Fatih: Galatasaray, Sivasspor maçında herkesi şaşırtan farklı bir saha dizilişi ile oynadı. Prandelli’nin bu seçimlerini ve genel olarak maçı nasıl değerlendiriyorsun?
Barış: Maçla ilgili benim de ilk dikkatimi çeken faktör, Prandelli’nin sezonun başından beri her maçtaki formasyon ve oyuncu denemelerine bu maçta da devam etmesi oldu. İtalyan teknik adam bu sefer de geçen sene Mancini’nin de bir ara denediği 3-5-2’yi denedi. Bu taktik ile Galatasaray her ne kadar orta alanda kalabalık ve rakibine üstün bir görüntü çizse de, Sivasspor maçın ilk ve son bölümünde Galatasaray kalesinde çok etkili oldu. 3’lü savunmaya alışık olmayan Galatasaray, özellikle Sivasspor’un uzun toplar ve hızlı paslar ile çıktığı hücumlarda rakibe net pozisyonlar verdi. İtalyan Milli takımı veya Juventus gibi bir kadro yapısıyla, 3-5-2 izlemesi çok keyifli bir formasyon olabilir. Fakat Galatasaray’ın bu formasyonu başarılı uygulayabileceğini düşünmüyorum. Zaten Prandelli daha hazırlık döneminde 4’lü savunma tercih edeceğini söylemişti. Bu yüzden 3-5-2’nin kalıcı bir formasyon değil, bir deneme olarak kalacağını düşünüyorum.
Fatih: Prandelli kafasında ilk onbir ve dizilişi bulana kadar belli ki daha çok farklı dizilişler izleyeceğiz. Prandelli’nin bu farklı diziliş ve tercihlerini futbolcular hemen benimseyemiyor ve bu da maç içinde futbolcuların birçok basit hata yapmalarına neden oluyor. Galatasaray’ın önünde çok kritik maçlar var ve bence şu an takımın en büyük dezavantajı bu olarak görünüyor.
3-5-2 oynaması zor fakat hücum yönü olarak izlemesi keyifli bir taktik. Şu an Galatasaray’lı futbolcuların bu taktiği ne kadar çabuk benimseyeceği ve daha önemlisi bu taktikle başarılı bir şekilde oynayıp oynayamayacağı önemli bir soru. Bu maça baktığımızda alışkın olmadığımız bir tribün desteğini arkasına alan Galatasaraylı futbolcular çok istekli, hevesli ve geçtiğimiz maçlara nazaran kendilerine daha fazla güvenen bir görüntü ortaya koydular. Fakat 3-5-2 ile bu sezon ilk kez oynayan futbolcular, bu formasyona alışık olmadıkları için hücumda çok fazla üretkenlik gösteremediler ve rakibe çok sayıda net pozisyon verdiler.
Fatih: Prandelli maç içinde bazı oyuncuları daha önce görmediğimiz bölgelerde denedi. Bu denemeler hakkında ne düşünüyorsun?
Barış: Benim için Prandelli’nin en büyük sürpriz denemesi, Melo’yu stoperde, Sneijder’i de savunmanın hemen önünde oyun kurucu olarak oynatması oldu. Ben Sneijder’i savunma önünde çok beğendim. Her ne kadar maçtaki pozisyonu gereği hücum bölgesinde çok fazla topla buluşup, yaratıcılığını konuşturamasa da, Galatasaray sezon başından beri görülen savunmadan top çıkaramama sorununu, Sneijder’in basit ve çabuk oyunu sayesinde bu maçta yaşamamış oldu. Stoperde Melo denemesini ise hem başarılı hem de başarısız buldum. Galatasaray hücuma çıkarkenki pas akışında Melo takımına büyük katkı sağladı, ama savunmada birçok pozisyonda gereksiz riskler alarak tehlikelere sebep oldu.
Fatih: Prandelli’nin Sneijder’i İtalya Milli takımındaki Pirlo’nun pozisyonunda oynatmasının, Galatasaray’ın defanstan topu oyuna sokma sıkıntısını çözmesine karşın, Sneijder’in hücumdaki üretkenliğini düşürdüğünü düşünüyorum. Savunmada son adam olarak oynamaya hiç alışık olmayan Melo ise, topla fazla oynayarak kaptırdığı toplarla ve yaptığı pozisyon hatalarıyla Sivasspor’un Galatasaray kalesinde birçok kez tehlike yaratmasına neden oldu. Ayrıca, Sneijder’in de Melo gibi adam karşılama özelliği olmamasından dolayı, Sivasspor’un hızlı atakları karşısında Galatasaray defansı sıkıntılı dakikalar yaşadı. Ben açıkçası bundan sonrası için Melo ve Sneijder’in kendi pozisyonlarında oynamalarının daha doğru olacağını düşünüyorum.
Prandelli’nin bazı oyuncuları kendi mevkilerinde oynamaması bir tek Olcan’a yaradı. Burak’ın yanında oynayan Olcan, hırsı, enerjisi ve üretken görüntüsüyle hücuma hareketlilik getirdi. Henüz hazır olmayan Bruma’nın yerine bu mevkide kesinlikle Olcan’nın oynamasının daha olumlu olacağını düşünüyorum.
Maç ile ilgili kısaca;
Maçın Oyuncusu: Benim için bu maçın iki adamı var; Chedjou ve Sneijder. Chedqou bu sezonki mükemmel performansına devam ediyor. Anderlecht maçındaki golde büyük katkısı vardı, bu maçta da golü direk kendisi attı. Fransa’dan Galatasaray’a gelirken golcü stoper diye lanse edilmişti, sanırım bu sene bu özelliğini daha çok göreceğiz.
Sneijder, Sivas maçında daha önce hiç ondan görmediğimiz bir misyon üstlendi ve bunu maç boyunca başarıyla yerine getirdi. Neredeyse her atakta, Sneijder pas alışverişinde yer aldı ve aldığı her topu basit ve seri bir şekilde oynayarak, aslında 1 yıldır taraftarın Selçuk’dan beklediğini yapmış oldu.
Maçın Oyuncusu: Ben de maçın oyuncusu olarak iki futbolcuyu öne çıkaracağım, Chedqou ve Olcan. Geçen sene alışma dönemini bir türlü atlatamayan ama bu sene hem defansta hem de hucümda etkili olan Chedqou’nun performansı her geçen hafta yükselmekte. Olcan, Galatasaray kontraya çıkarken attığı hızlı paslar ve yaptığı koşular ile ve maç boyunca hırsı ve bitmek bilmeyen enerjisi ile Galatasaray’ın hücumdaki en etkili ismiydi.
Maçın Hayal Kırıklığı: Son birkaç maçta olduğu gibi bu maçta da Veysel, takımın kötü isimlerindendi. Maç boyunca çok fazla bindirme yapan bir oyuncu Veysel, ama topla çok ağır. Buna bir de kötü ortaları ve pas tercihleri de eklenince hücumdaki katkısı neredeyse 0’a iniyor.
Maçın Hayal Kırıklığı: Dzemaili henüz kendisinden beklenen performansı gösteremedi. Geçen maçlara göre hucümda daha etkili görünmeye çalışan Dzemaili, takım savunma yaptığı zamanlarda kayboldu. Dzemaili oyunun savunma tarafına daha çok yardım etmesi gerekiyor.
Maçın Olumsuz Faktörü: Galatasaray, sezonun en zor maçlarından biri olan Sivasspor maçından 3 puan almış olabilir, fakat sezonun 4. haftasında hala sabit bir oyun şablonunun olmayışı, takım için çok olumsuz bir faktör. Prandelli’nin en kısa zamanda denemelerini sonuçlandırması ve takıma en uygun taktik ve oyuncu tercihlerine karar vermesi, Galatasaray’ın bu sezon başarılı olması için şart.
Maçın Olumsuz Faktörü: Senin de belirttiğin gibi henüz oturmuş bir şablon ve on birin olmayışı Galatasaray için çok olumsuz bir faktör. Her maça farklı bir taktik ile oynanması futbolcuların da efektifliğini düşürüyor.
Maçın Olumlu Faktörü: Prandelli’nin oyun şablonunda ve oyuncu tercihlerinde hala denemeler yapması, Galatasaray için olumsuz bir faktör. Fakat bu maçta Prandelli’nin bu denemelerinden biri bence başarılı sonuç verdi, o da Sneijder’i oyun kurucu olarak oynatışı. Sneijder tercihinin, Selçuk’un da oyununu olumlu yönde etkilediğini düşünüyorum.
Maçın Olumlu Faktörü: Bu sezon pek tanık olmadığımız bir tribün desteği vardı bu maçta. Taraftarın takımı bu şekilde sahiplenmesi kuşkusuz maçın en olumlu faktörüydü. Taraftarın maçın boyunca Galatasaray’lı futbolcuların hem pozitif hem de negatif hamlelerini alkışlayarak onları motive etmeye çalışması, futbolcuların kendine güvenlerinin yerine gelmesine neden oldu. Bunun en gözle görülen örneği, Selçuk’un bu maç oynadığı oyunun, geçtiğimiz maçlara nazaran daha pozitif oluşu.
Maçın Kırılma Noktası: Maçın çok net bir kırılma anı yok. Fakat 70. dakikadaki Sivasspor golünden sonra Galatasaray iyice geriye yaslandı ve kalesinde net pozisyonlar verdi. Eğer ki bu pozisyonlardan bir gol olsaydı Galatasaray’ın maçı çevirmesi çok zor olurdu, hatta maçın son kısmında çok sayıda hücumcuyla oynayan Sivasspor 3. golü bile bulabilirdi. Bu yüzden maçın kırılma anı olarak Galatasaray’ın maçtaki üstünlüğünü bitiren Sivas golünü gösterebilirim.
Maçın Kırılma Noktası: Senin aksine maçın kırılma noktasın maçın başında İbrahim Toraman’nın Burak’a yaptığı faul pozisyonunda hakemin kart göstermeyişi olarak görüyorum. Eğer ki burada Toraman’a sarı kart çıksaydı, penaltı pozisyonu sonrası Sivasspor 10 kişi kalacak ve direnci düşecekti.