Breda’dan Liverpool’a bir başarı öyküsü. Futbol tarihinin en pahalı defans oyuncusu olma yolunda inişler, çıkışlar ve en sonunda zirve. Hollandalı dev Virgil van Dijk, saha içi ve dışındaki bu zorlu savaşa ise şimdiden hazır görünüyor.
Hollanda’dan İskoçya’ya
vrupa’nın önde gelen futbol ülkelerinden Hollanda’da 1991 yılında dünyaya gelen Van Dijk, bu spora olan merakını küçük yaşta farkedip tutkusunun peşinden gidecek cesareti göstererek ülkesinin idol defans oyuncusunu Jaap Stam’i de yetiştiren Willem II altyapısına girmeyi başardı ve futbola ilk ciddi adımını erken attı. Alt yaş takımlarında geçirdiği 9 yıldan sonra Groningen’in yolunu tutan Van Dijk, ilk profesyonel maçına ise 2011 yılında bu forma altında çıktı. Bir sonraki sezon maçlara ilk 11’de başlayan Hollandalı oyuncu 2 sezonluk başarılı performansının ödülünü ise İskoç devi Celtic’e transfer olarak aldı. Yeşil beyazlı ekipteki ilk sezonunda Ambrose, ikinci sezonda ise Galatasaray’dan tanıdığımız Denayer’le sağladığı uyumla dikkatleri üzerine çeken van Dijk, iki sezonda da takımının ligde en az golü kalesinde görüp baskın şampiyonluklar kazanmasındaki en büyük katkılardan birini verdi. Celtic’te geçirdiği 2 sene boyunca performansını gün geçtikçe arttıran Hollandalı stoper daha önce Celtic’ten Wanyama ve Forster gibi isimleri astronomik rakamlarla kadrosuna katan Southampton’un yeni hedefi haline gelirken 2015 Eylül’ünde beklenen transfer gerçekleşti ve Van Dijk kariyerinin en önemli imzalarından birini atarak rotasını İngiltere’ye çevirdi.
İlk sezonunda kısa sürede İngiliz futboluna uyum sağlayan genç oyuncu taktiksel oyun becerisini de geliştirmeye başladı. Defanstaki tecrübeli partneri kaptan Fonte’nin yanında daha önce takım arkadaşı olduğu kaleci Forster ve yine Celtic kültüründen gelen Wanyama ile birlikte oynaması Virgil’in takımda yabancılık çekmemesi adına önemli etmenlerden olurken Southampton’un Mane,Tadic,Bertrand gibi kaliteli ayaklara sahip olması da sezon sonu alınan lig pozisyonu ve takım performansı adına olumlu etki yaptı. Geçen sezon Southampton’daki ikinci senesine takım olarak iyi başlayamasalar da zaman içinde performansını yükselten hatta kaptanlığa kadar ulaşmayı başaran oyuncu yaşadığı bilek sakatlığı yüzünden şanssız bir şekilde sezonu Ocak ayında kapattı. Sezon başından beri ismi Liverpool ile anılan Hollandalı oyuncu transfer görüşmelerinde yaşanan profesyonellik dışı hareketlerin gölgesinde biraz da hayal kırıklığıyla transferini gerçekleştiremeden yeni sezona başlarken, 5.haftaya kadar kadroda yer bulmakta zorlandı. İlk yarıdaki 20 maçın 12’sinde forma giyen defans oyuncusu ilk yarıların sona ermesiyle arap saçına dönen Liverpool transferinin mutlu sonla bittiğini hayranlarına duyurdu.
Milli Takım
İlk olarak 2011 yılında 21 yaş altı milli takımı için davet alan van Dijk, 2014 Eylül’ünde ise ilk kez A milli takıma çağrıldı. İtalya’yla oynanan hazırlık karşılaşmasında Guus Hiddink tarafından Hollanda kadrosuna alınan Virgil van Dijk maçta şans bulamazken ilk milli maçına ise EURO 2016 elemelerinde oynanan Kazakistan maçıyla çıktı. Bu maçtan itibaren kadronun vazgeçilmez isimlerinden olmayı başaran Virgil van Dijk toplamda 16 kez A milli olurken, bundan sonra yeni bir teknik direktör ve genç isimlerle sağlam bir dönüşümü hedefleyen Hollanda Milli Takımı’nın da stoper bölgesindeki en önemli alternartiflerinden biri olarak görünüyor.
Oynadığı Pozisyon
Genellikle sağ stoper olarak oynayan Dijk, Groningen’deki ilk sezonunda Avrupa Ligi için Den Haag ile oynanan playoff rövanş maçında sağ bek olarak forma giymiş ve 2 gol 1 asistlik performasıyla dikkatleri üzerine çekmişti.
Güçlü ve Zayıf Yanları
1.93’lük stoperin en önemli yeteneklerinden biri elbetteki hava hakimiyeti. Uzun boyuna rağmen oldukça atletik bir fizik yapısına sahip olan van Dijk, bu sayede hantal bir defans oyuncusu görünümünden uzak. Fiziksel özellikleri yanında liderlik vasfıyla da çok özel bir oyuncu olan van Dijk, genç yaşına rağmen sorumluluklar üstlenen takımına öncülük yapabilecek önemli isimlerden biri. Önündeki boşlukları değerlendirerek topla birlikte çıkmayı seven ve geriden attığı isabetli uzun paslarla takımının hızlı ataklara kalkmasına katkı sağlayabilen futbolcu, topla oyunda da başarılı bir görüntü çiziyor. Fizik üstünlüğüyle rakibi sindirmesinin yanında pozisyonlara soğukkanlı yaklaşımı, güçlü sezgileri ve bu sezgilerle aldığı doğru pozisyonlarla rakip atakları kesmekte yüksek bir yüzdeye sahip olan oyuncu, kayarak müdahaleleriyle de dikkat çekiyor. Rakibe değil topa sert olan oyun yapısıyla yıl içinde fazla kart sorunu yaşamayan yıldız oyuncu zaman zaman ileri çıkarak ya da frikikten bulduğu gollerke takımına önemli puanlar kazandırıyor. Hollandalı stoperin en büyük sorunlarının başında ise zaman zaman yaşadığı konsantrasyon eksikliği geliyor. Oyundan düştüğünde basit hatalarıyla şaşırtan van Dijk oyunun içinde kaldığı sürece ise rakiplerine geçit vermiyor.
Transfer Durumu
80 milyon €’ya yakın transfer bedeliyle dünyanın en pahalı defans oyuncusu ünvanını almaya başaran Van Dijk’in bonservisinin bundan sonra bu pozisyonda gerçekleşecek transferler için emsal teşkil edeceği bir gerçek. Liverpool’un uzun yıllardır geri dörtlüde yaşadığı sıkıntıları kapatacağına dair büyük bir inanç duyulan oyuncu uzun yıllar kırmızı beyazlı formayı rahatlıkla taşıyacak ve İngiltere Premier Ligi içinde önemli stoper figürlerinden biri olarak kalacak gibi görünüyor.
Mevcut Potansiyel
Başarılı oyuncu son yıllarda Avrupa futbolunun önemli altyapı ülkelerinden olan Hollanda’dan çıkan en yetenekli stoperlerin başında geliyor. Mevcut görüntüsüyle dünya futbolunun kalbi olan İngiltere Premier Ligi gibi zorlu bir ligde parmakla gösterilen defans oyuncularından biri olan genç futbolcu kısa sürede Liverpool için fark yaratacak isimlerden olacak potansiyeli şimdiden taşıyor.
Gelecek Potansiyel
Van Dijk’in bugüne kadar geçirdiği süreçte azim ve çalışkanlığının yardımıyla futbolunda önemli gelişmeler kaydetmesinin yanında Borussia Dortmund’u çalıştırdığı dönemde Götze,Lewandowski Liverpool’a geldiğinden beri ise Emre Can ve Salah başta olmak üzere oyuncularının gerçek potansiyellerini ortaya çıkarmakta usta bir isim olan Jurgen Klopp gibi dünya çapında bir antrenörle çalışacak olması da oyuncunun gelişimini sürdüreceğine dair umutları arttırıyor.