Fenerbahçe, ligin 32. haftasında kendi evinde Bursaspor’u konuk etti. Genelinde oldukça tempolu geçen karşılaşmayı Fenerbahçe 2-1 kazanarak Galatasaray’ı takip etmeyi sürdürdü.
Ortalama pozisyonlar
Fenerbahçeli oyuncular şablon olarak her hafta aşağı yukarı benzer tablolar ortaya koysa da, hiç bu kadar rakip sahada topla buluştukları bir tablo olmamış olabilir. Kaleci ve iki stoperi dışında tüm oyuncular topla ortalama olarak rakip yarı sahada buluşmuş. Bursaspor ise genel olarak rakibini bekledi, kontra toplarla etkili olmaya çalıştı.
Fenerbahçe maça istediği gibi başladı denebilir. Belki çok net pozisyonlar bulmuş olmasa da son haftalardaki en istekli, hareketli iç saha maçına başlamış olabilir. İki haftadır Fenerbahçe’de Dirar’ın yokluğundan kaynaklanan bir farklılık var ve bu farkın takıma olumsuz yansıdığını görüyorum. Alper-Dirar zorunlu değişikliğinin, Fenerbahçe’nin en önemli silahı haline getiren sağ kanat aksiyonlarını ciddi şekilde sekteye uğrattığını gördük.
Her zaman atak etkinliği sağ taraf ağırlıklı olan Fenerbahçe, iki haftadır sol kanadını çok daha etkin kullanıyor. Aslında Dirar’ın oynadığı son haftalarda sol kanadın da Hasan Ali ve Aatıf’ın yükselen performansı (ve de tabiki oyuna sonradan giren Valbuena) ile işlemeye başlamıştı ve bu durum skora da yansıdı. Dirar ile ilgili bir başka önemli konu da Bursaspor’un isteyerek ya da pozisyon gereği, daha çok Fenerbahçe’nin sağ kanafından gelmesi oldu. Dirar’ın ne kadar faydalı bir oyuncu olduğunu defalarca yazmaya gayret etmiştim. Olmayışı da önemini gösteren bir ispat niteliğinde.
Fenerbahçe, karşılaşmanın hemen hiçbir anında topu rakibe vermedi, oyunu mümkün olduğunca kendi insiyatifinde tuttu.
Topla oynamalarda karşılaşmanın genelinde %63’e %37’lik üstünlüğü vardı. Fenerbahçe, 26 kere ceza sahasına girerken Bursaspor’da bu sayı sadece 6. Fenerbahçe, 6 kere topu 45 saniyenin üzerinde ayağında tuttu bu karşılaşmada.
Herşeye rağmen, ilk yarıda önemli denemeler yapmış olsa da, skoru bulup rahat bir şekilde oyunu elinde tutması beklenenilirdi.
Hasan Ali
Geçtiğimiz hafta da bahsetmiştim, bu hafta da takımın en önemli oyuncularından biri oldu. Bir sol bek olarak toplamda 127 aksiyonla (pas, şut, orta, dripling, pas arası vs.) takımın en çok mesuliyet alnan oyuncusu oldu, bu aksiyonların %77’sinde başarı sağladı. Josef’in 110 aksiyonla ikinci sırada olduğunu kıyaslamak açısıdan belirtmek isterim. Ceza sahasına da 8’i isabetli toplam 14 pas attı. InStat Index de 315 puan vererek etkinliğini gözler önüne sermiş, yüksek ihtimalle bu hafta da ‘haftanın ilk 11 i’ nde yerini alacaktır.
Valbuena tartışmaları devam ede dursun, Aykut Kocaman’ın Vabuena’dan maksimuma yakın verim aldığını düşünerek hakkını teslim etmek istiyorum. Valbuena’yı diri tutup oyunun 25-30 dakikalık son bölümünde sahaya sürmesi pekala bir strateji olabilir. Ki bu karşılaşmada da 54 dakikada yaptığı 5 top kaybından özellikle tüm takım rakip yarı sahadayken olan 3 tanesi takımı başına iş açabilirdi. Bu kayıpların elbetteki bir sebebi de takımın hareketsizliği olrak değerlendirilebilir, ancak şu anda eldeki kadro bu. Bu paragraftan Valbuena etkisiz gibi bir sonuç çıkmamalı, zira ofansif olarak çok büyük fark yarattı; toplam 43 pas yaptı, 7’si isabetli tam 9 anahtar pas attı. Ceza sahasına 15 pas attı. 381 Instat Index’i muazzam bir rakam, o da bu haftanın ilk 11’inde olmaya aday oyuncularından olacaktır.
Oyuncu bu kadar etkili iken hoca takdir edileceğine neden tepki toplar?
Ya Valbuena, belki de, büyük oranda yaşından kaynaklı olarak bir türlü fiziksel olarak 80-90 dakika oynayacak noktada değilse, olamayacaksa?
Ve belki de bu verilerin hepsi teknik heyetin elinde rakamsal olarak mevcutken -bize bu detayları açıklamak gibi bir yükümlülükleri yok- bizlerin elinde yoksa?
Herşeyi bilmiyor olabilme ihtimalimiz çok daha fazla değil mi…
Sonuç
Fenerbahçe için kalan iki maçı kazanmakta yetmeyecek. Galatasaray’ın yenilgisi ihtimaline karşı Karabükspor karşısında risk alıp erken dakikalarda öne geçerek minimum 4-5 fark yapma planı olmalı.
Bu haftaki yazı biraz ‘en’ler’ tadında oldu. Haftaya daha detaylı bir analiz yapmaya çalışacağım, bu haftalık bu kadar.