Tarihinde ilk defa Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma başarısı gösteren Beşiktaş, son 16 turu ilk maçında Bayern Münih’e konuk oldu. 10 kişi kalmasına rağmen özellikle ilk yarıda rakibine iyi direnen Siyah Beyazlılar, 2. yarıda ise çok daha kötü bir görüntü verdi ve maçtan 5-0’lık mağlubiyetle ayrıldı.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileriyle inceleyeceğiz.
Ortalama Pozisyonlar
Maçtan sonra Beşiktaş’la ilgili en büyük eleştirilerden biri takımın sahaya yanlış bir kurgu ve 11’le çıktığıydı. Robben’in ilk 11’de oynamayacağının resmi kadrolar açıklanmadan önce belli olduğunu da göz önünde bulundurursak kendi adıma bu görüşe çok katılmadığımı söyleyemeliyim. Hem Robben hem de Ribery’nin yokluğunda Bayern’in elindeki tek delici oyuncu Coman’dı ve Coman bir sol kanat oyuncusu. Beşiktaş’ın ideal sağ kanadı ise Gökhan Gönül-Quaresma ikilisinden oluşuyor ancak Quaresma’nın savunma defoları ve Gökhan’ın sağlık sorunlarına da bağlı olarak Coman tipi oyuncular karşısında – hele ki arkasından Alaba geliyorsa – zorlandığı malum, dolayısıyla Şenol Güneş o bölgede Adriano’yu kullanarak Coman’ı kitlemek istedi ki bir pozisyon haricinde istediğini de aldı. Pepe ve Medel’le birlikte Beşiktaş’ın en iyilerinden biri olan Adriano, Coman’ı dizginlemeyi başardı. Caner ise profil olarak bu tip maçlara hiç uygun değil ancak Robben’in yokluğunda ilk yarıda Caner’in kanadının çok fazla kullanılmayacağını düşünen Güneş’in tahmini tuttu ve Caner, Robben oyuna girene kadar pek fazla sırıtmadı.
Dribling sayıları da bize bunu gösteriyor. Coman maç boyunca 7 dripling denemiş, Robben’in oyuna girdiği dakikaya kadar sağ kanatta oynayan Müller ise 90 dakikayı dripling denemeden tamamlamış.
Pepe’nin yanında Medel yerine Vida tercihinin ise Medel’in baskıya rağmen topu ayağından hızlı çıkartabilmesi özelliğinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. İlk yarım saat boyunca Beşiktaş, maçtan önce planladığı oyunu oynamaya çalıştı. Savunmada kalabalık duran, kapılan toplarla ise yerden ve bilinçli paslarla çıkmaya çalışan bir Beşiktaş gördük ki Şenol Hoca’nın da maçtan önceki oyun planı sanırım buydu. Geride bekleyip kapılan topların ardından Medel üzerinden kontraları başlatmak isteyen Beşiktaş’ın bu planı ise kırmızı kart nedeniyle bozuldu. Alanı daraltıp pas kanallarını kapatan Bayern karşısında Siyah Beyazlılar, özellikle hesapta olmayan kırmızı kartın ardından da eksilince yerden paslarla çıkarken çok top kaybı yapmaya başladı ve mecburiyetten uzun vurmaya başladı.
Medel’in pas haritası da Şenol Güneş’in ondan bu yönüyle faydalanmak istediğini gösteriyor. 16 ve 57. dakikalar arasında savunmanın göbeğinde oynayan Medel, orta sahada oynadığı bölümde daha demin bahsettiğimiz pasları da denedi.
Kırmızı karta sebebiyet veren pozisyonda da Bayern’in önde baskısını görebiliyoruz. Tabiki de kırmızı kartı tamamen bu baskıya yoramayız zira Atiba’nın pas hatası çok net ancak gelen kırmızı kartta bu baskının da etkisi oldu. Yine aynı baskı Beşiktaş’ı 10 kişi kaldıktan sonra uzun oynamaya itti ve kırmızı karttan sonra adeta tek kale bir maç izledik.
Kırılma Anı
Açıkçası maçın ilk ve en önemli kırılma anı şüphesiz Vida’nın gördüğü kırmızı karttı. Ancak bu kırmızı kartın üstüne çok da fazla yazılıp çizilecek bir şey yok. En fazla Vida’nın pozisyonu riske edip gol yemeyi göze alıp almaması gerektiği tartışılabilir.
Maçın diğer kırılma anıysa 44’te yapılan Rodriguez-Robben değişikliğiydi. Bu değişikliğin ardından Robben, Caner karşısında adeta şov yaptı. Caner’i neredeyse her pozisyonda geçmeyi başaran Hollandalı, sadece 46 dakika sahada kalmasına rağmen 5 kez dripling denedi ve bu denemelerinin 4’ünde başarılı oldu.
Şenol Güneş’in Hataları
Şenol Güneş’in daha önceki Şampiyonlar Ligi maçlarında olduğu gibi doğru 11 ve oyun planıyla sahaya çıktığını belirtmiştim. Hataları ise başlangıç düdüğünden sonra geldi Hoca’nın. Güneş’in en çok eleştirilen yanı oyuna yanlış ve geç müdahele etmesi, nitekim bu maçta da aynı hataya düştü.
Vida 16. dakikada kırmızı kart gördükten sonra Tosic’i ısınmaya gönderen ve 57’ye kadar oyuna sokmayan Şenol Güneş, bu değişikliği 2. golü yedikten sonra yaptı. İlk yarıda Siyah Beyazlılar 10 kişi kalmasına rağmen iyi direnç gösterince Hoca’nın değişikliği ilk yarıda yapmaması anlaşılır gibi gözüküyor ancak ikinci yarının başlamasıyla beraber işler tamamen değişti. Amiyane tabirle sağlı sollu gelmeye başlayan Bayern karşısında Tosic değişikliğini yapmak için geç kaldı ve skor 2-0’a geldikten sonra Love-Tosic değişikliğini yaptı. Değişikliğin geç yapılmasının yanı sıra o dakikaya kadar iyi bir maç çıkartan Love’un oyundan çıkması Beşiktaş’ın hücumdaki azda olsa gösterdiği varlığı da tamamen bitirdi. Bayern deplasmanında 10 kişi kalan Beşiktaş’ın tek gol şansı bireysel becerisi yüksek driplingci hücumculardı ancak Hoca Love’ı çıkartınca sahada bu meziyetlere sahip tek oyuncu Babel kaldı, o da kötü bir maç çıkartınca Beşiktaş’ın hücum tehdidi tamamen bitti.
Şenol Güneş’in bir diğer yanlışı da Caner’i oyundan almak için 70. dakikaya kadar beklemesiydi. Savunma zaafiyeti aşikar olan Caner ilk yarıda pek fazla sırıtmamıştı zira rakip Robben oyuna girene kadar sol kanat ağırlıklı bir oyun oynadı. Ancak Robben oyuna girdikten sonra Caner’in savunduğu kanadın tabiri caizse otobana döneceği belliydi ve öyle de oldu. Caner’i karşısına aldığı her pozisyonda geçmeyi başaran Robben, Beşiktaş savunmasına büyük sıkıntı yaşattı.
Sadece müdaheleleri değil savunma konsantrasyonu ile de yetersiz kalan Caner, Beşiktaş’ın yediği 3. golde ofsaytı bozan kişiydi.
Son değişiklik için çok fazla eleştiri yapmak yersiz olabilir belki zira maç artık kopmuştu ve skor 4-0’dı. Ancak ne olursa olsun sahanın en iyilerinden biri olan Medel’in oyundan çıkartılması da dikkat çekiciydi.
1. Gol
Hem Quaresma’nın hem de Talisca’nın bu seviyede yapılmaması gereken hataları yapmaları Beşiktaş’ın gardını düşürdü. Yenilen gole görüntüler eşliğinde bakmak daha faydalı olacaktır:
Bayern’in atağı böyle başladı. Pozisyonunu koruması gerekirken lüzumsuz bir şekilde savunma oyuncularına pres yapmaya giden Quaresma’nın hatası sonucu Alaba sol tarafta savunmasız kaldı.
Quaresma’nın boşluğunu Talisca doldurmak istiyor ve savunmada Alaba’yı karşılıyor. Aldığı pası görüntüde olmayan Coman’a aktaracak olan Alaba ise daha sonrasında ceza sahasına koşu yapacak.
Talisca’nın büyük hatası da burada geliyor. Sarıyla boyalı bölgeye koşan Alaba’yı karşılamak yerine Coman’ı ve topu izlemeyi seçen Talisca’nın bu hatası gole sebebiyet verecek.
Adriano’dan sıyrılıp çizgiye inen Coman topu Alaba’ya çevirirken onu savunması gereken Talisca görüldüğü üzere geride kalmış durumda. Coman’ın pası Alaba’yla buluşuyor ve sonrası hepinizin malumu.