La Liga’nın 10. haftasında Athletic Bilbao kendi sahasında Barcelona’yı ağırladı. Barcelona 2-0’lık sonuçla gülen taraf oldu. Bu sonuçla birlikte 28 puana çıkan Barcelona liderliğini devam ettirdi. Athletic ise 11 puanda kalıp kötü gidişe dur diyemedi. Her sezon La Liga’da merakla beklenen maçlar biri de bu maçtır. Athletic Bask Bölgesi’nin, Barcelona ise Katalonya Bölgesi’nin adeta milli takımı konumundadır. Dolayısıyla her iki takım için de ayrı bir yere sahiptir. Her zamanki gibi San Mames’te maç önü harika bir atmosfer vardı. La Liga’da Getafe, Levante gibi takımlar seyirci toplama konusunda sıkıntı yaşar bu yüzden bazı maçlarda tribünlerin tamamen dolu olduğunu göremeyiz ama Athletic bu takımların dışında kalır. Kendi bölgesinden yetişmeyen oyuncuyu oynatmama kriteri seyircilerin kulübe karşı aidiyet duygusunu arttırır ve ligin en keyifli atmosferlerinden birini oluşturur. Böyle maçlar da Barcelona, Madrid gibi ekipler için potansiyel puan kaybı yaşanabilecek konumdadır. Athletic Bilbao hiç bir zaman ideal 11’i olan bir kulüp değildir. Alt yapısından gelen oyunculara her zaman şans verir o yüzden kadroyu bu konuda yorumlamak istemiyorum. Barcelona’da ise sakatlığı devam eden Iniesta dışında beklenen kadro ile sahadaydı. Valverde’nin Gomes ısrarını anlayamıyorum. Barcelona’ya bence uyum sağlayamadı ve oynadığı birçok maç takım ortalamasının altında kaldı. Bu maçta da onun olduğu kanattan rakip takım etkili olmaya çalıştı. Her iki ekip de 3 oyuncu değişikliğini kullanmadı. Acaba kadro derinliği konusunda problem mi var diye düşünmeden geçemedim.
İlk dakikalar her iki takım da kontrolü bir oyun oynadı. Gol için kaleye ilk gelen ekip Barcelona oldu. 6. dakikada defansın arkasına atılan top ceza sahasına düştü. Messi’nin şutunu kaleci Kepa kontrol etti. Athletic ise sağ kanattan etkili olmaya çalıştı. Gomes orada Alba’yı yalnız bıraktı. Inaki ile etkili olmaya çalıştı. Onlar için ilk etkili atak ise 18. dakikada geldi. Inaki sağdan yaptığı ortaya Aduriz geriden koşarak çok iyi bir kafa vuruşu yaptı ama gol olmadı. Sonraki dakikada birden defansın arkasına sarkan Aduriz kaleci ile karşı karşıya kaldı. Sağ köşeye vuracağını çok belli edince de Ter Stegen kurtardı. Barcelona defansı bu dakikalarda bocaladı. Bıraktığı boşluklar, dizlim hataları onlara pahalıya mal olabilirdi.
Bu durumu çabuk atlatıp 21. dakikada önemli bir tehlike yakaladı. Hızlı paslaşarak Messi ile topu buluşturdular. Kaleciyi de geçen Messi boş kaleye topu gönderemedi çünkü ezbere bir şut attı. 36. dakikada ilk golü buldu. Orta sahada ikili paslaşmaya giren Messi sol kanatta ileriye çıkan Alba’ya pasını attı. Messi hızlı bir şekilde içeriye girip golünü attı. Messi’yi boş bırakınca da cezayı kesti. Burada Bilbao’nun hatası alanı kapatmak, doğru bir düzen oluşturmak yerine top odaklı oynayınca golü kalesinde gördü.
40.dakikada 2. gole yaklaştı. Sağ kanattan gelişen atakta Messi içeriye pasını gönderdi. Paulinho’nun şutu ditekte patladı. Dönen topta Gomes tekrar şutunu çekti ama defansta kaldı. Arkadaki boşluk gözlerden kaçmadı.
Henüz pozisyonun ardından 1 dakika bile geçmeden yine aynı şekilde Barcelona pozisyon buldu. Defanstaki adam eksikliği, yanlış dağılım yine tehlikeli oldu. Önceki pozisyonun biraz arkasında olduğu gibi yine boşluk buldu. 4 adamı boş bırakmasına rağmen Itturaspe yayda Messi’ye müdahale edip faule neden oldu ama frikikten Barcelona yararlanamadı.
2.yarı Athletic gol bulmak istiyorsa daha çok agresif olmalıydı. Golden sonra cevap vermek yerine 2. golü yememek için çabaladı ama puan veya puanlar için elbette bu yeterli değil. Nitekim 2. yarıya daha istekli başladı. Karşı sahada daha çok top yaptı. 53. dakikada kullanılan kornerde Garcia’nın kafa vuruşu direkten döndü. 65. dakikada da Inaki ceza sahasında topla buluştu. Şut atmak için daha iyi pozisyon bulmak isterken geç kaldı ve etkili bir şut atamadı. Athletic 60. dakikadan sonra sanki yenilgiyi kabullenir gibi oldu. Ceza sahasına girmedi, farklı varyasyonlar denemedi. Sezon başından beri bireysel performanslarla pozisyon bulmaya çalıştı. Bu maç da aynı şekildeydi. Aduriz’in gününde olmaması, kanatlardan etkili olamaması, beklerden katkı gelmemesi, fizik olarak iyi durumda olmaması maç içinde sürekliliği devam ettirememesine ve dolayısıyla gol bulamamasına neden oldu. Parlayıp sönen ataklar Barcelona karşısında gol bulmak için yeterli değildir. Yine böyle bir pozisyonda Inaki’nin ortasına Lekue’nin vuruşu üstten dışarıya çıktı. Belki de 60’tan sonra önemli sayabileceğimiz tek atak 85’te geldi. Oyuna sonradan giren Bernat kornerde Aduriz’e ortayı açtı ama kaleci Ter Stegen gole engel oldu.
Barcelona uzatma dakikalarında fişi çeken golü buldu. Defansta az adamla yakalanan Bilbao’nun hatasını inceleyelim. Messi topla ilerlerken Bilbao defansı ona o kadar odaklandı ki ne Suarez’i ne de Paulinho’yu ve bıraktıkları boş alanı fark ettiler. Messi de akıllı bir şekilde şut vurmak yerine soldaki Suarez’e gönderdi. Dönen topu takip eden Paulinho maçın skoru ilan etti.
Bilbao’nun maç boyu hoşuma giden tek önemli özelliği Barcelona’nın defanstan topla çıkmasına engel olmasıydı. Bunlardan birini sizinle paylaşmak istedim. 38. dakikada Barcelona geriden top kurmaya çalışırken Athletic’in duruşuna bakalım. Her adama doğru yönlenen, pas hatlarını engelleyen Bilbao buradaki gibi güzel oyununu hücuma ve geri kalan dakikalara pek yansıtamadı.
Maçı kazanmasına rağmen..
Barcelona maçı kazandı ama kritik maçlarda başına bela olabilecek birkaç durumu paylaşmak istiyorum.
1-Sezon başından beri 2. yarılarda bilhassa 60. dakikadan sonra oyundan çok düşüyorlar. İkili mücadeleleri incelediğimizde uçurumu görebiliyoruz. %81-19’luk duruma sezon başından beri bir türlü çare bulamadı. Hemen hemen her maç durum aynı şekilde.
2-Kendi sahasında yaptığı top kaybı. Aşağıdaki resimde Barcelona’nın yaptığı top kayıplarını görmektesiniz. İlk başta inanamadım,25. Bu sayıyı normal bir kulüpte bile görmek çok zor. Özellikle 2. yarıdaki top kayıplarının miktarı oyundan düştüklerinin bir başka kanıtı.
Maçı kazandıran adam: Messi
Sezon başından beri takımını sırtlayan isim, bu maç da görevini fazlasıyla yaptı. Attığı gol, ve 2. golün mimarı olan Messi sahada Barcelona adına en veimli oynayan oyuncu oldu.
Attığı goldeki ve ilk yarıda yakaladığı pozisyonlara değinmek istiyorum. Kaleciyi geçip boş kaleye atamadığı ve goldeki pozisyonlarda orta sahadan topu alıp pozisyon bile sayılmayacak atakları gollük anlara çevirmesini bildi.
Son olarak takım arkadaşlarına paslaşma sayılarına bakalım. Barcelona ona bağlı oyununu oynamaya devam ediyor ve bu zamana kadar bunun meyvelerini toplasa da eksikliğinde nelerle karşılaşabileceği çok belirsiz.
Barcelona’nın La Liga’daki durumu sizi aldatmasın. Takımlar arası farklar çok olduğu için böyle durumlar pek problem oluşturmayabilir ama Şampiyonlar Ligi’nde gruplardan sonra eşleşebileceği güçlü takımlara karşı üstün olabilme ihtimali çok düşük.