Futbolumuz hem Milli Takım, hem de kulüp takımlarımız bazında uluslarararası arenada son dönemlerde çok fazla varlık gösteremeyip, ulusal düzeyde kendi rekabeti ile kavrulmaya devam etse de, son dönemde atılım yaptığımız, dünya üzerinde de farklı ülkelerdeki başarılı çalışmalarımız ile adımızı duyurduğumuz inşaat sektörü futbol ile hayat bulmaya ve 7 farklı bölgemizin özelliklerine göre farklı stadyum inşaalarının yapılmasına yardımcı oluyor.
Ülkemizde tüm spor branşlarında olduğu gibi futbolumuzun gelişimi içinde modern ve teknolojinin son nimetleri ile beslenen tesislere ihtiyaç duyuluyor. Futbol için bölge ve şehir gözetmeksizin stadyum yatırımları tabii ki yapılmalı ve eski, yıpranmış, dayanıklılığını yitirmiş, güvenli olmayan, koltuk düzeni bozuk ve hem sporcular hem de izleyiciler için sağlıklı olmayan koşullar yerine modern yapısı ve fiziksel koşulları ile sağlıklı spor yapıp, sağlıklı spor müsabakası izlemeye olanak sağlayacak akıllı stadyumlar ile spor kültürünün ülkemize yerleştirimine devam edilmesi gerekiyor.
Tabii ki yalnızca yapılan stadyumlar ile sportif kültür oluşmaz, önemli olan yapılan yapının değerlendirilmesi ve bölgeye uygun olarak aktif kullanımının sağlanması. Bu yüzden futbol stadyum işletmeciliği, ülkemizde de gerekli olan bir kavram olarak önümüzdeki dönemlerde daha sık duyacağımız bir iş kolu olma yolunda ilerliyor.
Futbol Stadyumlarında işletme modelleri üzerinde bazı örnek ve bilgiler aktarmadan önce, ülkemizde yapımı devam eden, bir kısmı proje onayında, bir kısmı ise tamamlanma sürecinde olan stadyumların, Gençlik ve Spor Bakanlığı sayfasından aldığım kapasite ve maliyetleri hakkında bilgi verelim;
Modern dönemin stadyum işletme modellerinde, bu yapıların tamamlanma süreci ile beraber, spor komplekslerinin ne şekilde değerlendirileceği aşamasına hızlı bir şekilde geçilmeli. Yüksek maliyetler ile yapılan bu alanlar yalnızca 15 günde bir defa oynanacak ev sahibi takımların futbol karşılaşmaları için değil, bir işletme dahilinde futbol ve futbol harici haftalık organizasyonlar ile desteklenmeli ve maksimum kapasite ile şehir halkının kullanımına kesinlikle açılmalı.
Tabloda verdiğim, stadyum kapasite rakamları ile ilgili de şunu ekleyeyim; 2014-2015 futbol sezonunda, ülkemizde stadyumlarda yer alan toplam futbol seyirci sayısı 2.592.980 kişi. Bunu maç başı ortalamasına böldüğümüzde 8.474 taraftar rakamına ulaşıyoruz. Burada çıkan sonuç, yaptığımız kompleksleri gereğinden fazla büyük ve seyirci kapasiteli yapıyoruz. Maliyetleri yükseltip buna bağlı olarak da tam randımanlı çalıştırma modelleri gerçekleştiremediğimiz için de zaman içerisinde stadlar kulüplerimizi zarara uğruyor. Bunun en güzel örneği Atatürk Olimpiyat Stadyumu ya da yapılan Kayseri BB Stadyumu’nun gerekli doluluk oranını maçlarda yakalayamaması ile görülüyor.
Peki futbol özelinde yurtdışında bazı takımların stadyum kapasiteleri nedir?
Stadyumların kulübe sağladığı kar katkısı ne kadardır ve stadyum işletmesini nasıl gerçekleştirmektedirler?
Örneğin; Premier League’de yer alan Arsenal FC, 60.432 kapasiteli Ashburton Grove stadyumunun ilk olarak isim hakkını (naming rights) Emirates firmasına 100 Milyon GBP karşılığında satarak, stadyum için yanına kuvvetli bir partner aldı. Rakamlara bakıldığında, Arsenal FC takımının oynadığı her iç saha maçına minimum 55.000 seyirci gelmektedir. Stadyum sağladığı isim sponsorluğu ile bakıldığında, Türkiye’nin aksine 15 günlük maç periodunda boş kalsa bile % 3,7 kar ile çalışabilmekte ve kulübe herhangi bir zarar kalemi yazmıyor. Ancak stadyum yıllık planlaması dahilinde maç günleri haricinde örneğin Haziran ayında Tenis, Temmuz ayında 6-12 yaş arası futbol kampı, Ağustos ayında Aile Spor Günleri gibi etkinliklere ev sahipliği yaparak kira geliri bakımından futbol kulübüne kazanç sağlamayı başarıyor ve bölge halkı için aktif olarak yaşamaya devam ediyor.
Diğer bir örnek Almanya’dan;
66.000 ortalama seyirci kapasiteli Bayern Münih’in stadyumu Allianz Arena’nın yapım maliyeti 340 Milyon Euro. 2005 yılından beri isim hakkını elinde bulunduran Allianz, ortalama 110 Milyon Eur’luk bir ödeme yaptı. Stadyum maç periodlarında boş kalsa bile % 2,2 kar ile çalışabiliyor. Ayrıca yıl boyunca sağladığı konferans, fuar, konser, kurumsal ağırlama gibi paketler ile stadyumun yıl boyunca canlı kalması sağlanıyor.
Bu iki örnekte, özellikle isim haklarını yüksek tutarla satmış iki model olarak görülse de, isim hakkını satmayan ancak yıllık splanlamasını yapan örnek stadyumlarda mevcut. Mesela Tottenham Hotspur, geçen hafta açıkladığı uluslararası işbirliği antlaşması ile ile 10 yıllık periodda, yılda en az 2 haftasonu NFL karşılaşmalarının yeni stadyumunda yapılmasını sağlarken, Celtic Park İskoçya’da Celtic maçları haricinde konser gibi etkinliklere yoğunlukla ev sahipliği yapabiliyor.
Futbol stadyumlarımızı yaparken işletme modelleri dahilinde, yalnızca maç yapılması amaçlı değil aşağıdaki etkenler dahilinde yılın her günü kullanılabilecek bir alan dahilinde modelleme yapılıp, planlama gerçekleştirilmeli. Yılın her günü kullanılabilecek mekanlar, atmosferi sürekli olarak olumlu bir havada tutacağı için;
- Stadyuma Ulaşılabilirlik ( Merkezi konumda oluşu ya da toplu ulaşım kolaylığı )
- Çevreleyen Alan ( Stadyum dış alanlarının kullanım özellikleri )
- Coğrafik nokta
- Yerleşim planı ( Stadyum iç yapısının farklı etkinlik ve organizasyonlara uygun içerikle hazırlanması ) öncelikle işletme modeli doğrultusunda, yapım aşamasında dikkat edilmesi gereken noktalardır.
Özellikle Anadolu’da maçlarımızdaki taraftar sayısı azlığını engellemenin bir yolu, yeni yapılan stadyumları bölge halkına açmakta yatıyor. Maç harici etkinlikler ile kulüpler, sağlayacakları işbirliği modelleri ile insanların stada girişini sağlar ise, stadyum içerisinde atmosferi yaşayan bu insanlar için stadyuma gelmek bir gelenek olacak. Bu da kulüplere doğrudan gelir yaratırken, özellikle kapasite bakımından hatalı kurgulanan yeni yapılarında en azından daha aktif olarak kullanılıp, ayakta kalmasını sağlayacak.