Galatasaray, Fernando ve Rodrigues’in golleriyle Beşiktaş’ı 2-0 yendi. Beşiktaş ile arasındaki puan farkını iki maça çıkardı. Kalan 3 maçta 5 averajın kapanma ihtimalini düşünürsek Galatasaray’ın Fenerbahçe ile de arasında iki maçlık fark oluştu.
Galatasaray savunma çizgisini öne çekti, rakibinin oyununu bozdu. Merkezde sert durdu, rakibi kanatlar üzerinden geniş oynamaya zorladı. Kanat oyuncularının da beklere yardımıyla kanatlarda eksik yakalanmadı ve rakibini gelişigüzel ortaya zorladı. Beşiktaş ağır Maicon ve pozisyon bilgisi vasat Denayer’dan oluşan tandemin önde oyununu birkaç pozisyon haricinde kullanamadı. Savunma arkası koşularla rakibini zorlayabilecekken bu konudaki en önemli silahı Love 90 dakika kenarda oturdu. Galatasaray, rakibi iyi analiz ederken Beşiktaş cephesinin bu konuda zayıf kaldığını gördük.
Maç önü yazısında da belirtmiştim Beşiktaş’ın rakibinin oyununu bozmak için yapması gereken üç hamle vardı. Rakat top çıkarmasını engellemek, Belhanda’nın takımın iki bölge arasında kurduğu bağı kesmek ve Gomis’in sırtı dönük oyununu engellemek. Beşiktaş bunların hiçbirini yapmadı.
Galatasaray, merkezde Fernando-Donk-Belhanda üçlüsüyle sert durdu, boşluk bırakmadı. Rodrigues ve Feghouli oyunun savunma tarafında çok çalıştı, bekleri hiç yalnız bırakmadı. Maç öncesi bu görüntünün hemen hemen aynısını şurada vermiştim. Görüldüğü gibi Adriano topla buluştuğunda pas istemek için yaklaşan hiçbir oyuncu yok. Adriano ya geriye dönecek ya da gelişigüzel orta yapacak. Bu arada yukarıdaki pozisyon tehlikeli oldu. Bunun sebebi oyun stratejisi değil, hava toplarındaki eksiklikten kaynaklanıyor. Galatasaray rakip kendi sahasına geçtiğinde geniş oynamaya zorladı, rakip top çıkarmaya çalışırken ise yoğun bir baskıyla başladı.
Yukarıda görüldüğü gibi Galatasaray kaptırdığı topun ardından 10 kişiyle rakip sahada baskı yaptı. Ekranda tek gözükmeyen oyuncu Nagatomo. Tüm oyuncular kusursuz bir şekilde rakipleriyle eşleşti. Topa sahip olan siyah-beyazlı oyuncu hem baskıdan dolayı rahat bir şekilde pas atamıyor hem de oyuncunun pas atabileceği müsait bir takım arkadaşı yok.
Bu arada yukarıdaki görüntüden savunma çizgisi daha net belli oluyor, Maicon rakip takımın pas alternatiflerini kapatmak için neredeyse rakip orta sahaya kadar çıkmış. Maicon gibi ağır bir oyuncuyu bu şekilde preste kullanmak çok büyük bir risk fakat şampiyonluk maçında bu cesurca hamleyi yapabilecek başka bir teknik direktör yok.
Yukarıdaki pozisyonda Galatasaray’ın en çok kullandığı pres sistemini görüyoruz. Medel pas istasyonu sayısını artırmak için stoperlerin arasına kadar girince Belhanda onu rahatsız ediyor. Talisca top çıkarmak için geriye kadar geldi, onu da Donk takip ediyor. Yine kusursuz bir pres alanı görüyoruz.
Yukarıdaki pozisyon ise Beşiktaş’ın bu konuda en çok hata yapan isimlerinden biri olan Tosic’i rahatsız ediyor. Sıkışan Tosic pozisyonun devamında topu şişirmek zorunda kalıyor ve Linnes topu kazanıyor. Bu görselin aynısını yine maç önünde kullanmıştım buradan tıklayabilirsiniz. Israrla vurguluyorum çünkü bunlar rakip takımın ne kadar iyi analiz edildiğini gösteriyor.
Galatasaray’ın bu oyunu Tolga-Medel ikilisinin oyun kurmasını engelledi. Yukarıda ikilinin pas haritasına baktığımız zaman dikine neredeyse hiç pas atamadığını görüyoruz. Aynı zamanda rakip sahada da pas sayıları düşük. Talisca’nın rakip yarı sahada sadece 7 isabetli pası var.
Şimdi ise bu ön alan baskısının meyvelerine gelelim. Belhanda rakip sahada 5 sahipsiz top topladı, Fernando ve Feghouli ise 4 tane. Nagatomo, Rodrigues, Belhanda ve Feghouli rakip sahada pas arası yaparak üçer tane top çaldı. Linnes 11 pas arası yaptı, inanılmaz bir sayı.
Tudor teknik direktör tercihi olarak Gomis’in sırtı dönük oyununu kullanmadı. Bu Galatasaray’ın büyük maçlarda tıkanmasının en önemli sebebi oldu. Gomis bu maçlarda takımı eksik oynattı.
Fatih Terim ilk geldiğinde Gomis’i sırtı dönük kullanacağının sinyallerini verdi. Zaman zaman bunu çok iyi oynadı. Bugün maçı getiren en önemli faktörlerden biri oldu. Rodrigues ve Feghouli’yi takımın kompakt yapısına dahil etti ve oyuncuların birbirine daha yakın oynamasını sağladı. Gomis’in sırtı dönük oyunu Rodrigues ve Feghouli’yi merkeze yaklaştırıyor. Onların merkeze girmesinden doğan boşluğa ise bek oyuncuları giriyor. Mantığı fazlasıyla basit, sahayı enlemesine ne kadar çok oyuncuyla kullanırsanız pas oyunu oynama şansınız o kadar artar.
Yukarıdaki pozisyonda maçında başında Gomis, Rodrigues’i pozisyona soktu. Aynı zamanda Galatasaray’rakibinin beklerinin arkasını kullandığını görüyoruz. Gökhan önde yakalandı, hava topu mücadelesinde topa vuran Gomis koşu yapan Rodrigues’in önüne indirdi.
Aşağıdaki pozisyonda ilk gole bakalım. Yine Gomis hava topu mücadelesinde Rodrigues’in önüne indirerek atağı başlattı.
Hala yukarıdaki görselden devam ediyoruz. Rodrigues topla buluştuğunda pozisyonun baş aktörler Fernando ve Nagatomo ceza alanı dışında. Gökhan, Rodrigues’in karşılıyor. Pepe ön alanı kontrol ediyor fakat Gökhan ile arasında mesafe var. Medel ve Tolgay’ın ise Fernando ve Belhanda’yı kontrol etmesi gerekiyor. Medel, pozisyonda Tolgay’a Fernando’yu işaret ediyor ve Tolgay’ı uyarıyor.
Yine yukarıdayız. Şu görselde Quaresma ile Nagatomo arasında mesafe çok uzak. Nagatomo birden fırladığı için bir kanat oyuncusu onu geçmekte zorlanabilir fakat Quaresma takip etmeyi dahi bırakıyor. Peşinden gitse belki de Nagatomo topla buluştuğunda onun bu kadar rahat top kullanmasını engelleyecek. Bu açığı kapatmak için Tolgay-Medel ikilisi Nagatomo’nun üzerine koşuyor. İlk pozisyonda daha geniş açıdan baktığımız zaman birinin Fernando’yu tutması diğerinin ise bu açığı kapatmaya gelmesi gerekiyordu. Fakat ikisi de Nagatomo üzerine gidiyor. Medel, Tolgay’ı uyardığı için hatanın büyük kısmı Tolgay’da diyebiliriz. Bu arada Pepe ön direği korurken Tosic ise Gomis ile eşleşiyor.
Pas atıldığı sırada Gomis dışa doğru hareket ediyor. Bu hareketle Tosic ve Pepe ikisi birden Gomis’i tutmak için hareketleniyor. Pepe’nin burada Gomis’e hareketlenmek yerine ön direği tutması ve topu kesmesi gerekiyordu. Bir pozisyonda bu kadar çok oyuncunun birbirleriyle olan ilişkilerde hata yapması kabul edilemez. Birkaç kere olsa oyunculara bağlanabilir fakat bu daha çok çalışma ile alakalı bir durum. Burada hata Şenol Güneş’e yazar. Bu takım birbirini tanımıyor.
Galatasaray adına Gomis’in sırtı dönük servisi, Rodrigues’in sakin kalarak Nagatomo’nun bindirmesini beklemesi, Nagatomo’nun tüm hareketleri ve Fernando’nun ceza alanına koşusu çok değerliydi.
Galatasaray’ın ikinci golü ise Başakşehir maçında Mariano’nun attığı golün kopyası oldu. Feghouli pas istemek için çizgiye geldi, Adriano’yu üzerine çekti ve alan açtı. Belhanda stoper-bek arası bölgeye girmek için koşu yaptı. Feghouli’nin açtığı bu boşluk çok önemli çünkü başka bir oyuncu Belhanda’nın önüne de pas atabilirdi.
Aşağıdaki görselden devam ediyorum. Linnes, Feghouli’ye pası attı ve tekrar hareketlendi. Linnes topu tekrar aldığında önünde büyük bir boşluk buldu. Bu boşluğun sebebi Belhanda’nın koşu yaparak Tolga’yı üzerine çekmesiydi. Belhanda’nın bu yalancı koşusu sayesinde normalde Linnes topu aldığında karşısında olması gereken Tolgay yoktu. Bu Linnes’e hamle avantajı sağladı.
Pozisyonun devamında bu sefer Gomis’in çapraz koşu yaparak Linnes’e alan açtı. Aynı zamanda Gomis’in koşusuna hareketlenen Medel ofsaytı bozdu. Takımın hareketliliğinin öneminden sürekli bahsediyorum. Maç kazandıran detaylar bunlar. Üç koşu yaparak takım arkadaşının önünü çok rahat açabiliyorsun. Ya da Fernando gibi ekstra bir koşuyla golünü atabiliyorsun.
Galatasaray’ın neredeyse tüm oyuncuları takım savunması anlamında özverili bir oyun çıkardı. Dikkatimi çeken bir görsel ile örnek vereyim.
Bir pozisyonda Nagatomo ile Rodrigues soldan çıkarken topu kaptırdı. Beşiktaş hızlı bir şekilde Quaresma’ya oynadı. Rodrigues ve Nagatomo ileride kaldığı için Quaresma hızlı atak başlatabilirdi. Fakat Belhanda ve Gomis hemen Quaresma’nın kademesine girdi ve Quaresma’nın geri dönmesini sağladı. Yukarıda görüldüğü gibi Quaresma’ya gelen kademe olmasa önündeki boşluğu kullanarak Denayer’ı açıkta yakalayabilirdi. Bu yardımlaşması üst düzey, özverili oyun sarı-kırmızılı oyuncuların şampiyonluğu ne kadar istediğinin en önemli görüntüsüydü.
Bu oyunda eskiden iyi yönlü orta sahalar lükstü. Her takımda bir tane belki olurdu belki olmazdı. Modern futbolda ise orta saha oyuncularından toplu ve topsuz oyun isteniyor. Oyunun iki yönünü de oynayamayan oyuncuların bu sporda devamlılık şansı yok. Bu sebepten dolayı günümüzde on numara mevkisi önemini kaybetti. Önceden takımlardaki birkaç oyuncunun ekstra enerjisi bu tarz oyuncularından açığını kapatmak için yeterli oluyordu. Yani bu tarz oyuncuların oyunu tek taraflı oynamasının yükü diğer oyuncuların sırtına yükleniyordu. Futbolda tempo çok yükseldi, bir oyuncunun başka bir oyuncunun yükünü taşıması kolay değil. Yani başka bir değişle takımlar artık bu iki yönlü oyuncular sayesinde oyunu 12-13 hatta 14 kişi oynamak istiyorlar. Yavaş yavaş ön liberoların önemini yitirdiğine şahit olacağız. On numaralar takım savunmasına yeterince destek veremediği için ön liberolar ise hücuma yeterince destek veremediği için önemini kaybediyor. Bu farkı bugün çok net bir şekilde gördük. Birçok kişinin aynı mevkide gördüğü ve birbiri ile kıyasladığı Belhanda ve Talisca arasındaki bu fark çok barizdi. Orta sahalar Donk-Fernando-Belhanda ve Medel-Tolgay-Talisca şeklinde kuruldu. Sayısal olarak iki takımda eşitti. Fakat Talisca’nın takımını bir kişi eksik oynatması orta saha üstünlüğünü net bir şekilde Galatasaray’a verdi. Belhanda altı üstü iki top çalıyor ne olmuş, savunma yapıyormuş falan çok küçümseniyor fakat bunların genel oyuna etkisi çok değerli. Belhanda on numara değil yıldız da değil. Belhanda’yı kendi yükünü kendi taşıyan yaratıcı bir oyuncu olarak görmek gerek.
Rodrigues, Feghouli ve Belhanda üçlüsü çok çalışkandı. Tercihler konusunda çok hata yaptılar. Fakat yukarıda da görüldüğü gibi kaybettikleri top sayısı kabul edilebilir seviyedeydi. Rodrigues’i biraz dışarıda tutarsak Feghouli ve Belhanda topun kıymetini hiç bilmiyor. Dolayısıyla tempoyu ayarlama konusunda yetersizler. Sürekli top kaybediyor gibi gözükmelerinin nedeni de bu. İkili topu ayağına aldığı zaman sürekli ileriyi düşünüyor. Bu Galatasaray’ın oyununu hızlandırıyor. Takımın bu kadar çok pozisyona girmesini sağlıyor. Yine aynı şekilde bu kadar çok dikkatsiz pasla pozisyon öldürülmesinin de altında bu sebep yatıyor. Belhanda 7 Feghouli ise 6 top kaybı yaptı. Ofansif oyuncuların ortalamasının altında bir rakam.
Galatasaray’da üçüncü bölgede Nagatomo 14, Fernando 13, Belhanda 12, Linnes ise 11 başarılı pas yaptı. Beklerin oyuna katkısını sadece buradan bile görebiliyoruz. Feghouli ise üçüncü bölgede 4 pas ile maçı tamamladı. Galatasaray’ın 1’den fazla ceza alanına pas atan tek oyuncusu Belhanda oldu. Faslı oyuncu ceza alanına 7 başarılı top attı.
Galatasaray’ın dripling sayısının az olmasından sürekli şikayet ediyordum. Bu takımda maç başına 3’ten fazla başarılı dripling yapan tek oyuncu Belhanda. Galatasaray bu maç 46 başarılı dripling yaptı. Rodrigues 8, Fernando ve Belhanda 5, Linnes ise 4 dripling ile maçı tamamladı. Galatasaray’ın rakip sahada, Galatasaray 33 başarılı dripling yaparken Beşiktaş ise 19 dripling ile maçı tamamladı.
Linnes 17 ikili mücadeleye girdi 13 tanesini kazandı. Başarılı 4 driplingi var. Toplam 11 pas arası yaptı. Topa hamle ile 3 top kazandı. Üçüncü bölgede 11 isabetli pas attı.
Muslera
En iyi kalecilerin genelde uzanarak havalı kurtarışlar yapanlar olduğu düşünülür. Fakat en iyi kaleciler en az yatan kalecilerdir. Çünkü doğru pozisyon alırlar. Sezon genelinde formsuz olsa da Muslera böyle bir kaleci. Maçta çok önemli kurtarışları üzerine geldiği için biraz gözardı edildi. Fakat bunun en önemli sebebi şutu çeken oyuncuların Muslera’nın üzerine vurması değil Muslera’nın doğru pozisyon almasından dolayıydı.
Galatasaray, Fatih Terim önderliğinde şampiyonluk yolunda belirleyici diyebileceğimiz bir karşılaşmadan galip ayrıldı. Beşiktaş ise bu mağlubiyetle 4. sıraya geriledi ve Şampiyonlar Ligi yolunda rakiplerinin iki maç gerisine düştü. Derbi için iki farklı yazı yazıyoruz. Ben Galatasaray tarafını yazdığım için doğal olarak Galatasaray’a çok daha geniş yer ayırdım. Beşiktaşlı arkadaşlardan sorusu olan varsa bana twitter adresimden veya mail atarak ulaşabilirler. Aşağıya yorumlar aracılığıyla düşüncelerinizi yazabilir ve oylamaya katılabilirsiniz.