Maç Analizi | İstanbulspor 1-2 Ankaragücü

Spor Toto 1. Lig’in 27. haftasında play-off yarışında etkin bir rolü olan İstanbulspor-Ankaragücü maçı Ankaragücü’nün 2-1 üstünlüğü ile bitti. Benim de yerinde izleyerek gözlemlediğim maçı InStat verileri eşliğinde inceleyeceğiz.

ORTALAMA POZİSYONLAR-SIK KOMBİNASYONLAR

 

Öncelikle ortalama pozisyonlara göz attığımızda İstanbulspor’un maça hakimiyeti ile ilgili bize bazı detaylar sunan oyuncu konumları dikkatimi çekiyor. İstanbulspor’un iki stoperi Yalçın Kılınç(5) ve Kubilay Aktaş’ın(18) 2. bölgeye yakın konumlanması Manchester Cityvari bir oyunu rakip sahaya yıkma belirtisi olarak nitelendirilebilir. Ankaragücü’nün iki stoperi Alihan Kubalas(5) ve Yusuf Abdioğlu’nun(61) konumlarına baktığımızda ise daha çok çakılı oynamış olduklarını görüyoruz. Yine İstanbulspor’a göz atacak olursak Onur Ergün’ün tam stoperlerin önünde konumlanması onun maç içindeki bir pas istasyonu ve bağlantı noktası olduğunu gösteriyor ki maç içindeki sık paslaşma kombinasyonlarına baktığımızda Kaptan Yalçın Kılınç ve Onur Ergün arasında yapılan pas sayısı 23 iken yine bir diğer stoper Kubilay Aktaş ve Onur Ergün arasındaki pas sayısı ise 25. Bu istatistikler de bize kaleden oyun kurulumunda uzun topa pek başvurmayan, genellikle kısa paslarla box köşelerine konumlanmış stoperlerini topla buluşturan İstanbulspor’da, stoperlerden sonraki pas aksiyonlarında Onur Ergün’ün önemini gösteriyor. Kaldı ki kendisi de Instat indexlerinde İstanbulspor’un 265 puanla en iyi oyuncusu. Ankaragücü takımında ise oyun kurulumunda modern futbolun doğrularına pek de uymayan ilginç bir durum söz konusu. Takımın sık pas kombinasyonlarına baktığımızda sahada aralarında en çok mesefa bulunan Kaleci Altay Bayındır ile Umut Nayır arasında 12 pas yapılmışken, kaleci Altay Bayındır’dan stoperlere gönderilmiş pas sayısı toplamda 6 iken beklere gönderilen pas sayısı ise 1. Bu da Ankaragücü’nün oyun başlangıçlarına pas oyununa pek başvurmadığını gösteriyor.

ÜSTÜNLÜK

Maçın genel istatistiklerine bakacak olursak İstanbulspor’un bir çok istatistikte Ankaragücü’ne büyük üstünlük kurduğunu söylemek mümkün. Fakat bu kurulan üstünlüklerin 3. bölgedeki şanssızlıklar, pas opsiyonlarını çoğaltamama ve yanlış tercihler ile sonuçlanması ise İstanbulspor’un 2 duran toptan gelişen pozisyonda 2 gol yiyerek sahadan 2-1 mağlup ayrılmasına yol açtı. Verilere gelecek olursak da rakibi pas oyunuyla maç boyu bunaltan ev sahibinin topa sahiplik oranı %60 iken pas verilerinde ise 548’e 356’lık bir üstünlük görüyoruz ki, bu üstünlük yan paslarla yaratılmış suni bir üstünlük değil. Yapılan 548 pasın 357’si atağa yönelik diagonal paslar iken cezasahasına atılan anahtar pas sayısı ise 20.(Bu oran Ankaragücünde ise 5). Yine dikkat çeken bir diğer veri maçın 2. Yarısı başladığında 0-0’lık bölümde 45 ve 60. dakika arasında kurulan toplu üstünlük oranı. %69-%31. Şutlardaki duruma göz atacak olursak da İstanbulspor box içindeki gol arayışlarında 9 şut kullanmışken Ankaragücü ise 3 şut kullanmış.

SAĞIN HAKİMİ

Maç başındaki ortalama pozisyonlara baktığımızda Zeki Çelik’in önde konumlandığını görmek mümkün fakat Zeki’nin farkını yaratan önde konumlanırken arkasında boşluk bırakmaması ve oyun temposu. Zeki en çok pasını 14 pas ile dikey olarak verirken, box’a attığı pas sayısı ise 7 fakat buradaki isabet oranı ise 2. Zeki’nin defansif verilerine gelecek olursak burada daha verimli istatistiklerle karşılaşıyoruz. Defansif mücadelelerde 13’de 10 bir başarı yakalarken hücumdaki mücadelelerinde ise 8’e 5 bir başarı yakalamış, hava mücadelelerindeki başarısı 4’e 2, sahipsiz topları toplama sayısı ise 7’ye 4 gibi ortalamanın üstünde bir rakam.

SON SÖZ

Aslında maç verilerine baktığımızda İstanbulspor’un pas oyunuyla bunaltan, box’a çokça giren, anahtar pasları sıkça gönderen bir oyun oynadığını görmek mümkün. Fakat futbol sizi tabelayla güçlü kılan bir oyun ve futbol şansınız yoksa bazen hakettiğiniz galibiyete ulaşamıyorsunuz. Ben yine de oynattığı doğru oyun modeli ve doğrulardan şaşmayan pas oyunuyla İstanbulspor’un play-off şansını yüksek görüyorum. Süper Lig yolunda her iki takıma da başarılar diliyerek yazımı sonlandırıyorum.