Gecenin maçı belki “önem” olarak değil ama Premier League ve Bundesliga şampiyonlarını karşı karşıya getiren Manchester City – Bayern Munich müsabakasıydı.Maçın henüz ilk dakikaları bize “gecenin maçı hakkını verecek” diye düşündürüyordu. Bayern’in topa sahip oyunu, City sahasına tüm hatları ile kurulmuş olması “acaba Roma gibi Manchester’ı da yakarlar mı?” diye düşünceye itti beni.Maçın ilk 10 dakikası topla oynama oranları %29’a %71 gibi müthiş bir farkla Bayern lehineydi. Hatta Manchester City maçın 15. dakikasında bulduğu serbest vuruşa kadar kendi sahasına hapsolmuş ve top yapamaz bir hale gelmişti.
Dakikalar 21’i gösterirken, benim geldiği günden beri Bayern’e pek yakıştıramadığım ve ısınamadığım Benatia, halı sahada yapılmayacak bir müdahale ile Aguero’yu arkadan biçiyor ve net gol pozisyonu engellediği için takımını 10 kişi bırakıyordu.
Defans oyuncusunun kaleci gibi refleks göstermesi bana garip geliyor açıkçası. Soğukkanlı olması gereken yegâne mevki olan savunmada bu kadar büyük bir hata maçın seyrini tamamen değiştirdi. Bu hata sonucu Aguero, Neuer’in doğru köşeyi bilmesine rağmen takımını penaltıdan attığı golle öne geçiriyordu.
Önce Saz Xabi Alonso’da…
Aguero’nun penaltı golü de sahada 10 kişi kalmak da Bayern’i hiç etkilememişti. Guardiola’nın, şuan Dünya’da her takıma ters gelen, pas üzerinden ancak Barça gibi enine değil, tam tersine “dikine” oyunu, sürekli bir şekilde boşa kaçan Bayern oyuncuları ve Xabi Alonso’nun maestroluğunda hakimiyeti Bayern’de bulunduruyordu.Lewandowski’nin ceza yayı üzerinde indirilmesi sonucu Xabi Alonso frikik golü ile beraberliği getirdi takımına. Hart golde donup kalırken sosyal medyada o an müthiş bir tepki gördü belki ama benim görüşüm öyle zor bir vuruşu çoğu kalecinin çıkaramayacağı yönünde. Savunmanın topu tamamen kapadığı tekrarlarda da net bir şekilde gözüküyordu. Xabi Alonso o kadar akıllı bir vuruş yaptı ki, genelde havadan gitmesi beklenen topu, yerden ve tam hedeflediği yere gönderiyordu.Sazı eline almış Xabi Alonso liderliğinde Bayern 2.golü de ilk golün frikiğinin yaratıcısı Lewandowski’nin “ensesinden” buluyor ve soyunma odasına 10 kişi ama 2-1 önde gidiyordu.
Assolist Kun Aguero…
2.yarının başından itibaren Bayern yine kontrolü elinde bulunduran taraftı ve uzun süre bu kontrolü kaybetmedi. Ancak Pellgrini, aksayan Sagna değişikliğini yaparak hem o kanadı hem takım savunmasını Zabaleta ile toparlıyor, sonrasında gelen Jovetic değişikliği ile Aguero’yu rahatlatıp, takımın atağa konsantre olmasını sağlıyordu.85. dakikaya kadar aslında Bayern’in 10 kişi kalmanın etkisi ile yorulduğunu ve ivmeli bir düşüş yaşadığını hepimiz izledik. Bu dakikada Aguero, çabukluğu ile beraberliği takımına kazandırıyordu.
Aguero’nun “tek başına takım” olduğunu söylersek yanlış konuşmayız, çünkü kazanılan maça rağmen takım bence çok gerisinde kaldı performans olarak. Bu turu geçerlerse nereye kadar giderler kestirmek güç. Barça, Madrid”ler”, “aklı başında” Bayern gibi çok güçlü rakipler var.İlk yarının ve maçın büyük bölümünün Bayern adına en iyi oyuncusu Xabi Alonso 90’ıncı dakika henüz geride kalmışken yaptığı hata ve kaybettiği top ile maçın sonunu getirdi belki de…
Jovetic ince bir müdahale ile Aguero’nun önüne topu yuvarlarken, Aguero bu ikramı Neuer’in solundan, taraftarları sevince boğmak üzere ağlara servis ediyordu. Anlayacağınız assolist bir konser değimiyle “bis atıyor” ve takımını maç sonunda galibiyete taşıyordu. Tur ümidini zora sokacak Manchester City, bu son dakika golü ile CSKA ve Roma ile puan puana geldi ve umutlarını arttırdı.
Gelen kırmızı kart maçın seyrini fazlası ile değiştirdi, önce Alonso sonra Aguero müthiş oynadı ayakta kalan ve ihtiyacı olan takım Manchester City kazandı. 11’e 11 oynansa aynı sonuç belki çıkmazdı ama yukarıdan bir el bu sefer İngilizlerin erken vedasına razı olmadı.