Maç Analizi | Beşiktaş 1-1 Porto

Şampiyonlar Ligi’nin 5. haftasında evinde Porto’yu konuk eden Beşiktaş, sahadan istediği sonuçla ayrıldı. Felipe’nin golüne Talisca’yla cevap veren ve sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrılan Siyah Beyazlılar, tarihlerinde ilk kez bir üst tura çıkmayı başardı. Sadece kendileri için değil Türk futbolu için de bir kilometre taşını geride bırakan Beşiktaş, bir Şampiyonlar Ligi grubunu lider tamamlayan ilk Türk takımı olmayı şimdiden başardı.

Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.

Ortalama Pozisyonlar

Konuk ekip bu maça alışık olduğumuzdan farklı bir dizilişle başlamak zorunda kaldı. 4-4-2 oynayan ve ileri ikilisini Marega-Aboubakar’ın oluşturduğu Porto’da bu isimlerin yedeği de Tiquinho’ydu. Ancak hem Marega, hem de Tiquinho’nun sakatlığı sebebiyle bu maça 4-2-3-1’le çıktılar. Bu da konuk ekibin oyununu olumsuz etkiledi. İleride top tutmakta zorlanan Porto’da Aboubakar’ın yalnız kaldığına da sık sık şahit olduk.

Topla Oynama

Beşiktaş’ın en az Şampiyonlar Ligi’nde aldığı sonuçlar kadar takdir edilmesi gereken bir diğer tarafı da güçlü oyunu. Oynadığı 5 maçın hiç birinde oyun olarak ezilmeyen Beşiktaş, bunun mükafatını da 11 puan ve grup liderliğiyle aldı. Bu maçın da özellikle ikinci yarısında güçlü bir Beşiktaş oyunu gördük. İkinci yarıda topla oynamada rakibine %67-31’lik kuran Beşiktaş, Monaco deplasmanında yaptığını yine yaptı ve 60. dakikadan sonra Porto’yu uyuttu. Yukarıda da görüldüğü gibi Siyah Beyazlılar toplamda 30 kere 20 saniyenin üzerinde hiç kaptırmadan topa sahip olmuş. Kısacası Beşiktaş yatarak değil, oynayarak da vakit geçirilebileceğini bizlere gösterdi.

Hazır Beşiktaş’ı övüyorken, Kara Kartalların 45-60 arasındaki oyununa değinmemek olmaz. O 15 dakika, benim 22 yıllık hayatımda Şampiyonlar Ligi seviyesinde izlediğim en baskılı Beşiktaş performansıydı. Bu bölümde Porto’yu adeta kendi sahasına hapseden ve %78 topla oynayan Beşiktaş‘ta Babel’in 57’deki şutu da direkten dönmüştü. Beşiktaş ve Porto’nun o 15 dakikadaki pas haritaları bunu bize daha net biçimde gösterecektir;

İşte Beşiktaş’ın 45-60. dakikalar arasındaki pas haritası. Bu 15 dakika içinde 128 pas yapan Beşiktaş, bu pasların 77’sini rakip yarı sahada, 49’unu ise 3. bölgede yapmış.

Porto’nun pas haritası ise pek iç açıcı gözükmüyor. Bu bölümde tamamen kendi yarı sahasına kapanan Porto, 15 dakikada rakip yarı sahada sadece 7 kez pas yaptı, 3. bölgede yaptıkları pas sayısı da 2’de kaldı. Porto’nun bu 15 dakikada yaptığı toplam pas sayısı ise sadece 49.

İyi Oyun, Kötü Final Pasları

Şenol Hoca’nın sadece oyunu kontrol etmeyi değil, aynı zamanda hücum etmeyi de planladığını buradan görebiliyoruz. Ancak kağıt üstünde iyi oluşturulmuş bir sisteme rağmen oyuncular son paslarda başarısız olunca, Beşiktaş 1 puanla ayrıldı maçtan. Rakip ceza sahasına 15 kez orta, 33 kez de pasla girmeyi deneyen temsilcimiz, bunların yalnızca 14’ünde başarılı olabildi.

Porto’nun Golü

Beşiktaşlı oyuncular maç boyunca pek fazla hata yapmadı, özellikle de işin savunma kısmında. Ancak yapılan en ufak hatanın dahi cezalandırılabildiği Şampiyonlar Ligi arenasında basit bir duran top organizasyonu savunmasında yapılan hata da golle sonuçlandı. Görüntüler eşliğinde bakalım;

Tosic’in gereksiz öne çıkmalarından dolayı yaptığı hatalardan daha önce de bahsetmiştik. Burada da atılan pası kesmek için öne çıkan Tosic, rakibine basit bir faul yapıyor.

Görüldüğü üzere Beşiktaş adam adama savunma yapıyor. Porto faulu paslaşarak kullanıyor ve Quaresma’nın tek görevi sağ kanattan kaçan R. Pereira’yı kovalamak.

Ancak Quaresma adamını takip etmek yerine topu izlemeyi tercih ediyor. Quaresma’nın bu boşvermişliği yüzünden ceza sahası ön bölgesini savunması gereken Cenk, Pereira’nın açısını kapatmak için çizgiye doğru koşu yapıyor ve Felipe arkada demarke durumda kalıyor.

Ön bölgeye yapılan koşuyu gören Pereira pasını çıkartıyor ve Felipe müsait pozisyonda golü atıyor.
Beşiktaş’ın Golü ve Cenk Tosun

Beşiktaş’ın Golü ve Cenk Tosun

Fabri’nin uzun topunu kontrol eden Cenk, iki kişinin arasından sıyrılıyor.

Sonrasında topu Tolgay’a veren Cenk, pozisyonun devamında yaptığı koşuyla Babel’i adeta pas vermeye zorluyor.

Sol stoper Felipe’den de şık bir çalımla sıyrılan Cenk, ceza sahası içinde büyük bir boşluk yakalıyor.

Ve belki de Cenk’i en çok takdir etmemiz gereken yer. Neredeyse tek başına yoktan böyle bir pozisyon yaratan oyuncuların çoğu, burada pas çıkartmak yerine şutu tercih eder, hele ki bu oyuncular forvetse. Ancak Cenk, kendisi vurmak yerine daha müsait olan Talisca’ya golü attırıyor.

Adriano

Tecrübesi ve performansıyla 2 senedir Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı her maçta takımının en iyilerinden biri olan Adriano, yine kusursuz bir oyun ortaya koydu. Bu maçta da 8 pas arası yapan, 9 sahipsiz top kazanan Adriano, oyunun iki yönünde de çok iyiydi.

Yine Tosic, yine gereksiz öne çıkış. Portolu oyuncuya atılacak pası kesmek isteyen Tosic, savunması gereken alanı bomboş bırakıyor.

Portolu oyuncu hızla pasını verip kaleye yüzünü dönünce Tosic de boşa çıkmış oldu. Ancak takım arkadaşını tanıyan Adriano, böyle bir şey olabileceğini tahmin ederek koşusuna başlamıştı bile.

Son anda yetişen Adriano, kademeye girerek %100’lük bir golü engelliyor.

Adriano için oyunun iki yönünü de iyi oynadı demiştim. Yukarıdaki pas haritası da Brezilyalının hücuma katkısını gösteriyor. 78 pasının 46’sını rakip yarı sahada yapan Adriano, sadece sol çizgide etkili değildi. Zaman zaman orta sahanın merkezine doğru da kayan Brezilyalı futbolcu, takımını da rahatlattı ve o bölgede ekstra bir pas istasyonu oldu.

Tolgay Arslan

Tolgay’ın oyunundaki değişim ve gelişim de takdire şayan. Bu sezona kadar daha çok ileride oynamak isteyen bir Tolgay görüyorduk. Bu sezon ise özellikle Şampiyonlar Ligi’nde kendine yeni bir rol edindi ve Pirlo, Xabi Alonso’vari bir registaya dönüştü. Bu da Beşiktaş’ın elini Şampiyonlar Ligi’nde fazlasıyla rahatlattı. Tolgay’ın yukarıdaki pas bağlantı haritası da bize bunu gösteriyor. Medel, Tosic ve Adriano’yla yoğun bir pas trafiğine giren ve geriden oyun kuran Tolgay, ortalama pozisyonlarda da maçı Atiba’nın dahi arkasında bitirdi.

Tolgay’ın attığı pasları gösteren bu haritayla da oyuncunun yeni rolünü daha net görebiliyoruz. 73 pasından 37’sini kendi sahasından atan Tolgay, en iyi yaptığı şey olan çapraz uzun paslarıyla da takımının oyun kurmasında önemli rol oynadı.