Maç Önü | Beşiktaş – Galatasaray

Süper Lig’de 14. haftaya girilirken haftanın maçı kuşkusuz Beşiktaş – Galatasaray derbisi olacak.  Beşiktaş’ın Vodafone Park’ta Galatasaray’ı ağırlayacağı dev mücadeleden önce iki takımın artı ve eksi yönlerini iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.

Ä°lgili resim

Beşiktaş

Dorukhan Toköz ve Güven Yalçın’ın takıma monte edilme çabası Siyah-Beyazlıları heyecanlandıran etkenlerin başında gelirken Galatasaray derbisi öncesinde hafta içindeki Sarpsborg maçında gelen hikayeli galibiyet doğal olarak moralleri arttırdı.

Beşiktaş’ın en büyük kozlarından biri de tartışmasız Vodafone Park atmosferi olacaktır. Beşiktaş, ligde Galatasaray’la iç sahada oynadığı son 23 maçta yalnızca 4 kez mağlup oldu. Son 3 iç saha derbisinde ise Galatasaray’a yenilmedi.

Galatasaray

Fenerbahçe derbisinden beri gündemin saha dışında kalması Galatasaray’ın en büyük handikaplarından biri. Bu duruma ceza ve sakatlıkların eklenmesi de kadro anlamında Fatih Terim’in elini zorluyor. Hafta içinde Şampiyonlar Ligi’nde alınan kötü sonuçtan sonra Beşiktaş derbisi Galatasaray’ın saha içine dönmesi için müthiş bir fırsat.

Beşiktaş’ın ligde son 15 maçından 14’ünde de kalesini gole kapatamaması Galatasaray’ın iştahını kabartan etkenlerin başında geliyor olsa gerek.

Muhtemel 11’ler

Beşiktaş’ta Pepe ve Babel’in yokluğunda yukarıdaki kadroyu bekliyorum. Elbette soru işaretleri mevcut. Örneğin Dorukhan ve Güven’i yükselen bir grafikleri olsa da böyle bir derbide net bir şekilde sahaya yazmak kolay değil. Orta sahada Dorukhan yerine Medel veya Oğuzhan ismini görebiliriz. Aynı şekilde Güven yerine de Love ihtimali yok değil. Hafta içinde Lens’in Sarpsborg maçında yaptıkları da onu Mustafa Pektemek’ten bir adıma öne geçiriyor ancak dediğim gibi net bir şey söylemek kolay değil.

Bunlara ek olarak Quaresma’nın solda, Pektemek yerine oynaması halinde ise Lens’in ise sağda oynamasının Beşiktaş adına daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Galatasaray’da Serdar Aziz’in yokluğunda üçlü savunma görmeyi beklemiyorum dolayısıyla kadroyu bu şekilde dizdim. İsimler hemen hemen net gözükse de Onyekuru’nun Eren’i destekleyerek forveti ikilemesi durumunda da Feghouli’nin sola kaydığını görürüz. Galatasaray’da Emre, Belhanda ve Sinan’ın sakatlıklarına ek olarak Serdar Aziz, Rodrigues, Ndiaye ve Donk’un da cezaları bulunuyor. Dolayısıyla Fatih Terim kadro anlamında çok fazla seçeneği yok zaten.

Atılan ve yenen goller

Beşiktaş’ta akan oyunda atılan gollerin sağ kanattan yapılan ataklarla gelmesi elbette şaşırtıcı değil. Quaresma’nın dominant futbol karakterine sahip olması dışında Beşiktaş’ın doğru oyun kurgusunu bulamaması onu bireysel yetenekler üzerinden ilerlemek mecburiyetinde bırakıyor. Konu bireysel yetenek olduğunda da Quaresma’nın ortalarıyla parlaması normal ancak çoğu yazımızda bunun takım ve oyuncu adına verimsiz sonuçlar doğurduğundan da söz ediyoruz.

Beşiktaş; 11 golü sağ kanattan, 6 golü merkezden, 1 golü ise sol kanattan bulmuş. Yenilen gollere baktığımızda ise dengeli bir dağılım görüyoruz. Galatasaray’ın savunma verilerine baktığımızda Beşiktaş adına merkezden yapılacak atakların daha önemli olduğunu iyice fark edeceğiz dolayısıyla Adem Ljajic üzerinden gidecek bir plan Beşiktaş adına daha doğru olacaktır.

 

Galatasaray’da akan oyunda gelen gollerde kanatların büyük payını görüyoruz. Elbette bunda beklerin de payını unutmamak gerekiyor. Yenilen gollerde ise merkezin alarm verdiğini, ek olarak da sağ kanadı görüyoruz, Galatasaray sol kanadından gol yememiş.

İki takımın bu verilerini aynı potada erittiğimizde maçın kaderinin kanat oyuncuları ve kanat savunması üzerinden gideceğini düşünebiliriz. Buna ek olarak Galatasaray’ın merkezi savunmasının alarm vermesi Beşiktaş’ta son haftayı da hesaba katarsak Ljajic’in öneminin arttığını görebiliyoruz.

Duran toptan atılan ve yenen gollere baktığımızda Beşiktaş’ta enteresan bir görüntü var. Beşiktaş kornerleri özellikle Pepe & Quaresma ikilisiyle etkili kullanan bir takım ancak Pepe bu mücadelede forma giyemeyecek. Ayrıca Beşiktaş’ın kornerlerden toplam 5 gol yemesi de azımsanamayacak durumda dolayısıyla özellikle de Pepe’nin yokluğunda kornerler Galatasaray için altın madeni niteliğinde gözüküyor.

Galatasaray’da duran toptan atılan ve yenen gollere baktığımızda ise Galatasaray’ın kornerden gol yemediğini görüyoruz. Beşiktaş’ta Pepe’nin kornerlerdeki yokluğuna ek olarak Galatasaray’ın bu verisinin de eklenmesi bence önemli bir nokta. Bunun dışında Galatasaray da Beşiktaş gibi kornerleri etkili kullanıyor. Galatasaray kornerden toplam 5 gol bulmuş.

Özetlemek gerekirse kanatlarını aktif kullanan iki takımda Galatasaray’ın merkezi savunması zayıf bir profil çizmiş. Beşiktaş buradan bir alternatif plan çıkarmak zorunda. Duran toplarda ise Pepe’nin de hem hücumda hem savunmadaki katkısını düşünürsek Galatasaray avantajlı konumda.

Gol dakikaları

Gollerin dakika dağılımına baktığımızda Beşiktaş’ın ağırlıklı olarak 30-45 ve 75-90’da goller bulduğunu görüyoruz. Yenilen gollerde ise 45-60 yani ilk yarının başlarının ağırlığını görüyoruz. Beşiktaş devrelerin son 15 dakikalarında rakipler adına tehlikeli bir takıma dönüşüyor diyebiliriz.

Galatasaray’da atılan gollerin dağılımına baktığımızda ikinci yarılarda takımın açıldığını görüyoruz. Özellikle 45-60 ve 75-90’da Galatasaray çok fazla gol bulmayı başarmış. Yenilen gollerde de ikinci yarıların ağırlığını görmek mümkün.

İki takımın verilerini bir potada erittiğimizde ise 75 ve 90 arasını yani son 15 dakikanın alev alması gerektiğini düşünüyorum. Son 15 dakikada Beşiktaş 7, Galatasaray 6 gol bulmuş. Buna ek olarak Galatasaray’ın ikinci yarının ilk 15 dakikasında yani 45-60 arasında bulduğu 6 gol Beşiktaş adına ciddi tehlike demek çünkü bu dakikalar aynı zamanda Beşiktaş’ın toplam 5 golle en fazla gol yediği dakikalar anlamına da geliyor.

Bireysel aksiyonlar

Beşiktaş’ta hücum verilerinde Quaresma’nın ağırlığını görüyoruz. Tıpkı yazının başında bahsettiğim gibi Quaresma oyunda olduğu her dilime ağırlığını koymaya çalışan dominant futbol karakterine sahip bir isim buna Beşiktaş’ın kurgusal problemleri de eklendiğinde iki sezondur gördüğümüz gibi Quaresma ağırlıklı ve onun yeteneklerine muhtaç bir oyun izliyoruz. Quaresma müthiş yeteneklere sahip olsa da oyunun onun üzerinden ilerlemesinin Beşiktaş adına uzun vadede sıkıntı yarattığı gerçeği de sonuçlar düzleminde değerlendirdiğimizde ortaya çıkıyor.

Dripling ve hücum mücadelelerinde de Babel ismi ön plana çıkıyor. Beşiktaş tabela katkısı açısından Babel’i arayabilir ancak Hollandalı futbolcunun statik oyun yapısı ve son haftalardaki hareketleri nedeniyle de vazgeçilmez olmadığını hatırlatmak gerek. Özellikle Lens ve Mustafa Pektemek’in son haftalardaki durumu da göz önüne alındığında sakat olmasa dahi Babel forma giyebilir demek kolay değil.

Bu verilere zıt olarak son iki haftadır Adem Ljajic’in bir şeyler yapmaya çalıştığını hatırlatmak gerek. Özellikle son maçta Quaresma’nın daha pasif ancak verimli olduğu gerçeğini de biliyoruz. Bu ne demek? Beşiktaş; Ljajic üzerinden topu takımın paylaştığı bir kurguya geçtiğinde takımın verimi artıyor. Bir oyuncuya yani Quaresma’ya bağımlı kurguda ise Quaresma’nın parladığı ancak takımın ve tabelanın sorun yaşadığını görüyoruz.

Bunlara ek olarak kurgunun üzerinden şekillenmesini beklediğimiz Ljajic’in ligde yalnızca 7 maçta forma giyebildiğini ve değerinin yeni yeni anlaşıldığını da hatırlatmakta fayda var.

Galatasaray’daki bireysel hücum verilerine baktığımızda Belhanda ve Onyekuru’nun daha verimli olduğunu görüyoruz ancak Belhanda bu maçta sakatlığı sebebiyle oynamayacak. Onyekuru ise anahtar pas ve şut verilerinde önemli bir yere sahip ve forma giyecek. Bunlara ek olarak özellikle anahtar pas verilerinde Nagatomo ve Mariano’nun da ciddi katkısını görüyoruz. Özellikle sağ önde oynamasını beklediğimiz Mariano, Galatasaray adına belirleyici isimlerden biri olacak.

Şut ve anahtar pas verileri dışında da Onyekuru’nun hücumdaki dripling ve hücum mücadeleleri konusundaki etkisini görüyoruz. Onyekuru, Galatasaray’ın bu kadro kıtlığında tutunacak en önemli dalı. Bana kalırsa da Galatasaray’ın gole en yakın futbolcusu. Özellikle Gökhan’ın önde yakalandığı anlarda Onyekuru’yla yakalanacak kontra ataklar Galatasaray adına büyük önem arz ediyor.

Bireysel aksiyonların defansif ayağına baktığımızda Beşiktaş’ta Gökhan Gönül ve Medel’in önemini görüyoruz. Ayrıca Pepe’nin hava hakimiyeti konusundaki başarısı da Beşiktaş’ın bu maçta özellikle Eren Derdiyok’a karşı arayacağı durumlardan biri olacak. Medel’in stoperde oynamasını beklediğimi söylemiştim ancak Şenol Güneş’in, Dorukhan’ı bu maçta oynatmama ihtimaline karşı Medel’i orta sahada Atiba’nın yanında da görebiliriz. Açıkçası Beşiktaş’ta Medel’in savunmada oynamasının hem defansif hem de ofansif geçişler adına daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Özellikle Pepe’nin de yokluğunda atağa yerden ve daha dikkatli bir şekilde çıkmalı Beşiktaş, bu konuda da Medel’den daha iyi bir pasör stoper bulunabileceğini düşünmüyorum yani Medel yalnızca başarılı müdahaleleri ve savunma katkısıyla değil hücum geçişlerinde de önemli bir role sahip.

Pepe’nin yokluğunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı ise Vida’ya emanet. Vida’nın da bu alanda Pepe’den sonra gelmesi onun yokluğunu kısmen kapatacaktır ancak tekrar söylemek gerekiyor ki Galatasaray’da Eren’in en önemli becerisi de bu hava topları. Güzel bir mücadele izleyebiliriz bu anlamda.

Galatasaray’daki bireysel savunma aksiyonlarında Maicon, Ozan ve Mariano’nun parladığını görüyoruz. Hava hakimiyeti konusunda ise takımın bir numarası Eren Derdiyok ancak o hücumdaki başarısıyla bu listenin başına eklenmiş durumda, savunmacılar arasındaki hava hakimiyetine baktığımızda Serdar Aziz ve Maicon’un başı çektiğini görüyoruz bu anlamda Serdar Aziz’in yokluğu Galatasaray adına bir dezavantaj olacaktır tabii.

Mariano’nun hem hücum hem savunma verilerinde karşımıza önemli noktalarda çıkması ise onun bu maçtaki önemini tekrar tekrar hatırlamamızı sağlıyor. Ayrıca Ozan Kabak’ın hatalar yapsa dahi oynama alışkanlığının sürmesi ülke futboluna bir stoper kazandırmak adına önemli. Defansif mücadele kazanma oranına baktığımızda Ozan Kabak’ın takımın lideri olduğunu görüyoruz.

Son söz

beşiktaş galatasaray ile ilgili görsel sonucu

Derbilerin kendi içinde hikayeleri olur ve öngörülerde bulunmak her zaman için daha zordur ancak Beşiktaş, ev sahibi olmasının da avantajıyla bolca sakatı ve cezalı futbolcusu bulunan Galatasaray karşısında bir adım önde gözüküyor. İki takımın da oyun kurgusu problemlerini aşamamış olması ve iki takımın da Başakşehir’in gölgesinde bir sezon geçiriyor olmaları maçın önemini arttırıyor.

Beşiktaş adına yarışa dönme, Galatasaray adına da saha içine dönme açısından önemli bir mücadele olduğunu düşündüğümüz derbide futbolun konuşulması dileğiyle…