Turnuvaya Dair
Adını Fransa’nın güneyinde bulunan Toulon şehrinden alan turnuva, 1974’ten beri her yıl düzenlenen ve ülkelerin milli takımlarının alt yaş kategorilerinin mücadele ettiği bir organizasyondur. UEFA, FIFA gibi markaların bünyesinde olmayan ve hiçbir ülke federasyonu tarafından da yönetilmeyen bu organizasyonun asıl başlangıç tarihi 1967’dir.
İlk düzenlendiğinde kulüp takımlarının da mücadele ettiği Toulon Turnuvası, 1967-74 yılları arasında düzenlenemese de daha sonra günümüze kadar süregelen ve her yıl düzenlenen köklü bir turnuva haline gelmiştir.
Turnuvanın kuralları da alışılagelmişin biraz dışındadır diyebiliriz;
- Maçlar 40’ar dakikadan iki devre şeklinde oynanıyor.
- 10 takım iki gruba ayrılarak mücadele verdikten sonra grup birincileri finale yükselirken grubu ikinci tamamlayan ekipler de turnuvada üçüncülük elde etmek için son maçlarına çıkıyor.
Turnuvayı 12 kez kazanan ev sahibi Fransa, en başarılı takım konumunda. Ardından 8 kez zafere ulaşan Latin Amerika’nın futbolcu fabrikası Brezilya geliyor. Brezilya’yı son olarak geçtiğimiz günlerde kazandıkları kupa ile zafer sayısını 5’e yükselten İngiltere takip ediyor. Ülkemizin bu turnuvada en büyük başarı ise 2012 yılında elde ettiği ikincilik.
Turnuva alt yaş kategorilerini kapsadığı için potansiyel yıldız adaylarını seyretmek ve ilerisi için umut veren wonderkidler görmek mümkün. 1991 yılında Alan Shearer 7 gol kaydederek turnuvada gol kralı olmuş ve dikkatleri üzerine çekmişti. Yine aynı yıl kaleci David James de turnuvanın en iyi kalecisi seçilerek parlamayı başarmıştı. Bu anlamda ülkemizden örnek verecek olursak 2012’de ikincilik yakaladığımız dönemde Ertuğrul Taşkıran turnuvanın en iyi kalecisi seçilmişti. 92’de Rui Costa, 97’de Thierry Henry, 98’de Emile Heskey gibi örneklerle turnuvada önemli işler yapan ve daha sonrasında önemli kariyerlere sahip olan oyuncuları sıralayabiliriz.
Touolon 2016 ve İngiltere
İngilizler, yeni jenerasyonla birlikte başlamasına artık sayılı günler kalan ve Fransa’da düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası için çok ümitli ve tarihinin ilk Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanmak istiyor. Her dönemde kaliteli oyuncular yetiştirebilen ve futbolda dünyanın en büyük markalarından biri olan İngiltere, özellikle holiganizm ve benzeri futbolun çirkin yüzüyle verdiği savaşı kazandıktan sonra alt yapıya ve tesisleşmeye verdiği önemle bu markanın ne kadar sağlam olduğunu kanıtlıyor.
Teknik direktör Gareth Southgate önderliğinde Toulon Turnuvası’nda oynadığı tüm maçları kazanarak geçtiğimiz günlerde kupaya uzanmayı başararak 22 yıllık bu Toulon hasretine de son verdiler. Tüm maçların kazanılarak zafere ulaşılması da aslında ne kadar tutkulu ve yetenekli yeni bir jenerasyonun dünya futbol piyasasında adından yavaş yavaş söz ettirmeye başladığını gösteriyor.
Kadro analizi yapıldığında piyasa değerleri göz önüne alınırsa ilk etapta Chambers ve Ward-Prowse isimleri dikkat çekiyor ancak 21 yaş altı takımı genel olarak çok kaliteli isimlerden oluşuyor. Redmond, bu sene Norwich’te 6 gol 3 asist gibi bir katkı verse de takımının küme düşmesine engel olamadı ancak sağ kanattan gerek içe kat ederek gerek çizgiye inerek özellikle büyük maçlarda gözleri üzerine çekmeyi başardı. Grealish de Aston Villa’da zaman zaman disiplinsiz tavırlar sergilese de yeteneğiyle çok şey vadediyor diyebiliriz.
Kısaca şimdilik potansiyeli çok yüksek oyunculardan bahsettikten sonra turnuvanın asıl yıldızlarına gelmek istiyorum.
Lewis Baker
4 golle turnuvada gol kralı olmayı başaran Baker henüz 9 yaşında Chelsea akademisinde futbol hayatına başladı. 16 yaşında U18 takımına yükselen oyuncu asıl çıkışını 2013/14 sezonunda gerçekleştirdi. Orta sahanın merkezinde görev yapan ve genel olarak maç başına yaklaşık 0,8 top çalma ve 1 pas arası gibi istatistikler yakalayarak defansif anlamda da iyi olduğunu kanıtlayan Baker aynı zamanda U21 takımının kaptanlığını yaptığı ve o kategoride şampiyon olduklarında 11 gol,7 asist gibi oldukça önemli bir gole katkı oranı yakaladı. Bunun yanında Arsenal gençlerine karşı attığı şık topuk golü de sezonun golü seçildi. 2015’in başlarında MK Dons ve Sheffield Wednesday gibi takımlarda kiralık olarak forma giydi ve İngiliz U21 Milli Takım antrenörü Gareth Southgate de onun yükselişine katkıda bulunarak bu turnuvada önemli işlere imza atmasını sağladı.
Ruben Loftus – Cheek
Sergilediği performans ile turnuvanın oyuncusu seçilen Ruben Loftus-Cheek de Baker gibi Chelsea alt yapısının ürünü. Chelsea, adadaki en önemli alt yapılardan birine sahip ve son dönemde alt yaş kategorilerinde tüm turnuvalara damga vurdular ancak John Terry’den sonra akademiden A takıma önemli bir isim kazandırılamaması konusunda hayli eleştirildiler.
8 yaşında Londra ekibine katılan Loftus-Cheek bu eleştirilere bir yanıt niteliğinde sürekli gelişerek A takıma kadar yükselmeyi başardı ve geçtiğimiz sezonlarda da Mourinho tarafından kadroda yer buldu. Orta sahada ve ön bölgede görev yapabilen ve fizik olarak Yaya Toure, Patrick Viera gibi mevkiinin en iyi oyuncularını andıran oyuncu özellikle geriden top alıp öne doğru hızlıca taşımada çok etkili. Uzun boyuna rağmen hızı oldukça iyi. Mourinho’nun da söylediği gibi orta sahada üstlendiği rol nedeniyle defansif yönünü hala zayıf diyebiliriz ancak sahip olduğu potansiyel ile gelişime çok açık bir oyuncu.
Ekstra
Baker
Loftus-Cheek