2 yıllık Slaven Bilic macerasının ardından Beşiktaş’ın başına geçecek isim bekleniyordu. O isim sezon sonundan beri telaffuz edilen Şenol Güneş oldu.
Beşiktaş taraftarının “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler!” tezahüratı da hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.
Şenol Güneş Bursaspor’da 1 yıl geçirdi. Kupa kazanamadı ancak oynattığı hücum futbolu, kazandırdığı futbolcular ve takımı belli bir seviyeye çıkarması onun adına tam anlamıyla somut olmasa da başarılı bir sezon olduğunu gösteriyor.
Şenol Güneş’in Bursaspor’u, Trabzonspor’la aynı puanda olmasına rağmen averajla ligi 6. sırada tamamladı. Şenol Güneş’in başarılı olduğu asıl kulvar ise Türkiye Kupası. Türkiye Kupası’nda final oynayan Bursaspor finalde üstün futboluna rağmen Galatasaray’a mağlup oldu. Güneş’in Türkiye Kupası’ndaki başarısının kilit noktası ise finale Fenerbahçe’yi eleyerek çıkmasıydı. Kadıköy’de Fenerbahçe’ye 3 gol atmak her takımın yapabileceği bir şey değildi açıkçası.
Şenol Güneş’in Bursaspor’daki en önemli icraatlarından biri de kırılgan oyuncuları takıma kazandırması. Özellikle Volkan Şen’in bu sezonki etkili performansında Şenol Güneş’in etkisi tartışılmazdı. Batalla’dan sonra aksayan bölgeye de Josue’yi muntazam şekilde monte etmeyi başardı deneyimli antrenör.
Güneş’in takımlarındaki diğer bir konuya odaklanalım. Milli Takım potansiyeline oyuncu kazandırma. Serdar, Volkan, Şener, Ozan ve Emre Milli Takım kadrosunda kendilerine yer buldu. Özellikle Ozan ciddi bir ivme kazandı. Kaleci Harun’un sezon boyunca etkili olan performansında da Şenol Güneş’in imzası vardı. Kısacası kurt hoca yerli oyunculara ciddi ivme kazandırdı. Bu ivme kaliteli yerli isimlere sahip olan Beşiktaş için çok ciddi bir avantaj demek. Beşiktaş rakiplerinin aksine en iyi transferlerini kadrosunun içinden yapacak, yapmak zorunda.
Gelelim Beşiktaş’a…
Beşiktaş sezon boyunca topa hakim olmak ve organize ataklarla rakip kaleye gitmeye çalıştı. Kontrollü futbolu benimsedi ancak bunu bütün dinamikleriyle uygulayamadı. Hem hücumda hem savunmada duran toplar ciddi sıkıntıydı. Fernandes-Sivok ikilisinin duran toplardaki etkisinden sonra bu sezonki felaket alışılmışın dışındaydı Beşiktaş için.
Şenol Güneş’in Bursaspor’u oynadığı futbol dışında bazı istatistiklerde de Beşiktaş’ın önündeydi.
- Beşiktaş maç başına 5,1 korner ortalamasına sahipken Bursaspor maç başına 5,4 korner ortalamasına sahipti.
- Beşiktaş maç başına 1,6 gol ortalamasına sahipken Bursaspor maç başına 2 gol ortalamasına sahipti.
- Beşiktaş maç başına 10,5 şut ortalamasına sahipken Bursaspor maç başına 13,2 şut ortalamasına sahipti.
- Beşiktaş maç başına 5,2 isabetli şut ortalamasına sahipken Bursaspor maç başına 5,9 isabetli şut ortalamasına sahipti.
- Beşiktaş 52,9 ikili mücadele kazanma yüzdesine sahipken Bursaspor 53,5 ikili mücadele kazanma yüzdesine sahipti.
- Beşiktaş 52,2 hava topu kazanma yüzdesine sahipken Bursaspor 54,8 ikili mücadele kazanma yüzdesine sahipti.
Daha kolay bir örnekle açıklamak gerekirse Bursaspor, Beşiktaş’tan daha az benzin harcayıp daha çok yol gitti. Beşiktaş’ın aşırı derecede tempolu geçen Avrupa serüvenini de düşünecek olursak yakın istatistikler çıkıyor ancak bu Beşiktaş gibi büyük bir kulüp için bahane olmamalı. Şenol Güneş Beşiktaş’ı iki kulvara da adapte edebilmeli.
Şenol Güneş dışında onunla çalışacak ekip de ciddi önem arz ediyor. İlk etapta ekibe yeni katılacak kondisyoner Miguel Peiro ismi çok önemli… Beşiktaş’ın 2009’daki şampiyonluğunda kondisyoner Stefano’yu unutmak mümkün mü? İspanyol kondisyoner de aynı etkiyi yaratabilir.
Yenilenen Nevzat Demir tesislerinin zemini ile Beşiktaş sakatlık sıkıntısını da çözmeye çalışıyor. Güneş’in altyapıyı Ümraniye’ye taşıma isteği de ayrıca önemli… Şenol Güneş Beşiktaş’taki görevine dört koldan sarıldı ve kolay bırakacakmış gibi gözükmüyor.
Beşiktaş’ın Şenol Güneş’le birlikte izleyeceği kadro yapılanmasına bakacak olursak öncelikle 3 kalecinin de şansının eşit olduğunu düşünüyorum lakin tecrübesiyle ve altın çağını Şenol Güneş’le birlikte yaşamasından dolayı Tolga’nın; Günay ve Cenk’ten sıyrılacağını düşünüyorum. Günay ve Cenk buna rağmen forma yarışında ciddi rakip olacaklardır ve Tolga’yı dahil geri plana itebilirler. Kaleci antrenörü Sambade’nin kalacağını varsayarsak eski kaleci Şenol Güneş’le birlikte Beşiktaş’ın 3 kalecisi de beklenenden iyi performans gösterecek bence.
Şenol Güneş imzayı attıktan sonra da birkaç belirttiği gibi Beşiktaş için sağ bek önemli bir nokta. Kısacası Beşiktaş’ın Serdar dışında bir sağ beke ihtiyacı var. 2’li sağ bek rotasyonu Beşiktaş’ı sezon boyunca taşıyacaktır.
Diğer önemli nokta savunmanın göbeği… Sivok’un anlamsız ayrılışı, Milosevic ve Ersan’ın yetersizliğinden dolayı stoper takviyesine kesin gözüyle bakılıyor. Pedro’nun da satılma ihtimali var. Beşiktaş’ın hava toplarında etkili, sert bir stopere ihtiyacı var.
Olcay’ın yetersiz kaldığı sol açık bölgesine de takviye bekleniyor. UEFA yaptırımdan dolayı Beşiktaş tüm mevkilere serbest oyuncularla takviye yapma niyetinde. Bu da yönetimin elini çabuk tutması gerektiği anlamına geliyor.
Yazının başında da belirttiğim gibi Beşiktaş asıl transferlerini takım içinde yapmalı. Frei, Oğuzhan, Cenk Tosun, Günay, Cenk gibi tam anlamıyla takıma monte edilememiş isimleri bu sezon daha sık duyabiliriz.
Özetlemek gerekirse Şenol Güneş Beşiktaş’ı özlenen şampiyonluk hedefine ulaştırabilecek isimlerden biri. Belirttiğimiz noktalara doğru transferler yapılabilirse ve Güneş takım içinde tam anlamıyla yer bulamayan isimleri takıma monte edebilirse uzun vadede de başarı kovalayacak bir takım yaratılabilir.
Beşiktaş taraftarının ağzında artık tek bir slogan var. Haydi kalk ayağa, yürü güneşe.