Galatasaray, Fernando ve Tolga’nın olmadığı maçta kendi sahasında Alanyaspor’u Gomis ve Yasin’in golleriyle 2-0 geçmesini bildi. Liderliğini sürdürdü, derbi öncesi moral depoladı.
İlk yarı Galatasaray’ın hakimiyetinde geçti. Sarı-kırmızılılar Yasin’in ayağından golü buldu. İkinci yarı ise biraz daha risk alarak öne çıkan bir Alanyaspor vardı. Galatasaray da fiziksel olarak düşüş yaşayınca bol git-gelli bir maç izledik. Takım disiplininden uzak seyir zevki yüksek bir yarı oldu. Gomis’in bitiricilik açısından en kötü oyununu çıkardığı maçta gol pozisyonlarını cömertçe harcadı. Alanyaspor ise gol oluşumundan uzak bir görüntü çizse de baskının getirdiği bireysel hatalar neticesinde gol bulması içten bile değildi.
Futbolda savunma ve hücum karşıt dengelerdir. Bu dinamikleri Yin ve Yang öğretisine çok benzetiyorum. Futbolda her dizilişin bir takım avantajları ve dezavantajları vardır. Hücum ve savunma temel dinamikleri Yin ve Yang gibi karşıt kutupların sirkülasyonu ile birbirini tamamlar. En uyumlu takımlar bu iç sirkülasyonu dengelemeyi başaranlardır. Fakat bu güç dengesi ne kadar birbirine yakın olursa olsun bu oyunda, istisnasız her formasyon rakibe kullanabileceği boşluklar bırakır. En basit tabirle hücumu düşünen her strateji her sistem bir şekilde savunma kurgusundan ödün verir.
Galatasaray’a baktığımızda ise bu dengelerin birbirine uyum içerisinde ilerlediğini görüyoruz. Bir yandan ligin en fazla gol atan takımıyken Başakşehir karşılaşmasına kadar diğer taraftan en az gol yiyen takımıydı. Aynı zamanda ligin en fazla ceza alanı içerisinde topla buluşan takımı ve aynı zamanda kaleyi bulan şutlarda ligde kalesine en az şut çektiren takım konumunda. Oyunun iki tarafını oynama anlamında ligin en dengeli takımı.
Galatasaray çalışkanlıkları üst düzey, topla hızlı çıkabilen fakat son karar noktasında ciddi eksikleri bulunan iki kanat oyuncusuyla maça başladı. Bu tarz birbirine yakın iki kanat oyuncusunun aynı anda sahada olması üretkenlik/bitiricilik dengesinin kaymasına sebep oldu. Sahada iki kanadı da aktif bir şekilde kullanan fakat skor konusunda eksiklik çeken bir takım vardı. Galatasaray, Ndiaye-Belhanda-Yasin-Rodrigues sayesinde çok hızlı atağa çıktı. Tamamı dribling yapma yeteneğine sahip oyuncular. Takım sadece hızlı çıkmakla kalmadı Selçuk ve Ndiaye’nin iki ceza sahası arasında oyunu sayesinde her atak en az 5-6 kişiyle rakibi dengesiz yakaladı.
Rakip sahada Alanyaspor 10 serbest top toplarken Galatasaray karşı sahada tam 29 serbest top topladı. Bu alanda özellikle önde basan takımların daha yüksek verilere sahip olduğunu görüyoruz. Sene başından beri ligde en fazla top toplayan iki takım değişmedi, Galatasaray ve Karabükspor. Son haftalarda Galatasaray’da bu konuda düşüş görülse de bugün isteyen arzulayan Galatasaray’ı tekrar sahada gördük.
Yukarıdaki grafikte de gördüğümüz gibi Galatasaray rakibinin ayağında top tutmasına izin vermedi. Alanyaspor 20 saniyenin üzerinde sadece 12 defa top tutmayı başardı. Galatasaray’da pres oyununun merkezindeki 4 oyuncunun ikili mücadele kazanma sayıları dikkat çekti. Maicon(14)-Serdar(14) ikilisi toplam 28 ikili mücadele kazanırken onların önündeki Selçuk(7)-Ndiaye(10) ikilisi ise 17 ikili mücadele kazandı. Merkezde oynayan bü dörtlünün bu özelliği rakip oyuncuların atağa çıkarken ciddi şekilde hırpalanmasını sağlıyor.
Alanyaspor
Alanyaspor, Wagner Love’un üzerinden oynayan bir takım. Takım, Love olmadığı için bölgeler arası bağlantıyı kurmakta sıkıntı çekti. takımın hücum yelpazesi duran toplar, uzun toplar ve kontrataklarla sınırlı kaldı. Dolayısıyla uzun toplarla ilerideki oyunculara top ulaştırıp onların takımı çekmesini sağlamaya çalıştılar fakat Galatasaray’ın hava hakimiyeti yüksek stoper ikilisi bunu engelledi. Dolayısıyla Alanyaspor’un orta sahası oyunun içine giremedi. Birinci ve üçüncü bölgeler arasında masa tenisi izleyen biri gibi git-gel haricinde oyuna ağırlığını koyamadı. Fizik gücü yüksek, enerjik ve mücadeleci Fofana-Sackey ikilisi oyun hakimiyeti konusunda sınıfta kaldı. İkilinin üçüncü bölgeye sadece 2 pas denemesi yaptı. Bu veri bile aradaki bağlantı sorununu bize net bir şekilde gösteriyor. Aynı bölgede oynayan Selçuk(24)-Ndiaye(19) ikilisinin üçüncü bölgeye pas deneme sayısı 43’tü. Durum böyle olunca tüm yük Emre’nin üzerine bindi. Emre hırslı oyunuyla dikkat çekti. Fakat tek başına etkisi sınırlıydı.
Duran toplardan da birkaç kez gole de yaklaştılar. İlkinde arka direkte kimse yoktu ikincisinde ise top direğin yanından dışarı gitti. Kaleyi bulan şut çekemeden maçı tamamladılar.
Galatasaray’ın daha çok sağ tarafı kullandığını gördük. Sol taraf işlemedi. Çekilen şutların 12 tanesi merkezden ve sağ taraftan geldi. Atak yönünün merkezden oluşmasının nedeni Belhanda’nın Galatasaray’a geldiğinden beri ilk defa bu kadar ilerde pozisyon alması ve Ndiaya-Selçuk ikilisinin sürekli merkezden hücumu beslemesi oldu. Bu bölgeden Belhanda Rodrigues’i, Ndiaye ise Gomis’i karşı karşıya bıraktı.
Selçuk, Ndiaye ve Belhanda’dan oluşan merkez üçlü görev dağılımını kaliteli yaptı, topu verimli paylaştı. Bu üç oyununun sahada paslaşmadıkları takım arkadaşı yok. Birbirlerini oyunun iki yönünde de üst düzey tamamladılar. Uzun süre sonra bu kadar uyumlu oynayan bir orta saha izledim. Ndiaye ve Selçuk ikilisi hızlı ataklarda bile Galatasaray’ın rakip kaleye en az 5-6 oyuncuyla gitmesini sağladı. Latovlevici ve Mariano’dan birinin de sürekli ataklara katıldığını da hesaplarsak Galatasaray, her atak 7-8 oyuncuyla hücum etti. Tabi ikinci yarıda defansif olarak düştüler.
Galatasaray’ın pas kombinasyonlarından oyunun verimliliği okunuyor aslında. En fazla yapılan pas kombinasyonları arasında orta sahanın gerisinde hiç pas kombinasyonu yok. Ayrıca burada Selçuk ve Ndiaye’nin merkeze sıkışan oyunu rahatça kanatlara yaydığını da görüyoruz.
Galataasaray 37 key pas denedi ve bunların tam 21 tanesinde başarılı oldu. Ligde geride kalan haftalarda takımların kilit pas ortalamasının 14/7 olduğunu düşünürsek baya abartılı bir sayı. Ayrıca rakip ceza sahasına 47 pas attı ve 23 isabet sağladı. Üçüncü bölgedeki pas sayısı ise 218/159.
Galatasaray’ın üçüncü bölgede Belhanda’dan sonra en fazla isabetli pas atan ismi tam 28 pasla Mariano oldu.
Galatasaray’da dikkat çeken bir konu da pozisyonların hemen hemen her bölgeden yaratılmış olması. Bu çeşitlilik önemli.
Buradan daha net belli oluyor Galatasaray’da bu konuda çalışmayan bölge olmamış. Sene başından beri hücum varyasyonları açısından sıkıntı çeken bir takım için bu çok önemli bir parametre.
Her bölgenin çalıştığı gibi elini taşın altına koymayan oyuncu da olmadı. Sonradan giren Ahmet Çalık dahi gollük pas attı. Fakat bunda ikinci yarıda oynan açık oyunun payı büyüktü.
Alanyaspor’a ayrı bir parantez daha açmak istiyorum. Bu maçta en çok dikkatimi çeken hızlı oyunları oldu. Atağa çok hızlı çıkabiliyorlar. Atak hızı Instat index’inde 18.2 olarak hesaplandı. Bu ligin çok üstünde bir sayı ve bu tarz işler genelde birkaç kerelik olmaz. Wagner Love gibi bir bitiriciyle bu kadar hızlı çıkabilmek büyük avantaj. Aynı zamanda takımın birden fazla çeşit oyun oynamasını sağlıyor. Fakat bunu daha da keskin kılmak için takımın pas hızını da artırması gerekiyor. Bu da ancak oyun bir çalışmayla karakter haline gelebilir.
Latovlevici
İlk başta izlediğimde Latovlevici çok kötü oynuyor gibi bir izlenime kapılmıştım. Fakat maçı tekrar izlediğimde fark ettim ki o kadar da kötü oynamamış. İki yarı arasında ciddi fark var. Ortalama bir oyun çıkardı. Latovlevici, toplam 4 orta yaptı, ceza sahasına 3 pas attı. Bunların hepsi gol pozisyonu demek. Galatasaray ilk yarıda topun hakimi olduğu için Latovlevici ilk yarıda iyi göründü. Bunun en önemli sebebi ofansif tarafının defansif tarafına göre daha iyi olmasıydı. Fakat ikinci yarıda oyun temposu yükseldiği zamanlarda maçın hızına ayak uydurmakta zorlandı. Defansif defoları gün yüzüne çıktı. Fiziksel olarak hala tam olarak hazır değil. Ağır bir sakatlık geçirdi ve Tudor ile sezon başı kampı geçirmedi, devre arasında sonraki performansı daha belirleyici olacaktır. Hazır değil çok belli fakat bu performansına fiziksel etkilerinin oranını bilemediğimden dolayı kendisi hakkında devre arası kampından sonra yorum yapmanın daha isabetli olacağını düşünüyorum.
Latovlevici, ikili mücadelelerde elini çok kullanıyor, hakemler genelde böyle pozisyonlara çalmaya severler. Doğrudur/yanlıştır orası farklı bir nokta fakat bir gerçek var bu ligde elini koyduğun zaman düdüğü çok kolay çalışıyorlar. Aynı sekilde geçen hafta yaptırdığı duran top gol oldu. Oyuncular buna dikkat etmeli.
Belhanda
Alanyaspor, Belhanda’ya çok iyi çalışmış, hiç tek bırakmadılar sürekli bir kişi onun üzerine oynadı. Zaman zaman Belhanda’nın bu markajdan kaçmaya çalıştığını gördük. Fakat tüm sahaya yayılan oyunu rakiplerin önlem almasını zorlaştırıyor. Aşağıdaki haritada da görüldüğü gibi sahanın her yerinde. Önde pres yapıyor korner kazandırıyor, çizgide oyuncu kovalıyor.
Belhanda Galatasaray geldiğinden beri en ilerde pozisyon aldığı oyununu oynadı. Üçüncü bölgede topla buluşmaktan kaçmadı, sorumluluk aldı. Denediği pasların 4 tanesi ilk bölgede, 21 tanesi ikinci bölgede tam 43 tanesi ise üçüncü bölgede gerçekleşti. Rakip ceza sahasına 15 pas denedi bunların 8 tanesinde başarılı oldu. Bu sayının önemini şu veriden daha iyi anlayabiliriz, ligde bir takım maç başına ceza sahasına ortalama 13 isabetli pas atıyor. Takım arkadaşları arasında ise Belhanda’dan sonra en yüksek isabet sayısı 3 ile Mariano’nun. Top kaybı sayısı bu maça kadar ortalama 8’di bu maç ise 11 top kaybı yaptı. Fakat sürekli gol yollarında denediği için bunu göz ardı edebiliriz. Rodrigues, Belhanda ile aynı sayıda 11 top kaybı yaparken Gomis 8 top kaybı yaptı.
Alanyaspor haftaya deplasmanda en fazla puan kazanan takım olarak girmişti. Galatasaray ise iç sahada yenilgisizdi. Maça iki takımda önemli eksiklerle çıktı. Üç puanı alan taraf sarı-kırmızılı ekip oldu ve Beşiktaş maçı öncesi moral topladı. Aşağıdaki puanlamaya katılırsanız kendimizi değerlendirmemiz açısından bize yardımcı olmuş olursunuz ayrıca yorumlarla da siteyi interaktif bir şekilde kullanabilirsiniz.