19 Şubat 1956…
Türkiye A milli futbol takımı o gün döneminin belki de en güçlü takımı olan Macaristan’ı yeniyor. Bu olay öyle bir yankı yaratıyor ki üzerinden yaklaşık 60 yıl geçmesine rağmen bunu bilmeyen Türk futbolsever yok gibi. Bakıldığında “Ne haldeymişiz?” dedirtecek bir durum. Ama şu anki halimizin de pek iç açıcı olduğu söylenemez. Günün birinde 2 Türk takımının aynı anda Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ettiği zamanları anlatan yaşlı futbol hastası tonton amcalardan olmayacağımızın garantisini de kimse veremiyor maalesef. Şampiyonlar Ligi’ne 2 takımla katıldığımız son sezon 2007-2008 sezonuydu. Salı günü bir Türk takımını Çarşamba günü ise başka bir Türk takımını Şampiyonlar Ligi’nde en son izlediğimiz zamanlarda doğan bir çocuk okula başladı.
Türk Futbolunun Hedefleri
2 Türk takımının doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne gitmesi asıl hedef ise olmamız gereken yer 6. sıra. Fransa Ligi’nin üçüncüsü de Şampiyonlar Ligi için ön eleme oynuyor. Fransa Ligi’ni geçmek kulağa biraz gerçekdışı geliyor olabilir. Hele ki Fransa Ligi’nden 6 takımın Avrupa’da mücadele ettiğini düşünecek olursak. Ancak ligimizi ilk 5 sırada bitiren takımlar ile Ligue 1’i ilk 5 sırada bitiren takımlar arasında yaklaşık 250 Milyon Euro fark var. Piyasa değerleri ölçülürken oyuncunun oynadığı ligin de etkisi olduğu için aradaki kalite farklı piyasa değeri farkı kadar astronomik değil. Şu koşullarda iyimser olabilmek mümkün fakat bir de gerçeğin kendisine bakmak gerekiyor. Biz Fransa’ya ne kadar yakınsak, 23. sıradaki İskoçya da bize ondan da yakın!
Türk futbolu için gerçekçi hedef 8. sıradır. 2014’teki UEFA Ülkeler Sıralaması’nda 8. olan Hollanda önümüzdeki sezon 8. sıradaki takım değerlendirmesinde katılacak Avrupa kupalarına ancak şu anda 8. sırada gözüken ülke Ukrayna. Genel bir bakış atıldığında 8. sıradaki ülkenin kıtasal turnuvalara yerleşimi ile bizimki arasında sadece 5. takımın bir tur fazla ön eleme oynaması var ancak UEFA’nın tanıttığı yeni sistemde ilk 8 ülkeden biri olmanın önemi büyük. Yeni sisteme göre ilk 7 ülkenin şampiyonları Şampiyonlar Ligi’ne 1. torbadan katılıyor. Eğer Şampiyonlar Ligi Şampiyonu bu 7 ülkeden birinden çıkmışsa ve ülkesinde de şampiyon olmuşsa o zaman 8. sıradaki ülkenin şampiyonu da Şampiyonlar Ligi’ne 1. torbadan katılıyor. Tıpkı Galatasaray’dan daha az puana sahip olmasına rağmen 1. torbadan katılacak olan PSV Eindhoven gibi.
Fırsatlar ve Tehditler
Türk futbolunun önündeki en büyük fırsat takımlarımızın güç kazanıyor olması. Güç kazanmayla birlikte Avrupa cezası sona eren Fenerbahçe’yi de Avrupa arenasında izleyeceğiz. Fenerbahçe’nin dönüşü olaya ekonomik açıdan da fark yarattı. Geçtiğimiz sezon Avrupa kupalarında mücadele eden Türk takımlarının oyuncularının toplam piyasa değeri 451,17 Milyon Euro idi. Şimdi baktığımızda 569,9 Milyon Euro gibi bir rakam görüyoruz. (Ki daha da artması kuvvetle muhtemel)
Diğer bir fırsat 2011-2012 sezonunun gelecek sezon değerlendirilmeye alınmayacak olması. Hatırlanacağı üzere 2011-2012 öncesi Fenerbahçe şike davasının sonucu olarak Şampiyonlar Ligi’ne alınmamıştı ve Türkiye Avrupa’da 4 takımla temsil edilmişti. Bursaspor’un ve Gaziantepspor’un da Avrupa Ligi’nde gruplara kalamaması Türkiye’nin Ülkeler Sıralaması’ndaki yeri için tam bir fecaat olmuştu. İsrail ve Polonya takımlarının bile Türk takımlarından daha fazla puan topladığı bir sezon olmuştu ne yazık ki 2011-2012 sezonu.
Utandıran bir konu daha var ama Türkiye’nin lehine olduğu için bahsetmek gerek. UEFA 1995’ten beri “UEFA Respect Fair Play” sıralamasında ilk 3 sırayı alan ülkelerin kendi içinde en yüksek Fair Play puanı toplayan takımları UEFA Avrupa Ligi’ne 1. Ön Eleme Turu’ndan katılma hakkı kazanıyor. Örneğin, Türkiye’nin Ülkeler Sıralaması’ndaki rakiplerinden biri olan Hollanda 5 takımı haricinde bir takım gönderdi. Ancak o takım geçen sene küme düşmüş olan Go Ahead Eagles olunca ve ilk turdan kupaya veda edince bu Hollanda’nın hiç ama hiç işine gelmemiş oldu. Ancak rakiplerimizin daha önce Respect Fair Play sıralamasının ekmeğini yemişliği var. Örneğin 2012-2013 sezonunda Twente’yi Avrupa Ligi’ne Fair Play kontenjanından girip Bursaspor’u eleyip gruplara kalmıştı. İyi haber ise önümüzdeki sezon bu uygulamanın artık uygulanmayacak olması. Biz oyunumuzu geliştirseydik de o katılım hakkını biz kazansaydık diye mi düşünüyorsunuz? Hani o Fair Play’i önemsediğinizi gösteren ve fazladan katılım hakkı kazanmak için ilk 3’e girmeniz gereken UEFA’ya bağlı ülkeler listesi var ya. Türkiye orada 42. sırada.
Bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım. Malum her şey güllük gülistanlık değil aslında.
Görmüş olduğumuz tablo geçtiğimiz 5 yıla ait Türk Lirası – Euro tablosu. 5 yıl önce 2 liranın altında olan Euro’nun bugün 3 liranın üstünde olması büyük bir tehdit kulüplerimiz için. Oyunculara maaşı Euro ile öderken taraftara sattığı biletin, formanın parasının TL ile alan kulüpler için yukardaki tablo kesinlikle korkunç. Bu yüzden Avrupa’da başarı ve haliyle ödül paraları kulüpler için hayati nitelik taşıyor.
2011-2012 de aldığımız ülke puanının değerlendirmeden çıkacak olması işimize geliyor ama peki ya sonrası?
2012-2013 yılında Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final Fenerbahçe ise UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final gördü. Haliyle biz de o sene listede 7. sırada olan Rusya’dan bile fazla puan topladık. O sezonun yerini dolduramadığımız takdirde bırak ilk 8i İsviçre’ye Çek Cumhuriyeti’ne geçilme ihtimalimiz doğuyor.
Ne Yapmak Gerekiyor?
Spor sektöründe gelişimi sağlamanın temel yollarından biri çapraz sübvansiyondur. Bu, ligdeki düşük seviyedeki takımlara büyük takımlara nazaran daha çok arka çıkmak ve rekabeti arttırmakla alakalı bir konu. Ancak Avrupa’da başarı için bu tam olarak da yapılmaması gereken şey. Avrupa’da Türk takımlarına arzu ettiği başarıyı getirecek olan şey istikrardır. 2004-2005 sezonundan beri üç büyüklerden birinin ligi ilk 5 içerisinde bitirmemesi sadece 1 kez görüldü. Üç büyükler (UEFA cezalarını saymazsak) istikrarlı bir şekilde Avrupa’ya gidebiliyorlar. Trabzonspor da Avrupa’da tatmin edici sonuçlar alıyor. Trabzonspor’un Avrupa’daki bu istikrarı onları kulüpler sıralamasında 51. sıraya kadar taşıdı. Bu istikrar sürdüğü sürece Trabzonspor UEFA Avrupa Ligi’nde grup aşamasına 1. torbadan bile girebilir. Fakat Avrupa’ya giden 5. Takımdan başarı gelmeyince bu da ülke puanına yansıyor. Ligi her sene aynı takımların ilk 5 içinde bitirmesinin diğer takımlar için yaratacağı sorunlar olacaktır ancak her sene Avrupa’da mücadele eden takımların katsayıları artacaktır ve zamanla seri başı takımlar olacakları için işleri kolaylaşacaktır. Ancak bu durumda da takımlarımızın Vojvodina gibi Chikhura Sachkhere gibi takımlara karşı da turu kaybetmemeleri gerekmekte.