Spor Toto Süper Lig’de sezonun ilk yarısının son haftasında Fatih Terimli Galatasaray, evinde Göztepe’yi ağırladı. Zirve mücadelesi veren takımlar arasında Medipol Başakşehir dışında tüm rakiplerinin puan kaybettiği haftada Galatasaray, Jahovic’in penaltıdan bulduğu gole Rodrigues, Yasin Öztekin ve Maicon’un golleriyle karşılık vererek bu sezon üçüncü kez geriye düştüğü bir maçtan galip ayrıldı. Dördüncü Fatih Terim dönemine üç puanla başlayan Cim Bom, ligde devre arasına liderin bir puan gerisinde ikinci sırada girmiş oldu.
Bu karşılaşmayı global iş ortağımız InStat’ın bizim için hazırladığı verilerle analiz etmeye çalışacağız.
ORTALAMA POZİSYONLAR VE GENEL DEĞERLENDİRME
Oyuncuların maç boyu ortalama pozisyonlarını gösteren grafiği incelediğimizde, maça dörtlü savunma hattının önünde Fernando, onun önünde merkezde N’Diaye ve Belhanda ile başlayan Galatasaray’da özellikle ilk yarıda savunmanın orta sahaya çok yakın oynamadığını ve hatların arasında derin boşlukların göze çarptığı anların yaşandığını söyleyebiliriz. Ancak ikinci yarıda orta saha merkezini N’Diaye ve Fernando’ya bırakarak Belhanda’yı Gomis’e biraz daha yaklaştırmayı tercih eden Fatih Terim, bu hamleden beklediği olumlu sonuçları almayı başardı ve ikinci yarıda hücum anlamında çok daha pozitif bir Galatasaray izledik. Belhanda’yı forvet bölgesine yakın kullanmak N’Diaye ve Fernando’ya defansif anlamda daha çok sorumluluk yüklese de özellikle N’Diaye çok etkileyici bir performans sergileyerek hem hücuma hem savunmaya çok önemli katkılar verdi.
İç sahada taraftarının desteğiyle muazzam bir lig performansı ortaya koyan ve oynadığı dokuz maçın sekizini kazanan Galatasaray, bu maçta da özellikle ikinci yarının başından 60. Dakikaya kadar oyunun tek hakimiydi. Göztepe karşısında sezon genelinde iç sahada oynadığı maçlarda yakaladığı rakip yarı alanda top kullanma, üçüncü bölgeye giriş ve ceza alanına giriş istatistiklerinin biraz altında kalınsa da özellikle ikili oyunlarla ve Gomis’in etkili performansıyla ikinci yarıda daha verimli hücumlar geliştirildi. Sol bekte Denayer tercihi o bölgede ilk etapta hücum vadetmese de Rodrigues’in oyunda olduğu süre zarfında sadece sağ kanat değil sol kanadın da zaman zaman kullanıldığını görmek mümkündü. O bölgede Linnes’in tercih edilmesi iki kanadın da hücumculara destek verme anlamında zayıf kalması anlamına gelebilirdi ancak Linnes’in doğal pozisyonunda kullanılması verimli ya da verimsiz özellikle sağ kanattan atak sürekliliği oluşturma adına önemliydi. Toplam 15 şutun 9’u ikinci yarıda geldi ve bu şutların kaleye uzaklığı ortalama 17.2 metre. Bu veri, rakip kaleye ne kadar yaklaşılabildiğini gösteriyor ve yapılan hücumların pozitif sonuçlanması adına da oldukça önemli. Galatasaray bundan önceki iç saha maçında Akhisar Belediyespor ile karşılaşmıştı ve bu rakam 20 metre civarındaydı.
Pas grafiklerine baktığımızda da çok net bir şekilde görüldüğü gibi Linnes – Feghouli bağlantısı Galatasaray’ın hücumda başlıca planlarındandı. Mariano, hem hücumda hem savunmada kendi bireysel performansını özletse de bu maçta sağ bekte geçmiş maçların aksine Denayer yerine Linnes tercihi Feghouli ile bu pas bağlantılarını kurması ve hücuma katkısı bakımından oldukça doğru bir karardı. Hücum adına verilen bu doğru karar defansif anlamda da pozitif bir sonuç verdi. Maç boyunca Denayer sol bekte girdiği sekiz iki mücadelenin altısını kazandı ve 92%’lik başarılı pas oranı sağladı. Göztepe, Denayer’in kanadında Gouffran’ı kullanmayı tercih etti ve burayı çok etkili kullanamadı. Geçen haftanın kayıp isimlerinden Feghouli, ilk yarıda daha çok sağ içi pozisyonunda görünürken ikinci yarıda sağ çizgiye daha yakındı ve Yasin’e yaptığı asist de bu bölgeden geldi.
Galatasaray’ın hücum performansını değerlendirirken Gomis’e ayrı bir parantez açmak istiyorum. Geldiği günden beri en etkili performanslarından birini sergilediği maçta golle buluşamaması onun bu maç için hanesine yazılabilecek tek olumsuz nokta çünkü bunun dışında topun üçüncü bölgede tutulması ve ceza sahasına girişlerde etkili olmak üzere pek çok aksiyonu başarıyla tamamladı. Sırtı kaleye dönükken toplar alması ve bunları iyi kullanması Galatasaray adına çok önemli ki bu toplardan biri de Gary Rodrigues’in gol pozisyonu oldu. Muazzam bir ikili oyunla Rodrigues’i ceza alanında kaleciyle karşı karşıya bıraktı ve gol geldi. %88 isabetli pas oranı yakalarken iki de anahtar pas attı. Gol attığı maçlarda dahil atakların olgunlaşmasında ve ön bölgedeki pas trafiğinde zayıf kalması sürekli eleştiriliyordu. Bu maçtaki performansı sürdürebilirse gollerinin yanı sıra ön alandaki değişken hücum setlerine ve gol pozisyonları yaratmaya verdiği katkıyla Galatasaray için çok daha önemli bir oyuncu haline gelecektir.
Genel anlamda takımın savunma performansını değerlendirirken bu maçta iki işi de muazzam yapan N’Diaye’yi vurgulamak istiyorum. Çok yüksek bir pas başarı oranı yakalarken, defansif anlamda da girdiği mücadelelerin yarısında başarı sağladı. Etkileyici dinamizmi ile ikinci bölgede 6 sahipsiz topu alırken bunları hücum bölgesine kazandırmada da dokuzda sekizlik bir başarı oranı yakalayarak iyi işler yaptı. Ceza alanına girişte de gönderdiği üç toptan ikisinde başarı sağladı ve özellikle bu maç performansı ile iki yönlü orta saha rolünün tüm gerekliliklerini yerine getirdi.
Savunma merkezinde Maicon – Serdar ikilisinin performansı da bu takımın gerideki ideal ikilisinin bu isimler olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Girdikleri toplam 32 ikili mücadeleden 26’sını başarıyla sonuçlandıran bu ikili çok yüksek pas isabet oranıyla da dikkat çekti. Hava toplarında rakiplerine hiç şans tanımadılar ve topu da yüksek oranda doğru kullanarak kontralara da izin vermediler. Belki eleştirilebilecek tek nokta bir iç saha maçında blok halinde özellikle ilk yarıda orta saha ve dolayısıyla hücum bölgesinden kopuk görünmeleriydi. Sakatlıklar ve cezaların dışında bu ikilinin bozulmaması ile bu bölgede sağlanacak istikrar bu tarz performansların devamı için sezon genelinde çok önemli olacak. Takımın bu maç özelinde hava topu mücadelelerinde 54’te 24 başarı sağlamasını biraz Fernando’ya bağlıyorum. Bu oran sezon ortalamasına ve olması gerekene göre hayli düşük kaldı ve bunda Fernando’nun 7’de 2’lik grafiği önemli bir etken oldu. Kendi yarı alanında bu topları rakibe bırakmak özellikle merkezde kazanılan toplarla kanatların kullanılması ile kontralara ve hızlı hücumlara, set oyunlarına dönüşebilir ve her türlü pozisyon olabilir. Buradaki yükü sadece stoperlere bırakmamak gerekiyor. Fernando’nun bu durum dışında kalan performansını ve genel anlamda sezona damga vuran bir futbolcu olduğunu göz önünde bulundurursak bu durumun tekrarını beklemiyorum.
Sonuç
Galatasaray, Igor Tudor’dan sonra Fatih Terim dönemine beklenildiği üzere çok farklı bir plan ve formasyonla girmedi ve ilk maçında iç sahada oynamanın da verdiği öz güvenle sonuca gitmeyi bildi. Özellikle ilk yarı hücum performansı yetersiz olsa da ikinci yarıda Fatih Hoca’nın Belhanda’yı daha efektif kullanmak adına biraz daha öne almasıyla birlikte Feghouli, Yasin ve Gomis’in de performansı artmış oldu. İç sahada çok zorlanmayan ama zorlansa bile bir şekilde kazanmayı bilen Galatasaray’da sezon adına en kilit nokta deplasman performansı olacak. Ligin ikinci yarısı adına bir sol bek takviyesi ile birlikte bir forvet transferi de sürpriz olmaz ve bu hamleler Fatih Terim’in sıkça kullandığı 4-4-2’ye dönüşün sinyalleri de olabilir. İkinci yarının ilk maçında itibaren nelerin değiştiğine veya değişebileceğine dair çok daha net yorumlar yapmak mümkün olacaktır.