Fenerbahçe, ligin 24. haftasında kendi evinde Akhisarspor’u konuk ettiği karşılaşmayı 2-3 kaybederek şampiyonluk yolunda ciddi bir yara aldı. Akhisarspor ise 10. basamağa tırmandı.
Maçı, InStat verileri ile birlikte görüntülü olarak analiz edeceğim. Ancak bu karşılaşmanın genelini Fenerbahçe’nin atamadığı değil de yediği goller üzerinden görmek gerektiğini düşünüyorum. Kendi evinde 3 gol gören bir takımın maçtan galip ayrılması çok da kolay olmayabilir.
Ortalama Pozisyonlar
Ortalama oyuncu pozisyonlarına baktığımızda maçın genel seyrine paralel olarak Akhisarspor’un Fenerbahçe’yi kendi yarı sahasında beklediğini görebiliyoruz. Fenerbahçe’de ikinci yarı Isla’nın pozisyonuna geçen Dirar’ın bek oynamasına karşına pozisyonunda bir gerileme olmadı. Giuliano ve Fernandao’nun da Soldado’nun pozisyonlarında olması gerektiği söylenebilir. Mehmet ile Josef bir kere daha pişti olmuş durumdalar.
Maçla ilgili bazı önemli verilere bakacak olursak, skorun aksine olumlu noktaların çoğunlukla Fenerbahçe lehine olduğunu göreceğiz. Yanılgıya düşmemek adına yazının devamında bana göre yenilgiyi getiren etkenleri görüntülü olarak anlatmaya çalışacağım.
Topla oynama oranlarında maçın genelinde Fenerbahçe’nin %61’e %39 üstünlüğü bulunuyor. Bu oran, 15-30. dakikalar arasında %75’e %25’e kadar çıktı.
İkili mücadelelerde özellikle ilk yarı ayakta kalan tarafın Fenerbahçe olduğunu söyleyebiliriz.
InStat Index’leri de bize Fenerbahçe’nin dakika başına daha fazla pas yaptığını, daha fazla hücum aksiyonuna girdiğini söylüyor.
Peki Akhisarspor Kadıköy’de nasıl galip geldi?
İlk yarı
ilk 10 dakikada Fenerbahçe etkili olmasa da rakip alanda baskı kurmaya gayret etti. 13. dakikada Akhisarspor ilk duran top pozisyonunda golü buldu. Bence bu noktada duran topun öncesine bakmakta fayda var.
Fenerbahçe, rakip alana takım olarak yerleşmiş durumda. Mehmet Topal, 2 metre yanındaki arkadaşına pas atmak isterken hata yapıyor. Rakip, uzun oynayarak faulü alıyor. Basit hatalar gibi gözükse de sonuca etki eden bir pozisyon oldu. Fenerbahçe’nin bu kadar basit hata yapma lüksü yok. Aykut Kocaman basın toplantısında “ilk topta golü yedik” derken kendi içinde bu detayları da mutlaka göz önünde bulundurmalı.
Fenerbahçe’nin ilk şut denemesi ise 17. dakikada Dirar ile geliyor. ilk 30 dakikada Fenerbahçe oyunu rakip sahada oynamayı başarsa da net gol pozisyonuna pozisyonu üretmekte çok zorlandı.
Fenerbahçeli traftarlar özellikle Valbuena’nın ilk 11’de olması gerektiğini düşünse de, bir oyuncudan ziyade takımın genel oyun anlayışının irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu karşılaşmada bu açıdan güzel bir örnek oldu.
Akhisarspor’un bulduğu ikinci gol Fenerbahçe için tehlike çanlarının habercisi oldu. Savunma zaafiyeti akıl almaz boyutlarda. Genel olarak oyuncularda bir konsantrasyon problemi olduğu söylenebilir. 34. dakikada kademesiz durumdaki Isla’yı geçen Muğdat ceza sahasına dripling ile giriyor.
Onu karşılayan Fenerbahçe stoperlerinden Roman. Hasan Ali, doğru bir hamle ile penaltı noktasına yaklaşmış. Ancak Topal, her zaman eleştirdiğim şeyi yapıyor, stoperlerin arasında gömülüyor. Bu arada özellikle Josef’in geride kalmış olsa da hafif tempo koşusu yapması ilginç. Roman’ın kademesi için Skrtel’in ona yaklaşması, Topal’ın da Akhisarspor’un ileri uç oyuncusu ve en önemli gol silahı Seleznyov’a yaklaşarak alanı sıkıştırmaları en doğrusu olurdu. Kalenizi savunmak, kalenin önünde dizilmek anlamına gelmiyor. Ne kadar ilerde savunulursa, doğal olarak gol yeme riski o kadar azalır. Gol vuruşundaki görüntü de bunu güzel özetliyor.
Seleznyov, gol vuruşu öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere antrenmanda bile bu kadar demarke durumda kalamayacağı bir pozisyonda gol vuruşunu yapıyor. Fenerbahçeli 4 oyuncunun da aynı hat üzerinde gömüldüğünü görüyoruz.
Fenerbahçe, 0-2 yenik duruma düştüğü maçta belki de en doğru hücum akınını 37. dakikada yapıyor. Josef, dripling ile 3. bölgeye yaklaşırken Hasan Ali’nin bindirmesini görüyoruz. Josef, Hasan Ali’nin koşu yoluna güzel bir pas atıyor.
Topla buluşan Hasan Ali, Giuliano’ya oynuyor, o da tek pasla Hasan Ali’yi ceza sahası içinde topla buluşturuyor. Hasan Ali’nin vuruşu kaleciden dönüyor. Fenerbahçe, bunları deneyeceğine, özellikle 2. yarı tamamen ileriye şişirilen bir oyun anlayışına döndü.
Fenerbahçe soyunma odasına 0-2’lik yenilgi ile giriyor.
İkinci yarı
Fenerbahçe, ikinci yarıya Isla-Aatıf değişikliği ile başlıyor. Eleştirilse de bu değişikliğin yanlış olmadığını düşünüyorum. Zira Dirar maçın kalanında da bir bekten çok sağ ön gibi oynamaya devam etti, bunu ortalama pozisyon grafiğinde de görmüştük.
48. dakikada Fenerbahçe adına belkide en etkili hücum girişimlerinden biri gerçekleşiyor. Josef, çok alışık olmadığımız bir şekilde adam eksilterek dripling yapıyor.
Sağ taraftaki Dirar’ın önüne güzel bir pas atıyor. Dirar’ın ortasına Giuliano kafayı vuruyor, top kalenin üzerinden dışarı çıkıyor.
Bu noktada Giuliano’ya bir paragraf açmak gerekebilir. Fenerbahçe takım olarak etkili olamasa da Giuliano’nun bireysel olarak gerekli katkıyı yapmadığını düşünüyorum. Takımda zaten kısır olan yaratıcılık eksikliğine ayak uydurmuş gözüküyor. 3. bölgede çok daha etkin işler yapmalı. Bunda gerekli desteği bulamamış olmasının da mutlaka etkisi var. Ancak bu tarz oyuncular, takım kötü oynarken de şapkadan tavşan çıkartabilmeli. Gol atması tabiki çok önemli, ancak oyun içindeki etkinliği istenilen seviyede değil. Efektif oynasa, yapmış olduğu 10 top kaybı çok dikkat çekmeyebilirdi. Bunun dışında takımın ikili mücadelelerde en zayıf ismi oldu; sadece %22 ikili mücadele kazanma oranı ile takımın açık ara en kötüsü. Fizik olarak zayıf gözüken Valbuena’nın %41 ikili mücadele kazanma oranı mukayese yapmak için bir fikir verebilir.
Giuliano’nun golü 57. dakikada geldi. Hasan Ali’nin ortasına Dirar, ceza alanı içinde yaptığı asist ile skoru 1-2’ye getirdi. 2 dakika sonra yenen 3. gol ise Fenerbahçeli oyuncuların gardını düşürdü. Fenerbahçeli oyuncuların pres eksikliği dikkat çekici. Buna benzer pozisyonları Beşiktaş maçlarında da sık sık görmüştük. Lopez, Fenerbahçeli 2 oyuncu arasından rahatlıkla dönüp pasını atıyor. Hasan Ali’nin de burada oyuncuyu karşılarken sorun yaşadığını görüyoruz.
Fenerbahçe’nin stoperlerin rakip oyuncuların nerede olduğundan habersizler sanki. Kendileri de nerede pozisyon alıyor onun da farkında olduklarından emin değilim doğrusu. Akhisarspor etkili geldiği sağ kanattan golü buluyor.
Hasan Ali’nin asisti ile Aatıf, 67. dakikada takımının 2. golünü bulsa da Fenerbahçe karşılaşmadan zoru başararak 2-3’lük yenilgi ile ayrıldı. Taraftarların en büyük beklentisi sanıyorum Mehmet Ekici’nin daha önce oyuna alınmasıydı. Bana göre de Josef”ten ziyade çok daha önce bir Mehmet Topal – Mehmet Ekici değişikliği yapılabilirdi.
Sonuç
Fenerbahçe için artık herşey çok daha zor. Evet, bir “fikstür” avantajından bahsedilebilirdi. Ancak bu maçta bir kere daha gördük ki kazanamadıktan sonra kolay-zor maç yok.