Brezilya Dönemi
utbolun neredeyse bir din gibi görüldüğü Brezilya’da 1997 yılında dünyaya gelen Richarlison, futbola doğduğu Vitoria bölgesinin yerel takımı Real Noroeste takımında başladı. Eyalet şampiyonalarında gösterdiği performansla Brezilya’nın köklü kulüplerinden America Mineiro’ya transfer olan genç oyuncu oynadığı oyunun karşılığını dönemin hocası Givanildo Oliviera’dan aldı ve o dönem Serie B liginde mücadele eden yeşil beyazlı ekipte süre almaya başladı. İlk başlarda sonradan oyuna dahil olsa da attığı gollerle göz doldurmaya başlayan Richarlison’un sezon sonunda 9 gol 4 asistlik bir performansa ulaşması Serie A takımlarından Fluminense’nin gözünden kaçmadı. 2.5 milyon €’ya yakın bir bedelle başkent ekibinin yolunu tutan genç yetenek kendine Avrupa kapılarını açacak olan bu takımda 2 sezon geçirdi. İlk sezonunda kısa bir alışma devresi geçiren ve kendini kabul ettirmeye çalışan Richarlison bu dönemde Brezilya U20 takımından da milli davet almaya başladı. Kendini asıl olarak kanıtladığı 2016-2017 sezonuna çok iyi bir başlangıç yapan sol kanat oyuncusu bir çok Avrupa takımının radarında iken sezon sonunda yıllardır oynamayı hayal ettiği lig olduğunu söylediği Premier Ligi tercih ederek Watford’u seçti
İngiltere’deki ilk sezonu
Güney Amerika’dan İngiltere’ye hiçbir Avrupa tecrübesi yaşamadan gelen oyuncuların yaşadığı adaptasyon sorununu yaşamadan sezona fırtına gibi giren Richarlison, kendi yaş kategorisine göre yüksek bir bonservis bedeliyle takıma katılsa da bu ağır yükün altında kalmayarak ilk sezonunda sarı siyahlıları sırtlayan isim olarak otoritelerin beğenisini toplamaya devam ediyor. Taraftarın adına şarkılar söylediği Richarlison bu sezon süre aldığı 1544 dakika içinde 5 gol 5 asistlik performansıyla dudak ısırtırken Brezilyalı oyuncunun adı şimdiden İngiltere devleriyle anılmaya başladı.
Bu sezon 2-2 biten West Brom karşılaşmasında ilk golün asistini yapan Richarlison 90.dakikada attığı kafa golüyle takımına 1 puanı kazandıran isim oldu.
Milli Takım
Fluminense’deki ilk sezonu olan 2016 yılında dönemin Brezilya 20 yaş altı teknik direktörü Carlos Amadeu tarafından İngiltere U20 ile oynanan hazırlık maçında kadroya alınan ve ilk maçında golle tanışan Richarlison daha sonra Sudamericana U20 eleme maçlarında da iyi performanslar çıkardı. Henüz A milli takım seviyesinde forma şansı bulamayan genç oyuncu Watford’daki üst düzey performansını sürdürdüğü sürece Brezilya Milli Takımı’nın da kapısını aralaması sürpriz olmayacak.
Oynadığı Pozisyon
Atletico Mineiro’da oynadığı dönemde santrafor olarak görev yapan Richarlison, Fluminense kariyerine ise forvet arkası olarak başladı ve sezon ilerledikçe sağ kanatta şans bulmaya başladı. Fluminense’deki ikinci sezonunda ise Brezilya ekibinin sol kanatta yaşadığı eksiklikler yüzünden sol kanat pozisyonuna geçen genç oyuncu skor katkısının artması üzerine kariyerine sol kanat olarak devam etti.
Güçlü ve Zayıf Yanları
Neredeyse her Brezilyalı gibi top tekniği oldukça üst düzey olan Richarlison’un oyun stilini etkileyen en önemli etmenlerin başında fiziki özellikleri geliyor. Oldukça atletik bir oyuncu olan genç futbolcu kıvraklık ve çevikliğini kullanarak zor pozisyonlarda etkili gol vuruşları yapabiliyor. Hızı ve başarılı driblinglerinin yanında güçlü fiziğiyle topu ayağında tutarak arkadaşlarına zaman kazandırabilen Brezilyalı, uzun bacak boyuyla da hızlı mesafe alma ve adam eksiltme konularında da kendine çeşitli avantajlar sağlıyor. Bununla beraber iki ayağını da kullanabilmesi bir çok pozisyonda sorunsuz oynamasına olanak verirken bu da oynadığı takıma çok yönlülük kazandırıyor. Son vuruş kalitesi de gün geçtikçe yükselen oyuncu top ve pozisyon takibini iyi yaparak güçlü sezgileriyle golü adeta kokluyor. Sadece çizgiye çakılı bir kanat oyuncusu olmayan Richarlison topla birlikte ceza sahasına yaptığı dikine ataklarla rakip adına ciddi tehlikeler yaratıyor. Özellikle Brezilya’da oynadığı dönemde göze çarpan en olumsuz özelliği olan fazla topla oynama süresinin İngiltere’de gittikçe azaldığı görülen futbolcu göze hoş gelen futboluyla izleyenlerin beğenisini kazanıyor. İngiltere’ye hızlı adapte olması da oyuncunun ne kadar uyumlu olduğunun en büyük kanıtı durumunda.
Transfer Durumu
İngiltere’ye 12.5 milyon €’ya yakın bir bedelle transferi gerçekleşen Richarlison kısa sürede Premier Lig içinde kendini kanıtladı ve devlerin dikkatini çekmeyi başardı. Piyasa değerini gün geçtikçe yükseltmeye devam eden Brezilyalı yetenek daha Watford’daki ilk sezonu tamamlamadan ismi Tottenham’la anılmaya başladı. Transfer bedelinin ne olabileceği ise şimdiden merak konusu. Transfer yarışının sadece Tottenham’la sınırlı kalmadığını iddia eden İngiltere basını yakın zamanda bu yarışa Chelsea ve birkaç Çin kulübnün de dahil olacağı görüşündeler. Watford tarafında ise teknik direktör Marco Silva Richarlison’u takımda tutmak için savaşacaklarına dair açıklamalarda bulunurken Watford’un seviye atlaması için hırslı oyunculara ihtiyacı olduğunu belirtti. Richarlison’un kariyer yönünün ne tarafa doğru olacağını gösterecek etmenlerin ise zaman ve oyuncunun istikrarlı performansı olacak gibi görünüyor.
Mevcut Potansiyel
Richarlison şuan ki performansı ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanmış durumda. Brezilya gibi futbolun daha basit ve tekniğe dayalı oynandığı bir ligden İngiltere gibi fizik ve futbol kalitesi en üst düzey olan bir lige geçiş yapan ama kısa sürede oyunun üzerine koymaya devam eden genç yetenek potansiyelini sonuna kadar zorlamaya devam ediyor.
Gelecek Potansiyel
Henüz 20 yaşında böylesine zorlu bir ligde tutunmayı başaran Richarlison gelecek adına umut veriyor. Daha bu yaşında ismi dev takımlarla anılmaya başlayan Brezilyalı oyuncu barındırdığı yıldız potansiyeliyle herkesin dikkatini çekiyor. Avrupa futbolunun bu tarz hızlı,atletik ve skor yükünü çeken isim eksikliğinin Richarlison’a olan talebi arttıracağına ise şüphe yok. Barındırdığı yıldız ışığıyla Richarlison hem kulüp hem milli takım bazında önümüzdeki yıllarda kendinden en çok bahsettirecek futbolcuların başında geliyor.