Alışılmışın aksine heyecanla beklenmeyen derbide, kazanan taraf Fernerbahçe oldu. İki takımında matematiksel olarak olmasa da rasyonel olarak bakıldığında şampiyonluk yarışının dışında kaldığı haftalarda, süregelen kötü ve/veya taraftarı tatmin etmeyen futbolu sonunda beklendiği gibi tatsız, yavan, hani şu tuz konması yasaklandıktan sonra yenirken çakıl taşı çiğniyormuş hissi vermeye başlayan sokak simidi gibi bir maç oldu.
Saha içinde ise ilk yarıda istatistiklere bakıldığında oyunu domine etmiş, Fenerbahçe’yi devamlı ataklarlarla yormuş bir Galatasaray görüntüsü olsa da durum hiç de öyle değildi. Ev sahibi ekip topu her ne kadar ayakta tutsa da hehangi bir hücum varvasyonu geliştirme başarısından bir hayli uzaktı. Konuk ekip ise rakibini geride karşılarken başlangıç aşamasında başarısızlıkla sonuçlanan bir kaç kontra atak denemesinden öteye gidemedi. Fenerbahçe’nin ilk yarıda yaptığı doğru işlerden en önemlisi hücum şekillendirmede zorlanan Galatasaray’a şut gösermemesiydi. İlk yarı Galatasaray’ın 8 şut denemesinin yalnızca 3’ü Fenerbahçe savunmasını geçebildi, bunlardan 2’si kaleyi buldu ki bu iki şut da Şener’in pas hatasında Yasin’in bulduğu pozisyon ve seken topta Sneijder’in Volkan’a nişanladığı toplardı. Şutlardan 5’i ise konuk ekibin defans anlayışı içerisinde eritildi.
Galatasaray – Fenerbahçe şut haritası. [Opta]
Bu şekilde bir oyun içinde Galatasaray için tek gol şansı doğrudan kaleyi bulan bir duran top ya da Şener’in pozisyonu gibi bir hatalı pozisyonda mümkün olabilirdi. Doğrudan kaleyi bulan duran top dedim çünkü gerek Volkan’ın altıpas içindeki hakimiyeti gerekse Kjaer ve Skrtel’in hava topu üstünlüğü böyle bir görüntü çizdi. Galatsaray’ın orta saha dolaylarında oyun kurmaya çabalarken pas hataları, alan paylaşamama halleri ise birçok topun şişirilmek zorunda kalınmasıyla sonuçlandı. Podolski ve Sneijder de Fenerbahçe savunmasına hiç de sürpriz olamayacak şekilde üstünlük sağlayamayınca şişirilen topların hemen hepsi top kaybı hanesine yazıldı.
İkinci yarıda oyun çok farklı devam etmedi. Herkesin beklediği Yasin-Eren değişikliği gelmediği gibi oyun kurgusunda da bir değişiklik yoktu. Tudor’un ilk değişikliği 68’de gelirken Rodriges’i kenarda gören kimsenin aklından çıkacak ismin Bruma olacağı geçmemiştir. Yasin yine doğa kanunlarına meydan okur biçimde oyunda kaldı. Bütün o şişirmeler ve etkisiz ortalar devam ederken herkesin gözleri en azından hava toplarında Fenerbahçe savunmasını rahatsız etme ihtimali olan Eren’i aradı. Eren’in formsuz olmasından öte varlığı bile en azından ceza alanı içinde etkili olabilirdi. Bir parantezde Galatasaray’ın kullandığı kornerlere açmak istiyorum. Maç boyunca 9 köşe vuruşu kullanan Gatasaray’da bunların 8’i yukarıda bahsetdiğim etkenler göz önünde bulundurulmadan olabilecek en etkisiz alanlara kullanıldı. Yalnız tek bir köşe vuruşunda Volkan ve savunmacıların etkisini azaltabilecek ön direk organizasyonu denendi.
Bruma’nın oyundan çıkmasıyla Fenerbahçe açısından Şener oldukça rahatladı ve maçta o dakikaya kadar ileri çıkamayan bek oyuncusu, Bruma çıktıktan sonra 4 kez ileri çıktı ve gol de Şener’in Souza’ya ortasından geldi. Eren değişikliği maçı kazanmak için mücadele eden bir takımdan ziyade, deplasmanda gol atarsa tur atlayacak ve oyunu tamamiyle rahip sahaya yıkmış bir takım için top inidrmesi için stoper alınacak dakikada geldi. Dakika 80’de gelen değişikşiğin ardından Eren yalnızca 5 kez topla buluşabildi ve bunların hiçbiri bırakın ceza sahasını, yay çevresinde bile değildi. Dakika 90’da gelen Josue değişikliği ise dünden beri üzerine düşünüp de herhangi bir gerekçe bulamadığım birçok hadiseden en garibi. Fenerbahçe açısından bakıldığında ise bu kadro ve Advocaat her ne kadar tartışılsa da fena işler yapmadı. Zira bu kadro ile derbilerde gol yemeyen Fenerbahçe ayrıca Feyenord’la Manchester United’ı da yendi. Kale arkasının attığı maddelere, edilen küfürlere sayfalarca eleştiri yazılabilir ancak lüzum görmüyorum. Takım iyi giderken saha kapatma cezası almamakla övünenler, işler kötü gidince yine kendilerine uğraşacak bir şeyler buluyorlar. Sorumluların mümkün olan en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyorum.