Kadıköy’de gergin bir atmosferde oynandı Boğaz’ın derbisi. Taraftarının gücünü arkasına almış bir Fenerbahçe ve sonuç odaklı futbol oynayan bir Beşiktaş vardı sahada. Yıllardır izlediğimiz Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarına benzemeyen, isabetli şut çekilemeyen, zevksiz bir maç oldu. Top kontrolü Beşiktaş’taydı. Pozisyon zenginliği de Fenerbahçe lehineydi ancak iki tarafın da net anlamda üstünlük sağlayamadığı bir maç oldu. Meşin yuvarlak çizgiyi geçemedi ve puanlar paylaşıldı.
+ Fenerbahçe’nin Artıları
Advocaat yönetiminde söz verdiği gibi çıkışa geçen takım ligde ve CL’de yoluna namağlup devam eden Beşiktaş karşısında %100’lük olmasa da pozisyon zenginliğiyle gole yakın taraftı.
Fenerbahçe takım savunmasını önde kurarak “Burası benim toprağım!” mesajını maçın başlarında verdi. Beşiktaş’ın oyun kurucuları Tolgay ve Oğuzhan, Josef-Topal’dan oluşan güçlü orta saha karşısında zayıf kaldı. Fenerbahçe bu duvarın arkasındaki Kjær-Skrtel duvarıyla da sağlam bir görüntü verdi ve Beşiktaş’a çok az şut şansı tanıdı. Fenerbahçe savunmasında bir diğer önemli detay ise riske yer verilmemesi. Çoğu Beşiktaş atağında top hemen taca veya daha uzağa bakılmaksızın uzaklaştırıldı. Bu da Fenerbahçe savunmasının yerleşik oyunda kendine güvenmesinin bir sebebi. Risk alınmadı, savunma yerleşti ve pozisyon önlendi!
Quaresma ve Gökhan’lı kanadın savunma anlamında diğer kanada göre daha zayıf olması ilk yarıda Fenerbahçe’nin işine yaradı ve Sarı-Lacivertli takım o bölgeyi güzel işledi ancak sonuç alamadı. 2. yarıda Volkan’ın girmesiyle oyun hareketlendi lakin bu sefer de Beşiktaş o bölgedeki zaafı Gökhan’ın performansıyla azaltmıştı.
Fenerbahçe merkezinde RvP’nin olduğu birçok pozisyona girdi ancak bunlardan sonuç alamadı. Volkan Demirel’e çok az iş düşmesi de Fenerbahçe’nin savunma kurgusunun iyi işlediğinin göstergesiydi.
+ Beşiktaş’ın Artıları
Beşiktaş ligin topa en çok sahip olan takımı olarak yine bu konuda bir adım öndeydi. Siyah-Beyazlılar zorlu bir deplasmanda, yoğun baskı altında oynadığı sonuç odaklı futbolla 1 puanı hak etti. Beşiktaş’ın en büyük artısı da bu sonuç odaklı futbolun meyvelerini zorlu maçlarda toplaması. Klasik Şenol Güneş takımlarında gördüğümüz salt hücum mantalitesi yerini istendiğinde kontrol odaklı bir futbola bırakabiliyor. Özellikle CL’de gördüğümüz bu özellik bugün yine kendini gösterdi ve Beşiktaş bu yüzden 1 puan aldı. Ayrıca yüksek gerilim ortamında oynanan bu mücadelede Beşiktaşlı oyuncuların sakinliğini koruması geçtiğimiz yıllara göre önemli bir gelişmeydi. Beşiktaş bu sakinlik sayesinde kalesinde isabetli şut görmedi.
– Fenerbahçe’nin Eksileri
Fenerbahçe 10 şut çekmesine rağmen isabeti yakalayamadı. Özellikle duran toplarda önemli fırsatlar kaçtı. Duran top becerisi iyi olsa da van Persie’nin topun başına geçmesinin Fenerbahçe hücumları için olumsuz bir detay olarak görüyorum. RvP gibi tecrübeli ve golün kokusunu alabilen bir ismin topun başında değil, topun gittiği yerde olması gerektiğini düşünüyorum. Bugün yaratılan fırsatlarda imzayı başta değil sonda atan isim olsaydı Hollandalı golcü, Fenerbahçe’nin duran toplardaki şansı artacaktı. Yan toplarda zaafı olan bir kaleciden de bahsedince ceza sahasında yaratılan kaostan bu tip tecrübeli golcüler alınlarının akıyla çıkabiliyor.
– Beşiktaş’ın Eksileri
Beşiktaş maçlara yanlış başlama sendromundan kurtulmuş değil. Aboubakar’ın hastalığı bir şanssızlık olsa da böyle durumlarda bazı risklerin alınması gerekiyor. Şenol Güneş Aboubakar riski yerine Kerim Frei riskini aldı ve bir bakıma yanlış ata oynadı. Güneş’in özellikle yerli oyunculardaki olumlu etkisi göz önüne alındığında Kerim Frei’da ısrarcı olması anlamsız olmasa da yeri kesinlikle bu maç değildi.
Takım savunmasını kendi yarı sahasından itibaren yapan Beşiktaş bu konuda kısmen başarılı oldu ancak bekler ön taraftan destek alamadığı her anda normal olarak aksadı. Beşiktaş’ın bu akşam doğru bir pres uyguladığını söylemek bu yüzden zordu. Özellikle Cenk, Quaresma ve Frei’ın yaptığı baskı Fenerbahçe üzerinde olumsuz bir etki yaratamadı.
Quaresma ve Kerim’e alan bırakmayan Fenerbahçe savunması bu şekilde Cenk’i de etkisiz kıldı. Zaman zaman beklerden gelen hücum katkısıyla bu sorunu aşmaya çalıştı Beşiktaş ama istediği golü bulamadı.
Aboubakar’ın oyuna geç girmesi Beşiktaş’ın 3. bölgedeki varlığını doğrudan etkiliyor. Aboubakar’ın yırtıcı oyunu Beşiktaş hücumcularına alan açtı ve Beşiktaş en tehlikeli ataklarını Aboubakar oyundayken yaptı. Oğuzhan Özyakup’un etkisiz oyunun nedeni de bugün kalıplaştı. Beşiktaş’ın kaptanı iki duvar arasında kaldı. Ön tarafta etkisiz olduğu maçlara bir yenisini ekledi.
– Kırılma Anı
Maçın sonucuna doğrudan etki eden net bir kırılma anı yaşanmasa da Beşiktaş’ta Aboubakar hamlesi takıma olumlu yansıdı ve hücumdaki etkinlik 1 tık arttı. Fenerbahçe ise özellikle ilk yarıda girdiği yan top pozisyonlarıyla gole yaklaştı ancak skora etki edemedi. Maçın ibresi iki takıma gitti-geldi ancak mücadelenin beraberlikle sonuçlanması net bir kırılma anının yaşanmadığının göstergesi oldu. Ortada geçen bir derbi izledik.
+ Fenerbahçe’nin En İyisi > Robin van Persie
Takımın girdiği pozisyonların merkezinde hep RvP vardı. Kanat oyuncularına önemli fırsatlar yarattı. Fenerbahçe’nin hücumdaki en etkili ismi tartışmasız Hollandalı golcü oldu ve gole yaklaşılan her anda onun imzası vardı. Takımın orta saha ve savunmadaki tandemleri de iyi bir maç çıkardı. Fenerbahçe takım savunması konusunda iyi bir sınav verdi.
+ Beşiktaş’ın En İyisi > Marcelo
Savunmada pozisyonlar verilse de bunların tehlikeli ataklara dönüşmesini engelleyen, hava toplarında başarı sağlayan ve topu doğru kullanan Marcelo Beşiktaş’ın bugün en iyi ismiydi. Tosic’le yakaladığı uyum bugün de kendini gösterdi. Marcelo’nun yanı sıra onun için 2 kat daha zor bir atmosferde oynanan Gökhan Gönül de Beşiktaş’ın iyilerindendi. Gökhan özellikle 2. yarıda savunmada önemli müdahalelerde bulundu ve topları doğru kullandı.
– Fenerbahçe’nin En Kötüsü > Moussa Sow
Beşiktaş maçlarında başrolde gördüğümüz, Siyah-Beyazlılara karşı bugüne kadar 7 maçta 8 gol atan Moussa Sow bugün etkisiz kaldı. 3. bölgede etkisizliğinin sebebi Adriano’nun performansıydı. Mevkidaşları Volkan ve Aatif kadar alan bulamadı ve özellikle Tosic’in sert oyunuyla etkili olamadı. Fenerbahçe’de Lens de oyuna girdiğinde beklentilerin altında kaldı lakin 1 aylık sakatlığın ardından Lens’in bahanesi vardı. Fenerbahçe’de aynı kanattaki oyuncuların etkisizliğinin nedeninin Adriano olduğu da bir kez daha kanıtlanmış oldu.
– Beşiktaş’ın En Kötüsü > Kerim Frei
Beşiktaş kanat oyuncularından istediği verimi alamadı. Her fırsatta oyun aklının gelişmesi gerektiğinden bahsettiğimiz Kerim Frei yine bildiği gibi oynadı ve birçok top kaybı yaşadı. Quaresma ve Oğuzhan da defansif yönden güçlü Fenerbahçe orta sahası ve savunma tandemi arasında kalarak etkili bir performans sergileyemedi.
- Beşiktaş > Gökhan Gönül’ün Desteksiz Kalması
Fenerbahçe’nin Gökhan’ın kanadını işleme çabasındaki en büyük neden o bölgeye önden savunma desteğinin gelmemesiydi. Ortalama pozisyon haritasında da görüldüğü gibi Gökhan o kanadı adeta tek başına savundu. Zaman zaman aksadı ancak Beşiktaş savunmasında özellikle Marcelo’nun oyunu Beşiktaş’ın o kanattan gol yemesini engelledi.
- Fenerbahçe > Kanat Desteği
Fenerbahçe’de ise bu durumun tam aksine bekler ve öndeki kanat oyuncuları dayanışma içerisindeydi. Beşiktaş’ın kanat etkinliğinin önüne geçen neden de bu yardımlaşmaydı. Ortalama pozisyon haritasında görüldüğü gibi Fenerbahçe’nin kanatları savunması bu şekilde başarılı oldu.
- Dick Advocaat vs Şenol Güneş
İki antrenör takımının yoğun mücadele ve sertlikte geçen maçını izledik. İki takımın savunma tandeminde yer alan oyuncuların performansı bu sonuçta belirleyici oldu. Advocaat’ın Fenerbahçe’si 22 top kaparak en çok top kaptığı maçı oynadı. Beşiktaş ise ligde ilk defa hücumda bu kadar etkisizdi. Bu iki durumda da hocaların tercihleri etkiliydi. Fenerbahçe, Beşiktaş’ı kendi yarı sahasında tutup hata kovaladı, Beşiktaş ise geçen zamanı lehine kullanmayı bildi. Alışkın olduğumuz Beşiktaş-Fenerbahçe maçlarının aksine iki takım da savunma anlayışını ön planda tuttu. Belki de vitesi arttıran taraf golü bulacaktı…
Bu beraberlikle Beşiktaş puanını 29’a çıkararak namağlup unvanını ve Fenerbahçe’yle olan puan farkını koruyarak zirve takibini sürdürdü. 3 puana daha fazla ihtiyacı olan Fenerbahçe ise Galatasaray tarafından geçilme tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle Başakşehir’in puan kaybetmesinden sonra buradan çıkacak bir 3 puan iki takım için de altın değerinde olabilirdi.