UEFA U19 Avrupa Şampiyonası – 2. Gün

UEFA U-19 Avrupa Şampiyonası’nda heyecanlı fakat beklenen sonuçların alındığı ilk günkü maçların ardından 17 Temmuz itibarıyla grup aşamasının ilk maçlarını 2 maç ile tamamladık. Günün ilk maçında Milli Takımımız, İngiltere karşısında stadyumdan 3-2 yenik ayrılırken hemen ardından oynanan mücadelede Ukrayna, güçlü Fransa karşısında 2-1’lik sürpriz bir skorla galip gelmeyi başardı.

Türkiye 2 – 3 İngiltere:

Finlandiya’da düzenlenen turnuvanın ikinci gününün ilk maçında Türkiye U-19 Milli Takımımız, İngiltere ile karşı karşıya geldi. Her birinin yeteneklerine ve potansiyellerine ulaşacağına inandığımız Milli Takımımız sahaya 4-4-1-1 dizilimiyle çıktı. Teknik direktör Vedat İnceefe tarafından tercih edilen bu dizilimde kullanılan kanat oyuncularının asıl mevkilerinin santrafor olması da dikkat çekilmesi gereken bir nokta (#11 Metehan Güçlü, #14 Ahmed Kutucu). Göze çarpan bir diğer önemli taktiksel tercih ise Trabzon’da daha sık kanatlarda ve serbest bir rolde oynarken gördüğümüz kaptan Abdülkadir Ömür’ün (#8) oyunda Fenerbahçeli Oğuz Kağan Güçtekin (#6) ile birlikte merkez orta saha oyuncusu olarak başlaması oldu. Gerçekten şaşırdığım hamle ise aslen defansif orta saha pozisyonunda oynayan Umut Güneş’in (#13) maça sol bek pozisyonunda başlamasıydı. Tüm bu tercihlere bakıldığında Milli Takımın 2. bölgede topa daha fazla hakim olmak isteyen, göbekteki oyuncuların yaratıcılığı ile topu ileri dörtlüye aktarıp pozisyon arayacağı bir oyun planı ile mücadele etmek istendiği anlaşılıyor. Hücum alanında bu tercihlerden beklenen katkı sağlansa da maalesef işin savunma yönünde ortaya konan bu taktiksel anlayışın bedelini savunma yerleşimindeki sıkıntılardan ötürü 3 gol yiyip mağlup olarak ödedik.

Söz konusu Milli Takımımız olduğundan her bir oyuncu hakkında ayrı ayrı yorumlarda bulunacağım:

Ataberk Dadakdeniz (#1 – Kaleci – Bursaspor): Maça alanına gelen toplara rahatça sahip olarak güven veren bir görüntü çizerek başladı. Yenilen üç golde de bireysel hatası olmamasına rağmen savunma hattını kontrol etme ve iletişim konusunda eksikleri olduğu görülüyor. Duran toptan bu kadar pozisyon verilmesinde İngiltere takımının becerisi ile teknik ekibin yeterince çalışmamasının yanında kalecinin de ceza sahası içinde savunma oyuncularını doğru yerleştirememesi önemli bir etmendir.

Mert Yılmaz (#2 – Sağ Bek – Bayern Münih II): Maçın Türkiye adına belki de en istikrarlı performans gösteren oyuncusuydu. Maç boyunca o kanadı sıkça zorlayan Tavernier karşısında geçilmeden duran genç oyuncu, geriden pasla çıkma konusunda önemli bir rol alırken hücum alanında sağ iç koridordan yaptığı bindirmelerle ceza sahasında sıkça pozisyona girdi ve maçın en iyilerinden birisi oldu.

Alpay Çelebi (#5 – Stoper – Beşiktaş): Maç içinde İngiliz oyuncuların golle burun buruna gelmelerini yaptığı kritik müdahaleler ile engelleyen Alpay, çoğu pozisyonda Tavernier’i savunmada Mert Yılmaz’a yardıma iyi gelemeyerek geçildi. Bunun yanında yenilen ilk golde duran top savunmasında Ahmed Kutucu ile alan paylaşımı konusunda anlaşamayıp rakip stoper Tantanga’nın araya iyi girerek gol yemelerine sebep oldu. Savunma pozisyonu alma ve çeviklik yönü eksik özelliklerinden.

Gökay Güney (#4 – Stoper – Galatasaray): Savunma aksiyonlarında Alpay kadar bulunmasa da oyun kurma yönünde önemli bir role sahipti Gökay. Türkiye’nin topa hakim olduğu anlarda gelen baskıya rağmen soğukkanlı bir şekilde oynamaya devam eden oyuncu, özellikle oynadığı tarafta half-space bölgesinden gelen pozisyonlarda sol bek Umut Güneş ile iyi bir savunma performansı gösteremediler. Yenilen 2. ve 3. goller direkt onun bölgesinden gelişti. 2. golde Brereton’u arkaya kaçırarak gol yenmesine sebep oldu.

Umut Güneş (#13 – Sol Bek – Stuttgart II): Takımın belki de Ahmed Kutucu ile birlikte en kötü oynayan oyuncusuydu. Sakatlıklar nedeniyle kendi bölgesinde (defansif orta saha) oynamıyordu, bu yüzden çok iyi bir performans vermesini beklemek haksızlık olurdu fakat defansif açıdan hiçbir katkıda bulunamadı takımı adına. Son golde müdahale zamanlaması ve şeklini doğru ayarlayamaması nedeniyle Embleton’dan çok kolay bir vücut çalımı yiyip gol yenmesine sebep olan oyuncu 2. golde de savunmada Gökay ile anlaşamayarak Brereton’un rahatça yanından geçip kaleye gitmesine izin verdi.

Ahmed Kutucu (#14 – Sağ Kanat – Schalke 04 U19): Az önce bahsettiğim üzere çok kötü bir gün geçirdi Ahmed. O da alışılmışın dışında (santrafor) sağ kanatta mücadele etti maç boyunca. Hücum alanında teknik becerileri göze çarpan oyuncu buna rağmen somut olarak bir katkı sağlayamadı ve yerini Doğukan Sinik’e bıraktı. Asıl savunma yönünde oyunun her pozisyonda geçilen, müdahale etmek adına bir çaba sarf etmeyen oyuncu, ilk golün yenmesinin de bir numaralı sorumlusuydu.

Abdülkadir Ömür (#8 – Merkez Orta Saha – Trabzonspor): Milli Takımımızın kaptanı ve en yüksek değere sahip oyuncusu olan Abdülkadir, Trabzon’da daha fazla kanatta ve daha serbest bir rolde oynamaya alışmışken bu maçta sahaya orta sahasının göbeğinde çıktı. Yeteneği bu turnuvada mücadele eden pek çok oyuncunun üzerinde olan genç yetenek bu maçta da iyi bir performans gösterdi. 2. bölgede top dağıtımında bir numaralı istasyon olan Abdülkadir, Milli Takımımızın attığı 2. golde de savunmanın hatasını iyi değerlendirerek Metehan Güçlü’ye gol pasını verdi ve skora katkıda bulundu. Fakat yine de Abdülkadir’in merkezde oynamasının onun yeteneklerini sınırladığını, kanatta oynatılmasının ondan daha fazla verim alınmasının önünü açacağını düşünüyorum.

Oğuz Kağan Güçtekin (#6 – Merkez Orta Saha – Fenerbahçe): Oğuz Kağan maça Güven Yalçın’a aktardığı, savunma arkasına atılan asistle başladı. Bunun yanında yine orta sahada hazırlık paslarını aktarmada savunma ile ilk kontağı kuran genç orta saha, sonrasında daha fazla defansif görevleri başarıyla yerine getirdi. İkinci yarıda geride olan Türkiye daha fazla öne yüklenip gol aramaya başladığı dakikalarda yerini Rahmetullah Berişbek’e bıraktı.

Metehan Güçlü (#11 – Sol Kanat – PSG II): Aynı Ahmed gibi maça kendi pozisyonundan (santrafor) farklı bir bölgede başlayan Metehan, aslında golü attığı dakikaya kadar sahada fazla bir etkinlik yaratamadı. Türkiye iki forvet özellikli oyuncuyu kanatta oynatarak hücumda daha fazla tehlike yaratmayı amaçladı fakat bu tercih topu 2. bölgeden rakip ceza sahasına taşıma konusunda ciddi aksaklıklar yarattı. Metehan özellikle ilk yarıda bu yüzden etkisiz gözüktü ancak ikinci yarıda Abdülkadir’in fırsatçılığı ile doğan pozisyonda kale önünde topu ağlara gönderdi ve takımımızın ikinci golünü attı. Ancak maçın sonunda neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde ikinci sarıdan kırmızı kart görerek bir sonraki maçta cezalı konuma düştü.

Muhayer Oktay (#10 – Ofansif Orta Saha – Fortuna Düsseldorf II): Muhayer bu maçta Türkiye adına en iyi performans gösteren oyunculardan biri oldu. Topu ileri aktarmakta takım olarak sorun yaşasalar da topu aldığı anda kanatlara ve iç koridor bölgelerine servis ettiği toplarla, uzaktan çektiği şutlarla kale önünde ve çevresinde çok etkili bir oyun gösterdi. Her zaman için hücum alanında Milli Takımımızın en önemli oyuncularından biri olarak turnuvada daha fazla şey yapmasını beklediğimiz isimlerden biri Muhayer. Daha fazla topla buluşturulabilirse hem Milli Takımımız hem Muhayer daha fazla pozisyona girecektir.

Güven Yalçın (#9 – Santrfor – Beşiktaş): Turnuva öncesinde de takip ettiğimiz oyunculardan olan Güven maça ana forvet olarak başladı. Başlar başlamaz Oğuz Kağan’ın harika pasıyla savunma arkasına hareketlenen Güven iyi bir kafa vuruşuyla kaleci Balcombe’yi mağlup ederek takımını 1-0 öne geçirdi. Sonrasında ceza sahası çevresinde buluştuğu toplarla uzaktan şut denemelerinde bulunan Güven ciddi anlamda fiziksel kapasitesini kullanarak rakip stoperler Chalobah ile Tantanga’yı zorladı. Türkiye, oyun kurma planını değiştirip 3. bölgeye topu daha hızlı aktarması halinde Güven de daha fazla pozisyona girecektir.

Doğukan Sinik (#7 – Sol Kanat/Ofansif Orta Saha – Antalyaspor): İkinci yarıda etkisiz kalan Ahmed Kutucu’nun yerine oyuna dahil olan Doğukan, topu ileri taşıma konusunda Milli Takımımıza bir nebze katkıda bulundu denebilir. Belli bölümlerde çift forvete dönen Türkiye’de forvet arkasında da oynayan Doğukan’ın kısa sürede teknik becerisini sahaya yansıttığını söyleyebiliriz. Rotasyon adına değerli bir oyuncu olduğunu aldığı sürede sahaya yansıttı milli oyuncu.

Rahmetullah Berişbek (#20 – Sağ kanat – Gençlerbirliği): Ay Yıldızlıların gol için bastırdığı dakikalarda Oğuz Kağan yerine oyuna girerek hücum etkinliğini bir tık daha arttırmayı hedefledi Vedat İnceefe bu değişiklik ile. Belli ölçüde genç oyuncudan istediği katkıyı yaptığı başarılı top sürmeleri ile alsa da skor oluşturma anlamında beklentileri fazla karşılayamadı. Bitiricilik ve son pas noktasında kendini geliştirmeli

Maçı 3-2‘lik skorla galip kapatan İngiltere U-19 Milli Takımı, maç boyunca iki ana hücum planlı üzerinden atak yapmayı denedi. Bunlarda ilki ve en sık kullandıkları sol kanatta oynayan Marcus Tavernier (#8) üzerinden kaleye gitmeye çalışmaları oldu. Sol bekte mücadele Adam Lewis’in (#3) de bindirmeleriyle özellikle ilk yarıda sol koridoru çok iyi kullanan İngiltere, ilk golü de sol kanattan gelen bir duran top organizasyonu ile attılar. Ayrıca Türkiye’de sol bek pozisyonunda oynayan Umut Güneş’in kendi bölgesinde oynamamasını maç içinde iyi okuyan İngilizler, 2. ve 3. gollerini Embleton ve Brereton ile o bölgeye atak edip buldular. Savunmada 2. Bölgedeki kompakt yerleşimleri sayesinde Milli Takımımızın 3. bölgeye geçişini büyük ölçüde engellemeyi başardılar. Ancak savunma hattındaki bireysel bir iki hata onlara 2 gole mal oldu.

Takip edilmesi gereken oyuncular ise savunmadaki lider kaptan Chalobah, özellikle önerdiğim sol kanat oyuncusu Tavernier ile sağ kanatta oynayan ikinci golün sahibi Brereton.

Maçın Oyuncusu: Marcus Tavernier

En İyi Üç Oyuncu: Mert Yılmaz
Ben Brereton
Trevoh Chalobah

Hayal Kırıklığı: Ahmed Kutucu

Fransa 1 – 2 Ukrayna:

Günün ikinci maçında Türkiye saatiyle 20.30’da oynana maçta kâğıt üzerinde belki de turnuvanın en güçlü takımı olarak gösterilen Fransa ile ne yapacağı açıkçası önceden kestirilemeyen Ukrayna karşı karşıya geldi. Fakat futbolun büyüleyici yanı devreye girdi ve Ukrayna yalnızca 3 hücum oyuncusuyla “Avengers” diye tabir edebileceğimiz Fransa kadrosunu 2-1 mağlup etmeyi başardı.

Açıkçası değerlendirme yapmaya Ukrayna takımından başlamak istiyorum. Bunun nedeni yalnızca 2 gün önce dünyanın en iyi takımı olduğunu kanıtlamış Fransa A Milli Takımının geleceğini oluşturduğunu düşündüğüm bu jenerasyon ilk maçta beni hayal kırıklığına uğrattı.

Ukrayna Milli Takımını değerlendirmeye geçeceksek bahsedeceğimiz ilk isim Vladyslav Supriaha (#11) olmalı. Doğruyu söylemek gerekirse turnuva başlamadan önce kadroları değerlendirirken Ukrayna kapalı kutu görüntüsündeydi. Shaktar, Dinamo Kiev ve Dnipro takımlarının altyapı oyuncularının çoğunluğunu oluşturduğu takımda takip edilebilecek oyuncular arasında yalnızca 2 oyuncu dikkatimi çekmişti, santrfor mevkiinde oynayan Supriaha ile sol bek Mykolenko (#5). Supriaha tahminlerimi doğru çıkartmayı bırakın, Scamacca ile birlikte turnuvanın en iyi forvet performansını ortaya koydu. Takımının hücumda lideri olan genç oyuncu, Fransa’nın tercih ettiği yüksek pres karşısında bloku kolayca kırıp takımca tehlikeli kontra ataklara çıkılmasındaki hedef oyuncu rolünde mücadele etti. Aşılan her presin ardından koşu yoluna atılan paslarda Fransa savunmasını fizik kapasitesi ile çevikliğini kullanarak bir bir döken oyuncu maçta bu şekilde ceza sahasına yaptığı koşularla sayısız pozisyona girdi. Öyle ki takımın en değerli oyuncusu stoper Malang Sarr’dan kaptığı top ile gördürdüğü kırmızı kart gerçekten bir şaheser olarak sayılabilir. Kesinlikle benim adıma maçın oyuncusu oldu kendisi.

Supriaha’nın dışındaki muhteşem üçlünün skora katkı yapan elemanları Tsitaishvili ile Buletsa’dan da bahsetmemek olmaz. Maçın belki de en hareketli oyuncusu olan sağ kanatta mücadele eden Tsitaishvili, neredeyse Ukrayna’nın geliştirdiği bütün ataklarda etkin rol oynadı. İlk golün sahibi 2000’li oyuncu, ceza sahası içinde gerçekten vuracak açısı olmamasına karşın topu iğne deliğinden geçirerek ağlara yolladı. Supriaha ile uyumu da maç boyunca Ukrayna’ya hep olumlu etki yaptı. Çok çabuk ve kıvrak bir oyuncu olan genç kanat oyuncusunu turnuvada özelinde iyi işler yapabileceğini düşünüyorum.

Son olarak 2. golün sahibi Buletsa’dan (#10) da bahsederek Fransa’yı yıkan hücum üçlüsünü tamamlamak istiyorum. Üçlünün daha çok savunma presinin aşılmasında gerideki pas istasyonu görevini üstlenen oyuncu bu sayede Ukrayna akınlarının mimarı oldu diyebiliriz. Temposuz ve tekdüze giden bir maçta dizginleri eline alan sol kanat oyuncusu son dakikalarda sol kanattan yaptığı atakla savunmasını bomboş bırakan 10 kişi kalmış Fransa’nın biletini kesti ve maçın skorunu belirledi. Bu bakımdan Buletsa – Supriaha – Tsitaishvili hücum hattı, harika kurgulanmış ve rollerin iyi dağıtılmış olduğu bir üçlü hale dönüşmüş, bu da kâğıt üzerinde mükemmel fakat sahada fazlasıyla dağınık olan Fransa’yı mağlup etmelerini sağladı.

Fransa U-19 takımı ise turnuvaya çok büyük beklentilerle gelen bir takımdı. Kadrosunda Maolida, Sarr, Gouiri, Adli, Guitane gibi Fransa Ligue 1 tecrübesine sahip çok fazla oyuncu barındıran Fransa, Ukrayna karşısında doğal favori konumundaydı. Ancak işler maç öncesi tahminleriyle uyuşmadı ve Fransa, turnuvanın ilk sürprizine imza atarak Ukrayna karşısında mağlubiyeti tattı. Açıkçası Fransa’nın kadro kalitesine göre tercih ettiği oyun planı yeterince tatminkâr değildi. 3.bölgede yaptığı yüksek pres sonucu kaptığı toplarla sonuca gitmeye çalışan Fransa takımı, her seferinde Ukrayna tarafından çok kolay geçildi ve pozisyon yedi. İlk golde hiç olmayan pozisyondan golü kalesinde gören Fransa, ikinci golde de savunma emniyetini en kötü şekilde bırakarak kontra ataktan golü kalesinde gördü.

Fransa adına maç boyunca olumlu konuşabileceğimiz yalnızca 2 nokta ve oyuncu bulunuyor. Bunlardan ilki Fransa’nın tek golünde ortanın açıldığı bölgenin “Golden Zone” adı verilen 6 pas ile ceza sahası çizgisi arasında yer alan bölgeye yapılmış olması Fransa’nın bu atak organizasyonuna çalıştığını gösteriyor. Golü atan Guitane (#10) ise bu bölgeye geriden gelerek yaptığı sürpriz koşu ile pozisyonu savunma tarafından durdurulması güç bir hale soktu ve ağları buldu.

Bahsedebileceğimiz son iyi nokta ise orta sahada görev alan Soumaré’nin (#20) Fransa adına orta sahada mükemmel bir oyun sergilemesi. Adeta bir oyunun bölüm sonu canavarı gibi savunmada geçilmesi çok güç, mücadelelerden yüksek yüzdeyle galip çıkan oyuncu hücumda da hücum oyuncularına atak edebilecekleri alanı açmada çok başarılıydı. Ancak Fransa totalde bu kadroyla daha iyi performans sergilemeliydi. Hayal kırıklığı oldular.

Maçın Oyuncusu: Vladyslav Supriaha

En İyi Üç Oyuncu: Giorgi Tsitaishvili
Sergiy Buletsa
Boubakary Soumaré

Hayal Kırıklığı: Fransa Milli Takımı

En İyi 11: