Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa evinde Beşiktaş’ı ağırladı. Sezonun flaş ekiplerinden Kasımpaşa, güçlü rakibini de flaş bir skorla mağlup etmeyi başarırken, Diagne attığı gollerle yine maça damgasını vurdu.
Maçı iş ortağımız Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.
Maç Başlangıcı
Kasımpaşa maça yine ideal 11’i ve oyun planıyla başladı. Ligin en az topla oynayan takımlarından biri olan(%47) İstanbul ekibinin oyun planı da topu karşı takıma bırakıp rakibi üstüne çekmek ve kapılan toplarla hızlı hücum etmek üstüne kurulu. Sadece ülkemizde değil, Avrupa genelinde güçlü takımlara karşı oynanan trend oyunun da bu olduğunu düşünürsek, Kasımpaşa’nın oyun planı takıma bu maç özelinde kendilerine ekstra bir avantaj kazandırıyordu.
Buna karşın Beşiktaş’sa topla oynamayı seven ama herhangi bir hücum planı olmadığı için pozisyon üretemeyen bir takım. Bu maç öncesi de Şenol Hoca’nın önünde iki seçenek vardı. Ya Kasımpaşa’nın da istediği gibi topu alacak ve güçlü bir oyun planı ortaya koyarak rakibini mağlup edecekti, ya da topu Kasımpaşa’ya bırakmayı tercih edip rakibinin oyunuyla onları vurmayı deneyecekti.
Güneş’se maça 3 defansif orta sahayla başlayarak 2. opsiyonu kullanacağı düşündürttü. 5. dakikadaki Dorukhan-Babel değişikliğinden sonraysa orta sahanın merkezinde Medel-Atiba yer aldı ancak bu orta saha yapısıyla da topla oynayıp başarılı olunması mümkün değildi. Buna rağmen Hoca, Medel-Atiba-Dorukhan(Ljajic) orta sahasıyla top hakimiyetini alıp bir şeyler üretmeye karar verdiğinde kaçınılmaz son belli olmuştu. Maçın ilk 10 dakikasında %65’in üzerinde topla oynayan Beşiktaş, buna rağmen akan oyunda tek bir pozisyon dahi bulamadı, bir de üstüne 11. dakikada yediği golle geriye düştü.
Topla oynama verilerinde görüldüğü gibi ilk 15 dakikadaki topla oynama oranları %71-29 Beşiktaş lehine.
Ortalama Pozisyonlar
Ortalama pozisyonlar iki takımın da hücum planlarına dair ipuçları veriyor bize.
Kasımpaşa topu tehlikeli bölgeye daha çok Popov-Koita ikilisinin oynadığı sağ kanattan taşımayı denedi. Bu ikilinin getirdiği topları, Diagne’nin yanı sıra ters kanattan içeri giren Trezeguet ve rakip ceza yayı çevresinde konuşlanan Pavelka ile Sadiku’yla buluşturmak isteyen ev sahibi ekip, bunun meyvelerini de topladı. Kasımpaşa’nın attığı 4 golün 3’ü sağ kanattan geldi.
Popov ve Koita’nın aksiyon haritası da bu plana dair emareleri bize gösteriyor. Hücumcu bir bek olan Popov, görüldüğü gibi 3. bölgede toplam 21 kere aksiyonda bulunmuş. Nitekim ilk golün de başlangıcında ortayı yapan isim oydu. Koita’ysa özellikle ikili oyunlarla sağ kanattan ceza sahasına girerek etkili oldu ve 2. golün de asistini yaptı.
Son olarak bir de somut örnek verip bu bölümü bitireyim. Kapılan topla sağ kanattan hızlı hücum eden Kasımpaşa, rakibini savunmada oldukça dengesiz yakalamış. Top sağ kanatta Koita’da ve Trezeguet terste bomboş. Koita burda pas vermek yerine şut çekmeyi düşününce pozisyon autla sonuçlanmıştı.
Koita’nın finaldeki tercihini bir kenara bırakırsak Kasımpaşa’nın tam da istediği gibi bir pozisyon bulduğunu söyleyebiliriz.
Beşiktaş’ta aynı şekilde hücumunu sağ kanada yıktı. Quaresma’nın aksine topsuz oyunda çok daha hareketli olan Lens’in de katkısıyla Gökhan’a hücum bölgesinde daha çok alan açan Siyah Beyazlılar, maçtaki tek golünü de Lens’in sağ kanattan yaptığı ortayla bulmuştu. Gol öncesi Lens’e pası atan isimse Gökhan Gönül’dü. Bu iki isimden özellikle Gökhan Gönül bireysel olarak iyi bir maç çıkartamasa da, Gökhan-Lens ikilisinin Gökhan-Quaresma’ya oranla çok daha uyumlu bir ikili olduklarını gördük.
Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi Beşiktaş ataklarının büyük bölümünü kendi sağından gerçekleştirmiş. Maç boyunca 81 atak yapan Siyah Beyazlılar, bu atakların 38’ini sağ kanattan yapmış.(%47) Orta sahasında Medel(Necip)-Atiba ikilisini oynatan bir takımın merkezden sadece 20 hücum denemesi de hiç sürpriz değil.
Verimsiz Hücumlar ve Orta-Kafa-Gole Dönüş
Beşiktaş’ın son 2.5 sezondur belki de en büyük sorunu oyununu ilkelleştirmesi ve tamamen kenar ortalarına yıkmasıydı. Bu sezona da aynı şekilde başlayan Şenol Güneş, orta-kafa-golün günümüz futbolunda geçerliliğini yitirdiğini geç de olsa farketmiş ve bu plandan vazgeçmişti. Ancak orta-kafa-golden vazgeçen Hoca, bunun yerine başka bir oyun planı koymayınca Beşiktaş’ın gidişatında bir değişiklik olmamıştı.
Son 2 maçtırsa Beşiktaş’ta eskiye bir dönüş olduğunu görüyoruz. Trabzonspor maçının ikinci yarısında Trabzon’un da oyununu tamamen kontraya yıkmasıyla birlikte topun hakimiyetini alan Beşiktaş, buna rağmen 55-65. dakikalar arası haricinde pozisyona girmekte zorlandı. Topla üretmekte zorlanan Beşiktaş’ın eski alışkanlığı olan kenar ortalarına döndüğünü gördük ve Siyah Beyazlılar akan oyunda 20 orta yaparak maçı tamamladı.
Bu maçta da benzer bir durumla karşılaştık. Özellikle ikinci yarıda önde baskısını azaltan ve rakibi daha çok kendi yarı sahasında bekleyen Kasımpaşa’ya karşı üretemeyen Beşiktaş, gol şansını Lens ve Gökhan’ın ortalarına indirgedi. Maç boyu akan oyunda tam 30 orta yapan Siyah Beyazlılar, Ağustos ayındaki Antalyaspor maçından beri(42orta) ilk defa bir maçta bu kadar fazla orta açtı. Vazgeçtiği verimsiz orta-kafa-gol oyununun yerine bir plan koyamayan Şenol Güneş’in çözümü yeniden bu verimsiz oyunda araması Beşiktaş için iyi bir haber değil.
İki takım arasındaki verim farkını en net görebileceğimiz istatistiklerden biri de 3. bölgeye ve rakip ceza sahasına girişler. Ev sahibi ekip toplamda 41 kere üçüncü bölgeye, 14 defaysa rakip ceza sahasına girmiş. Beşiktaş’sa 54 kere üçüncü bölgeye girerken, 29 kere rakip ceza sahasına girmeyi başarmış. Buna karşın Kasımpaşa hücumları çok daha nitelikli ve gole yakındı.
Kasımpaşa’nın 3. Golü
Biraz önceki tüm oyun eleştirileri bir kenara, yenilen 3. golün başlangıcında Beşiktaş’ın çok daha temel bir problemi olduğunu gördük.
Top Atiba’nın ayağında ve oyuncu topu geriden çıkartmak istiyor. Ancak görüldüğü üzere Beşiktaş’ın diğer orta sahaları Necip ve Ljajic’in pozisyonları oldukça yanlış. Necip sol kanada kaçarak kendini Kasımpaşalıların arasına atmış, Ljajic’se sağ çizgiye kendini sıkıştırmış durumda ve orada top alsa bile bu topu ileri taşıma ihtimali yok. Orta sahanın merkezindeki büyük boşluk dikkat çekiyor.
Pozisyonun devamında forvet Babel o bölgeye hareketlenerek top istemişti ancak Kasımpaşalı oyuncular pas arası yapıp topu çalmış ve pozisyon Kasımpaşa lehine bir penaltıyla sonuçlanmıştı.
Her Beşiktaş maçında defalarca görüyoruz bu sahneyi, dolayısıyla bu durumun oyuncularla çok alakalı olduğunu düşünmüyorum. Bu seviyedeki oyuncular her maç bu kadar basit yerleşim hataları yapamaz. Şenol Güneş’in takıma oynattığı ilkel uzun top futbolu ve oyunu kanatlara yıkma isteğiyle orta sahanın merkezini boşaltması bu sorunu ortaya çıkartıyor bana göre.
Aynı maç içinden, daha deminki pozisyonun sadece 8 dakika öncesinden bir görüntü. Burada da aynı sorun var. Bu anın biraz öncesinde top Beşiktaş’taydı ve Mustafa’nın olduğu bölgeye doğru uzun bir pas atıldı. Görüldüğü gibi rakip yarı sahadaki 4 Beşiktaşlıdan 2’si sağa, 2’siyse sol kanada kendilerini atmış ve merkez yine bomboş. Aynı maç içinde bile 8 dakika arayla benzer sorunlar yaşanıyorsa, bunun sorumlusunun oyuncular olamayacağını düşünüyorum.
Pas Bağlantıları
Kasımpaşa’da Popov-Koita ikilisinin güçlü bir bağ kurduğunu görmek sürpriz değil. Bu ikilinin sağ kanatta ne kadar etkili olduğuna biraz önce de değinmiştik.
Bunun dışında Pavelka’nın ve Sadiku’nun hücumcularla kurduğu bağa da dikkat çekmekte fayda var. Oyununun merkezine geçiş hücumlarını oturtan bir takımın doğru şekilde atağa çıkabilmesi için orta saha-hücum bağlantısını kurabilmesi son derece önemlidir. Kasımpaşa’ysa Beşiktaş karşısında bu bağlantıyı kurmayı başarmış gözüküyor.
Bu noktada Pavelka’ya ayrı bir parantez açmak istiyorum. Maçın gizli kahramanı olan Çek futbolcu, Kasımpaşa’nın da çoğu atağının belirleyici ismiydi. Grafikte de görüldüğü Pavelka, attığı 39 pasın 26’sını ön alan oyuncularına göndermiş(%67). Pavelka bu performansını son dakikalarla attığı golle de taçlandırmıştı.
Beşiktaş’taki sorunlardan birinin orta saha yapısı olduğuna yazının başında da değinmiştik. Stoperde Necip, orta sahada Medel’le maça başlayan Şenol Güneş, Necip’in savunmada yaptığı kritik hatalar ve savunmadan top çıkartma konusunda yaşanan sıkıntıdan sonra Medel’le ikisinin yerisini değiştirdi. Orta sahaya geçen Necip, grafikte de görüldüğü gibi orta sahadaki bağlantı oyuncusu olmuş. Açıkçası bu bile tek başına bir çok şeyi açıklıyor. Bir defansif orta saha oyuncusu olan ve hücumdaki yetenekleri oldukça kısıtlı Necip’in Beşiktaş orta sahasıyla hücumu arasındaki bağlantıyı kurması, Siyah Beyazlıların durumunu da özetliyor adeta.
Ayrıca biraz önce bahsettiğimiz Gökhan-Lens uyumunu da burada görebiliyoruz. Toplamda 29 kez pas alışverişine giren bu ikili, Beşiktaş’ın maçtaki en güçlü bağlantısıydı.
Son Söz
Ligin sürpriz ekiplerinden Kasımpaşa, bu galibiyetle birlikte ligin ilk yarısını 29 puanla tamamladı. Kemal Özdeş’in 2 senede özenle işleyip keskinleştirdiği oyunu bozmayan ve bu şekilde takımı tepede tutmaya devam eden Mustafa Denizli’nin de en az Diagne ya da Trezeguet kadar takdiri hakettiğini düşünüyorum. Haklarında bir çok transfer dedikodusu çıkan Diagne ve Trezeguet’i takımda tutmayı başarabilirse Kasımpaşa’nın sezon sonuna kadar ilk 4 iddialarını sürdüreceğini düşünüyorum.
Beşiktaş’taysa sorunlar her geçen gün daha da büyüyor ve büyümeye de devam edecek gibi. Ne yönetimin, ne de teknik direktörün doğruları yapmadığı ve daha da önemlisi doğruları yapmak için çaba dahi sarfetmedikleri bir ortamda oyuncu grubundan da iyi bir performans beklenemez zaten.