Passolig’den dolayı “seyirci fakiri” statlara alışan bu gözler, biraz daha kalabalık bir maç izleme şansı yakaladı. Futbol yönüyle de karşılıklı gollerin, tartışmalı pozisyonların olduğu, doyurucu, fair play konusunda can sıkıcı anların yaşanmadığı, tadı damağımızda kalan bir maç oldu.
Maçı 3 nokta ile değerlendirmek gerekirse:
– Bir takım düşünün ki patates tarlasından hallice, köstebek istilasına uğramış bir görünümde olan zeminden, düzgün ve futbolcuların becerilerini sergileyebileceği bir zemine geçsin. Bu geçiş ile de makine düzeyinde top oynasın. Aslında Beşiktaş bize “Bana adam gibi saha verin, görün ben neler yapıyorum” izlenimini Tottenham maçında vermişti. ASAŞ stadında bu saha ile zemini buldu ve gerekeni yaptı. İstanbul dışında olunca, bir de Olimpiyat zulmü yaşanmayacak olduğundan taraftar da maçın yolunu tuttu.
– Diğer bi nokta ise Beşiktaş’ın belli bir düzeye gelmiş görüntüsü. As kadrodan birilerinin sakat olmasında dahi bir şekilde takım içinde farklı varyasyonlar oluşturulabiliyor. Örneğin Kerim-Gökhan-Olcay gibi 3 kanat oyuncusu ile Demba Ba’yı besleme amaçlı maça başladı Beşiktaş. Gökhan’ın Sosa ve Oğuzhan’ın rolünün, top dağıtma kısmı olmasa da takımı hücumda tutma kısmını kusursuz üstlendiği bir ilk bölüm vardı.
Maçın ilk 25 dakikası Sivasspor gibi geçtiğimiz yıl Avrupa vizesini almış, ama türlü sebepler ile bu kulvardan uzak kalmış bir takıma top göstermedi. Buna rağmen ilk golü kalesinde gören yine Beşiktaş oldu. Bu gol, tek gollü zaferler ile bu haftaya gelmiş takımın maç esnasında nasıl bir tepki vereceği konusunda kafalarda soru işareti oluşturmuştu ancak gerekli tepkiyi vermeyi maç sonuna kadar başardı ve sahadan galip ayrılan taraf oldu Beşiktaş.
– Maçın kilit adamı kimdi?
Bu maç için sanırım sorulacak en esaslı soru bu. 2 gol 1 asist yapan Demba Ba mı? Tüm golleri hazırlayan Gökhan mı?
İki oyuncu da çok üst düzey oynadı Sivas’a karşı. Demba Ba formunu buldukça “ne çekmişiz biz kaç senedir” dedirtiyor Beşiktaşlılara. Nouma’dan sonra kısa süreli bir Carew güzelliği yaşamış taraftar uzun süre Demba Ba gibi bir santrafor beklemişti. Aradığını bulduğunu da yavaş yavaş hissediyoruz, O oyuna ısınıyor, biz O’na.
Gökhan ise serbest orta saha oyuncusu görünümünde başladığı oyunu, olması gerektiği yerde kanatta tamamladı. Oğuzhan’ın girişi ile bu ikilinin birlikte hazırladığı hücumlar müthiş bir etki yarattı ve galibiyette en az Demba Ba kadar etki yarattı.
Beşiktaş için olumsuz tek nokta bir yeri düzeltirken, diğer tarafın bozulması. Ligin en iyi savunma yapan takımı, bir anda ligin en iyi hücum eden ancak savunmayı unutan takımına döndü. Bunu bir süredir birlikte oynamamış Sivok-Ersan’a mı bağlarız (ki Ersan sakatlıktan yeni çıktı), bu ikilinin ve Tolga’nın mental olarak hazır olmamasına mı bilemiyoruz.
Tolga için de ufak bir not, artık defans oyuncularına gol yiyince kızmayı bırakıp, biraz da kendisine dönüp bakmasının vakti geldi. Sivas ve Beşiktaş kalecileri değişse, çok daha farklı bir skoru Beşiktaş’ın hanesinde görebilirdik.
Liderlik belki de şuanda tek hak eden takımın elinde, bunu korumak da sahaya çıkacak futbolcular ve Bilic’in elinde.