Yaz dönemi transfer sezonu temkinli açıldı. Gerek Fransa’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası gerek Uefa’nın Finansal Fair Play kriterlerine ters düşmemek için kulüpler, iki düşünüp bir adım atıyorlar Fenerbahçe ise Gökhan Gönül’le bağları kopardıktan sonra sağ bek transferine öncelik verirken kulüp binasına kadar getirdiği Van Der Wiel’le anlaşmaya çok yaklaştı.
Geçmişi…
Van der Wiel 3 Şubat 1988 tarihinde Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da dünyaya geldi. Futbola Amsterdam’daki amatör kulüplerden RKSV’de başlayan Wiel, henüz 7 yaşındayken yetenekleriyle Dünya’nın açık ara en iyi gençlik akademilerinden birine sahip Ajax yetkililerinin dikkatini çekmeyi başararak Kluvert,Rijkaard,Van Basten ve Cruyff gibi bir çok efsane yıldızı dünya futboluna kazandıran altyapı De Toekomst’a seçildi ve çocuk sayılabilecek bir yaşta keşfedilen nadir oyunculardan oldu. 2002 yılına kadar bu akademide kendini sürekli olarak geliştirmeyi başaran Gregory yaşadığı mental sorunların giderilmesi adına pilot takım Haarlem’e kiralandı. İlerleyen yıllarda yapılan bir röportajda bu ayrılığın ve kiralandığı takımdaki kötü koşulların kendini disipline ettiğini belirten Wiel, 2005 yılında Ajax’a dönerek genç takımda kaptanlığa kadar yükseldi. Ajax formasıyla ilk maçına ise 2006-2007 sezonunda çıkan sağ bek oyuncusu bir sonraki sene için iddialı olacağı görüntüsünü verse de lig başında 11 maçta forma giydikten sonra yaşadığı diz sakatlığı nedeniyle geriye kalan 29 maçı da kaçırarak sezonu kapattı. Kariyerinin biteceği endişesini taşıyanlar ise Van der Wiel’in 2008-2009 sezonundaki oyununu görünce şaşkınlık yaşayacaktı. O sezon Ajax’ın vazgeçilmezlerinden olmayı başaran Gregory çıktığı 43 maçta 3621 dakika forma giyip 2 gol 4 asist kaydederek dikkatleri üzerine çekerken Ajax taraftarları da bu performansa kayıtsız kalmayarak takımın en iyi genç yeteneği olarak seçtiler 2009-2010 sezonuna iddialı giren Ajax’ta belki de kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçiren Wiel, neredeyse hiçbir maçı kaçırmadan tam 50 maça çıkarak 4522 dakika forma giydi. Bu maçlardaki istekli oyunu ve hücum katkısıyla sezon sonu Eredivisie’nin en iyi genç oyuncusu ödülüne ulaşan Wiel takımına 6 gol 2 asistlik katkı verdi. Bu performansıyla 2010 Dünya Kupası için Bert van Marwijk’in işini kolaylaştırarak kadroya ilk olarak yazılan isimlerden biri olmayı garantiye alan Gregory finale kadar tüm maçlarını kazanan kadroda önemli bir rol oynadı ve Uruguay’la oynanan yarı final karşılaşması hariç her maç 90 dakika oynayarak Hollanda’nın finale giden yoldaki vazgeçilmez ismi oldu.
Her ne kadar Dünya Kupası’nı İspanya’ya kaybetse de kariyerinin en önemli sezonlarından birini yaşayan Hollandalı sağ bek 2010-2011 sezonunda da istikrarını sürdürdü. bir önceki sezondan daha fazla maça çıkmayı başaran oyuncu 52 maçta 4543 dakika forma giyerken 2 gol 5 asist yaptı ve kariyerindeki ilk Ajax şampiyonluğunu yaşadı. 2011-2012 sezonunda ise yaşadığı kasık sakatlığı performansını etkilese de Wiel takımının şampiyonluğuna oynadığı 28 maçta 3 gol 5 asistlik katkı verirken sezon sonu Ukrayna ve Polonya’nın ortaklaşa düzenlediği EURO 2012 için de Hollanda kadrosuna davet edildi. Turnuvadan sonra kendisine bir çok üst düzey Avrupa kulübü tarafından yapılan transfer teklifleri arasından güçlü Katar sermayesiyle yeni bir dönüşüm yaşayan PSG’yi tercih eden Wiel kariyerini Fransada sürdürme kararı aldı ve 6 milyon bonservis bedeliyle başkent ekibinin yolunu tuttu. İlk sezonunda 29 maça çıkan sağ bek 2041 dakika forma şansı bulurken 1 gol 1 asistle oynadı. PSG sezon sonunda 20 yıllık şampiyonluk özlemine son verirken Wiel’de takımına kolayca uyum sağlayarak bu kadronun önemli bir parçası oldu. PSG’deki 2.sezonunda ise 35 maça çıkan Hollandalı oyuncu özellikle şampiyonlar ligi performansıyla adından söz ettirdi. Sezonun tamamında 9 asist rakamına ulaşan oyuncu bir sezonda en çok asist yaptığı yılda yıldızlaştı ve PSG ‘nin 4.şampiyonluğundaki başarılı isimlerden oldu. Sezon sonunda Brezilya’da düzenlenecek Dünya Kupası için davet alsa da yaşadığı diz sakatlığı nedeniyle kendini zorlamak istemeyen oyuncu Milli takımdan iznini istedi ve bir sonraki sezona hazırlanmaya devam etti. 2014-2015 ve 2015-2016 sezonlarında ise toplamda 68 maça çıkan Gregory 5122 dakika forma giyerken 68 maça çıktı ve toplamda 3 gol ve 12 asistlik katkısıyla da PSG’nin son 4 yıldaki şampiyonluğundaki en önemli isimlerden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ancak son sezonda formasını Fildişili genç oyuncu Serge Aurier’le paylaşmaya başlayan Wiel çok çalışmasına rağmen ilk onbirde düzenli olarak yer alamamasının kendine duyulan bir güvensizlik olarak değerlendirdi ve hocası Laurent Blanc’ın kendisiyle olan iletişiminin çok zayıf olduğunu belirterek bu sezon sonunda sözleşmesini yenilemek yerine ayrılma kararı aldı.
Hangi bölgede oynuyor ?
Van der Wiel çift yönlü bir sağ bek. Yani hem defansta hem hücumda neredeyse tek başına bir kanadın yükünü çekebilecek bir isim. Dörtlü defansın sağında rahatlıkla oynayabildiği gibi ona asıl özelliğini veren ve verimini arttıran diziliş sistemi 3-5-2 olarak kabul edilebilir. Arkadaki 3 defans oyuncunun verdiği güvenle hücumda çok daha büyük bir etkinliğe sahip olan Wiel kendi bölgesinde bu işi en iyi yapan birkaç oyuncudan biri durumunda.
Sahada neleri en iyi yapar?
Günümüz futbolunda bekler artık kendi alanında çakılı olmak yerine kanat akınlarında hücuma yardımcı olmak,katkı sağlamak hatta derin koşularla ceza sahası içine kadar girerek gol atmak,attırmak beklentisi altındalar. Gregory Van der Wiel ise dünya futbolunda bu yeni tarz beklerin neredeyse öncüsü konumunda. Yıllardır en üst düzey platformlarda kendini gösteren, büyük maçlarda tabiri caizse büyük oyunculardan olan Wiel, 30’lu yaşlarına yaklaşmasına rağmen çalışkanlığıyla fiziksel olarak hala en üst düzeyde. Defansta olduğu kadar hücum varyasyonlarında da çok önemli rol üstlenen oyuncu güçlü fiziğini hızıyla birleştirince bir kanadı neredeyse tek başına domine edecek kadar iki kişilik oynuyor. Kale önüne yerden yaptığı etkili ortalarla rakip kaleyi oldukça zorlayan Hollandalı yıldız sağ kanattan defans arkasına sürekli sarkma çabalarıyla da bir çok gol bulabiliyor. Hızı düşünüldüğünde de bu sarkmalarla sezon içinde penaltı alabileceği ise gözden kaçmamalı. Ayaklarına da oldukça hakim olan Wiel defans tarafında ise rakip oyunculara yakın oynayarak nefes aldırmamasıyla meşhur. Ayakta ve kayarak yaptığı etkili müdahaleleriyle sezon için çok fazla kart görmeyen oyuncu hava toplarında da fena değil. Takım oyunu oynamayı seven bir yapıda olan Wiel özellikle PSG’de attığı gollere de bakıldığında bireysel başarılarından çok takım olarak hücum edildiğinde alacağı pozisyonu çok iyi bilerek ve oyunu takip ederek sürekli olması gereken yerde olmasıyla tanınıyor. Bu tarz oyuncular geriye çabuk dönüp ortasahada yerini alarak oyunu daraltıp topun daha hızlı bir şekilde geri kazanılması için katkı sağlayabilirlerken böyle beklere sahip olan takımlar da ortasahadaki bir oyuncusunu daha hücuma yönlendirme şansı bularak hücum etkinliklerini geride zaaf vermeden arttırma fırsatı yakalıyorlar.
Ne kadar ilerleyebilir ?
Van der Wiel öncelikle hala üst düzey liglerde ve Avrupa kulüplerinde futbol oynayabilecek kapasitede. Fizik yapısını koruyan ve çalışkanlığıyla sürekli çalışmaya devam eden Wiel hala dünya futbolunda vitrinde olan bir yıldız. Diğer yandan yaşadığı ciddi sakatlıklar da düşünüldüğünde bu başarılarla dolu kariyerin hazin bir sonla bitmesi ihtimali de çok uzak bir ihtimal olmayabilir. Özellikle Ribery’de de bulunan kronik tendinit sakatlığı sağ dizini zorlayıp tendon sıkıntılarını ortaya çıkarırken kasık sakatlığı sebebiyle de uzun süre sahalarda olamadığı dönemler de unutulmamalı. Ancak son dönemde bu sakatlıklardan yakasını sıyırmayı başaran oyuncu hala forma giyme konusunda gençliğindeki kadar arzulu. Bu da PSG gibi bir kulüpten ayrılmayı göze almasından dolayı kolayca anlaşılabilen bir gerçek. Marka değeri oldukça yüksek olan Wiel ilerleyen yıllarda da son yılların gözdesi Çin kulüplerinde de forma giymeyi tercih edebilir.
Fiyatı
Yaklaşık 4 sene önce Ajax’tan PSG’ye 6 milyon euroluk bonservis bedeliyle transfer olan Wiel’in bonservisinin piyasa değeri 7-8 milyon euro civarında ancak oyuncunun serbest olması nedeniyle böyle bir bedelin ödenmesi söz konusu olmayacak ancak Wiel’i kadrosuna katmak isteyen takımların cebinden yüklü bir imza parası çıkabilir. Wiel’in son olarak PSG’den aldığı yıllık maaş ise 4 milyon € olarak biliniyor.
Son söz…
Van der Wiel gerek yetenekleri gerek başarıları gerekse oynadığı önemli platformlarla tüm dünyaca tanınan önemli bir yıldız. Fenerbahçe’yle resmi imzaların atılması durumunda Wiel’in hem Fenerbahçe’ye hem ülke futboluna bir marka değeri kazandıracağı kesin. Uzun yıllardır Gökhan Gönül’ün formasını terlettiği mevkide onun bıraktığı boşluğu gerek taraftarla olan yakın ilişkide gerek mental anlamda hemen dolduramayacak olsa da oyuncunun tecrübesi,profesyonelliği ve göze hoş gelen etkili oyunuyla kısa sürede taraftarın severek izlemekten zevk alacağı bir konuma geleceğine fazla şüphe yok. Uluslararası tecrübesiyle takımdaki gençlere de önemli katkıları olabilecek olan Wiel her anlamda Fenerbahçe’ye iyi yerlere taşıyabilecek kaliteli bir oyuncu. Taktiksel anlamda da takımı daha farklı şekillendirmek için Pereria’ya alternatifler sağlayabilecek olan Wiel, Milli takımdan da arkadaşı olan Van Persie’yle ve yerden,havadan yaptığı etkili ortaları rahatlıkla değerlendirebilecek Fernandao’yla iyi bir uyum yakalabilir.
Futbol Akademi Puanı
[embedyt] http://www.youtube.com/watch?v=bCE69DpXRVI[/embedyt]