Dünya Kupası’nın sona ermesiyle 2018-2019 sezonuna tüm hızıyla bir geçiş yaptık. Avrupa’da altyapı turnuvalarının oynandığı yaz aylarından şu anda içinde bulunduğumuz temmuz ayında başlayan ilk turnuva U-19 Avrupa Şampiyonası oldu.
Finlandiya’nın ev sahipliğinde gerçekleşen turnuvanın ilk günü iki keyifli maça sahne oldu. A grubunda yer alan 4 takımdan günün ilk maçında çok fazla potansiyele sahip Norveç ile 2016 U-17 Avrupa Şampiyonu kadrosuyla buraya gelen Portekiz karşılaştı. Bu mücadele Portekiz’in 3-1’lik galibiyeti ile noktalandı. Türkiye saatiyle 20.00’da başlayan günün ikinci maçındaysa ev sahibi Finlandiya ile kadrosunda Serie A ve Serie B’nin genç yıldızlarını barındıran İtalya karşılaştı. Bu karşılaşma ise İtalya’nın 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlandı. Dilerseniz bu maçlarda yıldızlaşan, beklentilerin altında alan ve sürpriz oyuncuları incelemeye geçelim.
Norveç 1 – 3 Portekiz:
Kadrosunda pek çok potansiyelli oyuncuyu barındıran Norveç, pek çok futbolsever tarafından heyecanla beklenen bir takıma sahip. Faye Lund, Ostigaard, Vetlesen, Haland, Botheim gibi merak uyandıran oyuncuları kadrosunda bulunduran Norveç, Portekiz maçına da beklenildiği gibi oyunun kontrolünü eline alarak başladı. Ancak ne kadar oyun hakimiyetine sahip olsa da skora bir türlü ulaşamadığından ötürü maçtan mağlup ayrıldı. 2 kanat bekli 5-3-2 dizilimiyle sahaya yerleşen takımda en fazla öne çıkan oyuncu beklenildiği üzere Hugo Vetlesen oldu.
7 numaralı formasıyla orta sahanın göbeğinde mücadele eden oyuncu takımı sahada tutan isimlerin belki de başında geliyordu. Geçiş savunmasında rakip takım orta sahayı geçtiği anda karşılayan ilk oyuncu olan Vetlesen, takımı topu kazandığı anda da topu ileri taşıyan belki de yegâne isimdi. Ancak takımın dizilimi nedeniyle forvet hattı ile savunma blokunun arasının gereğinden fazla açılması, Vetlesen’in her ne kadar iyi bir performans gösterse de takımı adına yetersiz kaldığı noktalar oldu. Bu noktada Norveç’in Vetlesen’i daha verimli kullanacağı bir oyun planı üzerinde çalışması kendi adlarına olumlu sonuç doğuracaktır.
Norveç U-19 dediğimiz zaman Erling Braut Haland’ın ismini anmamak olmaz. Galatasaray dahil olmak üzere pek çok Avrupa kulübünün radarında olan 2000 doğumlu forvet oyuncusu maç içinde sıkça kendinden söz ettirdi. Eleme turlarını 9 golle gol kralı olarak tamamlayan oyuncu, gerektiğinde 2. bölgeye gelip top dağıtımına katkıda bulunan, ceza sahasına koşuları ile sürekli bir tehdit oluşturan genç forvet bu maç biraz şanssızdı diyebiliriz. Direkle arası barışmayan oyuncu eğer daha sık tehlikeli noktalarda topla buluşma imkânı yakalarsa ağları en kısa sürede sarsacağı konusunda kimsenin bir şüphesi olmasın.
Norveç takımında dikkat çeken bir diğer oyuncu ise 3 numaralı forması ile sol bek mevkiinde mücadele eden Kongo asıllı oyuncu John Kitolano oldu. İlk bakışta boyunun kısa olmaması göze çarpsa da mücadele gücü, topu taşıyarak oyun kurma alanına verdiği katkı ile defansif mücadelelerinin zamanlamasının iyi olması onu öne çıkarıyor ve takip edilmesi gereken oyuncular arasına koyuyor.
Portekiz takımı ise 2016’da şampiyon olduğu U17 Avrupa Şampiyonası’ndaki ekipten kaleci Diogo Costa, Ruben Vinagre, Florentino, Quina, Jota, Joao Gomes gibi pek çok isim ile devam ederek Finlandiya’ya geldi. Turnuvanın favorilerinden olan Portekiz, maça tutuk başlasa da biraz şans biraz fırsatçılık sayesinde 3-1 gibi net bir skorla sahadan galip ayrıldı. Maça damga vuran isim ise 1999 doğumlu sağ kanat oyuncusu Francisco Trincao oldu.
Braga altyapısında mücadele eden 18 yaşındaki kanat oyuncusu maçı 2 gol 1 asist ile tamamladı. Tam bir dribbling ustası olan oyuncu, ceza sahası çevresinde sürekli gezinerek pozisyona girmeye çalıştı, sonucunda da iki gole imza attı. Braga’nın B takımında da sıkça süre bulan oyuncu karar verme mekaizmasını geliştirdiği takdirde yakın zamanda büyük takımların radarında izleyebiliriz oyuncuyu.
Portekiz’de bir diğer dikkat çeken oyuncu ise West Ham United’ın yedek takımında forma giyen orta saha oyuncusu Domingos Quina oldu. Altyapı futbolunu takip edenlerden çoğunun ismine aşina olduğu Quina, iç koridoru (half-space) kullanarak yaptığı top sürmeleri ile Vetlesen ile Frederiksen’i oldukça zorladı. Oyun kurma yönünü biraz daha geliştirirse turnuvanın gizli kahramanlarından olacaktır.
Maçın Oyuncusu: Francisco Trincao
En İyi Üç Oyuncu: Domingos Quina
Hugo Vetlesen
Florentino
Hayal Kırıklığı: Joao Filipe / Jota
Finlandiya 0 – 1 İtalya:
Günün ikinci maçında ev sahibi sıfatıyla yaklaşık 5500 kişinin karşısına çıkan Finlandiya takımı, Veikkausliiga’nın (Finlandiya 1. ligi) tüm hızıyla devam ediyor olması nedeniyle aslında turnuvaya hazır bir takım olarak geldi. Özellikle son 3 yılda Finlandiya profesyonel liglerinde oynatılan genç oyuncu sayısı ve verilen sürelerdeki artış altyapı milli takımlarına önemli ölçüde yansımakta. Kadroda Veikkausliiga’da düzenli mücadele eden pek çok oyuncu olduğu gibi genç yaşta yurt dışının yolunu tutmuş oyuncularla harmanlanmış olan kadro, kağıt üstünde diğer rakiplerden geride gözükse de her an her takıma sıkıntı yaşatabilecek bir konum taşıyorlar. Finlandiya’nın en göze çarpan oyuncusu ise 2000 doğumlu orta saha oyuncusu Jaakko Oksanen oldu.
Geçtiğimiz ocak ayında İskandinav pazarını en iyi bilen takımlardan olan Brentford’un genç takımına transfer olan genç orta saha sıradan bir gözle izlerseniz fark edemeyeceğiniz fakat takımının her hücumunda topa en az bir kez dokunan, uzun ve kilit pasları ile takımını sayısız gol pozisyonuna sokan oyuncunun Finlandiya için nasıl bir önem ifade ettiğini ancak dikkatli izleyicilerimiz fark edeceklerdir. Orta sahanın biraz ilerisinde konumlanarak top isteyen ve ardından alıp kanatlara servis yapan oyuncu Fin takımının ana arteri olmuş durumda. Bu sürpriz performans ismini not almamıza sebep olmuştur.
Mavi Beyazlılarda bugün sahaya çıkan bir başka yetenekli oyuncu ise favori oyuncularımdan olan 9 sırt numaralı forvet oyuncusu Eetu Vertainen oldu. Fizik kapasitesinin genişliği, maç içinde sıkça kendine pozisyon yaratacak koşularda bulunması ve pozisyona girmesi onun olumlu yönlerinden. O fiziğe rağmen kalburüstü bir tekniğe sahip olması da onu özel kılan becerilerinden. Maç içinde sıkça birebir pozisyonlarına giren genç oyuncu yakaladığı fırsatlardan dan bir tanesini atsaydı maç farklı bir noktada olabilirdi ki İtalya’nın golü Vertainen’in kaçırdığı iki net gol pozisyonunun hemen ardından geldi. Ceza sahası içindeki pozisyon bilgisini arttırdığı takdirde o da sağlam bir potansiyel.
Son olarak kaleci Leislahti’nin performansına da değinmeden olmaz bu maçı konuşurken. Finlandiya bu maçta puan veya puanlar alabilseydi gol sahiplerinden önce kutlanacak ilk isim kaleci Rasmus Leislahti olurdu. Özellikle ilk yarıda takımının kötü savunma kurgusu ile adeta tek başına savaşan oyuncu yaptığı enfes refleks gerektiren kurtarışları ile izleyenleri kendine hayran bıraktı. Yine savunma hatası nedeniyle gelen gol olmasaydı muhtemelen maçın adamı olarak onu seçebilirdik ki turnuvanın en iyi kalecilerinden olmaya aday bir isim kendisi
İtalya takımına baktığımızda ise kağıt üstünde turnuvanın favorilerinden birini görüyoruz. Kalede Milanlı Plizzari, Zanandrea, kaptan Melegoni, Tonali, Pinamonta, Scamacca gibi Serie A ve Serie B tecrübesine sahip genç oyunculara sahip takımın yedeklerinde daha Brignoli, Bellanova, Moise Kean gibi isimler de bulunması takımın kuvvetini gözler önüne seriyor.
Maçı kazanan İtalya özellikle ikinci yarıda olmak üzere Finlandiya’nın oyununa yetişemedi fakat Plizzari’nin kalede devleşmesi, Scamacca’nın savunmayı yerle bir etmesi ile Melegoni’nin orta sahadaki maestrotik oyun karakteri sayesinde skoru bulup korumayı başardılar. Scamacca ile Pinamonta bu seviyeler için korkutucu bir hücum ikilisine sahip ancak henüz istenen golleri atamamış durumdalar. Belli bir noktadan sonra oyuna fazla asılmamış olsa da İtalya’nın böyle turnuvalarda her an her şeyin olabileceğinin bilincinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Scamacca’nın azmi ile birleşince çok iyi bir hücum silahı kazanmış oluyorsunuz böylelikle.
Maçın Oyuncusu: Jaakko Oksanen
En İyi Üç Oyuncu: Gianluca Scamacca
Rasmus Lesilahti
Gianmaria Zanandrea
Hayal Kırıklığı: Saku Ylatupa
En İyi 11:
Turnuvanın ilk gününe ve sizlere ilk iki maçta oynayan oyunculardan oluşan en iyi 11 oyuncuyu sunarak veda edelim. Yarın Milli Takımımızın Türkiye saatiyle 18.30’da karşılaşacağı İngiltere maçı öncesinde sizlerle buluşmak dileğiyle hoşça kalın.