Maç Analizi | Kayserispor 0-5 Fenerbahçe

Fenerbahçe, rakiplerinin 27. haftayı kayıpsız kapattığı bir haftada Kayserispor’a konuk oldu. Beklenenin aksine  beş gollü kolay bir galibiyet elde etti. Fenerbahçe’yi bu karşılaşmada farklı kılan neydi? InStat verileri ile destekleyerek anlatmaya çalışacağım. Fenerbahçe adına kötü oynadı diyebileceğimiz bir oyuncu yoktu. Oyuncularla ilgili istatistikleri görebilmeniz için de mümkün olduğunca görsel paylaşarak anlatmaya gayret ettim.

Ortalama pozisyonlar

Fenerbahçe’de oyuncuların ortalama pozisyonlarında maç bazında çok büyük değişiklikler olmuyor. Aatıf’ın maç içinde de çokça şahit olduğumuz şekilde dolaştığını,  özellikle hücum sırasında sol öne çok sağdık kalmadığını gördük. Kayserispor ise önce 3’lü, ikinci yarı da 4’lü savunmaya geçtiği için pozisyonlar çok ta doğru bir sonuç veremeyebilir. Ancak takım olarak üretken olmasalar da oyunu önde kabul etmeye çalıştılar. Belki de Fenerbahçe’nin bu kadar rahat bir galibiyet almasının önemli etkilerinden biriydi.

Genel Bakış

Fenerbahçe, tempolu, kararlı, iştahlı oynadı. Karşılığını da aldı. Kendi lig ortalaması 15’lerde olan pas hızı bu karşılaşmada 17.4’e, toplam tüm aksiyonların hızı da 17.2’ye çıktı. Birçok etkeni bir araya getirdiğimizde bu galibiyeti açıklamak çok da zor olmuyor. 0-2 öne geçildikten sonra dahi oyun yapılarını çok fazla bozmadılar. Aynı hareketlilik, üretkenlik devam etti.

Ayrıca  Süper Lig’te bu haftanın en az top kaybı yapan (47) takımı oldular. Kendi yarı alanında maç boyunca sadece 7 top kaybı yapıldı.

14. dakika 41. saniyede Fenerbahçe bir taç atışı ile oyuna başladı. 0-2 galip olunan bir andı ve 15. dakika 36 saniyeye kadar  (55 saniye) Fenerbahçe topu hızlı bir şekilde, 3. bölgede, bir kanattan diğerine aktardı, topu ayağında tuttu. Maçın tekrarını izlediğimde bu anın maçın özeti olabileceğini düşündüm. Fenerbahçe bu hafta topun kıymetini bildi.

Topa sahip olma sayısı Kayserispor’dan daha az olsa da (101’e 91), ortalama topa sahip olma süresi 20 saniye gibi kendi standardının üzerindeydi. Her iki takımın da 3. bölgeye girişi sayıları 39.  Ancak ceza sahasına giriş sayılarında Fenerbahçe’nin 15’e 7’lik bir üstünlüğü dikkat çekiyor.

Fenerbahçe ve goller

Fenerbahçe’nin her golü aslında yapılan birçok doğrunun bir ürünü oldu. O sebeple atılan ilk 4 golü incelemeye gayret ettim. İlk gole bakacak olursak, Topal’ın çok fazla denemediği derin bir pas görüyoruz. Burada Kayserispor’un 5’li savunması çizgi halinde ve belki de en kritik nokta, takım boyunu aslında kısa tutmuşken topu kullanacak olan Topal’a herhangi bir baskı gelmemesi. Aslında Umut ön alan presini iyi yapan oyunculardan. Ancak bu golde Topal ölçüyor, biçiyor, herhangi bir müdahale olmaksızın uzun topunu oynuyor.

İlk golde Soldado’ya apayrı bir paragraf açmak gerek. Bize, önceki dönemlerde nasıl bir oyuncu olduğunu hatırlatan derslik bir gol izletti. Doğru koşu zamanlaması, havadan gelen topa hareket halindeyken yapılan mükemmel kontrol, tek bir dokunuş ile önüne alışı/yaptığı sprint ve uzak direğe net bir gol vuruşu. Çok iyi bir koordinasyon örneği izledik.

İkinci gol Aatıf’ın mükemmel bir vuruşu ile geldi. Ancak oraya kadar takım nasıl geldi ,neler yaptı diye baktığımızda Fenerbahçe’nin önceki haftalarda bu derecede görmediğimiz bir hareketliliğini görüyoruz. Giuliano kendini sola atmışken bir koşu ile kendini boşa çıkartıp topla yüzü dönük buluşuyor. Daha önceki yazılarımda Fenerbahçe’nin, özellikle sağ kanatta yarattığı küçük üçgenlerin belki de yarışın içinde kalmasının önemli nedenlerinden biri olduğunu belirtmiştim.

Aatıf’ın golünde bu sefer iç bölgede, Giuliano, Soldado ve Aatıf hareketli bir şekilde üçgen kuruyorlar. Fenerbahçe’de önceki haftalarda görmediğimiz, ya da en fazla bir iki oyuncudan beklediğimiz bir başka durum daha ortaya çıkıyor; kişisel beceri, fark yaratan bir vuruş ile Aatıf takımını 0-2’lik üstünlüğe ulaştırıyor.

Aatıf, taraftarlar tarafından dudak bükülen bir isim. Hem Sivasspor’dan gelmesinin hem de Valbuena’nın yerine oynamasından dolayı taraftarın böyle düşündüğünü düşünüyorum. Evet, çok daha fazla gol ve asist yapması gerek, ancak sahada yaptığı çok fazla doğru şey var. O da geldiğinden beri en kendine güvenen, takımı sahiplenen oyununu oynamış olabilir.

Aksiyon haritasına baktığımızda sahada ne kadar gezdiğini, aradığını görebiliyoruz. %91 pas isabeti ile oynadı, 4 şut çekti, 1 gol attı. Fenerbahçe’nin iki stoperi dışında takımın en fazla ikili mücadele kazanan oyuncusu oldu. 22 ikili mücadeleden 15’ini kazandı,%68 başarı oranı ile oynadı. 8 kere topa müdahale edip 5’ini kazandı. Bu konuda da açık ara takımın en önde oyuncusu oldu.

Çok gezdi dedik, toplamda 9 dripling yaparak takımın en fazla dripling yapan oyuncusu oldu. 7 tanesi başarılı oldu ve bu driplingleri yaptığı bölgelere bakacak olursak (92 numara) ne kadar çok aradığını, denediğini görebiliriz.

Taraftarın bir başka çok sevemediği oyuncu da Hasan Ali. Son haftalardaki çıkışını görmezden gelmemek lazım. Bu karşılaşmada da çok diriydi. 9 sahipsiz top kazanarak takımın en fazla top kazanan ismi oldu. 9 tane de pas arası yaptı. Ayrıca 7 ikili mücadelenin 5’ini kazandı, %71 başarı ile oynadı. Ofansif açıdan çok etkili olamadı, bunda önünde oynayan Aatıf’ın da gezmesinin payı var. Zaten hücum yükünü sezon boyunca daha çok sağ kanat üstlendi.

Fenerbahçe, 0-2 öne geçtiği dönemden sonra da öne oynama isteğini, iştahını çok fazla kaybetmedi. Şener-Dirar ikilisi sağ kanadı çok etkili kullandı. 20. dakikada Dirar’ın Giuliano’ya çok iyi bir pası var.

Giuliano dripling ile ceza sahası önünde, bindirme yapmış olan Şener’e pasını veriyor. 5V4 bir pozisyon.

Şener, zayıf sol ayağı ile kötü bir vuruş yapmıyor ancak golü bulamıyor. Fenerbahçe’yi, önceki birçok haftada 2 farklı skoru yakalamışken bile bu kadar gol atma iştahı ile görmemiştik.

Şener de takımın en etkili isimlerindendi. 11 pas arası ile takımın en fazla pas arası yapan ismi oldu. Ceza sahasına 2’si isabetli 4 top attı. 1’i isabetli 3 şut attı.

Dakika 35; Fenerbahçe mümkün olduğu kadar Kayserispor 1. bölgesinde baskı uygulamaya gayret etti. Bu poziyonda da Kana Bıyık’ı uzun oynamaya sevk edip topu kazandılar ve hızlıca bir atak başlatıldı.

Dakika 43, Fenerbahçe, Kayserispor yarı sahasında bir atak geliştirilirken kaptırılan top sonrasında sıkıntı yaşayabilirdi. Ancak birkaç saniyede kazanılan top 3. golü getirdi. Josef müdahale ederek topu kazanıyor.

Maç boyunca aç olan, sürekli kendini boş alanlar arayıp pas isteyen bir Giuliano vardı. Yine pas istedi, aldı, topuğu ile yine doğru koşuyu yapan Soldado’nun önüne topu bıraktı.

5 anahtar pasın 5’inde de isabet kaydederek haftanın en çok isabetli anahtar pasını atan oyuncu oldu Giuliano. Çok aradı, hareketliydi. 3 tane de ceza sahasına pas attı, 3’ü de başarılı oldu. 5’i de rakip sahada olmak üzere toplam 5 sahipsiz top kazandı.

0-3’lük skordan hemen sonra, ilk yarının son anlarında Fenerbahçe’nin bir atak hazırlığı. Topal, sağ çizgiye basan – dolayısı ile oyunu iyice genişleten- Şener’e oynuyor.

Şener, önünde 3. bölgeye koşu yapan Dirar’a derin bir pas atıyor. Sanırım bu sezon Fenerbahçe adına en fazla “derin pas” yazdığım karşılaşma olabilir.

Soldado, ön direk koşusunu yaparak Giuliano’ya alan açıyor. Dirar da tam olması gereken yere pasını çıkartıyor ancak gol gelmiyor.

İkinci yarıda Kayserispor 5’li savunma kurgusunu değiştiriyor, 4-4-2’ye dönüyor.  57. dakikada Umut bu sefer presini uygulasa da Roman, Dirar’ın koşusunu görerek ona uzun bir top atıyor.

Top Dirar’ın önüne gelirken Şener’in saha içindeki pozisyonuna bakmak gerek. Çok etkili bir sprint ile ceza sahası koşusuna başlıyor.

Dirar da tek oynayarak Şener’i ceza sahası önünde topla buluşturuyor. Şener’in vuruşu Fenerbahçe’nin 4. golü oluyor.

Sonuç

Fenerbahçe’ye methiye düzdüğüm bir yazı oldu, hak ettiler. Dağınık, etkisiz oldukları maçlarda da bunları dile getirmiştim. Ancak önemli olan bu haftaki anlayışı son 7 haftaya da yayabilmek. Bana göre bu maçın şifresi topun kıymetini bilmek, hareketlilik ve kararlılık oldu. Zira herşeyin sonu olabilecek bir maçtı. 0-5’lik bir galibiyet ile şampiyonluk yarışını kovalamayı sürdürmenin yanında bir de oyuncuların özgüven kazandığını düşünüyorum. Bir sonraki hafta da kendi evinde Osmanlıspor’a karşı galibiyet alması bu özgüveni pekiştirir.