Fenerbahçe, ligin 20. haftasında kendi evinde son sıralardan kurtulma çabası içindeki Gençlerbirliği’ni konuk ettiği karşılaşmada 2-2 berabere kaldı.
Fenerbahçe’nin ilk 11’ine baktığımızda stoper sıkıntısı devam ettiği için Toapl stoperde Roman ile birlikte oynadı. Josef’in yanında ise genç oyuncu Oğuz Kağan’ı izledik.Valbuena da sol önde Aykut Kocaman tarafından tercih edilen isim olurken, Soldado’yu da takımın en uç bölgesinde gördük.
Gençlerbirliği ise beşli bir savunma anlayışı ile başladı. Ara transfer sürecinde takıma katılan Sessegnon’u da sağ önde izledik. Yine bir başka bir yeni transfer Robinho ise bu karşılaşmada yedek kulübesindeydi.
Ortalama Pozisyonlar
Fenerbahçe’nin maç sonundaki ortalama saha dizilimleri birbirine oldukça benzer nitelikte. İki stoper orta sahaya oldukça yakın, iki bek genellikle orta sahanın hemen önünde, ortada iki oyuncu, ilerde önlü arkalı iki uç oyuncusu. Bu noktada sol ön bölge için ister Valbuena olsun, isterse de Aatıf olsun, genellikle içe kat edilmiş bir görüntü veriyor.
Gençlerbirliği ise kendi yarı alanında kaleci dışında 6 oyuncu ile görürken, ön alanda ise homojen olmayan bir görüntü var. Daha çok Fenerbahçe’nin sol kanadından hücum yapmaya çalıştılar. Zaten atılan iki gol de Fenerbahçe’nin sol kanadından yapılan ortalar sonucunda gerçekleşti.
Genel Bakış
Fenerbahçe maça kendi evinde oynamanın da bir avantajı ile istediği gibi başladı diyebiliriz. Özellikle ilk yarıda topla oynama oranı %67 fenerbahçe lehine idi. Ayrıca maçın genelinde ikili mücadelelerde Fenerbahçeli oyuncuların %59’luk bir üstünlüğünden bahsetmek gerek. önceki yazımda da dile getirmiştim, çok merak ettiğim konulardan biri, pas takımı yaratmak isteyen Aykut Kocaman’ın istisnasız kale vuruşlarını uzun oynamasını aklım alamıyor.
Sahipsiz toplara baktığımızda ki maçın kilit unsurlarından biri olabileceğini düşünüyorum, Fenerbahçe’nin 65, Gençlerbirliği’nin ise 59 sahipsiz top kazandığını görüyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Fenerbahçe’nin bu kazanılan 65 topun tam 44 tanesini (%68) rakip yarı sahada kazandı. Gençlerbirliği’nde bu rakam 18, ancak %30’una denk geliyor.
Fenerbahçe maç boyunca 20 kere ceza sahası içine girerken, Gençlerbirliği 8 kere girebildi. Fenerbahçe 20/6 şut atarken Gençlerbirliği’nin 7/1 isabet kaydettiğini görüyoruz.
Özellikle Fenerbahçe’li taraftarların takımın geriye doğru oynadığı, ve savunma futbolu (ne demek? ) oynadığına dair yoğun eleştirileri var. Fenerbahçe’nin bu karşılaşmada paslarının %38′ öne doğruydu.
Manchester City, bu hafta Burnley deplasmanında paslarının %27’sini öne oynadı. Arsenal, farklı kazandığı Everton maçında %31’lik bir oranla öne pas oranı ile oynadı. Veya Galatasaray’ın geçtiğimiz hafta Osmanlıspor’u 2-0 yendiği maçta öne pas yapma oranı %31 idi. Belki bu tarz bir eleştiriyi, Fenerbahçe nasıl daha efektif bir şekilde öne pas yapabilir şeklinde değiştirebiliriz, ancak öne oynamıyor klişesi tam bir mit halini almış durumda.
Fenerbahçe, top kaybı yaptığında rakip kaleye mesafesi ligin en yakın takımlardan biri, ortalaması 35.6 metre. Lig ortalamasının 38.6 metre olduğunu hatırlatalım.
Top kapma konusunda ise rakip kaleye ortalama uzaklığı 69.6 ile ligin en iyisi, ligin en önde top kazanan takımı durumunda. Lig ortalaması ise 76.2 metre. Fenerbahçe’nin eleştirilecek çok yanı var, ancak “hücum” futbolu oynamıyor derken tanıma bir daha bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Fenerbahçe’nin bu karşılaşmadaki hücum anlayışını birkaç örnek ile gösterelim;
Maçın henüz başları, Gençlerbirliği savunma anlayışında problemler gözüküyor. Hasan Ali, boş alanı görerek Alper’e yerden etkili bir pas atıyor. Alper bu pozisyonda direğe takılıyor.
Diğer bir pozisyonda Hasan Ali, Valbuena’ya oynuyor. Sonrasında sol ön tarafa bir koşu gerçekleştiriyor. Valbuena da koşusunu sürdüren Hasan Ali’yi görüyor. Hasan’ın şutunda top üstten dışarı çıkıyor.
Bir başka hücum girişimi de diğer kanattan, Isla Dirar’dan aldığı pası yerden, sert bir şekilde ceza sahası içindeki arkadaşına aktarıyor. Vuruş golle sonuçlanmasa da Isla’nın bu özelliği Fenerbahçe’nin önümüzdeki haftalarda çok işine yarayacaktır.
Valbuena
İlk 11’de oynamayı hak edercesine istekli, faydalıydı. Ceza sahası için 19 tane top attı, bunların 12’sinde isabet kaydetti. Fenerbahçe’de bu konuda ikinci sırada 12 topla Isla yer alıyor. Valbuena’nın etkinliğini göstermek için önemli bir kıstaş olacağını düşünüyorum. 4 dripling’in 3’ünde başarılıydı.
Sessegnon
Gençlerbirliği’nin yeni transferi Sessegnon, Fenerbahçe karşısında takımın ey iyilerindendi. 3. bölgeye 19, ceza sahasına ise 5 pas attı. 9 driplingin 4’ünde başarılıydı.
Son bir paragraf ta Oğuz Kağan’a açmak gerekiyor. Sakatlıklardan dolayı şans buldu, sahipsiz topları alma konusunda 11 topla takımın en iyisi oldu. 11 sahipsiz topun 8’ini de rakip sahada kazandı.
Fenerbahçe, kendi evinde galip gelemeyerek önemli bir avantajı kullanma şansını kaçırdı. Gençlerbirliği ise 1 puan alarak 13.’lüğe kadar yükseldi.