseri’de bırakıyor, ertesi hafta aynı Gökhan’dan yararlanamadığı maçta, sezon başından bu yana ligde en çok gole sahip oyuncusu Olcay Şahan atılıyor ve derbide Fenerbahçe’ye mağlup oluyordu Beşiktaş.
2 hafta üst üste acı reçete ile karşı karşıya kalan Beşiktaş, şimdi Olimpiyat Stadı’nın çimlerine, o 2 hafta önceki güzel günlere geri dönüş yapmak için çıkacak.
Partizan karşısında belli başlı artı ve eksiler ile sahada olacak Beşiktaş.
+ Birinci ve en önemli artısı hatta artıları Gökhan Töre ve Olcay Şahan. Bir aksilik olmazsa bu ikili Demba Ba’nın arkasında sahada olacaklar.
+ İkinci artısı, sezon başından bu yana iyi motive oldukları Avrupa’da moral arayacak olmaları.
+ Üçüncü artı ise kötü günler yaşayan, mental olarak deplasmanda yıkıcı bir oyun ile farklı skora koştukları bir rakibe karşı sahaya çıkacak Beşiktaş. Partizan 5 haftadır ilk kez geçtiğimiz hafta sonu galip gelebildi, bu da bir dipnot.
+- Artı-eksi sayabileceğimiz bir nokta daha var ki Tolga Zengin faktörü.
Yaşadığı sakatlıktan dolayı bu maçta oynamama ihtimali var Tolga’nın. Ancak bu oynamama durumu avantaj mı, dezavantaj mı anket yapılsa kafa kafaya sonuç çıkar gibi geliyor. Sezon başından bu yana her maç bir şekilde sakatlanıp, sahada tıbbi müdahale yapılan oyuncu, son 2 maçta yediği goller ile de eleştiri aldı. Yedekten gelecek Cenk’e de çoğu kişi güvenmiyor belki ancak Tolga’nın bir nefes alması ve dinlenmesi gerektiği de aşikar.
Gelelim “eksilere”;
– Birinci ve en önemli eksi tabii ki “Olimpiyat Stadı”… Taraftar yok, çünkü gelemiyor! Zemin bir iyi bir kötü, iyi olsa bir yağmurda çamur, felaket! Memleketin dört bir yanında çiçekler açsa, böcekler uçsa, hava 30 derece olsa bu yer rüzgar kıyamet! Yukarıdaki tüm artıları tek başına götürmeye yeten bir sebep başlı başına Olimpiyat. Rakibin de aslında işine yarayacak bir yer. Baskı yok, sert ve durağan oyuna olanak çok, daha ne olsun?
– İkinci eksi ise “mental” yorgunluk. Bu yorgunluğu aslında Biliç telafi ve tedavi edebilecek bir futbol adamı. Ancak önce kendisini tedavi etmiş olması gerekli. Bu işlem tamam ise oyuncuları da en iyi akıl sağlığı ile sahaya sürecektir.
– Üçüncü ve son eksi tabii ki “Sağ Bek” Necip saç baş yoldurdu, kel bıraktı insanları 2 haftadır. Hoca da en sonunda Atiba’yı o kanada çekti derbide 10 kişi kalınca. Ancak o da bir yere kadar bek oynayabilir diye düşünüyorum. Esas anlayamadığım nokta sağlıklı ise neden sezon başından “ters ayaklı” olmasına rağmen sağ bek mevkiinde iyi bir performans ortaya koyan İsmail Köybaşı orada oynatılmıyor? Biliç bu yanlışı düzeltir ise sağ bek konusu en azından devre arasına kadar idare edecektir. Bu noktanın ne kadar zayıf olduğunu en kötü hoca bile anlar ki Partizan’ın hocası da buradan hırpalamak isteyecektir Beşiktaş’ı.
Partizan maçı takımın toparlanması için panzehir mi yoksa zehir mi olacak göreceğiz. Ancak olumlu noktaları tarafında toplayan Beşiktaş bu engeli, futbol kazası yaşanmaz ise rahat aşacak ve tekrar geleceğe dair taraftarına umut verecektir.