Her taraftarın, tuttuğu takımda kendi gözünde ve medya gözünde seçtiği bir yıldızı mutlaka vardır. Bazı durumlarda bu oyuncular en yakışıklı olanı, bazıları için en pahalı olanı, bazıları içinse en çok gol atanıdır.
Peki, ülkemizde bilgisayar sistemi ve analizleriyle dikkat çeken Ersun Yanal’ın bakış açısıyla, bilimsel olarak 3 büyük ligin en iyi oyuncuları kimler?
Her ne kadar kara düzen futbol ile modern futbolun ezgilerini yeni yeni harmanlayabildiğimiz futbol bakış açımıza bu hesaplar farklı gelse de, gerçek değerlerin karşılaştırması bizi hiçbir zaman yanıltmayacaktır. Çünkü her ne kadar futbolu bilgisayar mantığına sokmamayı istesek de milyon dolarlarla oynayan bu kulüplerin kendileri açısından en çok faydayı sağlayan oyuncularını bilmeleri en doğal hakları.
Bu oranlama sistemi ile takımı için bir sezonda en az yüzde 50 maça çıkmış oyuncuların her bir dakika sonunda o an ki skora yaptığı katkının oranlaması ölçülüyor. Bu şekilde bir oyuncunun maçın geneline bakarak sadece 2 gol atması ile maçın kahramanı olması söz konusu değil. Perde arkasındaki orkestra şefinin ortaya çıkması söz konusu. Ayrıca bu sistem ile takımların oyun kurma mantığı ve oyunu kurduğu oyuncuyu gözlemleyebilmek ve bu oyunculara markaj uygulayarak işleyen makinanın sistemine çomak sokmak mümkün.
Örneğin Chealsea’nin her dakika sonunda oyuna en büyük katkıyı sağlayan oyuncusu olan Oscar’a yapılacak sıkı markaj Chealsea’nin oyun kurmasını zorlaştıracağı gibi üretkenliğini de azaltacaktır.
Büyük liglerin başında gelen İspanya’dan başlayalım;
Bu verilerden yola çıkarak Real Madrid’in dakika başına skora katkı üretimi 1,96 ile rakiplerine göre en yüksek oranda iken, Real Madrid adına bu takıma en fazla katkıyı yapan isim 2.08 ortalaması ile James oluyor. Carvajal ise oyun içinde resmen kayıp konumunda, çünkü en düşük puanı Casillas’ın alması beklenirken Carvajal ondan rol çalıyor.
Atletico’ya bakacak olursak dakika başına o anki skora en fazla katkıyı sağlayan ismin bir savunma oyuncusu olması, Atletico’nun defans ağırlıklı bir oyun oynadığının ve oyunu defanstan kurduğunun en büyük kanıtlarından. Aynı durum Barcelona açısından söz konusu değil çünkü Barcelona da bu oranın Pique tarafından yakalanması fazlaca top çeviren Barcelonada defansın da hücuma olan büyük katkısından kaynaklanıyor. Her iki takımda da diğer stoperler bu açıdan takımın en az topla buluşan ve en az katkı sağlayan isimleri oluyor.
Premier Lig
Premier Lig’de oranlar tıpkı ligdeki puanlar gibi birbirinden epeyce uzak durumda. Çünkü chealsea’nin her ne kadar son haftalarda sekteye uğrasa da oynadığı pozitif futbolu rakamlara da yansıyor. 5 Büyük ligin liderleri arasında en iyi dakika başına katkı oranına sahip oluşu da bunun bir göstergesi. Topu kalesinden uzak oynayan Chealsea’nin kalecisi Courtois’in bu açıdan en düşük orana sahip olması da tesadüf değil. Chealsea’nin yıldız ismi ise herkesin beklediği gibi Hazard değil Oscar oluyor bu oranlara göre. Bu oranların aslında takımların oyunu nerede kurduğuna nasıl bir oyun anlayışına sahip olduğunu anlamakta çok faydalı olduğu da aşikâr. Çünkü Avrupa’nın en büyük forvetlerine sahip Manchester City de ise oyunu takımın en yüksek oranını alan stoper Mangala kuruyor. Agüero gibi bitiricilik uzmanı forvet bu yüzden 1 dakikanın sonunda fazla topla oynamaya gerek duymadığından takımın en düşük puanını alıyor.
Bundesliga
Özellikle bu yazının başında oranları okurken aklımıza gelen ilk takım B.Münih ve ilk oyuncu Neur olmuştur. Çünkü Neuer’ın bir kaleciden çok libero gibi oynaması bu oranları etkilemiştir. Hakeza oranlara baktığımızda Sol açık oynayan Bernat takımının kalecisi Neuer’in gerisinde kalmış durumda. Bu haftaki maçta taç atışı bile kullanan Neuer dakika başına katkı sağlama puanını bu şekilde geliştirmiş oluyor. Ayrıca oranlarda ligin lideri Bayern ile Wolfsburg arasında ki puan farkının burda ki oranlara yansıması da yine oranların ne derece ispatlayıcı olduğunu gösteriyor. Sadece bu oranlara bakarak ulaşabileceğimiz diğer sonuç ise Almanya liginin oyuna katkı sağlayan oyuncularının ilk 3 sıralamada ve genelde ki sıralamada da defans oyuncularından kurulması, bu ligin ne kadar defans ağırlık olduğunu ve ligin oyunu genelde defanstan kurduğunu gösterir nitelikte. İngiltere liginde ise genellikle kalecilerin en düşük oranı alması ve ligin genelinde en büyük katkıyı orta sahaların yapması o gözümüze hoş ve hızlı gelen futbolun sebebini açıklar nitelikte. Çünkü ligde yer alan 20 takımın 18 in de orta saha ve forvet arkası oyuncuları en yüksek oranı yakalamış durumda.
Siz teknik direktör olsanız bu oranlara ne kadar güvenir ne kadar baz alarak takımınızı oluşturursunuz bilinmez ama gelişen teknoloji ile bu hesapların futboldan çok da uzakta yer aldığını söylemek mümkün değil. Her takımın her maçını izlemek mümkün olmadığından bilimin katkısı ile futbolu bu yönde geliştirmek her zaman daha faydalı ve daha baki olacaktır.