Şampiyonlar Ligi ikinci hafta maçında Paris Saint-Germain evinde Bayern Münih’i konuk etti. Ev sahibi takım Dani Alves, Cavani ve Nemar’ın golleriyle maçı 3-0 kazanmasını bildi.
Oyuncu Pozisyonları
Ancelotti tamamı enerjik, mücadeleci ve pres gücü yüksek oyunculardan kurulu PSG orta sahasına karşı orta bölgeyi kalabalık tutmak istedi. Emery’nin Veratti, Motta ve Rabiot’dan oluşan orta saha kurgusuna Tolisso, Thiago, Vidal ve onlara yakın oynamaya çalışacak James ile karşılık verdi. Bu sayede 3 oyuncuya karşı 4 oyuncuyla üstünlüğü almak istedi. Savunma katkısı olarak Paris Saint-Germain hücumcularının iyi niyeti görülmeye değerdi. Ortalama pozisyonlarda bu kadar geri de pozisyon almalarının sebeplerinden birisi bu diğeri ise Bayern Münih’in topla oynama yüzdesi ve savunmasını önde kurması. Neymar 2 pas arası yaptı, 5 tanesi rakip sahada olmak üzere 8 serbest top topladı. Mbappe ise 2 top çaldı, 6 serbest top topladı. İkisi de çizgide oyuncu kovaladı, ayağa kayarak top çalmaya çalıştı, maçı istediklerini gösterdi.
İlk görselde oyuncu ortalama pozisyonlarında da görüldüğü gibi Münih’te Kimmich ve Alaba hariç tüm oyuncular orta bölgede kümelenmiş bir şekilde pozisyon aldı. Ancelotti’nin topu ayağında tutma düşüncesi, kanat oyuncularının defansif katkısından ödün vermesine sebep oldu. Başka bir tabirle top bende olduğu sürece eksik yakalanmam gibi bir anlayış diyebiliriz. Fakat erken gelen gol tüm planları bozdu.
Münih Atakları
Bayern Münih maç boyunca topla oynama konusunda rakibine üstünlük kurdu. Bavyera ekibi ikinci dakikada yediği golden sonra baskıyı artırdı. Fakat organize olamadılar. Kırmızılar rakip savunmayı aşmayı, takım olarak hücum etmeyi başaramadılar. Burada Emery’nin öğrencilerinin de hakkını vermek lazım. İlk 30 dakikalık bölümde Bayern Münih çeşitli pozisyonlar bulsa da bunların neredeyse tamamı duran toplar sonucunda geldi. Aşağıdaki görselde toplam 13 şut ile bitirilen atağın 8 tanesinin duran toplar sonucunda oluşması bunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
İlk Gol
James ve Müller gibi daha çok merkeze yakın oynamayı seven oyuncuların kanatta oynaması Kimmich ve Alaba’yı PSG’nin hücum oyuncularıyla yalnız bıraktı. Birçok pozisyonda Neymar-Kurzawa karşısında Kimmich, Mbappe-Alves karşısında ise Alaba yalnız kaldı. İlk gol de bu noktadan geldi. Neymar topla beraber kalabalık Münih savunmasının ortasına girdi, Cavani de Alaba’yı üzerine çekince arkadan gelen Dani Alves’i ne takip eden ne de karşılayan çıktı. Aşağıdaki görsellerde de görüldüğü gibi Neymar’ın pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Brezilyalı oyuncu golünü attı.
İkinci Gol
Bayern Münih’in savunma hataları açısından bakarsak yenilen ilk iki gol birbirinin kopyasıydı. O kanatta tek olan Alaba, Alves’i karşılamak için öne çıktı. Alves, Alaba ile Süle’nin arasındaki mesafeden faydalanarak topu Mbappe’nin önüne gönderdi. Mbappe, hızı ve çevikliği sayesinde tek hareketle karşısına aldığı iki stoperi de oyundan düşürdü. Geriden gelen Cavani’ye golün servisini yaptı. Aşağıda ikinci görselde Kimmich’in Neymar ile tek kalması da temeldeki hatadan kaynaklanıyor. Mbappe asistini Neymar’a da yapabilirdi. Ekranda normalde rakip kanat oyuncusunu karşılaması gereken Alaba’yı göremiyoruz. Onun yerine sağ stoper Martinez, Mbappe’yi karşıladı. Martinez, Kimmich ile arasındaki mesafeyi bu kadar açıp pozisyonunu kaybedince Cavani’yi karşılayan olmadı.
Üçüncü Gol
Goller üzerinde bu kadar ısrarla durmamın sebebi hepsinin temelinde aynı hatanın yatıyor olması. Üçüncü gol de PSG, Alves ile hızlı çıkıyor ve Alaba yine iki rakibini birden karşılamak zorunda kalıyor. Mbappe’yi tutsa Alves’in topu rahat kullanmasına müsaade edecek, Alves’e biraz baskı uygulasa Mbappe’nin kaçmasına sebep olacak. Oyuncu kaynaklı tek gol yenmiş olsa oyuncuya sorumluluk yükleyebilirsin fakat her yediğin gol aynı sebepten oluyorsa bu teknik direktörün sorumluluğudur.
PSG Atakları
Bayern Münih kendi yarı sahasında ilk yarı 7 tane, ikinci yarı 9 tane olmak üzere tam 16 top kaybı yaptı. Hızlı top taşıyabilen bekleri karşısında, atletik hücumcular karşısında bu kadar top kaybı kabul edilemez. Bu top kayıplarının bir çoğu hızlı Paris Saint-Germain atakları sonunda Münih kalesine tehlike olarak döndü.
Düşüncelerin pratik hayata dökümü davranışları meydana getirir. Davranışların ise belli süre belirli aralıklarla tekrarlanması karakteri oluşturur. Bunu futbola uyarlarsak belli saha içerisinde anlık olarak bazı davranışlar ortaya çıkabiliyor. Fakat bu davranışları aynı takımda belirli aralıklarla görüyorsak artık o takımda bu hareketler anlık reflekslerden ziyade karaktere dönüşmüş demektir. İşte PSG’nin hızlı oynaması da takımın karakteri haline gelmiş. Kendi ceza sahalarından 3-4 pasla rakip ceza alanında şut pozisyonu bulabildiklerini gördük. Daha önce de belirtmiştim tekrar etmekte fayda var. Hızlı oynayabilen takımlar karşısında ne kadar iyi olursanız olun, her an tetikte olmak zorundasınız. Bu tarz takımlar anlık konsantrasyon kaybı telafisi olmayan sonuçlar ortaya çıkarabilir. Yukarıda bahsettiğimiz ve aşağıda görüldüğü Paris Saint-Germain kendi ceza sahasından 3-4 pasla 10-12 saniye içerisinde rakip ceza alanında çok ciddi tehlikeler yaratmayı başardı.
Alphonse Areola
Maçta en dikkat çeken oyunculardan birisiydi. Oyun içi tüm hareketleri hesaplayarak ortaya çıkan Instat index’inde takımında Neymar’dan sonra en yüksek oyuncuydu. Özellikle ikinci yarıda çok önemli kurtarışlara imza attı. Bayern Münih’in yaklaşmasını engelledi, kalesini gole kapattı. Ayrıca maç içerisinde bileklerine son derece hakimdi. Maç içerisinde %88 pas isabetiyle oynarken attığı 12 uzun toptan 9 tanesinde isabet sağladı. Unai Emery gibi dünyada en iyi rotasyon yapan teknik direktörlerden birine rağmen takımının bu sene oynadığı tüm maçlarda sahada yer aldı. Genel bir tabirle performansı ben artık büyük takım kalecisi oldum dedirtecek cinsten.
Neymar
Maçın yıldızıydı. Kafası sürekli hücumda, hemen hemen her ayağına aldığı top atağa dönüştü. Denediği 43 pasın 32 tanesi hücuma dönüktü. Tam 9 tane kilit pas attı, yüksek bir oranla bunların 6 tanesinde başarılı oldu. Rakip ceza alanına 9 tane top gönderdi. Takımının çektiği 11 şutun 6 tanesinin ceza sahası içinden olmasında baş aktördü. Defansif olarak önemli katkılar verdi. Ekstra işler yaptı, çizgide oyuncu kovaladığı oldu. Rakip sahada 5 tane serbest top aldı. Bunun yanında 21 top kaybı yaptı, bu gerçekten çok yüksek bir sayı. Fakat sürekli zor toplar geçirmeyi deneyen, hücumu düşünen felsefesi bu top kayıplarını izole etti. Ayrıca oyundan neredeyse hiç düşmedi, bunu da actions haritasından görmek mümkün. Actions haritasında sahanın her dakikasında takımının ortalamasının üzerinde hareket etti.
Carlo Ancelotti
Ancelotti’nin sezon genelinde oyunun savunma tarafında yaptığı hatalara bu maç özelinde biraz değinmek istiyorum.
1- Öncelikle sahaya James ve Müller gibi kendini merkeze çekmeyi seven iki oyuncuyla çıktı. Bunun oyuncuların ortalama pozisyonlarında da gördüğümüz gibi merkezde yoğunluğa sebep olup bekleri o kulvarda rakibin iki oyuncusu karşısında tek bırakacağını hesaplaması gerekiyordu. Ancelotti gibi bir teknik direktörün bunu gözden kaçırdığı sanmıyorum, tahminin topu ayakta tutma süresini hesaba katarak risk aldı.
2- Beklerin bu kadar önde pozisyon alacağını tahmin etmeliydi. Kanatlarda tek oyuncuyla oynadığından atak oluşumu için alternatifsiz bekler önde pozisyon aldı. Bu da Mbappe ve Neymar gibi hızlı, çevik bileklere sahip hareketli oyuncuların beklerin arkasındaki bölümü efektif kullanması demekti. Gollerin bir çoğu da bu zincirleme hatalar sebebiyle geldi.
3- Neymar ve Mbappe gibi atletik oyuncular karşısına Martinez ve Süle gibi iki ağır, beli dönmeyen stoperle çıktı. Önde pozisyon alan bekleri ekarte eden bu oyuncular maç boyunca ağır stoperler karşısında bire bir pozisyon yakaladı.
Yazıyı yazdığım zamanda Ancelotti ile Münih’in yollarının ayrılmış olduğunu gördüm. Son olarak taktiksel olarak değil ama biraz futbol dışı dikkatimi çeken bazı noktalar oldu. Bayern Münih başkanının açıklamalarından bu ayrılığın altında yatan bazı sebeplerin oyuncular olduğu fark ettim. Teknik direktörlerin oyuncular karşısında bu kadar çaresiz duruma düşmesini futbol adına hoş karşılamıyorum. Juventus, Milan, Chelsea, PSG, Real Madrid ve Bayern Münih gibi dünyanın en elit takımlarında çalışmış, son derece kariyerli bir teknik adam bile oyuncular karşısında bu kadar çaresiz duruma düşüyorsa futbol ileriye gitmiyor demektir.