Premier League’de haftanın en dikkat çekici karşılaşmalarından birisi Manchester derbisiydi. Tüm kulvarlarda oynadığı son 21, ligde ise oynadığı son 15 maçını kazanan Manchester City’nin galibiyet serisini Solskjaer’in öğrencileri bozdu.
Manchester United’ın 2-0’lık skorla galibiyete ulaştığı Manchester derbisini global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğim.
Kadrolar & ortalama pozisyonlar
Ev sahibi ekipte Guardiola, yoluna dolu dizgin devam ettiği 4-3-3 dizilimini bozmadı. Savunma dörtlüsünü Cancelo, Stones, Dias ve Zinchenko’dan oluşturan Katalan teknik adam, orta üçlüde ise Rodri, İlkay Gündoğan ve De Bruyne’ye yer verdi. Hücum hattının sağında Mahrez, solunda Sterling yer alırken en uçta da Gabriel Jesus şans buldu.
Manchester United cephesinde ise Solskjaer, bu sezon genelinde kullandığı 4-2-3-1 dizilimini City karşısında da devam ettirdi. Wan Bissaka, Lindelöf, Maguire ve Shaw savunma dörtlüsünü oluştururken bu hattın hemen önünde Fred-McTominay pivot ikilisi yer aldı. Hücum hattının sağında Daniel James; solunda Rashford maça başlarken 10 numara pozisyonunda da Bruno Fernandes görev yaptı. Solskjaer, hücumun merkezinde de Martial’e yer verdi.
Manchester United’dan etkili başlangıç & Solskjaer’in bu periyottaki ön alan presi
Manchester United, maçın ilk dakikasında bulduğu penaltıyla öne geçti ve maça çok büyük bir avantajla başlamış oldu. Büyük maçları topu rakibe bırakarak oynamayı tercih eden Solskjaer, genellikle hızlı hücumlarla sonuca ulaşmayı hedefliyordu. City karşısında da maç başlar başlamaz buldukları penaltı golü maçın geri kalanının bu yönde şekillenmesine ön ayak oldu. Penaltıyı getiren pozisyonda da gördüğümüz gibi bu periyotta Solskjaer’in öğrencileri ön alan presine başvurdu ve rakibine oldukça zor anlar yaşattı.
Maçın 5. dakikasına ait olan bu görüntüde Solskjaer’in ön alandaki pres kurgusunu gözlemlemek mümkün. 10 numara Bruno Fernandes, City’nin derindeki oyun kurucusu Rodri’yi marke ediyor. James, sol bek Zinchenko ile eşleşirken Rashford da City’nin bir orta saha oyuncusu gibi içte konumlanan sahte beki Cancelo ile eşleşiyor. Ön alan presinin uygulandığı bazı sekanslarda da Stones topla buluşunca Rashford o tarafa baskıya gitti ve Cancelo ile Fred eşleşti. Solskjaer’in ön alan presinin hem bire bir eşleşmelere hem de pas kanallarını kapatmak üzerine kurulu olduğunu söylemek mümkün.
Manchester United, rakibini karşılarken merkezi kapatmaya çok önem gösterdi. Ligde 15 maçtır kazanan City, rakip sahaya 3-2-5 şeklinde yerleşiyordu ve hücumdaki kenar oyuncuları çizgiye açılırken İlkay-De Bruyne ikilisi de iç koridorlara yakın konumlanıyordu, dolayısıyla merkezde çok büyük bir yaratıcılık ve delicilik gücüne sahiplerdi Solskjaer de temelde rakibinin merkeziyle olan bağlantısını kesmek istedi ve maçın genelinde fazlasıyla kompakt bir savunma anlayışıyla rakibini karşıladı. Yukarıdaki görselde de United’ın ileri üçlüsünün birbirlerine ne kadar yakın konumlandıklarını görüyoruz.
İlk 15 dakikalık dilimde United, ön alan presine fazlasıyla başvurdu ve istediğini aldı. Fakat skorun da etkisiye ilerleyen dakikalarda City daha fazla topa sahip olmaya risk almaya başladı. Guardiola’nın öğrencileri, maç genelinde %64 oranında topa sahip oldu ve 6’sı isabetli 23 şut çekti; United ise rakip kaleye 8 şut çekerken bunların 6’sında isabet buldu. Bu süreçte United oyuncularının rakiplerini orta alanda veya derinde 4-4-2 şeklinde karşıladıklarını gördük. İleri üçlünün dar konumlanması ile oluşan kompakt yapı sayesinde United, rakibinin hücu etkinliğini çok büyük ölçüde sınırladı.
Fred-İlkay & McTominay-De Bruyne eşleşmeleri
Yukarıda da bahsettiğim üzere Solkjaer’in City’yi durdurma planının temelinde rakiplerinin merkezdeki etkinliklerini sınırlandırmak yatıyordu. Bu planın en kritik noktası ise sürekli iç koridorlara hareketlenen İlkay-De Bruyne ikilisini bire bir eşleşmelerle durdurmak yatıyordu. City’ye karşı benzer bir hamleyi sezonun ilk yarısında Mourinho da uygulamıştı. Hojbjerg-Sissoko ikilisine bu görevi veren usta teknik adam, o maçtaki altılı savunma hattını bu şekilde kurgulamış ve istediği sonucu almıştı.
Solskjaer de benzer bir amaçla Fred ve McTominay’dan maç boyu İlkay ve De Bruyne ile eşleşmelerini istedi ve şekilde City’nin merkezden gelişen hücum varyasyonlarını etkisizleştirmeyi hedefledi.
United’ın ilerideki üçlüsü top rakipteyken oldukça kompakt bir şekilde sahaya dizildi fakat Fred-McTominay’den oluşan pivot ikilisi ise markaj görevlerinden ötürü zaman zaman daha geniş bir şekilde sahaya yayıldı. Özel görevlere sahip olan Fred-Mc Tominay ikilisi savunmada da çok etkiliydiler. Fred, 90 dakikayı 3 top kapma ve 3 pas arasıyla tamamladı. McTominay ise 2 top kapmayla oynarken 5 de ikili mücadele kazandı.
United’ın aldığı önlemler karşısında De Bruyne pek etkili bir performans gösteremedi. Belçikalı yıldız, yukarıdaki görüntüde olduğu gibi özellikle ilk devrenin ikinci yarısında sol kenara gelerek topla buluşmaya çalıştı. Ayrıca De Bruyne, 13 hatalı pasla maçı tamamladı.
Wan Bissaka-Shaw ikilisinin özel performansları
United bekleri 90 dakika boyunca savunmada oldukça özverili bir performans gösterdiler. Manchester City, ataklarının %43’ünü sol kanattan gerçekleştirdi ve bu yaklaşımda De Bruyne’nin markajdan kaçmak için bu bölgeye kayması da etkiliydi. Fakat savunma konusunda rakipsiz olduğunu birçok maçta kanıtlayan Wan Bissaka, Sterling başta olmak üzere City hücumcularına hiçbir şekilde geçit vermedi. 5 top kapma ve 5 pas arasıyla oynayan yıldız sağ bek, girdiği 8 ikili mücadelenin de 5’ini kazandı. City’nin sol çizgiden oyunu genişleten ismi Sterling ise maçı 0 adam geçme ile tamamlarken 3 kez de top kaptırdı.
Sol bek Luke Shaw da bu sezonki yükselen grafiğini sürdürdü. 1 de gol kaydeden İngiliz oyuncu, takımının hücumlarında oyunu sol kenardan genişleten isimdi ve zaman zaman da prese destek verdi. Yukarıdaki görüntüde de Shaw’un savunmadaki özverisini görüyoruz.
İkinci yarı & sonuç
İkinci devreye iki teknik adam da aynı düzenleriyle ve oyun anlayışlarıyla başladılar. 50. dakikada bir hızlı hücumla golü bulan Manchester United, maçın geri kalanında da iyi bir savunma performansı göstererek skor üstünlüğünü korumasını bildi.
Skoru tayin eden bu golün hazırlanışında kaleci Henderson hızlı bir şekilde topu Shaw’a göndermişti. İngiliz sol bek de devamında başarılı bir şekilde topu ileriye taşımıştı. Ayrıca gole ait görüntüde de görebildiğimiz gibi United oyuncularının 5 kişiyle hızlı bir şekilde rakip kaleye yöneldiğini, dolayısıyla iki kenarda da oyuncu bulundurduğunu görüyoruz.
Dakikalar 70’i gösterdiğinde Guardiola, Foden-Jesus değişikliğiyle sahte dokuzlu düzenine dönüş yaptı. Bu rolde zaman zaman Foden’ı, zaman zaman da Sterling’i gördük. Bu hamleden sonra City’nin hücumda alışageldiğimiz çeşitliliğine ve akışkanlığına yaklaştığını gördük. Ev sahibi ekip kalan 20 dakikalık kısımda Foden’ın da aktif rol üstlenmesiyle bazı şanslar yakaladı.
Manchester City, bu pozisyonda da kalabalık hücum hattıyla sonuca ulaşmak istiyor. Topu taşıyan Foden, önce oyunun yönünü sağa çeviriyor ve devamında da iyi pozisyon alarak oldukça net bir şans yakalıyor. Jesus’un da silik bir performans gösterdiğini göz önünde bulundurunca yakın gelecekte Guardiola’nın sahte dokuzlu düzenlerini daha fazla izleyebiliriz.
Sözün özü, Guardiola’nın öğrencileri her ne kadar derbiyi kaybetseler de şampiyonluk yolunda neredeyse rakipsiz görünüyorlar. United cephesiyse ligde 15 maçtır kazanan rakiplerine karşı önemli bir galibiyet aldı ve Şampiyonlar Ligi’ne katılma yolunda en iddialı takımlardan biri olduklarını kanıtladılar.
Kaynak: Maçkolik & WhoScored
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.