Oyuncu İnceleme | Davy Klaassen

Sezonun sona ermesiyle birlikte gündemi transfer haberleri meşgul etmeye başladı. Bu haberlerden en çok göze çarpanı ise Beşiktaş’ın, Everton’un 25 yaşındaki orta saha oyuncusu Davy Klaassen’i kiralamak istemesi oldu. Talisca’nın takımdan ayrılması, Oğuzhan Özyakup’un takımdaki durumunun belirsizliği ile Atiba’nın yaşının ilerlemesi nedeniyle, gelecek sezon Europa League’de de mücadele edecek olan Beşiktaş’ta orta sahaya bir takviye yapılması şart gibi duruyor. Konuşulan adaylardan adı somut bir şekilde dillendirilen isim ise geçtiğimiz sezonun başında 27 Milyon € karşılığında Ajax’tan Everton’a transfer olan fakat beklediği süreleri alamayıp ilk 18’e bile giremeyen ve sadece 15 maçta 902 dakika süre alabilen 25 yaşındaki Hollandalı orta saha oyuncusu Davy Klaaseen oldu.

Dilerseniz bu sezon beklentilerin altında kalan oyuncunun genel özellikleri ile yolunun Türkiye’ye düşmesi halinde Beşiktaş’a neler katabileceği ve Beşiktaş’ın genel oyun yapısına uyup uymayacağını incelemeye koyulalım.

Oynadığı Pozisyon

Davy Klaassen, aslen orta sahada göbeğin sağ tarafında görev alan bir oyuncu olmasına karşın geçen sezonun başında Ajax’ın kaptanı olarak transfer olduğu Everton’da oynadığı 15 maçın 9 tanesinde ofansif orta saha pozisyonunda görev aldı. Sam Allardyce öncesi dönemde genelde 4-2-3-1 diziliminin defansif orta saha, 3-4-2-1 diziliminin ise öndeki ofansif orta saha pozisyonunda görev alan Klaassen, Allardayce’ın gelişiyle ancak sezonun son maçlarında görev alabilse de 3-1-4-2 diziliminde öndeki iki ofansif orta saha oyuncusundan biri olarak kendisine yer buldu. Oyuncunun ortalama ısı haritasındaki pozisyonu ise 3. bölgenin başlangıcının hemen sağında ve orta saha çizgisinin sol alt tarafında yoğunlaşıyor. Bunun nedenini oyuncunun top Everton’da iken hücum aksiyonlarını gerçekleştirmek için sağ kanadı tercih etmesi ile takımı savunmadayken sol koridora yardıma gitmesi olarak yorumlayabiliriz. Ne saf bir “10 numara” ne de tam bir çift yönlü “8 numara” olan Klaassen için en verimli olduğu rolü sezonun sonunda görev aldığı tekli defansif orta sahanın önünde oynayan “8,5 numara” rolü ile ofansif orta saha ikilisinden birinde oynatılması şeklinde tanımlayabiliriz.

Transfer olduğu takdirde Beşiktaş’taki rolü üzerinden gidecek olursak bir kere Talisca’nın yerine Klaassen’i getirmek çok büyük bir hata olacaktır. Son süreçte oynadığı ve verimli olduğu pozisyon ofansif orta saha olsa da oyun karakteri “10 numara” rolüne uygun değil. Aynı şekilde oyuncudan sezon boyunca Atiba, Oğuzhan, Medel ve Tolgay’ın dönüşümlü oynadığı defansif orta saha ikilisi içinde oynatıp iyi verim almayı beklemek de doğru olmaz. Sezon içinde de belli maçlarda bu bölgede görev alsa da kendisinden beklenen defansif görevleri yerine getirebilecek gerekliliklere sahip değil. Bu yüzden Beşiktaş, Davy Klaassen’i transfer etmek istiyorsa oyuncunun dinamizmi, kuracağı pas bağlantıları ile ceza sahasına yaptığı koşulardan yararlanmak adına geride oynayacak bir “6 numaranın” önünde Klaassen ile birlikte top sürme ve şut yeteneğine sahip bir orta saha ikilisi oluşturacak bir 2. bölge dizilimi kurgulamalı.

Fiziksel Özellikler

Oyuncu fiziksel açıdan fazla atletik bir vücut yapısına sahip olmamasına karşın bu eksikliğini dinamizmiyle ve ikili mücadelelere girmeyecek şekilde pozisyon almasıyla kapatıyor. Grafik 1’de de görüldüğü gibi Klaassen oynadığı her 90 dakikada 2,43 top çalma sergilerken başarılı olduğu ikili mücadele sayısı da 0,20 gibi bir değere sahip. Bu veriler neticesinde aynı ligde oynadığı diğer oyuncular ile karşılaştırırsak defansif yönünün klasik bir ön libero, hatta bir “8 numara” için bile yeterli olmadığını görüyoruz. Boyu 1,79 olan Hollandalı oyuncu özellikle duran toplarda içeride hava topu mücadelesine girmeyip ceza sahası dışında bekleme eğilimini görüyoruz. Bu sayede savunmadan uzaklaştırılan topları alarak takımını hücuma hızlı çıkaran, hücumda da dönen topları alarak takımına ikinci kez atak etme imkânı sağlayan Klaassen’in maç başına kazandığı hava topu sayısı ise 1,5. Beşiktaşlı oyuncuların henüz sona eren sezondaki fiziksel aksiyonları ile Klaassen’in performansını karşılaştırdığımızda ise (Tablo 1 ve Grafik 2) oyunun savunma tarafında daha fazla görev alan Atiba, Medel’den daha geride

Grafik 1: Premier League Başarılı Defans Aksiyonları (900 dakika ve üzeri oynayan orta saha oyuncuları dikkate alınmıştır.)

olduğunu görüyoruz. Daha ofansif özellikli oyuncular ile kıyasladığımızda ise top çalma sayısının düşük olmasına rağmen Talisca, Oğuzhan ve Tolgay’dan az farkla daha önde. Bu da oyuncu hakkında ve transfer olduğu takdirde takıma fiziksel yönlerden neler sunabileceği ile ilgili bize fikir sunuyor.

Önceki paragrafta değindiğim üzere oyuncu atletik bir fiziğe sahip değil, bu sebepten ötürü kendisini fiziksel temasa gireceği pozisyonlardan sakınmayı tercih ediyor. Ancak bu eksiğini dinamizmi ve yüksek pres gücü ile kapatıyor. Takımı savunmadayken tempolu bir şekilde, oyun kurmaya çalışan rakip stoperlere sıkça baskı yaptığını gözlemleyebilirken aynı şekilde kanatlara da düzenli olarak savunma yardımı getirdiğini söyleyebiliriz. Ofansif orta saha olarak görev aldığı maçlarda savunma kanatlara ve stoperlere yaptığı pres dışında savunma amacıyla geriye çok dönmediğini görüyoruz. Ancak daha savunma özellikli bir rolde görev aldığında karşıladığı oyuncuyu ceza sahası, hatta aut çizgisine kadar takip ettiğinden bahsedebiliriz.

Hücum alanında da Klaassen’in bu dinamizmini kullandığından söz edebiliriz. Everton savunmanın uzaklaştırdığı toplarda özellikle sağ kanata açılıp öne yaptığı koşularıyla kontra atakta takımının Cenk Tosun veya Oumar Niasse ile birlikte en uçtaki oyuncusu olan Hollandalı oyuncu aynı şekilde 2. bölgede önünde mesafe bulduğu takdirde de ceza sahasına çok etkili girişler yapıyor.

Fiziksel özellikleri bahsinden bir özet geçmek gerekirse Klaassen, fiziksel kuvvetten ziyade dinamik özellikleri ile dikkat çekiyor. Türkiye Süper Ligi’nde önde en etkili pres uygulayan takım olan Beşiktaş’a bu yönden fazlasıyla katkı verebilecek olan oyuncunun orta sahada beklenen sertliği yeterli düzeyde sağlayamayacağı kanaatindeyim. Hücum alanında da süratli ileri çıkışlarıyla her zaman bir hücum opsiyonu olup tehlike yaratabilecek bir nitelik taşıyor.

Tablo 1: Beşiktaş vs. Klaassen – Fiziksel Aksiyonlar (Renkler; Yeşil: İyi, Sarı: Orta, Kırmızı: Kötü)

Grafik 2: Beşiktaşlı Oyuncular vs. Klaassen – Fiziksel Aksiyonlar

Teknik Özellikler

Davy Klaassen’in teknik özelliklerini ele aldığımızda ilk göze çarpan özelliği kesinlikle topu ayağında fazla tutmaması olur. Oyuncunun top kontrolü, kendi bölgesindeki elit seviyede sayılan oyuncularla kıyasladığımızda üst düzeyde değil. Dolayısıyla pası aldığı anda kendisine yapılabilecek bir şok pres karşısında top kaybı yaşaması beklenebilir. Fakat Klaassen, bunu bildiğinden kendisine gelen pasların büyük çoğunluğunu tek pas oynayarak topu arkadaşlarıyla buluşturuyor veya top kontrolünü yaptığı gibi topu ayağından çıkarıyor. Kendisine gelen topu ayağında 1 saniyeden fazla tuttuğunu çok nadir görürsünüz. O durumda da ileriye doğru top sürmeyi tercih ediyor. Maç başına 38,17 pas denemesinde bulunan Klaassen, 82,12% isabet oranı ile paslarını gönderiyor. Premier League seviyesi için hem pas deneme sayısı hem de isabet oranı düşük bir seviyede. Grafik 3’te görüldüğü üzere isabet oranı, topu ayağında fazla tutmadan doğru oynadığı için ortalamanın üzerinde fakat top

Grafik 3: Premier League Toplam Pas Denemeleri (900 dakika ve üzeri oynayan orta saha oyuncuları dikkate alınmıştır)

kontrolünün yeterli seviyede olamayışı nedeniyle fazla pas alışverişine de girmeyen bir oyuncu ki bu durum da bizi oyuncunun bir diğer özelliğine yönlendiriyor. Everton’da en verim verdiği bölge olan ofansif orta saha ikilisinden biri olarak oynarken yan yana oynadığı takım arkadaşı Tom Davies daha 2. bölgeye yakın oynayıp bloklar arası bağlantıyı sağlayan oyuncu rolünü üstleniyordu. Klaassen ise daha fazla 3. bölgeye yakın, ceza sahası çevresinde pozisyonunu alan ve aldığı topları bekletmeden ceza sahasında veya kanatlarda tehlike oluşturabilecek şekilde arkadaşlarına aktarmaya çalışan bir oyuncu hüviyetine sahip. Eredivisie’de daha rahat pozisyon bulabildiğinden bu rolü rahatlıkla sergileyip oyunu gerek pasları gerekse tempoyu arttırarak yaptığı koşularla dikte edebiliyorken Premier League’de bu görevi kaldırabilecek teknik becerilere sahip olamadığından set oyununu ören tek pasları haricinde hücumda “tek sıkımlık kurşun” niteliğinde bir silah olarak kaldı. Bunun anlamı maçta zaten fazla hücum ve oyun kurma aksiyonuna giremeyen oyuncu, bulduğu kısıtlı fırsatları da bireysel bir çaba göstermek yerine arkadaşlarına pozisyon yaratmak amacıyla kullanıyor. Bu pozisyonların pek çoğu da Klaassen’in yeterli teknik meziyete sahip olamadığından ötürü top veya pozisyon kaybıyla sonuçlanıyor. Grafik 4’e baktığımızda Klaassen’in yaratıcılığının Premier League’de kendi bölgesinde oynayan diğer oyunculara göre daha kısıtlı seviyede kaldığını yorumlayabiliyoruz. Oynadığı maç başına yalnızca 0,12 isabetli kilit pas atabilen oyuncu, takım arkadaşına attığı pas asiste dönüşseydi eğer ne kadarlık bir gol yaratmış olacaktı, bu paslarının gol tehlikesi yaratma kalitesini ölçen “Asist beklentisi” (xA) istatistiğinde de 0,05’lik bir değerle oyunun yaratıcılık alanında vasat bir performans sergiliyor.

Grafik 4: Premier League Gol Tehlikesi Yaratma Değerlendirmesi (900 Dakika ve üzeri oynayan orta saha oyuncuları dikkate alınmıştır)

performans sergiliyor. Klaassen’in son verilen değerlerde, verdiği şut paslarının kalitesine göre 1 asist yapabilmesi için ortalama 20 şut pası vermesi gerekiyor, ki bu sayı asiste ulaşabilmek için oldukça yüksek bir sayı. Bu sezon aldığı sürede yalnızca 1 asist yapabilmesini buna bağlayabiliriz.

Oyuncu hücum aksiyonlarını genelde sağ taraftaki “half-space” diye tabir edilen kale direği ile ceza sahasının yan çizgileri arasında kalan ve orta sahaya kadar süren bölgede gerçekleştiriyor. Bu sezon Everton’da görev aldığı 15 maçta yalnızca 8 şut çekebilen Klaassen’in golü bulunmuyor. Çektiği şutların kalitesine bakarsak da “Gol Beklentisi”, yani çektiği her şutu gol olabilme ihtimalini ölçen istatistiği maç başına 0,02 olan Klaassen’in çektiği şutlara göre ancak 50 şut sonunda 1 gol bulabileceğini görüyoruz ki bu çok düşük bir seviyede. Oyuncunun bitiricilik ve pozisyon yaratmadaki eksikliklerinin yanı sıra top sürme konusunda da ciddi bir zafiyet yaşıyor. Maç başına yalnızca 1,39 top sürme denemesinde bulunan Klaassen, başarılı top sürme yüzdesi olarak 41,67% ile Premier League’in neredeyse son sırasında yer alıyor. Topsuz koşularda özellikle sağ half-space koridorunu başarıyla kullanan Klaassen için ne yazık ki aynısını topla yaptığı koşuları adına söyleyemeyeceğiz. Hollandalı orta saha oyuncusunun ceza sahasında topla maç başına 1,62 kere buluşması ise yukarıda bahsettiğim onun göze çarpan özelliklerinden biri. Kendine uygun oyun kurgusunda ve rolde görev aldığı takdirde her zaman bir hücum opsiyonu olabilecek potansiyele sahip.

Defansif açıdan oyuncunun teknik özelliklerini değerlendirmek gerekirse ilk bölümde değindiğim üzere oyuncunun fiziksel kapasitesi yeterince yüksek olmadığından dolayı bu alanda belirli sorunlar yaşamakta. Bu eksikliğini patlayıcı özellikleriyle kapatmayı bir nebze başarıyor olsa da detaylı incelediğimizde bu alanda rakip takım oyuncularının üzerine gidebileceğini görüyoruz. Maçlarda pas arası denemelerinde sıklıkla zamanlama hatası yaptığını ve bu nedenle takımına atak yedirebildiğini görüyoruz. Kaybedilen top sonrası 3. bölgede anında gerçekleştirdiği şok presleri ile karşıladığı oyuncuyu iyi takip edip pozisyonunu hiç kaybetmemesi umut verici olsa da ofansif orta saha olarak görev aldığı maçlarda savunmaya yeterli desteği vermediğini gözlemliyoruz. Oyuncu kanatlara, aldığı pozisyon itibarıyla iyi destek veriyor ancak burada Klaassen’in defansif anlamdaki en büyük açığı ortaya çıkıyor. Her ne kadar oyuncu dinamik ve rakip oyuncuyu iyi karşılıyor olsa da rakip oyuncu Klaassen ile birebir oynamaya kalktığı her seferde yanından geçerek mücadeleden galip ayrılıyor. Oyuncu bu özelliğini geliştirmediği takdirde takımı için defansif anlamda çok büyük tehlike teşkil eder.

Tablo 2: Beşiktaş vs. Klaaassen – Teknik Özellikler Karşılaştırması (Renkler; Koyu Yeşil: Çok İyi, Açık Yeşil: İyi, Sarı: Orta, Turuncu: Vasat, Kırmızı: Kötü)

Oyuncunun yukarıda saydığımız teknik özelliklerinin Beşiktaş’a ne getireceğini değerlendirmeye gelirsek öncelikle Davy Klaassen’in, hücum alanında becerilerini gösterebilmesi için kendisine baskı olmadan geniş bir alanda oynaması gerekiyor. Beşiktaş’ta özellikle önde oynayan orta saha oyuncularının hücumdaki teknik becerilerinin yüksek oluşu nedeniyle ligin Başakşehir’den sonra presten en rahat çıkan takımı halinde Beşiktaş. Tablo 2’de de gördüğümüz üzere, her ne kadar Klaassen’in oynadığı dakikalar Beşiktaşlı oyunculara göre daha düşük olsa da aldığı sürelerin bir kısmını Everton’la Europa League’de Premier League seviyesinden çok daha düşük takımlara karşı aldığından ötürü oyun kurma istatistiklerinin Beşiktaş seviyesinde yetersiz kalacağını söyleyebiliriz. Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden takımların bloklar arası mesafelerinin ne kadar kısa olduğu ile enine doğru alan bulmanın daha kolay olduğunu düşündüğümüzde Klaassen’in parladığı 2016-2017 sezonundaki Ajax’ı Europa League’de finale taşırken gösterdiği performansı sergilemesi zor gözüküyor. Hele ki takımdan ayrılan Talisca’nın yerinde “10 numara” pozisyonunu dolduramayacağından bir pozisyon geride oynaması gerekiyor fakat burada da Beşiktaş’ın pas oyununda Atiba, Medel, Oğuzhan ve Tolgay maç başına sırasıyla (56,64), (54,3), (63,24) ve (59,43) pas denemesinde bulunurken maç başı sadece (38,17) pas atan oyuncunun Şenol Güneş’in planlarına girebilmesi zor gözüküyor.

Savunma yönünden de istatistikleri ortalamanın üzerinde gözüküyor ancak bu noktada da oyuncunun fiziksel kapasitesinin iyi seviyede olmaması nedeniyle defansif aksiyonlara da en minimum şekilde girdiğini söyleyebiliriz. Duran toplarda ceza sahasının hemen dışında pozisyon alması dönen topları alıp takımına hızlı hücum opsiyonu ya da ikinci bir set hücumu yaratması olumlu özelliklerinden ancak ligimizdeki takımların çoğunluğunun Beşiktaş’a karşı kontra atak ve uzun toplarla hücum etme anlayışını benimseyeceğini düşündüğümüzde ve oyuncunun birebir savunmasındaki zaafını da dikkate aldığımızda geçiş savunmasında sıkça “hücum yedirdiğini” veya sarı kart görebileceğini öngörebiliriz. Faul sayısının da (1,74) olması bu yargımızı destekleyecek türden bir veri.

Psikolojik Özellikleri

Davy Klaassen’in en güçlü olduğu özellikleri psikolojik özellikler olarak nitelendirebiliriz. Fiziksel ve teknik özellikleri Hollanda’dan dışarı çıktığı ilk macerasında yetersizmiş gibi gözükse de zihinsel özelliklerinden hiçbir şey kaybetmemiş durumda ki bu da onu hala üst seviyede mücadele edebilmesine ön ayak oluyor. 25 yaşındaki oyuncu, Everton’a transfer olmadan önceki sezonda Avrupa Ligi’nde finale kadar yükselen Ajax takımının kaptanlığını yapıyordu. Zihinsel dayanıklılığı üst düzeyde olan Klaassen’in hırslı ve azimli yapısı, onu mevkisi neresi olursa olsun sahada ayak basmadık yer bırakmayan bir oyuncu haline getiriyor. Aynı şekilde oyun aklı da gelişmiş olan Hollandalı oyuncu hem savunmada hem hücumda doğru pozisyon alarak oyununu bir adım öne taşıyor ve her iki alandaki teknik eksikliklerini bu şekilde belli bir ölçüde kapatabiliyor. Ajax zamanında kaptan olmanın da verdiği liderlik vasfını çok iyi bir şekilde taşıyıp özgüvenli oyununu oyuna ve skora yansıtabilirken Everton’a transferi sonrası gerek Premier League’e uyum sorunu yaşaması gerekse de önce kulübeye, sonra da Sam Allardyce’ın gelişiyle ilk 18’in dışına mahkûm edilmesi sebebiyle süre bulabildiği maçlarda konsantrasyon eksikliği ile bir özgüven kaybı sorunu yaşadığından söz edebiliriz. Bu nedenle Beşiktaş Klaassen’i transfer etmek istiyorsa ona süre vereceği ve verim alabileceği bir oyun yapısı ile sahaya çıkmalı.

Sosyal Özellikleri

Davy Klaassen, Everton’a Ajax’ın kaptanı sıfatıyla 27 Milyon Euro karşılığında transfer oldu. Ajax’ta iken Johan Cruyff, De Boer gibi efsane isimlerin takdirini toplayan oyuncu hakkında takım arkadaşları dahil birlikte çalıştığı herkes ne kadar profesyonel ve iyi niyetli bir oyuncu olduğundan söz ediyorlar. Özellikle son dönemde liderlik vasfını taşıyan oyuncularda özverili olmanın ne kadar nadir bulunduğunu düşündüğümüzde Klaassen için örnek bir profesyonel olduğundan bahsedebiliriz. Everton’a transfer olduktan sonra oynama süreleri düşmesine hatta kadroya bile girememesine rağmen teknik direktörü Sam Allardyce, verdiği bir röportajda Klaassen’in asla antrenmanlarını aksatmadığını ve çok sıkı çalışan bir oyuncu olduğunu söylemiştir. Arkadaşlarıyla ve taraftarlarla uyumu da iyi sayılabilecek bir seviyede bulunan oyuncu için oynamadığı dönemde Everton taraftarları sosyal medyadan oyuncuya şans verilmesi gerektiği hakkında isteklerini aıklıkla dile getirmişlerdir. Oyuncu hakkında sosyal yönden yapabileceğimiz tek olumsuz yorum geçtiğimiz sezon ortasında Napoli’ye gerçekleşmeyen kiralık transfer sürecindeki oyuncunun tutumu olduğunu söyleyebiliriz. Yine yukarıda teknik direktörü Sam Allardyce’ın bahsi geçen röportajında oyuncunun Napoli’ye kiralık gitmesi için kulüplerin anlaştığını ancak oyuncunun imaj hakları konusunda anlaşma sağlanamadığından ötürü transferin gerçekleşemediğini anlatmıştır. Klaassen’in oynama şansına ihtiyacı olduğunu ve bu güzel fırsatı değerlendirmek yerine parayı seçmesinin doğru olmadığını belirten Allardyce konu hakkındaki düşüncelerini oyuncunun menajerinin üzerinde fazla etkisi olduğunun söyleyerek sonlandırdı. Eğer yaşananlar Allardyce’ın kamu oyuna aktardığı gibi gerçekleşmiş ise Beşiktaş’ın hem oyuncuya hem de menajerine transferin gerçekleşebilmesi adına finansal rahatlık taahhüt etmesi gerekiyor oyuncudan sorunsuz bir şekilde verim alabilmek istiyorsa.

Genel Değerlendirme

Yukarıda her bir özelliğine detaylıca değindiğimiz üzere Everton’da oynayan Hollandalı 25 yaşındaki orta saha oyuncusu Davy Klaassen’in Beşiktaş’a kiralık transferi sonucunda takıma vereceği katkı konusunda belirli noktalara şüpheyle bakılabilir. Özellikle Türkiye Süper Ligi’nde çok üst düzey bir tekniğe veya zihinsel yetkinliklere sahip olmadığınızda orta sahada iş yapabilmenin fiziksel kapasiteye bağlı olduğunu düşünürsek her ne kadar oyun aklı ligimizdeki çoğu orta saha oyuncusundan daha gelişmiş olsa da teknik konulardaki beceri eksikliği onun orta sahada üst düzey performans sergilemesinin önüne geçebilir. Fiziksel temasa fazla girmediğini de dikkate alırsak Beşiktaş ancak tek defansif orta saha önünde oynatacağı iki oyuncudan biri olarak “8,5 numara” rolünde Klaassen’den verim alabilir. Fakat böyle bir dizilişi tercih ettiğinizde kanat ve forvet oyuncularınızın skora katkılarının en üst düzeyde olması gerekir yoksa Beşiktaş bu oyun anlayışıyla çok kısır bir sezon geçirir. Oyuncunun bireysel özelliklerinden en üst seviyede katkı alınabilmesi içinse zihinsel özelliklerinin ön plana çıkarılması gerekiyor ki bu konuda da Şenol Güneş’e çok iş düşüyor. Henüz Klaassen’in 25 yaşında olması ve iyi bir profesyonel olması nedeniyle oyuncudan üst seviyede mücadele edebilmesi için için henüz umudun kesilmemesi gerektiğini düşünsem de Beşiktaş’ın, yazının başında da bahsettiğim üzere orta sahada yaşaması muhtemel ciddi kan kaybını daha farklı tarzda bir oyuncu ile doldurmasının takıma daha fazla katkı sağlayacağı kanaatindeyim.

Yazan: Alper Çaltık