Yedek kalmak bir çok futbolcu için zordur. Sahada on metre ötede en sevdiğin oyun oynanırken konserve kutusu gibi bir kulübede oturmak kolay olmasa gerek. Öyle ki birçok futbolcu dünyanın en rahat yedek kulübelerinde bile sıkılarak oynayabilecekleri kulüplerin yolunu tutarlar. Ama bazıları vardır ki bunu sorun etmezler. Aslında onların görevi oyunun içinde kalacakları kısa dakikalara kendilerini hazırlamaktır. Tıpkı Ole Gunnar Solskjaer gibi. Ya da bilinen adıyla Bebek Yüzlü Katil.
Fiziği ve saha içindeki tutumuyla değerlendirildiğinde gol atacağına pek fazla ihtimal verilmeyen bir futbolcuydu o. Cılız bacakları ve Premier Lig için sıska sayılabilecek vücuduyla ceza alanı çevresinde dolaşırken rakip takım ne olduğunu anlamadan sihirini yapar ve neden orda olması gerektiğini birkez daha hatırlatırdı. Çoğu kez rakip defans onu tribünlere koşarken fark ederdi.
Milli güreşçi olan babası 5 yaşındaki oğlunu spor yapması için güreş salonuna götürürken muhtemelen dünyanın en sinsi golcülerinden biri olacağını bilmiyordu. Oğlunun da onun yolunu takip edip güreşçi olmasını beklerken Solskjaer birgün antrenman da ciddi şekilde sakatlandı. Sakatlığının ardından güreşe devam etmesede spordan kopmadı. Yaşadığı şehrin takımlarından Clausenengen’ in altyapısında futbol oynamaya başladığında çime olan alerjisinden haberdar mıydı bilemiyorum. Altyapı süreci boyunca attığı gollerle dikkatleri üzerine çeken Solskjaer, henüz 17 yaşında ilk profesyonel maçına çıktı. A takımda geçirdiği 4 sezonda da gollerine devam edince Norveç Birinci Lig ekiplerinden Molde golcü futbolcuyu transfer etti. İlk sezonunda 16 gol atan Ole milli takıma çağrıldı ve ilk milli maçında oyuna girdikten birkaç dakika sonra ilk golünü filelere bıraktı. Molde’ de geçirdiği iki iyi sezonun ardından Manchester United’ ın dikkatini çekti.
Manu transfer sezonunda Euro 96’nın gol kralı Shearer’ı Newcastle’ a kaptırınca Ferguson kulağına adı fısıldanan Norveçli’ nin peşine düştü. Solskjaer Molde’ den 1,5 Milyon Pound’a Old Trafford’a geldi. İlk maçında oyuna 60. dakikadan sonra dahil oldu. Henüz 6 dakika geçmişti ki topu filelerle buluşturarak skoru 2-2 ye getirdi. Manu bu skorla iç sahada ki 32 maçlık yenilmezlik serisini devam ettirdi. Genelde oyuna sonradan dahil olan Solskjaer her seferinde işini yapıyor ve takımının ihtiyacı olan golü kaydediyordu. 99 Şubat ‘ında deplasmanda oynanan Nottingham maçında da oyuna sonradan dahil olmuş ve 71. dakikadan sonra tam 4 gol kaydetmişti. Maç bittiğinde skor 8-1′ di. Saha kenarında İngiltere’ nin zeminden yüksek yedek kulübelerinde oyunu sadece izlemiyor, rakip takımı ve kaleciyi çözüyordu. Böylece oyuna girince aradığı boşlukları nasıl bulacağını rahat bir şekilde tespit ediyordu. İngilizlerin super-sub tabiri ondan daha fazla kimseye yakışamazdı. Dwight Yorke-Andy Cole ikilisinin sıkıştığı anlarda düğümü çözerdi.
Manchester United 31 yıl sonra Şampiyonlar Ligi finaline çıktığında, rakip Almanların kadim turnuva takımı Bayern’ di. Nou Camp’ da 6. dakikada Basler’ in golüyle öne geçen Bavyera ekibi skoru 90. dakikaya kadar taşıyabildi. 90+1 ‘de kullanılan kornerde oyuna sonradan dahil olan Sheringham skoru dengeledi. 2 dakika sonrasında ise sıra günün kahramanına gelmişti. Oyuna 80’den sonra girip takımının ikinci golünü kaydeden Solskjaer kupayı Almanların elinden aldı.
Nam-ı diğer ’92 Sınıfı’ ilk ve tek Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu elde etmiş oldu. Ole o gün golünü attıktan sonra dizlerinin üzerinde kayarken bir şeyler ters gitmiş ve futbolu bırakmasına sebep olacak diz sakatlığı ilk olarak o gün ortaya çıkmıştı. 2003 yılında onu futboldan 2 yıl uzak bırakacak ağır bir diz sakatlığı yaşadı. Sakatlıktan dönünce tam her şey yoluna girdi derken bir pozisyonda elmacık kemiği kırıldı. Bütün bunların üst üste gelmesi yormuştu ve bıraktı.
2007 yılında futbolu bırakan Solskjaer, genç takımların forvet antrenörlüğüne getirildi. Aynı yıl Norveç Kralı tarafından şövalye ilan edildi. 3 sezon Manchester United A2 takımını çalıştırdıkdan sonra Norveç’ e Molde’ ye döndü. 11. sıradan aldığı Molde’ yi tarihinin ilk şampiyonluğuna taşıdı. Üst üste yaşadığı iki şampiyonluğun ardından hiç de yabancı olmadığı Premier Lig’ in merdivenli yedek kulübelerine döndü. Fakat bu kez antrenör olarak. Cardiff City kariyeri kısa sürse de Manchester United deplasmanında ki görüntüsü Kırmızıların gelecekteki antrenörü olacağına işaret eder gibiydi.
Yıllarca Ferguson’ la kulübede oturan Solskjaer, onun en tahmin edilebilir varisi gibi.