“Bir şeyi istemekle çok istemek arasında fark var.”
Futbolu farklı ülkelerde nasıl buldun – Hollanda’da Ajax , İspanya’da Real Madrid, İtalya’da İnter ve şimdi Türkiye’de Galatasaray?
Her ülkede tamamen farklı bir kültür ve yarış var. İspanyada lig daha çok tekniğe dayalı. Mesela Real Betis ya da Levante ile bile oynasanız teknik ve kaliteli oyuncuları olduğunu bilirsiniz. İtalyada daha çok – catenaccio demek istemiyorum ama- sert savunma ve katı savunma stratejileri var. O yüzden orada bir futbolcunun işinin farklı bir bölümünü öğrendim. Şimdi, Türkiyede ise olay daha çok duygu ve tutkudan ibaret. Burada futbola daha çok kalpleri ile yaklaşıyorlar. Artık bu tecrübelerin hepsini harmanlayabilirim ve bununla ilgili kendimi iyi hissediyorum. Aynı zamanda fiziksel olarak da kendimi iki yıl önce İtalyadaki halimden çok daha iyi hissediyorum. Tabii ki oynadıkça ve yaşınız ilerledikçe daha çok tecrübeleniyorsunuz ve böylece nasıl biraz daha fazla vereceğinizi ve ne zaman kendinizi biraz tutmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Kontrat durumun nedir?
İki yıl daha burada kalmak üzere Galatasaray ile yeni bir sözleşme imzaladım. Bu da burada mutlu olduğum anlamına geliyor. Ailem de burada mutlu, yani ayrılmak için hiçbir sebep yok. Burada insanlar beni seviyor ve ben de onları seviyorum. Bence daha uzun yıllar başarılı bir şekilde devam edebiliriz.
Son Dünya Kupasını 3. bitirmenin ardından Euro 2016’ya katılamayan bir Hollanda var. Sence Hollanda’ya ne oldu?
Tam olarak ne olduğunu söylemek zor. Sadece bir şeye bağlamak kolay değil. Ben çok daha büyük bir şey olduğuna inanıyorum. Çek Cumhuriyeti ile olan son maçımızdan sonra, uzun zaman önce milli takıma ilk gelişimi hatırlıyorum. Sadece birkaç yeni oyuncudan biriydim ve babam beni tesislere getirmişti. Arabadan indiğimde bunun muhteşem bir şey olduğunu hissettiğimi hatırlıyorum. Hatta gergindim de çünkü yıldızlarla dolu bir takıma katılan genç bir oyuncuydum. Tabii ki zaman geçtikçe yaşı büyük futbolcuların haliyle kalitelerinin düşmesi normaldir ve arkadan yeni bir jenerasyon gelir. Ama bu değişim çok hızlı, çok ani olursa takıma ve sonuçlara iyi bir şekilde adapte olmak kolay değil. İdeal olarak her zaman iyi ve tecrübeli oyuncularla genç ve yetenekli oyuncular arasında bir dengeniz olmalı – ve şu an için Hollandada bu iki jenerasyon arasında büyük bir fark var. 25-26 yaşlarında, katkı sağlayabilecek yeterli oyuncumuz yok. Şunu da söylemem gerek ki birçok turnuvada oynadım ve her zaman genç oyunculara şunu söylemeye çalıştım : “Bakın, milli takımla bu tunuvada olmak, bu mükemmel bir şey!” Ama bir şeyi istemekle çok istemek arasında fark var. Bazı yeni oyuncularımız arasında biraz bu duyguyu hissedemiyorum.
Hollanda, komşunuz Belçika gibi büyük bir yeniden yapılanma sürecine mi girmeli?
Belçika, çok iyi bir örnek. 5-6 yıl boyunca sıralamalarda hep alttalardı ve Avrupa ya da Dünya şampiyonalarına katılmadılar. Ama şu anda çok güçlü bir takımları var çünkü tüm bu zaman dilimi içerisinde yeni jenerasyonla yeniden yapılandılar. 10-12 yeni genç oyuncunuz varsa yetenek anlamında çok iyi olabilirsiniz ama bir takımınız olmaz. Belçika böyleydi. Bir çok genç ve iyi oyuncuları vardı ama yeni bir takım inşa edilene kadar biraz beklemek zorunda kaldılar. Bu yıllar alır, bir gecede olmaz. Ama şu anda Belçika dünyada bir numara. Hollandanın yapması gereken de bu. Ama aynı zamanda bunun iki,üç ya da dört yıl alabileceğinin farkında olmalıyız.
Van Gaal Manchester United’a gitmeyip kalsaydı bu geçiş daha yumuşak olur muydu?
Her zaman değişikliğin,bir şeyleri yenilemenin iyi olduğunu söylemek zor. Dünya kupası gerçekten çok yoğundu. İnsanlar Van Gaal’in felsefesi hakkında konuşuyor çünkü buna bağlı kalmalı, buna uymalısınız ama bu oyuncular tarafında büyük efor gerektiren bir şey. Sanırım muhtemelen hem biz oyuncular için hem onun için değişim için doğru zamandı. Fakat işlerin kötü gitmesindeki en büyük nedenin bu olduğunu düşünmüyorum.
Kariyerindeki diğer hocalar hususunda, İnter’den tanıdığınız Jose Mourinho’nun Chelsea’de son dönemde yaşadığı problemleri nasıl görüyorsun?
Mourinho, Mourinhodur. Her zaman geri dönecektir. Herkes bir oyuncu veya antrenör olarak zor zamanlar geçirebilir. Chelsea’de şuan herkes böyle bir zaman geçiriyor gibi görünüyor ama o bu durumdan çıkacakır. Bundan eminim. O, Avrupadaki en iyi menajer çünkü bir menajer sadece antrenörlükte değil her yönüyle takımın menajeri olur. Oyuncu ve rakibi analiz etmede her zaman çok iyi bir strateji ile gelir. Aynı zamanda bireysel anlamda da oyuncuların gelişimini sağlar. İyi bir futbolcu bile olsanız sizi daha iyi yapar. Oyun başlangıcında sadece 11 oyuncu seçebilirken tüm oyuncuları memnun etmek zordur ama o her zaman tüm oyunculara destek vermek için bir yol bulur ve onları yaptıkları iş konusunda daha iyi hissettirir. Kariyerimde bir çok iyi antrenörle çalıştım ama o eksiksiz biri. Onda her şey var.
Röportaj : Keir Radnedge / World Soccer