Konyaspor’un yeni teknik direktörü Sergen Yalçın takımın başındaki ilk karşılaşmasına Galatasaray deplasmanında oynadı. Konyaspor, Moke’nin golüyle maçın başında öne geçmesine rağmen Gomis ve Sinan’ın gollerine engel olmadı ve maçtan mağlubiyetle ayrıldı.
Maçın başında kalesinde golü gören Galatasaray, maçı %71 topla oynama yüzdesiyle tamamladı. Maicon-Serdar hariç sarı-kırmızılı oyuncuların ortalama pozisyonları rakip yarı sahadaydı. Galatasaray ilk yarıda topa hükmetmesine rağmen oyunu tam olarak rakip sahaya yıkamadı. Galatasaray arkada fazla kişiyle bekledi ve merkezdeki oyuncular bölgeler arasındaki bağlantıyı akıcı hale getiremedi. Bunun sonucunda rakip ceza alanında çoğalamadı ve oyunu rakip sahaya yıkamadı. Fatih Terim ikinci yarıya Donk-Mariano ikilisi yerine Linnes-Sinan ikilisiyle başladı. Bu hamleyle birlikte oyunu rakip sahaya yıkan ve uzaklaştırılan topları süpüren Galatasaray istediğini aldı. Değişikliklerin nedenlerine aşağıda ayrıntılı olarak değineceğim.
Galatasaray dar alanda oynadı. Pas uzunluğunu(18.1 metre) kısa tuttu. Konyaspor’un skoru korumak adına kendi yarı sahasına gömülmesinin etkisiyle oyunu sürekli üçüncü bölgede oynadı. Ceza alanına 54 pas denerken bunların 32 tanesinde başarılı oldu. Özellikle Belhanda’nın burada fark yarattı. Belhanda ceza alanına 15 pas atarken bunların 8 tanesinde başarılı oldu.
Değişiklikler
Fatih Terim ikinci yarıya Donk-Mariano ikilisi yerine Linnes-Sinan ikilisiyle başladı. Galatasaray topa %70 civarı hakim olduğu için Donk’un sahada işlevi kalmadı. Donk çıktı ceza alanında oynamayı seven Sinan Gümüş oyunu girdi. Sinan kanada geçince Feghouli ise merkez üçlünün sağına geçti, Selçuk biraz daha dipte oynamaya başladı.
Donk çıktı, hızlı ataklara karşı savunma tarafında sadece üç oyuncu kaldı. Donk oyundan çıkınca aslında Galatasaray büyük bir risk aldı. Fakat böyle maçları risk almadan kazanamazsınız. Galatasaray özellikle Serdar Aziz’in sayesinde bu riski iyi yönetmeyi, kontrol etmeyi başardı ve çok değerli bir üç puan aldı. Galatasaray’ın ilk yarıdaki kadrosuna baktığımız zaman ceza alanındaki boşlukları değerlendirebilecek sadece Gomis ve Feghouli var. Bu ceza sahası içinde oyunu kabullenen takımlara karşı yeterli değil. Dolayısıyla Fatih Terim ceza sahasındaki sayısal fazlalığı artırmak için Sinan’ı oyuna aldı. Sinan ters ayağının da sebebiyle daha çok içe çekerek oynamayı seviyor. Aynı zamanda ceza alanındaki boşlukları da iyi okuyor. Yani Sinan’ın kanada geçmesi demek çizgiyi kullanma konusunda eksiklik demekti.
Mariano ilk yarı çok efor harcadı. Son dönem ritmindeki düşüşü de hesaba katarsak ikinci yarı için yeni bir enerjiye ihtiyaç vardı. O bölgedeki oyuncunun sırtında ekstra yük olacaktı. Sağ bek oynayan oyuncunun, Konyaspor’un hızlı ataklarında Maicon gibi ağır bir oyuncuyla aynı bölgeyi paylaşması ve Maicon’u hızlı kanat oyuncularıyla birebir bırakmaması gerekiyordu. Sağ bek oyuncusu aynı zamanda Sinan’in içe yakın oyunundan ortaya çıkan çizgi boşluğunu da doldurmalıydı. Dolayısıyla yüksek tempo istiyordu ve Mariano zaten tek devre oynamıştı. Daha çok git-gel yapacak bir oyuncuya ihtiyaç vardı ve doğru isim Linnes’ti. Fatih Terim’in daha sorun ortaya çıkmadan buna çözüm bulduğunu ve iki oyuncuyu birden oyuna aldığını gördük.
Galatasaray her maç bu kadar baskılı oynayabilir mi?
Farklı bir bakış açısıyla sorarsak Galatasaray, neden Sivasspor ve Kasımpaşa deplasmanlarında bu oyunu oynayamadı? Üç alt başlık üzerinden bu konuyu açmak istiyorum.
- Topla Oynama Yüzdesi
Sarı-kırmızılı ekip Kasımpaşa karşılaşmasının son bölümlerinde %50 civarı topla oynadı. Sivasspor karşılaşmasında ise bu oran son 15 dakika %44’e kadar düştü. Çok ciddi bir topla oynama sorunu olduğunu bu maçların ardından da yazmıştım. Galatasaray en ihtiyacı olduğu, tek kale oynaması gereken dönemde topla oynama sıkıntısı yaşamış, maçları kaybetmişti. Bu maç ise bunun aşıldığını gördük. Bunun aşılmasının en önemli iki sebebi ise Serdar Aziz ve Belhanda.
Rakibe karşı tek kale oynamak için yapılması gereken temel prensipler vardır. Takım dar alanda oynamayı bilmeli aynı zamanda merkeze sıkışan oyunu da kanatlara açabilmelidir. Seken, sahipsiz topları toplamak gerekir. Rakibin varsa hızlı kanat oyuncularının topu kanatlara taşıyarak takımını rahatlatmasını engellemek gerekir. Aynı zamanda varsa rakibin pivot santrforunun sırtı dönük top alarak takımını öne çekmesi engellenmelidir. En genel tabirle rakibe geçen toplarda rakibi şok baskıyla uzun oynamaya mecbur bırakmak ve arka bölgede bu uzun topları süpürmek gerekir. Böylece baskıyı kırdırmadan tekrar atağa çıkabilirsiniz.
Galatasaray rakip sahada 36 sahipsiz top topladı. Süper lig ortalamasının neredeyse iki katı. İkili mücadelelerde en çok ihtiyacı olduğu dönemde çok ciddi bir üstünlük kurdu. Maicon-Serdar-Nagatomo üçlüsü 34 hava topu mücadelesinin 28 tanesini kazandı. Bu sayede Galatasaray’ın baskıyı devam ettirdi.
- Belhanda
Kasımpaşa karşısında ikinci yarıda Serdar yerine Eren’in girmesi ve Donk’un stopere geçmesiyle merkez boşalmıştı, yenilginin sebeplerinden biri bu olmuştu. Galatasaray ilk yarıda merkezde rakibe 11 hamle yaparken ikinci yarıda bu sayı 1’e düşmüştü. Bu maçta ise Kasımpaşa maçının ikinci yarısından farklı olarak sahada Serdar Aziz ve Belhanda vardı.
Yukarıdaki harita Galatasaray’ın önceki haftalarda oynadığı Osmanlıspor karşılaşmasının ikinci yarısındaki topu kazanmak için yapılan hamleleri gösteriyor. Belhanda savunmada inanılmaz işler yapıyor. Bu kadar yaratıcı bir oyuncunun topu almak için rakibin ayağına kayması paha biçilemez. Belhanda’yı bir yıldız olarak görmemek gerekiyor. Belhanda bir futbol savaşçısı. Üstün yetenekli, yaratıcı bir savaşçı. Galatasaray merkezde Belhanda’nın savunma katkısı olmadan Donk’u çıkarmış olsaydı rakibi bu kadar bunaltması mümkün değildi. Belhanda bu maç rakip sahada 2 pas arası yaptı ve 6 sahipsiz top topladı.
- Serdar Aziz
Kapanan savunmalarda stoper oynamak ile rakip sahada oynayan arkada açık alan bırakan takımlarda stoper oynamak çok farklıdır. Kapalı savunmalarda oyuncuların arası çok yakın olduğu için hata payı vardır. Bir oyuncunun hatası başka bir takım arkadaşı tarafından tolere edilebilir. Aynı zamanda kapalı savunmada stoperin, rakibin hızlı kanat oyuncularına açık alanda yakalanma şansı yoktur. Rakibin pivot santrforu top indirir takımını çeker, dribling yeteneği olan kanat oyuncuları çizgide top saklar takımı rahatlatır. Açık alanda oynaması gereken stoperler bunları engellemeli. Aynı zamanda bunları faul yapmadan yapması gerekiyor. Çünkü bu rakibin nefes alması demektir. Aynı zamanda kontrataklardan gol yeme olasılığın her zaman vardır. Tüm bunlar için stoperin hızlı, atletik ve oyunu okuyabilmesi gerekir.
Görselde daha rahat anlaşılıyor Serdar Aziz’in ne kadar kritik bir görev üstlendiği. Bu bölgede çalım yediğiniz zaman geri dönüşü yoktur.
Bu pozisyonda Serdar Aziz, Jahovic’i karşılıyor. Bir yandan rakibin çalım atarak ilerlemesini engelliyor diğer yandan da koşu yapan oyuncunun pas kanalını kapatıyor.
Galatasaray’ın ikinci yarıda geri kazandığı topların haritası. Serdar Aziz’in özellikle orta saha çizgisinde rakibi süpürdüğü pozisyonlar dikkat çekiyor.
Yukarıdaki harita için Galatasaray’ın hava topu mücadelelerini yüzdelik dilimler halinde gösteriyor. Görüldüğü gibi tehlikeli bölgede Galatasaray rakibine hiç hava topu kaptırmadı. Serdar-Maicon-Nagatomo’nun hava topunda çok etkili olmasının payı çok büyük.
Serdar Aziz hem ayaktan top kazanıyor hem de pas arası yapıyor. En genel ifadeyle top çalma fiziksel olarak değerlendirilirken, pas arası daha çok zihinsel yani oyunu okuma becerisini gösterir. Bunları yapabilmesi Serdar Aziz’in hem fiziksel hem de zihinsel olarak üst düzey olduğunu gösteriyor.
Garry Rodrigues
Rodrigues’in çizgi oyuncusundan kanat forvete evrildiğini fakat bunun henüz başında olduğunu söylemiştim. Bununla alakalı ayrı bir yazı yazmayı planlıyorum fakat doğru değerlendirme için 3-4 maçlık bir zaman dilimine daha ihtiyaç var. Rodrigues bugün önemli bir sınavdan geçti. Performans artışının temel sebeplerinden birisi Galatasaray’ın topa sahip olma sorunuydu. Galatasaray topa sahip olmadığı için oyun açık alanda oynanıyordu. Rodrigues zaten açık alanda etkili bir oyuncu. Fakat bir de kapalı savunmalara karşı performansını merak ediyordum. Bugün tercihlerin ön plana çıktığı oyunda sınıfta kaldı. Fakat tam değerlendirme için birkaç maç daha izlemek gerekiyor.
Yukarıdaki görsel Rodrigues’in paslarını gösteriyor. Alttaki de Belhanda’nın pas haritası. Özellikle Belhanda’nın oyununu gördüğümüz zaman Rodrigues’in ne kadar etkisiz olduğunu daha net anlıyoruz. Soldaki haritaya batığımız zaman nerede oynadığını anlayamayacağımız kadar hareketli oynuyor.
Galatasaray kendi yarı sahasında sadece 1 top kaybı yaptı.
Konyaspor attığı golün ardından oyunu kendi ceza sahasında kabul ettiği an yenilgiye razı oldu. Hemen hemen hiçbir takımın oyunu bu kadar geride kabul edip skoru koruma şansı yok. Bu yenilgiyle Konyaspor, lig potasının 4 puan gerisinde kaldı. Galatasaray ise Sinan Gümüş ile kulübe için yeni bir alternatif kazandı. Tabela katkısı Sinan’dan gelse de ben maçın adamı olarak Serdar Aziz’i seçerdim. Bunun gerekçelerini yukarıda yazdım zaten.
Galatasaray şampiyonluk yolunda önemli bir galibiyet aldı. Kadıköy’e üç maçlık galibiyet serisiyle çıkacak. Aşağıya yorumlar aracılığıyla düşüncelerinizi yazabilir ve oylamaya katılabilirsiniz.