Ankara’yı iç saha bilen Beşiktaş, Beşiktaş formasını en çok giyen Rıza Çalımbay’ın yönettiği Mersin İdman Yurdu ile karşılaştı. Yeni transferlerin özellikle takım içi rekabetine fazlasıyla yansıdığını gösteren Beşiktaş 3 puanı, güzel oyunuyla aldı.
BEŞİKTAŞ: Tolga, Serdar, Pedro, Ersan, Motta, Veli, Oğuzhan, Gökhan, Sosa, Olcay, Ba
MERSİN İDMAN YURDU: Mihaylov, Sadiku, Mitrovic, Vederson, Serkan, Servet, Murat, Güven, Mehmet, Nakoulma, Welliton
Beşiktaş
Defans kurgusunda sürpriz yapmayan Bilic, Tolgay’ın kupa maçındaki performansına rağmen 8 numarada Oğuzhan’la başladı. Opare transferinin Serdar’a yaptığı müthiş katkı, Tolgay transferinin de Oğuzhan’a yaptığı katkıyla birleşti ve eski günlerinden uzak bir Oğuzhan izledik. Beşiktaş oyunu geriden de yönetebilen bir takım haline geldi. Ayrıca tek pas uyumu da gözle görülür biçimde arttı.
Beşiktaş’ın en büyük artılarından biri değişken bir kurguyla oynayan orta sahası. Olcay, Sosa, Gökhan sürekli yer değiştiriyor. Bu değişkenlik tek pas futboluna ciddi katkı sağlıyor ayrıca adam adama markaj yapan rakiplerine karşı da çok büyük bir darbe vuruyor. Sosa’nın ilk yarıda 21 isabetli pasına ise diyecek bir şey yok. Ligde mevkiinin en faydalı oyuncusu olmaya devam ediyor.
Gökhan’daki serbestliğin en büyük katkısı ise Serdar’dan. Serdar, Gökhan’ın bütün defansif açığını kapattığı gibi ofansif katkıya da başladı. Çizgiye indi, rakip geçti hatta ikiye bir pozisyonlarda bile topu kaybetmemeyi bildi. Bence Beşiktaş’ın devre arasında yaptığı en iyi transfer Serdar’ı takıma tam anlamıyla monte etmek oldu. Serdar Beşiktaş’ın üçüncü bölgede kaybettiği toplarda bile takımın şok preslerinde katkı sağladı. Ofansif bir bek olmamasına rağmen de maçtaki ortalama pozisyonu rakip yarı sahadaydı. Nakoulma’nın sakatlanıp oyundan alınmasının da bunda önemli bir etken olduğunu belirtmemize gerek yok.
Öndeyken geriye yaslanan bir Beşiktaş var. Rakipleri gibi 3’e, 5’e gidemiyorlar ve gidecek gibi de gözükmüyor.
17 haftalık süreçte, topla oynama: Skor berabere ya da yenik oynarken %56, galip duruma geçtikten sonra %45.
Bu istatistiğin sebebi sanılanın aksine korkaklık değil kontrol sevdası. Beşiktaş ilk golü attığında maçın kontrolünü elde tutmak istiyor. Hatta Bilic ilk golden sonra diğer gollere yönelik değil saha içindeki kontrole yönelik değişiklikler yapıyor. Bu maçta yapılan Tolgay <> Oğuzhan değişikliği de bunun göstergesiydi. Hatta maçın sonuna doğru genelde olduğu gibi Servet’in öne çıkarak gol aramasını beklemeden Atınç’ı oyuna aldı ve Slaven Bilic “Hava muharebesi başlasın!” mesajı verdi.
Beşiktaş’ın en büyük 2 gol silahı: Demba Ba ve Sırtı
Golün her türlüsünü atmaya devam eden Demba Ba sevinç olarak yaptığı secdeye yatar gibi bir gol attı. Maçtan sonra Olcay “Futbolda şans yoktur, Demba Ba çalışkanlığıyla kendi şansını yarattı.” diyerek de arkasındaydı golcüsünün. Demba Ba benzer bir bilinçsiz golü Feyenoord’a atmıştı. Beşiktaş taraftarı maçtan sonra golcüsünü alkışlamayı özlemişti ve o özlem bu sezon giderildi.
Mersin İdman Yurdu
Sezon başındaki kontra atak takımından çok uzaklarda Mersin İdman Yurdu. Beşiktaş’ın önde olan beklerine rağmen kanatlardan verim alamadı. 1 gol atmalarına rağmen oyunu tutmak için tek bir hamle yoktu. Servet’in absürt bindirmeleri bile kanat driplinglerine kıyasla daha fazla yarar sağladı. Nakoulma’nın sakatlanıp oyundan çıkması ise Mersin İdmanyurdu için mağlubiyet çanlarının çaldığı anlamına geliyordu. Mersin, maç boyunca Beşiktaş’a boyun eğdi. Oyunun rölantide olduğu anlarda, rakip yerleşmişken bile hızlı atak peşindeydiler. Set oyunu olmasa bile orta saha verimliliği arttırılabilir ve daha etkili ataklar yapılabilirdi.
Mersin klasik Anadolu takımı profilinden çıkmak istiyorsa topu seven ve ona az da olsa şekil verebilen bir orta saha almalı. Defansta yapılan hatalı paslar ise ayrı bir handikap.
Mersin İdmanyurdu bu sezon da ligimizde kalacak gibi gözüküyor lakin sorunlar fazlasıyla mevcut. Rıza hoca bunların kaçını onarabilir kestirmek zor ancak onarılamazsa gelecek sezonun sonunda Mersin İdman Yurdu ile vedalaşabiliriz.