TÜRKİYE’DE SCOUTING
Ülkemizdeki kulüp başkanları son dönemlerde hiç olmadığı kadar ‘scout’ kelimesini zikretmeye başladılar. Avrupa’nın çok gerisinde olsak da birkaç yıldır kulüplerin bu konuda adımlar attığını görüyoruz. Ancak ekip seçimi, organizasyon şeması ve sistemin işlerliği hususunda problemler olduğu için henüz beklenen verimlilik sağlanabilmiş değil. Bunun yanı sıra futbol kamuoyunda da ‘scouting’ algısı büyük yanlışlar içeriyor. Scouting işinin sadece genç ve bilinmeyen oyuncu bulmak olduğu görüşü bu yanlışların başında geliyor. Dolayısıyla yaşı ilerlemiş oyuncu transferinin de scouting ile alakası olmadığı düşünülüyor. Kariyeri iyi olan ve isim olarak zaten bilinen oyuncuyu scout etmenin yani izleyip raporlamanın gereksiz olduğu da fazlasıyla yapılan yanlışlardan bir diğeri.
İzleyici Antrenörlük
Scout ve scouting kelimelerinin sözlük anlamları ‘izci, avcı, keşif yapma, keşfe çıkma’ gibi kelimelere karşılık geldiği için yukarıda belirttiğim hatalara düşülüyor olabilir fakat bunları doğrudan terim anlamıyla almak yerine uluslararası futbol terminolojisindeki karşılığını dikkate almak gerekir. Buradan hareketle ortaya çıkan en kapsayıcı ve doğru terimin izleyici antrenör-izleyici antrenörlük olduğunu söyleyelim. İzleyici antrenörlük de kendi içinde birkaç gruba ayrılır. Bunlar; A takım scoutingi, Akademi-Alt yapı scoutingi, opposition scouting denilen rakip takım izleyiciliği ve hatta zaman zaman antrenör scoutingi.
Keşif tabiri daha ziyade Akademi-Alt Yapı scoutingi içerisinde kullanılmalıdır. Burada yapılan şey, kulüplerin alt yaş gruplarına potansiyel bulmaktır. Bu da kısaca futbolcu ‘adayının’ mevcut yeteneğini doğru yorumlamak, erişebileceği potansiyeli tahmin etmek ve buna bağlı olarak oyuncunun teknik, fiziksel ve zihinsel olarak geliştirilebileceği ihtimalini kestirebilmek suretiyle seçim yapmak demektir. Kritik olan ise şudur: alt yaş grupları için bir seçme organizasyonunu düşünün. Seçime tabi tutulan 50 çocuğun arasındaki en yetenekli 10 çocuğu futbolla az biraz ilgili herkes fark edebilir. Keza en yeteneksiz 10 çocuğu da böyle. Ama arada kalan 30 çocuk arasından geliştirilebilir potansiyeli fark edebilmek bu işin püf noktası ve scoutu farklı kılan becerisidir.
A takım scoutingi oynatılan ve oynatılması düşünülen oyun içerisinde stratejik açıdan ihtiyaç duyulan tipe “en uygun” oyuncuyu tarayıp tespit etmektir. En mühim husus saha içiyle doğrudan ilgili olan oyuncunun temel profilidir. Bu da oyuncunun teknik özellikleri, fiziksel özellikleri ve zihinsel (oyun algısı ve kişilik) özelliklerinin ihtiyacı karşılayıp karşılamayacağının irdelenmesinden geçer. Birincil vazifesi olmasa da piyasa takibi dolayısıyla maliyet analizi de yapabilmeli bir scout. Kulübün mali şartlarını göz önünde bulundurup ona göre izleme ve raporlama yapmalı. Yani piyasa değeri 20 milyon Euro olan oyuncuyu toplamda 5 milyon Euro transfer bütçesi bulunup 5 tane de transfer ihtiyacı olan takıma önermemeli! Hem teknik açıdan hem de mali açıdan doğru ismi bulabilmek için scoutun bünyesinde birtakım yetenekleri ihtiva etmesi ve çalıştığı kulübün scouting mekanizmasının doğru işlemesi elzem. Peki gerekli yetenek ve doğru organizasyon şeması nasıl olabilir?
Oyuncu Gözü
Scoutun oyuncuyu değerlendirme kriterleri olabildiğince fazla ve kapsamlı olmalıdır. Bu iş “Oyuncu sağ kanatta oynuyor. Hızlı ve teknik bir oyuncu.” tadında kısa, basit nitelemelerle açıklanacak kadar kolay bir iş değil. Temel vasıfların yanı sıra detay değerlendirme yapabilmelidir. Futbol branşına özgü niteliklerle beraber genel sporcu karakteristiğine hakim olmalıdır. Bu fiziksel ve zihinsel değerlendirmenin daha sağlıklı olması için gereklidir. Bunların dışında mevkiye özel nitelikleri iyi yorumlamak ana husustur. Bu nedenle futbolda dönemin dinamikleri, değişen ve gelişen stratejiler içerisinde farklılık arz eden oyuncu rolleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Scout sosyal zeka, algılama kapasitesi, odaklanma, hayal gücü ve yazılı/sözlü ifade yeteneği konularında etkili olmalı, kendini bu konularda geliştirebilmelidir. Teknik anlamda ne kadar donanımlı olursa olsun oyuncuyu en kısa sürede, en doğru biçimde analiz edebilmek ve yaptığı analizi en doğru şekilde raporlayabilmek/aktarabilmek için bu hususlara ihtiyaç duyar. Bilimsel ve teknolojik gelişimlere adapte olabilmeli, bunları en doğru şekilde kullanabilmelidir. Oyuncu datası oluşturabilmek ve bunları kategorize edebilmek için modern programları kullanabilmek kesinlikle büyük avantaj sağlamakta. Günümüzde oyuncu analizi için istatistikler çok önemli bir dayanak oluşturuyor. Bir scout, raporunu mutlaka doğru yorumlanmış istatistiklerle desteklemelidir.
Oyun Gözü
‘Oyuncu gözü’ ile alakalı vasıfların yanı sıra bütünün bir diğer parçası olan ‘oyun’ var. Oyuncuyu doğru yorumlamak oyun bilgisine haiz olmakla direkt ilgilidir. Başlangıçta bu işin uluslararası terminolojideki karşılığının ‘izleyici antrenörlük’ olduğunu belirtmiştim. Evet, bu bir antrenörlüktür ve dolayısıyla benzer donanıma sahip olmayı gerektirir. Dizilişler, formasyonlar, stratejiler, taktik varyasyonlar hakkında bilginiz ve fikriniz yoksa; oyunu algılayamıyor, saha içinde nelerin döndüğünü fark edemiyorsanız; takip ettiğiniz oyucunun ligini, takımını, takım arkadaşlarını, teknik direktörünü tanımıyor veya bunlarla ilgili araştırma yapmıyorsanız oyuncuyu doğru değerlendirme ihtimaliniz çok düşüktür.
Oyunla ilgili hususlara hakim olmanın bir diğer sebebi ise çalışılan takımın oyununa uygun oyuncuyu tespit edebilmektir. Bu nedenle bir scout, çalıştığı takımın saha içi organizasyonuna o takımın analisti kadar aşina olmalıdır. Bu sayede takip ettiği oyuncunun önereceği takımın oyun yapısı içerisinde neleri yapıp neleri yapamayacağını kestirebilecektir.
Scoutu da scout etmek gerek!
İfade etmeye çalıştığım üzere scout seçimi için göz önünde bulundurulması gereken birçok beceri var. Yani düşünüldüğü kadar basite indirgenecek bir meslek değil. Dolayısıyla seçimi yaparken liyakat esas alınmalı ve doğru kişiler tercih edilmelidir. Bir nevi scout seçimi yaparken de scouting yapmak ve doğru ismi bulmak gerek. Ülkemizdeki scouting yapılanmaları içerisinde en eksik taraflardan birisi bu diyebilirim. Bu işle haşır neşir olan ve ideali bu mesleği icra etmek olan bireyler gelişimlerine fazlaca önem vermeliler. Bu işin mahareti bilmem kaç saatlik sertifikasyon programına katılmak değil. Futbolun hemen hemen her alanında olduğu gibi sadece eski futbolcu olmak hiç değil. Bambaşka bir beceri…
Bir diğer problem organizasyon şeması ve işleyiş. Ülkemizde scout ekipleri yöneticilere bağlı olarak iş görmekteler. Teknik ekip ile koordinasyonları çok zayıf. Birçok yapıda scout ekip şefi ile A takım teknik ekibi arasında ciddi bir kopukluk var. Hatta bazılarının teknik ekip ile neredeyse diyaloğu bile yok. Hal böyle olunca mekanizma doğru çalışmıyor. Bu nokta da Başakşehir doğru olarak örneklendirilebilecek bir yapıya sahip. Scout ekibi doğrudan teknik direktör Abdullah Avcı’ya bağlı. Hatta scoutlar antrenmanlara ve zaman zaman kamplara dahi katılıyorlar. Ülkemizde teknik ekiplerin hepsi Abdullah Avcı kadar şanslı olmadıkları ve sürekli bir sirkülasyona maruz kaldıkları için bu yapı işlemiyor olabilir ancak Sportif Direktör veya Futbol Direktörü olarak adlandırılan pozisyon tam olarak bu köprü ve koordinasyon işleri için var. İhtiyacı doğru belirlemek ve ihtiyaca uygun oyuncuyu tespit etmek adına bu diyaloğun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi şart. Bütün bu organizasyonu tesis edecek merci de yönetimler…
35 Yaşındaki Oyuncu Scout Edilebilir
Scoutingin sadece genç ve bilinmeyen oyuncu bulmak olduğu gibi bir yanlış algı var futbol kamuoyunda. Geçtiğimiz günlerde Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in ‘Gomis scout ekibimiz tarafından beğenildi’ açıklaması sonrasında özellikle sosyal medyadan eleştiriler gelmişti. Eleştirilerin birleştiği nokta ise ‘Gomis’i bulmak, beğenmek için scout olmaya gerek yok’ şeklindeydi. İlk düğme son düğme örneğindeki gibi izleyici antrenörlüğü salt genç ve bilinmeyen oyuncu bulmak olarak idrak ederseniz yüksek kariyer ve yaşa sahip oyuncu transferinin scout ile alakalı olamayacağını düşünürsünüz. Bu mantıkla “Belli bir yaşa ve kariyere sahip her oyuncu iyidir; hiç izlenmeden, analiz edilmeden transfer edilebilir.” demiş oluyorsunuz. Bu doğru bir bakış açısı değil ne yazık ki. Oyuncu her ne kadar bilinen bir oyuncu olsa da son durumu, mevcut fiziksel-zihinsel yapısı, takımın oynayacağı formasyon içerisinde ihtiyaç duyduğu profille örtüşüp örtüşmeyeceği, hocanın tarif ederek istediği modelle uyuşup uyuşmadığı gibi konuları detaylı olarak incelemek elzemdir. Buradan yola çıktığınızda Dursun Özbek’in ‘Gomis scout ekibimiz tarafından beğenildi’ diyerek neyi kastettiğini anlayabilirsiniz.
Yine bir oyuncunun yaşlı olması scoutingin konusu olamayacağı anlamına gelmez. Söz konusu oyuncu teknik, fiziksel, zihinsel açıdan aranılan tiplemeyse ve mali şartları da uygunsa 35 yaşında dahi olsa scout eder ve önerebilirsin. Oyuncunun kimlik yaşı değil performans yaşı önemlidir.
Konuk Yazar : Anıl Demirci