Lider Galatasaray, iç sahada 27 maçta yenilgi yüzü görmeyen Abdullah Avcı’nın aşılması zor Başakşehir’i ile karşılaştı. Başakşehir maçı Kerim Frei, Adebayor(3) ve Attamah’ın golleriyle 5-1 gibi üstün bir skorla kazandı. Galatasaray’ın tek sayısı ise Gomis’ten geldi.
Tudor, bugüne kadar en çok fazla defansif başka bir tabirle korkak olmakla eleştiriliyordu. Bu maç birçok Galatasaray taraftarının istediği oldu Tudor maça fazla cesur bir hamleyle çift santrforla başladı. İki yarının da ilk 10 dakikası haricinde oyunda üstün taraf Başakşehir’di. Galatasaray’ın taktiğinin tutmamasının sebepleri neydi? Galatasaray’ın sene başından beri yaşadığı problemler neler daha çok bunları konuşacağız. Başakşehir her şeyi sahada mükemmel bir şekilde gösterdiği için bunlara çok değinmeyeceğim. Verilere kısaca bakalım Başaksehir 6 şut çekerken Galatasaray 14 şut çekti. İki takımın da 5 isabeti var. Başakşehir 1 tanesi isabetli 6 orta yaparken, Galatasaray 4 tanesi isabetli 17 orta yaptı. Başakşehir 4 kilit pas denerken Galatasaray 7 kilit pas denedi. Başakşehir ceza alanına 2 tanesi isabetli 12 pas atarken, Galatasaray 16 tanesi isabetli 39 pas attı.
Galatasaray’ın Gençlerbirliği kadrosu yukarıda olduğu gibiydi. Yine çift forvet vardı fakat takımdaki yükler dengeli bir şekilde dağıtılmıştı. Sene başından beri anlatıyorum Galatasaray’ın asıl sorunu kesinlikle sağ tarafı, sol değil. Mariano daha çok önde olduğu için onun açıklarını Maicon’un kapatması gerekiyor. Maicon’da fiziğinden ötürü yavaş bir adam dolayısıyla özellikle hızlı kanat oyuncularına karşı bu bölge çok büyük bir sorun. Kanatlar tamamen Mariano ve Rodrigues ikilisinin inisiyatifine bırakıldı. Arkada üç stoper olduğu için hata payı vardı. Yerlerini dolduramadıkları zaman Maicon veya Denayer o boşluğu doldurmaya çalışmak için yerini terk etse bile arkada sigorta olarak Serdar ve diğer stoper kalıyor.
Aslında Gençlerbirliği maçında Galatasaray 3-4-1-2 gibi gözükse de yukarıda görselde ki gibi oynadı. Bu taktik bazı oyunculara esneklik sağlıyor. Takımın bir iskeleti var, yeri belli olan 6 oyuncu var diğerlerine ise tamamen özgürlük tanınmış durumda. Gençlerbirliği maçında ilk yarıda Galatasaray etkili olduğu zaman dilimine baktığımız zaman merkezde özgürlüğü almış oyuncular Tolga, Belhanda ve Eren’in hareketliliğini görüyoruz.
Tudor maça dörtlü defans önlerinde merkezde oynayan 4 orta saha ve çift forvetle çıktı. Orta sahada Belhanda biraz daha önde pozisyon alırken Fernando en gerideydi. Fernando’nun yanlarında ise Ndiaye ve Tolga gibi box to box iki oyuncu yerleştirdi. Tudor bu sayede orta sahayı oyunu iki yönlü oynayabilen çift oyuncuyla disipline etti. Oyunun iki tarafı için de fazladan iki kişi büyük avantaj. Galatasaray savunma çizgisi önceki maçlara nispeten yine önde başladı. En üst kademeden bir baskı merkezi oluşturmak ve oyunu kurmakta zorlanan Başahşehir defansının özellikle sağ tarafını hataya zorlamak istediler. Caiçara’nın yokluğu ilk dereceden önem arz ediyordu, Tolga eşleştiği oyuncu Uğur’a yakın pres ile başladı. Bu yarıların ilk onar dakikası işe de yaradı. Fakat burada eksik olan Tudor’u atladığı neydi?
Geçen maç cezalı olan Ndiaye bu maç Serdar’ın yerine kadroya girdi. Öncelikle Eren’i kadroya alarak defanstan ödün vermiş oldu. Bu sezon ilk defa defanstan ödün verdi. Özellikle topsuz oyunda Ndiaye ve Tolga’nın haddinden fazla yükü vardı. Çift forvet başladı, oyun hakimiyeti konusunda orta sahaların üzerine ekstra bir yük yükledi. Kanatsız oynadı o yükü de orta sahaların üzerine yükledi. Hücumda her atak bulunan sadece Eren, Gomis ve Belhanda var üç kişi yeterli değil dolayısıyla orta sahalara ataklarda ileride olma yükü de yükledi. Ayrıca Latovlevici ve Mariano’nun her hafta olduğu gibi arkada boşluk bırakacağı da belliydi bunların açıklarını kapatma görevini de bu Tolga ve Ndiaye’ye yükledi.
Bu maç Tolga ve Ndiaye fazladan sorumluluk almak zorunda bırakıldı. Peki geçen maç bu yük dağılımı nasıl olmuştu? Önceki maç hücumun iki tarafınında da kanatlar Rodrigues ve Mariano’nun sorumluluğundaydı. Orta sahalar hücuma destek vermese bile orada Mariano, Rodrigues, Belhanda, Eren ve Gomis olmak üzeri 5 kişi zaten oluyordu. Yani orta sahaların hücuma desteği zorunlu bir görev değil ekstra bir iş gibiydi, takım için bir lütuftu. Kanat bekler Mariano ve Rodrigues’in aksattıkları defansif görevlerini tamamlama yükü Maicon ve Denayer üzerindeydi. Çünkü bunlardan biri bu açığı kapatmak için yerini terk etse bile arkada Serdar ve diğer stoper bulunuyordu. Yani tüm bu görevler orta sahanın görevi değildi takıma dengeli olarak dağılmıştı. Fakat bu maç Tudor’un skoru getiren en önemli hatası bu oldu. Tolga ve Ndiaye’nin bu yükü kaldırması mümkün değildi.
Savunma dörtlü olunca Maicon, Mariano’nun açıklarını kapatmak için daha fazla çizgiye gelmek zorunda kaldı. Ve bu çıkışlarında boşalttığı yeri dolduracak bir Serdar oyunda yoktu. Maicon ağır, beli hızlı dönmeyen bir oyuncu. Merkezden ne kadar uzaklaşırsa o kadar zayıf olur. Maicon’un verimli bir stoper olması için kaleden uzaklaşmaması gerekiyor. Yine aynı şekilde hatırlayın Bursaspor maçı Delarge’ın golünde Mariano önde yakalanmış Maicon da onun açığını kapatmak için öne çıkmış ve amiyane tabirle Kembo, Maicon’un belini kırmıştı.
Maicon, Elia ile bu kadar çok karşılaşmışsa bunun en önemli sorumlusu Mariano’dur. İkinci yarının başında yine Elia’dan yedi çalımı son anda arkadan topa müdahale etti. Üçüncü golden önce Mariano’nun ıskaladığı topta yine aynı şekilde geçildi Denayer araya girdi dönen top gol oldu. Sene başından beri anlatıyorum bunun çözümü ise üçlü oynamak, şu kadro yapısıyla alternatifi yok.
Yukarıda görsel Başakşehir’in ikinci golünün hemen öncesi atağın oluşumu. Kontratak gibi gözükse de Volkan kale vuruşunu kullanıyor ve Denayer’in karşıladığı topla birlikte bu pozisyon gelişiyor. Görüntü zaten her şeyi söylediği için detaya inmeyeceğim büyük bir takımın yerleşik pozisyonda beşe dört atağa yakalanma lüksü yok.
Ayrıca Tudor maç içi hareketsiz kaldı değişiklik yapmadı, takım üçüncü golü yediğinde maç koptu.
Eren Derdiyok
Gençlerbirliği maçından sonra yere göğe sığdırılamazken Eren için şu satırları yazmıştım.
Normalde Belhanda ve Mariano üzerinden atağa çıkan takım bu gece yelpazesini genişletti. Özellikle Eren’in formu görülmeye değerdi. 7 kilit pas attı. Fakat bu performansın en önemli kısmının oyun açık alana döndüğü zamanda gelmesi Eren hakkında kafalardaki soru işaretlerini tam olarak gidermedi.
Ayrıca Eren Derdiyok’un kazanıldığı gibi yorumların ezbercilik olduğunu, sahada iki farklı Gençlerbirliği vardı Eren savunma disiplininden kopan Gençlerbirliği’ne karşı iyiydi kapanan takım savunmasına karşı ilk yarıda ekstra bir şey göstermediğini söylemiştim.
Eren bugün geçiş oyunu için sahadaydı. Gomis geçiş oyunu oynamak için uygun bir oyuncu değil. Eren’in bu oyunu oynayabilecek potansiyeli var fakat kesinlikle hayatının en formsuz dönemini geçiriyor. Eren’in sahada olmasının artısı olmayacaksa Eren’i oynatarak takımın başka şeylerden ödün vermesinin sebebi nedir?
Adebayor
Kesinlikle sahanın yıldızıydı. Bir santrforun yapması gereken her şeyi yaptı, sahanın her yerindeydi. Dribbling ile top taşıdı, uzun top indirdi takımını öne çekti, geriye geldi top çıkarma konusunda takımına yardımcı oldu, ayrıca savunma görevlerini de aksatmadı. Oyunun hem geçiş yönünü hem de bitiricilik yönünü en üst seviyede oynadı.
Duran Top
Bunu konuyu da sürekli yazıyorum burada uzatmayacağım. Duran topun ilk kuralı rakibe o faulü aldırmamaktır. Galatasaray’ın ise takım olarak bu konuda ciddi eksikleri var. Bu maç 9 faul yaptı bunların 7 tanesini kendi sahasında yaptı. Ve bu faullerin birçoğu sırtı dönük rakibe karşı gereksiz hamleler. Kornerleri de eklersek rakipler için neredeyse her maç 15 gol pozisyonu yapıyor. Önce rakiplerin duran top sayısının azaltılması gerekiyor ki ondan sonra pozisyon almaya geçilsin.
Rotasyon
Sezonu 11 oyuncuyla bitirmek mümkün değil. Dolayısıyla yedek kulübesinde oturan oyuncuların da hazır olması gerekiyor. Tudor bu konuda ciddi şekilde sınıfta kaldı. Bunu örten ise takımın ligden başka kulvarda oynamıyor olması. Şuanda takımda hazır olan bir rotasyon oyuncusu yok. Yedekteki oyuncuların yeterliliklerinden bahsetmiyorum. Rotasyon oyuncularının kendi oynayabilecekleri seviyenin en üst düzeyinde olmadıkları gerçeğinden bahsediyorum.
Ayrıca son olarak Denayer’e değinmekte fayda var. Temel konusunda ciddi sorunları var. Bir stopere öğretilecek şeylerden ilki ceza alanı içinde ayakta kalmasıdır. Rakibi ayakta karşılaması gerekiyor fakat sürekli yerde müdahale etmeye çalışıyor. Bugüne kadar belki sorun olmadı ama Adebayor cezayı kesti.
Çok net bir skor olduğu ve sahada her şeyin açık bir şekilde gözüktüğü için çok uzatmak istemedim. Temel birkaç hatadan bahsettim ve burada bitiriyorum. Galatasaray bu maça kadar geride kalan 11 maçta akan oyunda bireysel hatalar hariç sadece Yusuf Yazıcı’dan gol yemişti. Bu maçta ise 3 gol birden yedi. Sadece bu veri bile birçok şeyi özetliyor aslında. Başakşehir önemli eksiklerinin olduğu maçta Galatasaray’a karşı ezici bir skor aldı ve puanları eşitledi.