Vodafone Arena’da Süper Lig’in yenilgisiz iki takımı unvan maçında karşı karşıya geldi. 90 dakika boyunca topa hakim olan taraf Beşiktaş iken Başakşehir de akıllı oyunuyla net fırsatlar yakaladı ancak bunları değerlendiremedi. 90 dakikanın sonunda kazanan olmadı, unvanlar korundu, puanlar paylaşıldı ve sıralama değişmedi.
+ Beşiktaş’ın Artıları
Beşiktaş’ın bu maçtaki artıları ilk yarım saatten sonra kendini gösterdi. İlk yarım saatte Benfica maçına benzer bir başlangıç yapıldı çünkü. Kısa paslarla çıkılamadığı için dripling yeteneğine ihtiyacı vardı Beşiktaş’ın nitekim 2. yarıda Tolgay’ın girişiyle ipler Beşiktaş’ın eline geçti ancak verilen pozisyonlar nedeniyle net bir üstünlükten söz edilemedi burada da. Beşiktaş’ın hücumdaki artılarından biri Oğuzhan ve Cenk arasındaki uyumdu. Bu ikili geçen seneden kalma güzel organizasyonlar seyrettirdi bize. Hücumdaki başka bir artı da Quaresma’nın sorumluluk alıp yarattığı fırsatlardı ancak akan oyunda geliştirdiği organize ataklarla gol bulamadı Beşiktaş. Atılan tek gol Quaresma’nın kullandığı kornerde, İnönü golcüsü Marcelo’nun kafasından geldi.
+ Başakşehir’in Artıları
Tıpkı Benfica maçının ilk yarısındaki gibi bir başlangıç yaptı Başakşehir. Ortada Emre ve Mahmut, Beşiktaş’ın bütün pas bağlantılarını keserek Beşiktaş takım boyunun uzamasına neden oldu. Oldukça kompakt ve önde karşılayan bir takım vardı sahada. Önde Cengiz’in topsuz koşuları da savunmanın dengesini alt üst etti ve çok net pozisyonlara girdi bu şekilde Başakşehir. Organize ataklardan sonra 2. topların kazanılması Başakşehir’in bir diğer büyük artısıydı. 2. yarıda Beşiktaş buna dur dedi. Fabri ilk yarıda önemli kurtarışlara imza atmasa Benfica etkisini bir kez daha yaşayabilirdi Beşiktaş.
– Beşiktaş’ın Eksileri
Beşiktaş’ın bu maçtaki kuşkusuz en büyük eksisi verilen net pozisyonlardı. Bunu biraz açmak gerekirse Atınç & Marcelo uyumsuzluğuna ciddi şekilde şahit olduk. Birlikte oynamaya alışkın olmadıkları için anormal bir durum olmasa da faturası çok daha ağır olabilirdi bu durumun. Hücumda da Aboubakar ve Oğuzhan iyi işler yapmaya yakın ancak henüz burada da uyum sorunu giderilememiş. Beşiktaş, organize ataklar geliştirirken basit hatalarla top kayıpları yaşadı bu uyumsuzluk yüzünden. Talisca’nın en çok arandığı maçlardan biri oldu.
– Başakşehir’in Eksileri
Dersine iyi çalışan sınıfın çalışkan öğrencisi konumundaki Başakşehir’de beni en çok şaşırtan durum geçtiğimiz sezon yenilen golün aynısının yenmesiydi. Duran toplardaki en ciddi kozu ön direk koşuları olan Beşiktaş’ta önlem alınması gereken en ciddi nokta belki de tek nokta burasıydı ancak göz göre göre aynı golü tekrar attı Beşiktaş. Rakibi bu kadar iyi analiz eden bir takımdan beklenmeyen bir duran top zafiyetiydi bu.
Başakşehir’in bir diğer eksisi ise Mehmet Batdal’a havadan servis yapılamamasıydı. Bundaki en büyük etken de kuşkusuz Atınç ve Marcelo’dan oluşan uzun Beşiktaş tandemiydi.
• Kırılma Anları
Maçın gidişatını doğrudan etkileyen iki an yaşandı. Biri Emre Belözoğlu’nun sakatlanıp yerini Attamah’a bırakması ikincisi ise İnler’in çıkıp Tolgay’ın oyuna girişi. Emre çıktıktan sonra kontrol Beşiktaş’a geçti, Tolgay oyuna girdiğinde ise kontrol Beşiktaş’ta kaldı.
Opta: Emre Belözoğlu oyundan çıkmadan önce Başakşehir, Beşiktaş ceza sahasında 14 kez topla buluştu; sonrasında ise sadece 2 kez.
– Beşiktaş’ın En İyisi > Fabri
İspanyol file bekçisi bu maçta kurtardığı net pozisyonlarla maça damgasını vuran isimdi. Yaptığı riskli hareketler taraftarına kalp krizi geçirtecek cinsten olsa da soğukkanlılığı takdiri hak ediyor. Bu maçta özellikle karşı karşıya pozisyonlarda penaltı yapmadan çok kritik müdahalelerde bulundu.
Fabri’nin iyi performansı Beşiktaş adına olumlu gözükse de bu maçta bu kadar adının duyulması ve ön plana çıkması Beşiktaş adına o kadar olumlu bir gelişme değil. Verilen net pozisyonların ciddi bir göstergesi.
Fabri dışında aldığı sorumlulukla Quaresma, organize ataklardaki etkisiyle Oğuzhan ve Tolgay da iyi performans sergiledi.
+ Başakşehir’in En İyisi > Cengiz Ünder
19 yaşındaki oyuncu özellikle ilk yarıda savunma arkasına yaptığı koşularla Beşiktaş savunmasının dağılmasında önemli bir etkendi. İkinci yarıda ilk yarıdaki performansının altında kaldı. Golü atan isim olmasından ve savunma arkası koşularından dolayı Başakşehir’de bir adım öne geçti belki Cengiz ancak yine de takımda diğer oyunculara göre ciddi anlamda fark yaratan bir isim yoktu. Bu bile Başakşehir’in ne kadar kompakt bir takım olduğunun göstergesi.
– Beşiktaş’ın En Kötüsü > Andreas Beck
Beşiktaş’ın Alman sağ beki geldiği günden bu yana belki de en kötü maçını oynadı. Savunmacı nitelikleriyle ön planda gördüğümüz Beck bu maçta savunmada aksadığı anlarla ön plana çıktı. Hücuma geçişlerde de önemli pas hataları yaptı. Beck’in bu performansından sonra Gökhan Gönül forma rekabetinde bir adım öne geçti diyebiliriz.
– Başakşehir’in En Kötüsü > Edin Visca
Edin Visca beklentilerin büyük olduğu bir oyuncu olduğu için bu maçta özellikle kaçırdığı pozisyon elbette göze batmasında önemli bir etkendi. Atılan mükemmel kontra-atak golündeki asisti onun için önemli bir andı ancak onu Başakşehir’in En Kötüsü başlığında incelememizin asıl sebebi beklentilerin daha büyük olması. Visca gibi bir oyuncu bireysel yeteneklerin ön plana çıktığı anlarda daha fazla sorumluluk alıp farkını hissettirebilirdi.
Beşiktaş > Neredesin Talisca?
Beşiktaş’ın Talisca’yı en çok aradığı maçlardan birini izledik. Ceza sahasına yaptığı koşularla rakip savunma dengesini bozabilirdi. Özellikle isabetli şut sayısında gözle görülür bir fark yaratabilirdi Talisca.
Beşiktaş bu maçta toplam 12 şut çekerken bunlardan yalnızca 2 tanesi kaleyi buldu.
Beşiktaş > Tolgay ve Şutları
Tolgay Arslan’ın girişi olumlu bir etki yapsa da 3. bölgede kendisinden beklenenin biraz altında kaldı. Şut becerisini Liverpool maçında attığı efsane gol seviyesine yaklaştırdığı an başka bir seviyenin oyuncusu olacak. Bugünkü işlevi önemliydi. Açılamayan kilidi Tolgay’ın driplingleri açtı. Yine de beklentiler daha yüksek Tolgay’dan ve onda bu potansiyel mevcut.
Beşiktaş > Benfica Maçının Etkileri ve Yoğun Fikstür
3 gün önce oynanan tarihi maçtan ve efsane geri dönüşten sonra Beşiktaş’ta yorgunluk belirtilerine rastlanılıyordu elbette. Atiba’da, Beck’te, Adriano’da ve birçok isimde bunun etkilerini gördük. Maçtan sonra yapılan açıklamalar da buna paralel şekildeydi. Burada tartışılması gereken konu fikstürle alakalı tabii ki. Lig başlamadan ayarlanan fikstürde Avrupa’da oynayan takımlar için adaletsizlik mevcut. Beşiktaş’ın Avrupa’daki rakipleri Benfica ve Napoli maçlarını CL maçından 4-5 gün oynayacak olmasına rağmen Beşiktaş 3 gün sonra oynuyor ve haliyle yorgunluk belirtilerine de rastlanıyor. Burada bahsedilen yorgunluk elbette sadece fiziksel değil, mental açıdan da bir yorgunluk söz konusu. Bu sadece Beşiktaş’la alakalı da değil. Fenerbahçe, Osmanlıspor ve Konyaspor gibi ülkemizi Avrupa’da temsil eden takımlar için de geçerli. Hatta geçtiğimiz senelerde Şampiyonlar Ligi’nde yer alan Galatasaray da bu durumdan şikayetçiydi.
Başakşehir > Masal Gerçeğe mi Dönüşüyor?
Yıllardır üstüne koyan Başakşehir bu sefer bir başka geliyor. 3 büyüklerle oynadığı 3 maçtan 7 puan çıkaran Abdullah Avcı’nın öğrencilerinin bugün geldiği nokta ülke futbolu için ciddi önem arz etmekte. Alışkın olmadığımız profesyonellikte yönetilen Başakşehir zirve mücadelesini ligin sonuna kadar götürecek gibi gözüküyor. Devre arasında oyunculara gelecek muhtemel tekliflerin nasıl değerlendirileceği ise şimdiden merak konusu. Avcı her maça titizlikle hazırladığı takımıyla masalı gerçeğe dönüştürme peşinde. Şimdilik iyi gittiklerini de rahatlıkla söyleyebiliriz.