Maç Analizi | Fenerbahçe 4-2 Kasımpaşa

Fenerbahçe, 14. haftada zorlu Kasımpaşa karşısında 4-1’lik farklı bir skorla galip geldi ve şampiyonluk yarışında olduğunu gösterdi. Fenerbahçe’nin 14. hafta sonunda ligin 30 golle en fazla gol atan takımı olması da sıkça “ofansif oynatmadığı için” eleştirilen Aykut Kocaman açısından ilginç bir durum. Takım, son 3 haftada 9 gol buldu, 3 gol yedi.

Fenerbahçe- Kasımpaşa maçını global iş ortağımız InStat’ın Futbol Akademi için hazırlamış olduğu veriler ile analiz etmeye çalışalım.

Öncelikle maç öncesine gidelim; Aykut kocaman, Valbuena ile başlamak yerine Aatıf’ı sol ön bölgede ilk 11’de başlattı. Bu konu başlıbaşına konuşulması gereken bir konu, zira Aykut Kocaman mücadele gücü yüksek bir takım yaratma konusunda çok ısrarlı. Birazdan bu konu ile ilgili birkaç cümle edeceğim. Bunun dışında satraforsuz Fenerbahçe’de en önde Alper ile başlamak da zorunlu bir tercih oldu. Alper, tüm iyi niyeti ve oluşan farklı skora rağmen o bölgenin gerekliliklerini çok fazla yerine getiremedi.

Aksiyon olarak takımın oldukça gerisinde kaldı. En uçta oynayan bir oyuncu için takımın genel aksiyonunun altında kalması anlaşılabilir olsa da istenilen seviyede değildi. Ceza sahası içinde sıklıkla buluştuğunu görüyoruz, ancak asist veya gol kaydedemedi. Maç boyunca sadece 17 pas yapabildi. 1 tane isabetli kilit pas yaptı, 13 top kaybı ile takımın en fazla top kaybı yapan ismi oldu.

Ortalama pozisyonlar

Oyuncuların maç içi ortalama pozisyonları ile başlayalım. Öncelikle, Fenerbahçe’nin önceki hiçbir kaşılaşmada savunma ikilisini bu kadar önde tuttuğu bir karşılaşma olmamıştı. Aşağıda görebildiğimiz gibi İsmail’in pas istasyonları ile alışverişi ile Şener’in pas alışverişi yaptığı bölgeler birbirinden oldukça farklı. Souza ise stoperlerden aldığı pası sola ve sağa servis etti. Souza’nın Aatıf’a sahada kaldığı 68 dakika da toplam 4 pas atarken, 68. dakikada oyuna giren Valbuena’ya 6 pas atması ise ilginç.

Kasımpaşa’nın ise orta sahayı geçmekte zorlandığını gördük. Savunma hattı da Fenerbahçe’ye göre metrelerce geride kurdular.

Genel Bakış

Fenerbahçe, ilk dakikadan itibaren rakibine pres yaptı.

İlk 2 dakikada ceza sahasına atılmış olan iki top vardı. Kaybettikleri topu da 3-4 saniyelik sürelerde geri kazanmayı başardılar ve kısa, hızlı paslaşmaya özen gösterdiler. İlerleyen haftalarda bu kısa , üçgenler oluşturarak kanatlardan yüklenme stratejisi, birlikte oynadıkça ve tekrar yaptıkça daha da etkili hale gelebilir. Aşağıda, 2. bölgeden çizgiye seri, kısa paslaşmalarla yaklaşık 12 saniye sürede inilen bir pozisyon görüyoruz.

17.8 metre ile ortalama pas uzunluğu ligin en kısa pas yapan takımı olan Fenerbahçe, bu karşılaşmada bu mesafeyi 15.8 metreye düşürdü. Ligin ortalamasının 19 metre, Beşiktaş’ın 18.9, Galatasaray’ın ise 18.6 metre pas ortalama boyu olduğunu hatırlatalım.

11. dakikada Fenerbahçe’nin iki stoperini rakip yarı alanda görüyoruz.

Fenerbahçe için önemli sayılabilecek bir gelişme de, daha önceki haftalarda öne geçtiğinde geriye yaslanan, savunma hattını geri çeken Fenerbahçe’nin bunu belki son 10 dakika haricinde hiç yapmamış olması. Bu refleksten kurtulmak önemli, ancak bunun için önümüzdeki haftaları bekleyip görmek  daha sağlıklı olacak.

Ortalama pozisyonlara ve ağırlıklı pas istasyonlarına tekrar baktığımızda takımın sağa çeker bir hali var. Dirar’ın oyunu domine eden, sürekli top isteyen, etkili kullanan yapısı buna en büyük etken. Çok eleştirilse de takım için haftalar ilerledikçe daha da stratejik bir pozisyona gelecek.

 

Dirar, %56’lık ikili mücadele kazanma oranı ile takımın hücum oyuncuları arasında en önde ismi oldu. 61 kere pas alarak takımın en fazla pas alan ismi oldu. Aldığı pasların 45’ini 3. bölgeye oynadı. 8 anahtar pasta 4 isabet kaydetti. Ceza sahasına 10 pas attı. 7 sahipsiz top kazandı, buların 6 tanesi rakip yarı sahadaydı.

Maçın adamı

Dirar maçı domine etmiş olsa da, 2 gol atan ve goller dışında da enerjisi, devamlılığı, pas alışverişindeki katkısını da dikkate alarak maçın adamının Giuliano olduğunu söyleyebiliriz. 9 dripling ile takımın en fazla dripling yapan oyuncusu oldu, 6 tanesinde başarı kaydetti. 5 anahtar pas attı, takımın ceza alanında en fazla aksiyon alan ismi oldu.

Valbuena konusuna gelirsek; Aykut Kocaman mücadele gücü yüksek oyuncu profili konusunda ısrar edecek gibi gözüküyor. Her ne kadar kendi isteği ile transfer etmiş olsa da Valbuena fiziki olarak istenilen noktada değil. Aatıf, sahada kaldığı 68 dakikada 11 ikili mücadelede %55’lik bir başarı oranı ile oynarken yerine giren Valbuena tam 13 mücadelenin hiçbirini kazanamadı.

İlk haftalarda takımın dağınık görüntüsünde insiyatif alarak, etkili olsa da pozisyonunu kaybeden bir  Valbuena izliyorduk. Takımda rollerin daha belirgin hale gelmesi ile sol kanada daha fazla sahip çıkarak, o bölgeyi sağ kanadın işlediği gibi işler hale getirmesi, fiziki yeterliliğini de artırması durumunda takımın vazgeçilmezi olacağını düşünüyorum.

Sonuç

Fenerbahçe bu sezon ilk defa 3 maç üst üste kazanarak yeni bir seriye başladı. Tabiki işler bununla kalmayacak, bu serinin devam etmesi şampiyonluk yarışı için çok kritik. Bursa deplasmanı Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ne kadar isteyip istemeyeceğini tartmak açısından önemli bir maç olacak. Kart cezası biten Janssen veya sakatlığı geçeceğini düşündüğüm Soldado’dan biri ile başlayıp Alper’i yedeğe çekerek bu haftaki kadroyu koruyacağını düşünüyorum.