Kritik maçlara girdiğimiz Spor Toto Süper liginde haftanın son maçında Fenerbahçe deplasmanda en son 2010 – 2011 sezonunda galip geldiği Başakşehir takımına konuk oldu. Sezonun en isteksiz maçlarından birini oynayan Fenerbahçe, Edin Visca’nın golleriyle Başakşehir’e 2 – 1 mağlup oldu ve ligin bitimine 2 hafta kala şampiyonluğa adeta havlu attı.
Sağ kanat’ta durgunluk
Fenerbahçe’nin maçın ilk çeyreğinde çok etkisiz olması göze çarptı. 20 dakikalık zaman diliminde inisiyatifi neredeyse tamamıyla Fenerbahçe’nin elinden alan Başakşehir bu sürede topa %60 sahip oldu. Defansif açıdan ise Fenerbahçe’nin bu sene en tehlikeli yönü olan kanatları iyi kapatıp rakip takımın etkisini azalttı. İlk yarıda özellikle Fenerbahçe’nin sağ kanadı neredeyse tamamen etkisiz hale getirilmiş, bu kanadın pas kombinasyonu (Gökhan, Alper ve kanat değiştirdikten sonra Volkan Şen arası) sadece 3 kez başarılabilmişti, ilk yarının geneline baktığımızda ise bu üçlünün sağ kanatta başarılı pas sayısı sadece 10.
Aynı zaman diliminde sol kanada baktığımızda tamamen farklı bir tablo var.
Çok kötü bir ilk yarı atlatan Alper Potuk daha soyunma odasına gidilmeden değiştirilse ve oyuna Diego alındığında Pereira Nani’yi sağ tarafa çekseydi, iyi bileklere sahip olan Portekizli sağ kanadı biraz rahatlatabilirdi. Ayrıca alternatif olarak oyuna Fernandao alınıp 4-4-2’ye daha erken bir zamanda geçilebilirdi.
Kaçınılmaz hatalar
İlk yarıda Başakşehir önde baskı uygulayarak Fenerbahçe’yi uzun topa zorladı, bu baskı verimli sonuç verdi ve Fenerbahçe topu son bölgeye taşımakta zorluk çekti.
İlk yarının ısı haritasında da görüldüğü gibi ceza sahası içinde topla çok az oynayan Fenerbahçe, sağ kanat’ta da büyük zorluklar çekti.
Daha maçın başında Josef’in hatalı pasıyla büyük bir tehlike atlattı Fenerbahçe. Hatalı pasta topu kapan Visca, Kjaer’inde biraz geç kalıp ofsaytı bozmasıyla Mossoro’nun önüne bir top bıraktı.
Mossoro sürdüğü topu Visca’ya geri verdi, Visca’nın nazik şutunda ise Josef yapabileceği en iyi işi yaparak 45 metre deparla topu çizgiden çıkardı, böylelikle hatasını telafi etmiş oldu.
İkinci yarı başında Robin van Persie’nin güzel pasıyla top sağ tarafa açılıyor ve müthiş bir deparla Alper topu ceza sahasına kadar taşıyor.
20 metrelik bu depar sonunda Alper çok etkisiz bir şut çıkardı ve top kalecinin ellerinde kaldı.
Eğer bu pozisyonda Alper durmuş olsaydı, topu araya kaçmayı iyi bilen Van Persie ile buluşturabilirdi ve bu harcanmış pozisyon tamamıyla farklı bir boyut alabilirdi:
Başakşehir’in attığı ilk golde iki büyük hata var, birincisi Bruno Alves’in aşağıdaki pozisyonda soğuk kanlılığını koruyamaması.
Böyle bir pozisyonda, en yakın rakibi en az 10 metre uzaklıkta olan Alves, yapması gerektiği gibi gelen topu durdurup adam aramak yerine tek pasla uzaklaşan Hasan Ali’yi buluşturmayı denedi. Visca yine fırsatçılığını konuşturarak topu kaptı ve Volkan ile karşı karşıya kaldı. Buradaki ikinci hata kaleci Volkan’dan geldi, tutması gerektiği köşeden el altı bir gol yedi ve skor 1 – 0 oldu.
Başakşehir’in ikinci golünde Nani’nin bireysel hatası göze çarptı.
Fenerbahçe’nin duran top organizasyonu sonrası Başakşehir kontra atak ile üçe iki bir pozisyon yakaladı, soldan depar atan Doka topu ceza sahası çizgisinde bomboş kalan Visca ile buluşturup golü buldu.
Aslında burada gidişata bakıldığında her şey kontrol altına alınabilirmiş gibi gözüküyor, Kjaer ve Hasan Ali yapmaları gereken koşuları yaptılar.
Burada Nani’nin bir saniyelik tereddütü yüzünden Visca boş kaldı. Kjaer’in müdahalesinde Doka bir anlık yere düştü, bunu gören Nani durakladı ve Visca zaten açık olan aralarını iyice açtı. Burada tabii ki Nani ve Visca arasındaki 25 metrenin çok açık olduğunu ve Nani’nin Visca’ya yetişmesinin zor olacağı savunulabilir, ancak Visca’nın topa vurma anına bakarsak, Nani’nin toptan sadece 1,5 metre ötede olduğunu görebiliriz.
Nani eğer koşusuna devam etmiş olsaydı, Visca’nın önüne kapatabilirdi, geri dönen Hasan Ali, Kjaer ve Gökhan ile bu gol önlenebilirdi.
Yine formsuz Van Persie
Van Persie bu maçın en kötülerinden biriydi. Sahada topa en az sahip olan Van Persie, biri penaltı olarak üç önemli pozisyondan yararlanamadı. İlk pozisyonda topu ceza sahası içinde önüne alan Van Persie, güzel bir şekilde durdurduğu bu topu kalecinin üzerine vurdu. Adeta berbat bir şut ile penaltıyı da harcayan Hollandalı, son pozisyonda ise Nani’nin müthiş ortasında kafa – omuz karışımı bir yumuşak vuruşla ağları tutturamadı. Burada tabii ki Volkan Babacan’ın güzel kurtarışı vardı.
Bu pozisyonda müsait bir şekilde sıçramış olan Josef, Robin’e topa vurmayıp ona bırakmasını söylese daha net bir kafa vuruşu ile golü bulabilirdi. Ancak Josef ses çıkarmadı ve Van Persie geriye zıplayarak kafayla vurduğu topu omuzuyla yumuşatarak Babacan’ın işini kolaylaştırdı.
Maçın adamı
Visca her ne kadar güzel oynayıp bu performansını iki golle süsleyerek adını Başakşehir tarihine yazdırmış olsa da, bu maçın kahramanı kuşkusuz 9 kritik kurtarış yapan Volkan Babacan. Bu performansıyla Euro 2016’da kalemizi neden koruması gerektiğinin altını bir kez daha çizdi.