İngiltere Premier Lig’in 27. haftası Kuzey Londra derbisine sahne oldu. Mücadeleyi ev sahibi ekip 1-0’lık skorla kazandı. Bu sonuçla birlikte hem ezeli rakibine karşı kazanarak Şampiyonlar Ligi tur mücadelesinden önce moral depoladı hem de gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’ne katılma yolunda önemli bir adım attı. Arsenal ise bu sonuçla birlikte ağır bir yara almış oldu. Arsenal sezonun ilk bölümünde 3’lü defans ile oynadı daha sonra yeniden 4’lü defansa geçti. Bu sisteme geri dönüşün bence önemli bir dezavantajı oldu. Bonservis ödemeden aldığı Kolasinac son 11 maçta sadece 1 maç 90 dakika oynadı. Kolasinac benim bu sezon Arsenal’de Wilshere’den sonra en çok beğendiğim oyuncuydu. Stoperlerde Mustafi ve Koscielny var bunların yanında 3’lü oynarken sol stoperde oynayan Monreal harika işler çıkarınca doğal olarak Wenger onu da oynatmak istiyor ama Monreal sol bekte sol stoperde oynadığı kadar etkili olamıyor. Defansta bireysel olarak son maçlarda çok fazla hata yapan Arsenal defansında, en iyi oyuncularından biri olan Kolasinac’ın yeniden 11’e dönmemesi bence ilginç bir durum.
Arsenal’in son zamanlarda olduğu gibi bu maçta da defansif hataları oldukça fazlaydı. Hatta bu konuda ayrı bir yazı bile çıkartılabilir. Teknik ekibin bir çare bulamaması her maç gol yenmesine neden oluyor. Cech, Premier Lig’de 199 maç kalesini gol kapattı. Son 9 maçtır bu sayıyı 200’e çıkartamadı. Gelin bu maçta bunun nedenlerine bakalım. 50 ve 52. dakikalarda birbirine çok benzeyen 2 pozisyon yaşandı. Sol tarafta ceza sahasının köşesine yakın bir yerden açılan ortayı Kane çok iyi yükselerek topu kaleye gönderdi. Vuruş anına baktığımızda bilmesek büyük ihtimal gol olmamıştır derdim ama söz konusu Kane olunca işler değişiyor. Tottenham dağılım konusunda bir konuda hatalı. Top geriye sekebilir ama yayın yakınında 1 tane bile Tottenham’dan oyuncu yok.
Golden yalnızca 2 dakika geçmiş. Bir takım aynı pozisyonu hemen bir daha verebiliyorsa daha ne söylenebilir ki? Üstelik Kane bu sefer çok daha müsait durumda. Kafa vuruşu direğin yanından geçti. Ayrıca açılan ortanın yeri bir önceki pozisyonla aynı yer. Sadece kanat değişik ve yine ortayı açan oyuncuyu rahatsız edecek biri yok.
Dakikalar 69’u gösteriyor. Gelişen kontra atakta Son, son derece müsait bir pozisyonda ama kendisinden beklenenin aksine çok kötü bir vuruş yapıyor. Böyle pozisyonlarda anlamadığım bir nokta var. Birçok defa böylesine kötü şutlar izliyoruz. İnsanın aklına bir soru takılıyor. Bu kadar profesyonel olmuş, yıllardır futbol oynayan hücum oyuncuları nasıl olur da bu kadar kötü şut vurabiliyor? Aklınızdan ya 1-2 defa olur böyle diyenleri duyar gibiyim ama bazı oyuncular var ki her maç böyle şutları var. İnsanın hevesini kıran şutlar bunlar. Gol olur diye ayağa kalmışsın ama top dağlara taşlara gitmiş.
Arsenal 2. golü yemek için çok uğraştı. Bu pozisyonlardan biri de önceki pozisyondan hemen 2 dakika sonra oldu. Defansın arkasına atılan topta Tottenham yine Cech’i geçemedi. Kanatlarda ve merkezde bırakılan boşluklar gel de at cinsindendi ama bu sefer de olmadı.
Maçın sonlarında bu maç için bekli de hataların en büyüğü olan bir pozisyon daha yaşandı. Eminim benim gibi birçok izleyen uzun bir süre pozisyon ofsayttır diye heyecanlanmadı bile. Nitekim Arsenal defansı da o kadar güzel uyudu ki saniyelerce oyuna sonradan giren Lamela’yı sadece izledi. Pozisyonun önce çıkış noktasını daha sonra Lamela’nın yakaladığı muazzam boşluğu görüyoruz. Fakat bu maç pozisyon kaçırmakta rekor kıran Tottenhamlı oyuncular yine farkı 2’ye çıkaramadı. Gördüğünüz üzere pozisyon aslında çok basit, orta sahanın gerisinden gönderilen pas ve birden kaleci ile karşı karşıya kalan bir oyuncu. Bir izleyici olarak Arsenal’in bu kadar çok boş pozisyon vermesi beni üzüyor. Seyir zevkini yükselten ama oyun kalitesini düşüren pozisyonlar bunlar.
İzleyemeyenler şu soruyu sorabilir: Peki Arsenal hiç mi pozisyon bulamadı? Aslında aklımda kalan çok da pozisyonu yoktu. Sadece 2 önemli pozisyon yakaladı ve ikisine de bence bireysel hatalar damga vurdu. İlki 68. dakikada Wilshere’in güzel şutu. Topa çok set vurdu ama kaleci golü önledi. Bundan daha da önemlisi Arsenal’in hücum oyuncularının durduğu yer. 3 oyuncu da ofsaytta. En soldaki pozisyonun çok da içinde sayılmaz ama zannediyorum hem Lacazette hem de Aubameyang dönen topa müdahale edebiliriz diye düşünmemiş. Böyle şutlarda topun sekme ihtimali çok yüksek dolayısıyla her 2 oyuncu da buna göre konum almalılardı.
Gelelim Arsenal’in diğer ve maçın son pozisyonuna. Bazı maçlar vardır. Bir takım çok kötü oynar, hücum anlamında neredeyse hiçbir şey üretemezler ama son dakikalarda golü bulurlar ve puan veya puanlarla maçtan ayrılırlar. İşte bu maç da öyle olabilirdi. Son maçlarda sadece 1 golü olan Lacazette hem kendisini eleştirenleri susturabilir hem de takımına hayat veren golü atabilirdi ama kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda arkadan gelen oyuncunun da baskısıyla golü atamadı.
Topla oynama yüzdelerine bakınca ilginç bir durum göze çarpıyor. Son 15 dakika, geride kalan dakikaların aksine %75-25 olmuş. Arsenal’in topla oynamasını çok iyi bilen oyuncuları olduğunu düşünürsek burada büyük bir risk var. Skorda birden fazla fark olmadığı için geri dönüşü olmayan dakikalarda risk daha çok artıyor.
Arsenal’in yaptığı paslarda kaleci ve geri 4’lünün tamamı en çok pas yapanlarda yer almış. Bu oyuncuların birkaç tanesinin yer alması normal bir durum ama en azından orta sahadan 1-2 oyuncu yer almalıydı.
Top kayıpları futbol için önemli bir eksi ama bunu kendi sahanızda yapmıyorsanız bu da önemli bir artı. Çünkü karşı takım rakip sahada topu kazansa gol pozisyonları daha kolay üretebilir. 2. yarıda yapılan top kayıplarının sayısı 24 ama bunların kendi sahasında yapılanı sadece 2.
Bu sezon Wilshere inanılmaz bir grafik yakaladı. Sezon başında kiralıktan dönünce aslında bu kadar iyi bir sezon geçireceğini tahmin edemiyordum. Birçok maç Arsenal adına sahanın en iyi isimlerindendi ancak bu maç performansını beğenmedim. Elbette bunun bir diğer nedeni ilerideki oyuncuların da kötü oynamasıydı.
Kane için ne desek az. Her sezon yükselen grafiği ile diğer büyük takımların senelerdir radarında. Bu maç da kendine yakışan bir oyun oynadı ve takımına galibiyeti getiren golü attı. Önemli pozisyonlara girdi ve birçok maçta olduğu gibi rakip takımın korkulu oyuncusu olmayı başardı.
Bir başka Kuzey Londra derbisini daha geride bıraktık. Son yıllarda Tottenham’ın da güçlenmesiyle derbinin kalitesi bir kat daha arttı. Ayrıca bu derbi lig tarihinde ilk kez Wembley’de oynandı. Bu sonuçla birlikte Tottenham rakibini ilk 4 için saf dışı bıraktı diyebiliriz. Bu haftadan itibaren zannediyorum Arsenal, Uefa Avrupa Ligi’ne daha çok önem verecektir.