Fenerbahçe 2-0 İ. Başakşehir
Fenerbahçe İlk 11’i > Volkan – Bekir – Egemen – Caner – Gökhan – Mehmet – Meireles (dk.46 Selçuk) – Emre (dk.83 Diego) – Kuyt (dk.79 Mehmet) – Alper – Sow
İ. Başakşehir İlk 11’i > Volkan – Epurenau – Yalçın – Uğur – Ferhat – Mahmut – Rotman (dk.55 Sezer) – Mossoro – Visca (dk.83 Tayfun) – Doka – Semih (dk.69 Perbet)
Bir tarafta 31 maçtır kaybetmeyerek sahasında toplamda 81 puan toplayan Fenerbahçe (maç başı 2.61 puan), diğer tarafta Avrupa’nın önemli ligleri arasında Bayern Münih’den sonra 6 gol ile en az gol yiyen takımı İ. Başakşehir.
İlk Yarı
Fenerbahçe: İlk 10 dakikadan sonra takım olarak öne çıkıp set hücumlarında organize bir görüntü çizdiler. 3. bölgede özellikle Alper ve Kuyt’ın çok gezmesi, iştahı ve arayışı Fenerbahçe adına çok büyük bir avantaj gibi görünüyor.
İlk yarıda örnek olarak alabileceğimiz aşağıdaki pozisyonda Caner’in 3. bölgeye katkısını bir kere daha görüyoruz. Kuyt ortadan ceza sahasına doğru çok doğru bir koşu yaparak top istiyor.
Pozisyonun devamında Kuyt topla ceza sahası içinde buluşuyor. Burada önemli nokta Meireles’in orta saha özellikli bir oyuncu olarak ceza sahası içinde arayışta olması. Fenerbahçe’yi son birkaç haftadır öne çıkartan özelliğin hemen her oyuncunun saha içinde hareketli bir yapıda olması ve özellikle orta saha kurgusunun ceza sahası içine yaptığı koşular olduğunu düşünüyorum.
Yine başka bir pozisyonda Caner’in yaptığı ortalardan birine Meireles’in penaltı noktası civarından topla buluştuğunu görüyoruz. bu kurgu rakip takımın yerleşim zaafiyetinden yararlanmak için uygun bir ortam oluşturuyor.
Fenerbahçe’nin 19. dakikada kornerden bulduğu çalışılmış hissi veren organizasyonundan sonra rakibi bekleyip uzun toplarla Sow’u buluşturmaya yönelik bir oyun anlayışı sergilediler. Ayağa paslar ile oyunu elinde tutmaya çalıştılar.
İ. Başakşehir: ilk 10 dakika savunma hattını öne çıkarıp Fenerbahçe’ye önde basmaya çalışsalar da Fenerbahçe’li oyuncuların sürekli alan değiştirerek oynamaları Başakşehir’in istediği ofansif oyunu serfilemesini engelledi. Özellikle massoro’nun savunma anlamında takıma katkı veremediği gördük. Semih’de bir net pozisyon dışında fazla beslenemeyince oyun içinde kaybolan tipte bir santrafor. Fenerbahçe yıllarında takımın öne çıktığında nasıl bir duvar olduğunu ve servis özelliğinin ne kadar üst düzeyde olduğunu biliyoruz. Ancak bu maçta bunu göremedik.
İkinci Yarı
Fenerbahçe’nin 49. dakikada Alper’in şık vuruşu ile öne geçmesi Başakşehir’in ikinci yarının ilk 15 dakikasında baskı ile başlayıp gol bulma planlarını yok etmiş olmalı. Fenerbahçe ilk yarı 43.9 metre olan savunma mesafesini ikinci yarı 41 metreye çekti. bu geri çekilişe rağmen Başakşehir’in sağlıklı set hücumları gerçekleştiremediğini gördük. Bir türlü 3. bölgede çoğalamadılar. İlk yarıda ceza sahası içine atılan 15 pas, ikinci yarıda 17 olabildi. Orta sahadan hücum bölgesine ilk yarı atılan 18 top ikinci yarı 22 oldu. Fenerbahçe savunmasını hataya zorlayamadılar.
Maçın Adamı
Üstüne katarak ilerliyor. Belli ki son vuruş çalışmış. Alper Potuk dinamizmi, sürekli alan değiştirerek arayışı, dripling gücüne bu maçta bir de son vuruş kalitesi ekledi.
Aşağıda Alper’in tüm maç boyu attığı pas grafiğini görüyoruz;
Fenerbahçe olgun takım hüviyetini bu şekilde hareketli olduğu, alan değiştirerek oynadığı ve diri kaldığı ölçüde koruyacak gibi görünüyor.
Kaynak: Matchstudy, Squawka