Analiz | Göztepe 0-1 Galatasaray

Galatasaray, Göztepe’yi deplasmanda Gomis’in ayağından bulduğu golle 1-0 mağlup etti. Lige art arda aldığı seri galibiyetlerle şampiyon gibi giriş yapan Galatasaray ligi yine seri galibiyetlerle şampiyon olarak tamamladı. Maçın aslında çok konuşulacak bir şeyi yoktu Galatasaray çıktı istediğini aldı. Dolayısıyla maç hakkında fazla uzatmadan sadece birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Galatasaray’da Denayer ve Donk-Fernando ikilisi şampiyonluğun formülü oldu. Toplu oyunda ciddi defoları olsa da topsuz oyunda rakiplere karşı ciddi bir üstünlük getirdi ve istikrar sağladı. Bu ikili takım savunmasıyla da birleşince Alanyaspor maçı haricinde rakipler önemli ataklar geliştiremedi. Rakipler, bu istisnai ataklarda ise Muslera duvarına takıldı.

Göztepe’nin dersine iyi çalıştığını gördük. Güzel bir maç çıkardı. Galatasaray’ın sene başından beri çözemediği en büyük zaaflarından birisi savunma arkası toplardı. Hem merkezden hem de beklerin arkasını zorlayan takımlar her zaman tehlikeli oldu. Fatih Terim ise merkezde bunun çözümünü Denayer-Serdar tamdemiyle buldu. Beklerde ise Nagatomo bu sorunu kısmen çözerken Linnes ise sağ tarafın ilacı oldu.

Göztepe’nin attığı key paslara baktığımız zaman rakibinin savunma arkasını zorladığını net bir şekilde görüyoruz. Bu pasların neredeyse tamamı ilk iki bölgeden geldi.

Yukarıda bu sefer harita üzerinden görüyoruz. Göztepe’nin rakibinin bu eksikliğini bilerek oynaması maç öncesinde rakibini doğru analiz ettiğini gösterir. Galatasaray’ın, eksiklerini bu kadar zorlayan ve doğru analiz yapan rakibine karşı gol yememesi ise önemli bir başarıdır. Burada en önemli pay stoper ikilisinin daha sonra ise beklerindir.

Gomis attığı gol ile Süper Lig tarihinin en fazla gol atan yabancı oyuncusu oldu. Maç boyunca çok hareketliydi. Top almak için çizgilere doğru açıldı. Bu sayede takım arkadaşlarına boşluk yarattı fakat Galatasaray’da bu tarz boşluklara girebilecek isim sayısı sınırlı olduğu için etkisi minimum seviyede kaldı. Bu tarz birkaç pozisyonu inceleyelim.

Yukarıdaki pozisyonda sıkışan Serdar Aziz, Gomis’e oynadı. Gomis ise sırtı dönük oyunuyla topu Belhanda’ya indirdi. Bunlar olurken diğer tarafta Feghouli’nin içe doğru gelerek rakip bek oyuncusu Leo’yu üzerine doğru çektiğini görüyoruz.

Feghouli rakip oyuncuyu üzerine doğru çektiği ve Gouffran eşleştiği rakibini takip konusunda biraz tembel kaldığı için Linnes önündeki boşluğa rahat bir şekilde hareketleniyor.

Farklı bir pozisyona bakalım. Yine Gomis’in sırtı dönük oyununu görüyoruz. Galatasaray Feghouli ile çıkıyor vev Gomis’e oynuyor. Gomis iki stoperi üzerine çekerken Fernando ve Rodrigues’in öne doğru hareketlendiğini görüyoruz.

Gomis tek pas ile Fernando’nun önüne oynuyor. Aynı zamanda Göztepe’nin savunma olarak çok dağınık olduğunu görüyoruz. İki stoper birden Gomis’in üzerine doğru giderken bekler ise stoperlerden uzakta pozisyon alıyor.

Fernando topla buluştuğu zaman Rodrigues’in müsait pozisyonda ceza alanına hareketlendiğini görüyoruz. Fakat Fernando pası doğru atamadığı için pozisyon şutla sonuçlanmıyor. Burada Gomis’in sırtı dönük oyunu kadar önemli olan bir şey ise Galatasaray seneye Fernando-Belhanda ikilisinin yanına transfer edeceği oyuncu profili olacak. Fernando’nun biraz daha derinde kaldığı oyun sisteminde Belhanda’nın yanına ceza alanı koşu özellikli ikinci bir Belhanda çok doğru bir seçim olacaktır.

Maçı fazla uzatmak istemiyorum. Galatasaray’da takımın yükünü çeken isim Fatih Terim oldu. Bana göre sezonun en kritik hamlelerinden biri Antalyaspor maçıyla birlikte pres sistemini değiştirmesi oldu. Rol paylaşımında Feghouli ve Rodrigues’in top ayağında olan rakip oyuncuya basması gerekiyordu. Bunun bu iki oyuncuyu çok yıprattığını gören Fatih Terim bu rolü Belhanda’ya verdi. Belhanda ön alanda Gomis ile birlikte top ayağındaki oyuncuya basarken Feghouli ve Rodrigues kanatlarda daha pasif role çekildi. Bu ikili toplu oyuncuya basmak yerine çizgide beklere gölge markajı yapmaya başladı. Bu da bu iki oyuncunun top ayağına geldiğinde daha dinç olmasını sağladı. Feghouli biraz daha toparlansa da bu taktik değişikliğin asıl etkisi Rodrigues üzerinde oldu.

Galatasaray’ın sağ kanadı sene başından beri problem oldu. Mariano-Maicon ikilisi beraber oynamayacak kadar uyumsuz bir ikiliydi. Mariano’nun ofansif oyunu Maicon’un ağır olmasıyla birleşince rakipler için maden oldu. Tudor bunu üçlü kullanarak çözmeye çalıştı. Kısmen de başarılı oldu. Daha sonra ise Fatih Terimi, Linnes ile bu sorunu çözmeye çalıştı. Linnes-Maicon ikilisi daha uyumluydu. Fakat kesilen oyuncu Serdar oldu. Mariano-Maicon-Denayer üçlüsü Sivasspor maçında kötüydü. Fatih Terim, Serdar Aziz hatasından geri döndü ve tekrar ilk 11’e yerleştirdi. Sorunları biraz çözse de Fatih Terim’in savunmayı öne çekmesiyle Maicon tekrar sırıtmaya başladı. Daha sonra Fatih Terim Denayer-Serdar ikilisiyle bu sorunu büyük ölçüde çekti. Bu ikiliyle beraber savunma çizgisi öne çıktı ve sarı-kırmızılı oyuncular arasındaki mesafe kısaldı. Bu sayede rakiplere karşı daha yoğun daha bunaltıcı bir baskı yapıldı.

Bunun ise bazı dezavantajları ortaya çıktı. Yukarıda bahsettiğim savunma arkasına atılan toplar gibi. Serdar ve Denayer bu süpürme işini çok iyi yaptı. Eğer seneye Maicon ile devam edilmeyecekse Serdar’ın yanındaki ismin bu tarz olması çok önemli. Çok fazla uzatmak istemiyorum birkaç sezon geneli verisiyle yazıyı tamamlayacağım.

Galatasaray her gol öncesi ortalama 32,9 saniye topu ayağında dolaştırdı ve her gol öncesi ortalama 10,5 pas yaptı. Bu alanlarda açık ligin lideri konumunda.

Bunun haricine Galatasaray’ın akan oyunda attığı 60 golün 40 tanesi yerleşik savunmalara karşı gelirken 20 tanesi ise kontrataktan geldi. Bu 60 golün 22 tanesi sağ, 21 tanesi sol 17 tanesi ise merkezden geldi. Galatasaray akan oyunda gelen gollerde ligin ilk sırasında bulunuyor.

Galatasaray yerleştiği pozisyonlarda kalesinde sadece 7 gol gördü. Bu alanda da açık alanda lider. Bu alanda en yakın rakibi Başakşehir yerleştiği pozisyonlarda 14 gol yedi.

Akan oyunda hem en çok gol atan hem de en az gol yiyen bir takım her zaman çok özeldir. Galatasaray bu sezon hemen hemen her oyuncudan katkı aldı. İlk 11’den ziyade yetersiz olan yedek kulübesinden de çok ciddi bir katkı almayı başardı. Tolga attığı 6 golle girişi yaptı. Carrasso kalede her daim güven verdi. Linnes sağ kanatta her çıktığında formanın hakkını verdi. Denayer en kritik düzlükte önemli bir rol aldı. Selçuk set oyununa dönen ve sıkışan maçta Konya’da sonradan girdi puanı aldı. Eren Kayseri’de aldı. Sinan Konya ve Alanya, Yasin ise Akhisar maçını aldı. Ve tabi ki de sezonun en sükse yapan ismi Donk’tu.

Bir sezon boyunca bir şeyler karalamaya ve maç yazılarıyla sizlerle beraber olmaya çalıştım. Okuyan, destek veren ve paylaşan herkese teşekkür ederim.