Tottenham’da Pochettino’nun ayrılığı sonrası Mourinho’nun başa geçmesinin ardından kulüpte değişim yaşanıyor. Bu değişimi konu alan All or Nothing: Tottenham Hotspur belgeselini izlerken Jose Mourinho’nun maçların öncesinde, devre aralarında ve sonrasında sözü çoğu zaman yardımcısı Joao Sacramento’ya bıraktığı dikkatimi çekti. SkySports’tan Nick Wright’ın; Sacramento’nun hayatında iz bırakanlarla konuştuğu ve bu durumun çok da şaşırtıcı olmadığını gösteren yazısını sizler için çevirdik. Keyifli okumalar.
30 yaşındaki Joao Sacramento şu sıralar Mourinho’nun yardımcılığını yapsa da kariyeri boyunca Marcelo Bielsa, Leonardo Jardim ve Claudio Ranieri’nin öğrenciliklerini yapma fırsatı buldu.
Jose Mourinho’nun gerçekten yeni fikirlere sahip yeni bir adam olduğuna, geçmiş hatalarından gerçekten ders aldığına ve yaklaşımını buna göre güncellediğine hala biraz ikna olması gereken herkes için, en iyi bilgiler ancak onun yanında otururken bulunabilir.
Mourinho’nun Tottenham’daki yardımcısı Joao Sacramento, 30 yaşında, Premier Lig’de türünün en genç üyesi – şu anda antrenörlüğünü yaptığı bazı oyunculardan bile daha genç. Ancak takım içinde gelişen bilgisiyle büyüyen bir itibara sahip.
Son dönemde, Lille’de Christophe Galtier ve Marcelo Bielsa’nın yardımcısı olarak çalıştı. Ondan önce Monaco’dayken Claudio Ranieri ve Leonardo Jardim ile birlikte çalıştı. Futbolcu geçmişi olmayan bir genç antrenör için hiç de fena bir CV değil sanırım.
Sir Bobby Robson’un tercümanlığını yaparak sektöre adım atan şimdiki patronu Mourinho gibi Sacramento da alışılmadık bir yol izledi. Futbolcu olamayacağını anlayarak Portekiz’den ayrılıp uzman bir futbol diplomasına sahip olmak adına Cardiff’e yarım saatlik yürüyüş mesafesindeki Glamargon Üniversitesi’ne kaydoldu.
Mourinho’nun radarına ilk kez bu lisans eğitimi sırasında girdi.
“Sacramento’nun Jose Mourinho ile bağlantısı burada yaptığı bir çalışma ile başladı.” şu anda University of South Wales’ta spor başkanlığı yapan Steve Savage Sky Sports’a bu şekilde anlatıyor.
Joao, Jose’nin çalışmalarının bir analizini yapmıştı – felsefesi, oyun hakkındaki görüşü, taktik dönemlendirme kavramını kullanması – ve yaptığı şeyi sevdiğini söyleyerek bu çalışmayı ona göndermişti. Jose bu çalışmayı görmüş olmalı ki Joao şu sıralar onun yardımcılığını yapıyor. Sonuç olarak bu onların ilk temasıydı.
Mourinho, o noktada zaten iki kez Şampiyonlar Ligi şampiyonuydu ve Sacramento’nun kendine ait büyük hedefleri vardı. Ebeveynlerini Galler’e futbol okumaya gitmenin mantıklı bir hareket olduğuna ikna etmek biraz zaman aldı, ancak Sacramento nereye gitmek istediğinden emindi.
“10 yıl önce üniversiteye geldiğinde bir gün Şampiyonlar Ligi takımında antrenörlük yapacağını bize söyledi.” diyor Savage. “Joao’nun hedefi buydu ve tüm planını bunun üzerine yapmıştı. Çok kararlıydı ki bu onun en büyük özelliklerinden biridir. Olağanüstü derecede çalışma etiğine sahip birisi ve tamamen hedefini gerçekleştirmeye odaklanmıştı.
Bu çalışma etiği sayesinde Galler’deki dil engelini hızlı bir şekilde aşmaşı başardı ve şu sıralar anadili Portekizce kadar İngilizce konuşabiliyor. Ayrıca üniversite döneminde ileri düzeyde İspanyolca ve Fransızca öğrenmiş. Ancak antrenörlük ve analiz yetenekleri onun Şampiyonlar Ligi hedefini 10 yıl içinde gerçekleştirmesini sağladı -önce Monaco ve Lille ve sonrasında Tottenham ile.-
Bir rakip takım analisti olan Sacramento’nun kariyerinde önce onu Monaco’ya ardından da beraberinde Lille’e götüren Luis Campos’un etkisi yadsınamaz. Ancak profesyonel futbola Garry Speed ile beraber Galler Futbol Federasyonu altında benzer görevler ile ilk adımlarını attı.
Bundan önce Sacramento, üniversite takımları hakkında keşif (scout) raporları derlemek için Birleşik Krallık’ın dört bir yanına gidiyordu. Futbol onun için bir takıntıydı. Pep Guardiola’nın Barcelona’sının ve Jorge Jesus yönetimindeki Benfica’nın analizini içeren eski bir kişisel blogu mevcut. Bu blog Savage’ın onun için “futbol için büyük bir istek” olarak tanımladığı şeyden çok daha fazlası olduğunu kanıtlar nitelikte.
“Joao gidip bizim için Stirling, Loughborough ve Durham gibi takımları izliyor, güçlü ve zayıf yönleri hakkında raporlar derliyor ve USW’deki [Güney Galler Üniversitesi] ekibimizin onları nasıl yenebileceğini hesaplıyordu,” diyor Savage. “Açıkçası işe yaradı çünkü sonunda en üst lige yükseldik ve kazandık.
“Oyunu gerçekten iyi anladığı her zaman açıktı. Detaylara olan ilgisi korkutucu. Rakip takımların kusurlarını bulmak için hiç yorulmadan çalışır, kazanmak adına 16-20 saat aralığında çalıştığı bile olur.”
Bu adanmışlık, Sacramento’nun üniversitede geçirdiği süre boyunca öğretim görevlisi ve akıl hocası olan ve o zamandan beri “futbol babası” olarak tanımladığı biri olan David Adams’a benziyor.
Swansea akademisinden sorumlu geçen dört yıllık bir büyünün ardından şu anda Welsh FA’nın teknik direktörü olan Adams, Sacramento’yu orada yüksek lisansını tamamladıktan sonra üniversitede teknik gösterici olarak – esasen asistan öğretim görevlisi olarak atadı.
“Onu kaybetmek istemiyordum,” diyor Adams Sky Sports’a verdiği röportajda. “Portekiz’e giderse bu çocuğa ne olacak diye düşündüm. Ona bu işi vermeye karar verdim çünkü o gerçekten çok değerliydi. Sadece 22-23 yaşındayken birinci ve ikinci sınıflara “teknik direktörlük modelleri” dersini veriyordu
“Tanıdığım en ilgi çekici ve hevesli öğrencilerden biriydi. Üniversitenin sosyal alanlarına hiç ilgi duymazdı. Tek motivasyonu başarılı olmak üzerineydi. Sadece kendisini geliştirecek aktivitelerin içinde yer alırdı.”
“Hafta boyunca diğer öğrenciler şehir dışındayken, AstroTurf’te yerel bir kulüpte veya Cardiff’in akademisinde, kış ortasında 22: 00’ye kadar donma koşullarında çocuklara koçluk yapıyordu. Bazen de diğer teknik direktörleri incelerdi. Tipik bir öğrenci olarak sınıflandıracağınızdan tamamen farklı bir zihniyete sahipti.”
Sacramento üniversitedeki çalışmaları boyunca birinci sınıf notlar aldı ancak Adams’ı en çok etkileyen şey analizlerini antrenmanlara dönüştürme teknikleriydi. Oyun içi senaryoları antrenmanlara uyarlamaktaki yeteneği Galtier’in Lille’inde sevilen bir şeydi ancak bu yetenek sahadaki ve sınıftaki diğer öğrencileri yönlendirdiği Galler’de başladı.
“Bir analist olarak antrenman yaptırabilirsiniz ancak bir taraftan da oyunu anlamak zorundasınız. Bence Joao’nun da en büyük yeteneği oyunu anlaması,” diyor Adams. “İnanılmaz bir bilgi birikimine sahip ve analizlerini oyunla nasıl ilişkilendireceğini çok iyi biliyor. Antrenörlüğe olabildiğince erken başlayarak oyunun kendisi ve analizlerini aynı seviyeye getirme şansı buldu.”
Daha da önemlisi, Sacramento bir soyunma odasını yönetmekte hiçbir zaman sorun yaşamadı ve mesajını her zaman açık ve net bir şekilde iletebildi.
“Futbol kimi zaman zorlayıcı olabiliyor bu yüzden herkese karşı saygılı olmalısınız,” diyor Adams. “Bu konuda Joao doğuştan gelen bir özelliğe sahip ve oyuncularından tam olarak ne istediğini iletme yeteneği ile bu özelliğini destekledi. İyi bir antrenör olabilirsiniz, ancak mesajınızı iletemezseniz, zorlanırsınız. Joao bunun her iki tarafını da yapabilir.”
Adams ekliyor: “Bu konuda hiçbir sorun yaşamadı. Yaş hiçbir zaman onun için bir engel olmadı ve akranlarına saygı duydu çünkü çok düşünceli, titiz ve oyuncuya duyarlıdır. Nihayetinde, yüksek düzeyde bilgi ve anlayışa sahip olduğunuzda ve oyuncuların da onlara yardım ettiğinizi gördükleri sürece size saygı duyacaklardır.”
Sacramento’nun yükselişi 2014 yılında Galler’den ayrılıp Fransa’ya gitmesinin ardından olağanüstü hızlı şekilde oldu, ancak bu her zaman kolay olmadı. Örneğin Bielsa’nın Lille’de görevde kaldığı kısa bir süre vardı ve bu sürede azaltılmış sorumlulukları kabul etmek ve benzersiz bir çalışma tarzına uyum sağlamak zorunda kaldı.
“Bu dönem Sacramento için oldukça zorlu geçti çünkü Bielsa ciddi anlamda yoğun bir çalışma tarzında sahip,” diyor Adams. “Joao, Bielsa’nın faaliyetlerini milimetresine kadar ayarlamak için her saat güneş altında çalışıyor ve sabah çok erken kalkıyordu. Çok zordu ama biliyorum ki onun için oldukça öğretici bir süreçti. Bazı işlerin farklı şekilde uygulanabileceğini görmek adına değerliydi.”
Yine de Mourinho’ya göre, Sacramento’nun uzun süredir devam eden taktiksel dönemlendirme anlayışı ve uygulaması – Portekizli akademisyen Vitor Frade tarafından tasarlanan bir eğitim metodolojisi – onu Mourinho ile çalışmayı bırakan önceki asistanı Rui Faria’nın yerine Sacramento’yu çok uygun hale getirdi.
Adams, “Joao, bu metodolojiyi üniversitede oldukça ayrıntılı şekilde inceledi” diyor. “Bu metodoloji ikimizin de savunmaya inandığımız bir şey, muhtemelen bu yüzden bu kadar iyi bir ilişkimiz var.”
“Joao, sadece Chelsea Mourinho’sunu değil aynı zamanda yine bir taktiksel dönemlendirmeyi o sıralar Swensea’de uygulayan Brendan Rogers’ı da yakından takip etti. Bu tarz futbolu yakından takiplerin sonucunda Mourinho onu Spurs’e yardımcı olarak yanına aldı.”
Adams, Sacramento’nun Galler’deki o geliştirici yıllardan beri başardığı her şeyden gurur duyuyor. Bu başarılarının üstüne koyarak gelecekte “1 numara” olacağına da inancı tam.
“Pek çok insan o yaşta oyunu oynamadan bu seviyeye ulaşmanın imkansız olduğunu düşünebilir, ancak Joao – son derece zeki olmanın yanı sıra – her zaman kendine mümkün olan en iyi fırsatı verebilmek için elinden gelen her şeyi yapma zihniyetine sahipti. Doğru seviyede heves ve motivasyona sahip ve fedakarlık yapmaya son derece istekli.”
Savage ekliyor: “Onu mezunlarımızdan biri olarak görmekten son derece gurur duyuyoruz. Alçakgönüllü ve çalışkanlığının yanı sıra çok iyi bir insan. Geçenlerde onu aradım ve o hala bana “ihtiyar” diye hitap ediyor. Ancak şimdi başka bir “ihtiyara” sahip ve onu hayal kırıklığına uğratmayacağına eminim.”