Futbol denince rekabet, rekabet denince dünyanın sayılı derbileri aklımıza geliyor. Her ne kadar biz bir şehrin iki yakasını temsil eden Galatasaray – Fenerbahçe karşılaşmasını dünyanın sayılı derbilerinden saysakta, bizim derbi kültürümüzden farklı olarak gerçek derbiler dine, etnik kökene, siyasal düşünce farklılıklarını ya da sınıfsal sorunlara dayanır.
Protestan Rangers ile Katolik Celtic, kral takımı Real Madrid ile özgür Katalonya temsilcisi Barcelona, işçi sınıfını temsilen West Ham ile grevlerin karşıtı Millwall ya da faşist denilen Lazio ile göçmen Roma arasındaki derbilerin temeli bu tip sorunlara dayalı örnekler arasında yer alıyor.
İşte bu derbilerin arasına birde Sosyalist Yugoslavya’nın ortaya çıkardığı, iki futbol değerini katabiliriz. Halkın takımı olarak bilinen Kızılyıldız ( FK Crvena Zvezda ) ile ordunun takımı olarak lanse edilen Partizan ( FK Partizan ) arasındaki derbi 1945’lerden beri dünya futbolunda önemli bir yer tutuyor. 05 Ocak 1947 yılında, ilk çalınan düdük ile başlayan bu rekabette, bugüne kadar oynanan 183 resmi karşılaşmanın 59’u Kızılyıldız ve 46’sı Partizan tarafından kazanılırken, 78 maç berabere sonuçlanmış.
Her iki takımda, 1990’larda başlayan Yugoslav iç savaşına kadar kollektif futbol yapıları ile Avrupa futbolunda önemli söz sahibi iken, yetiştirdikleri genç futbolcular ile Avrupa’da Ajax’tan sonra futbola oyuncu kazandıran önemli kulüplerin başında yer aldılar. 1991 yılında, Prosinecki – Pancev ve Savicevic gibi yıldızları ile Kızılyıldız’ın Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kaldırması ile ekol haline gelen Yugoslav futbolu, bugün ise dağılan Yugoslavya’dan geriye kalan Sırbistan’da, derbi rekabetini kendi iç yapısında en sıkı şekilde yaşamaya devam ediyor.
Delije adlı taraftar grubuna sahip Kızılyıldız maçlarını 55,000 kişilik Maracana Stadyumu’unda oynarken, 32,790 kişilik Partizan Stadyumu’nda maçlarını oynayan Partizan ise Grobari ( Mezar Kazıcıları ) ile tribünlerini dolduruyor. Bu iki stadyumda da maç izlemiş bir futbol taraftarı olarak, kale arkası kareografileri ve çılgın seyirci profili ile Maracana Stadyumu’nu ön planda tuttuğumu belirtmem gerek. Özellikle stadyum dış yapısındaki, duvar kareografileri ile tarihinden kesitler sunan Kızılyıldızlılar’a karşılık Partizan takımı stadyumunun dış yapısındaki reklam çalışmaları ile futbol ekonomisi içerisinde daha fazla yer alır.
Taraftar grupları arasında, çılgın kavgalar, meşhur kundaklamalar hatta ölümlü karşılaşmalar mevcut olsa da, konu Sırp milliyetçiliği olduğunda her iki kulüp taraftarlarının aynı uğurda birleştiklerini de yakın tarih içerisinde gördük. Delije grup lideri Arkan önderliğinde, Mezar Kazıcı gruplarının katılımı ile Boşnak katliamında ön planda beraber olarak yer almaları bunun en önemli örnekler.
Sırp futbolu, dağılan Yugoslavya’nın da etkisi ile ekonomik anlamda da büyük zarar elde etti. Ancak yine de bu iki takım, ligde yer alan diğer 14 takımdan farklı olarak, hem ulusal hem de uluslararası markalar ile sponsorluk çalışmaları yapar. Gazprom – PUMA – Acıbadem – Diva – Terme Cotez – WinWin – Topala – EUNet Kızılyıldız’ın, mts – Adidas – AUDI – Dubaka –Laptop Center –Fashion Co. – Acıbadem – Zepter – Arenasport – NSPlakat – Medisport – Ticketline – VIP Rent A Car Partizan’ın sponsorluklarını yapıyor.Bu sponsorluklar, Avrupalı markaların Avrupa’nın tarihsel futbol geçmişinde izleri bulunan bu iki takıma hala değer verdiğini ve önemli bir pazarlama aracı olarak kabul ettiklerini gösteriyor.
Bu iki takım arasındaki en büyük farklılık, Partizan’ın enternasyonel, Kızılyıldız’ın ise içe dönük kapalı yapısı. Özellikle son dönemde yaşanan iç savaş ve bölünme problemlerinden sonra Partizanlılar uluslararası kimliklerini yine ön plana çıkarmış ve Avrupalı kulüp ifadesini ön plana çıkarırken, Kızılyıldızlılar milliyetçilik söylemleri ile beraber Partizan’ın Sırp olmadığını ifade etmek için “Türk” ve “Komunist” söylemlerini rakip takım için dile getirirler. Bu söylemler ışığındada derbinin değişmez ritüellerinden olan yangınlar stadyumlarda halen devam ediyor.
Sonuç olarak, Yugoslavya dağılsada, Yugoslav futbol ekolü zaman içerisinde kaybolsa da, Avrupa’nın güzel şehri Belgrad’da oynanan derbi ülkenin iç sorunları, savaşın devam eden etkileri ve hınç dolu taraftar toplulukları ile devam ediyor.