Hollanda Eredivise Ligi’nin 19. Haftasında lider PSV Eindhoven’ın en yakın takipçisi Ajax ile Feyenoord Amsterdam Arena’da karşılaştı. Maçı ev sahibi ekip 2-0’lık skorla kazandı. Galibiyeti getiren golleri van de Beek ve Huntelaar attı. Ajax sezon başından beri inişli çıkışlı grafiğinden dolayı teknik direktör değişikliklerine gitti. Sezona Marcel Keizer ile başlandı daha sonra görevine son verildi. Geçici olarak Reizeger ile yola devam ettikten sonra Utrecht’te başarılı sezonlar geçiren Eric ten Hag ile anlaştılar. Bu maç da onun ilk resmi maçı oldu. Son şampiyon Feyenoord ise şampiyonluk yarışından bir hayli uzakta bulunuyor. Zaten bu anlattığım gelişmeler bile maçın beklenen seviyenin altında olacağının habercisi gibiydi.
Ajax maçta beklenen kadro ile sahadaydı. Sakatlıklardan dolayı Viergever, Sinkgraven, Cerny ve Dolberg gibi önemli oyunculardan yararlanamadı. Sol bekte ise yeni transfer Tagliafico vardı. Feyenoord’ta ise eksik oyuncu yoktu. Oyuncuların ortalama pozisyonlarına bakarsak Ajax önemli ataklar yapamasa da genelde ileride olan takımdı. Kanatlardan etkili olmaya çalıştı. Atılan 2 golün de asistleri beklerden geldi. Feyenoord ise maç boyu geride bekledi. Tabi bunun en önemli nedenlerinden biri maçın son yarım saatini 10 kişi oynamalarıydı. Belki kırmızı kart olmasaydı skorun verdiği dezavantajdan dolayı daha fazla hücum edebilirlerdi.
İlk yarı tempo düşüktü. İlk dakikalardan itibaren her 2 takım da kontrollü oynadı. Ajax kanatlardan gelmeye çalıştı, zaman zaman da defansın arkasına atılan toplarla etkili olmaya çalıştı. Fakat son paslarda ve vuruşlarda etkili olamadı. Feyenoord ise neredeyse hiç hücum yapmadı, kendi sahasında bekledi. Buna rağmen ilk yarının en önemli pozisyonunu Feyenoord buldu. Maçın 43. dakikasında Boetius’un pasında hareketlenen Berghuis kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda kafasıyla topu kaleye gönderdi ama Onana gole engel oldu. Ardından devrenin kalan birkaç dakikasında o dakikalara kadar neredeyse hiç olmayan önemli gol pozisyonları meydana geldi. Fakat devre 0-0 sonuçla tamamlandı.
İlk 15 Dakikada Her Şey Bitti
2. yarıya ev sahibi Ajax hızlı başladı ve golü buldu. Sol kanattan gelişen atakta yeni transfer Tagliafico içeriye topu gönderdi. Ceza sahasındaki boşluğu iyi değerlendiren van de Beek biraz da şansının yardımıyla topu sürüp kalecinin bacakları arasından topu ağlara gönderdi.
Golden 2 dakika sonra Ajax bir gol daha buldu. Esas mevkisi stoper olan ama son 1-2 yılda daha çok sağ bekte oynayan Veltman, Neres ile paslaştıktan sonra çizgiye inip açtığı ortada Klaas Jan Huntelaar kafasıyla topu kaleye gönderdi. Zaten Huntelaar gibi bir oyuncu böyle pozisyonlarda boş kalırsa gol olma ihtimali çok yüksektir. Buna rağmen stoperlerin onu boş bırakması Feyenoord’a pahalıya patladı.
Maçın 58. dakikasında Jorgensen’in Veltman’a yaptığı sert müdahaleden sonra Feyenoord 10 kişi kaldı. Aslında bu dakikada hem stadyumdaki hem de ekranları başında izleyenler maçın o an bittiğini fark ettiler. Kırmızı karttan önce bile çok kötü oynayan, nerdeyse sahada bile olmayan Feyenoord bu dakikadan sonra oyuna ortak olması çok zordu. Nitekim de beklenen gibi oldu. Son yarım saat adeta antrenman niteliğinde bir maça dönüştü. Son şampiyon unvanına yakışır bir mücadele sergilemedi. Her ne kadar Avrupa’nın önde gelen takımlarına kıyasla kadro kalitesi düşük gibi gözükse de Hollanda Ligi için hem kadro derinliği hem de kalitesi anlamında üst düzeyde. Ne karttan önce ne de sonra farklı şeyler denediler. Kanat varyasyonları hiç yoktu. Feyenoord’un bu maç yapmadıkları çok fazlaydı. Maçın kalan dakikalarında başka gol olmadı ve Ajax, maçı 2-0 kazandı. Bu sonuçla birlikte Ajax, PSV ile puan farkını korudu. Feyenoord ise liderden 17 puan geriye düştü ve şampiyonluk şansını mucizelere bıraktı.
Oyun hızına baktığımızda temponun düşük olduğunu buradan da anlıyoruz. Hollanda Ligi genel anlamda diğer liglere oranlara daha akıcı bir oyunun oynandığı bir ligdir. Özellikle genç oyuncuların çokluğundan maçlar son derece zevkli olur. Fakat Feyenoord’un etkisiz oyunu, Ajax’ın da böyle maçlarda doğal olarak sonuç odaklı olmasından dolayı tempo genel anlamda düşüktü.
Ajax ligin en çok pas yapan takımlarından biri. Bu maçta da bunu bize gösterdi. Özellikle stoperler arasındaki uyum çok iyi. Ligin en yüksek pas yüzdesine sahip ikili. Sahadaki her oyuncuya top dengeli bir şekilde dağıldı.
Feyenoord cephesine baktığımızda ise en çok pas sayısı bile Ajax’a kıyasla çok az. Bence bir takım 10 kişi kaldığında karşı sahaya gidebilmesi için pas sayısını arttırması gerekir. Adam eksikliğinden dolayı ileride çoğalmak çok zorlaşır. Şişirme toplar yerine daha çok pas yapmak en mantıklı çözümdür.
Sizlere 2 takımın 2. yarıda yaptığı kilit paslardan da bahsetmek istiyorum. Ajax bu pasların büyük bir kısmını ilk 15 dakikada yaptı. Genellikle çizgiye kadar inmeyi seven kanat oyuncularına sahip. Açılan ortalar da genellikle ceza sahasına girdikten sonra yapılmış.
Alltaki resimde ise Feyenoord’un kilit paslarını görmekteyiz. Daha doğrusu göremiyoruz. Sadece 1 tane. Ajax deplasmanında 2. yarı sadece 1 defa bu girişimde bulunulursa bu deplasmandan puan veya puanlarla dönmek nasıl mümkün olabilir ki?
Feyenoord’ta bu maç herhangi bir oyuncunun ortalamanın üzerine çıktığını bile söylemek çok zor. Fakat sadece 1 oyuncu bunun dışında. Malacia maç boyu ayakta kaldı. Neres gibi kıvrak bir oyuncuya karşı bence çok iyi oynadı. Zaten maçın son dakikalarında oyundan çıkarken stadyumdaki Ajax taraftarları onu uzun bir süre alkışladı. Bu tür hareketleri görmek biz futbolseverleri ayrı bir mutlu ediyor.
Ajax’ın bu maç öne çıkan ismi Tagliafico oldu. Devre arası Independiente’den gelip ilk resmi maçında böylesine etkili olması kendisi ve kulübü adına çok güzel bir başlangıç oldu. Ajax transferde bu sefer farklı bir yol izledi. Genelde Güney Amerika’dan genç oyuncu alırlar, geliştirip yüksek meblağlara satarlar. 25 yaşındaki oyuncu bu çemberin dışında olması rağmen neden tercih edildiğini bize çok iyi göstermiş oldu.
Van Persie-Feyenoord İlişkisi
Maçın dışında bir konudan daha bahsetmek istiyorum. Aylardır Robin Van Persie, Feyenoord’a gidecek mi yoksa Fenerbahçe’de kalacak mı dedikoduları gündemdeydi. Maçtan birkaç gün önce bu transfer resmileşti ve bugün imzalar atıldı. 34 yaşında ve aylardır oynamayan Van Persie Feyenoord’a faydalı olur mu? Bu transferin amacı elbette takıma katkı sağlaması ama ana nedeni bu değil. Aynı durum Ajax’ta oynayan Huntelaar için de geçerli. Ajax ve Feyenoord gibi alt yapıya çok fazla önem veren, A takım kadrosunda sürekli genç oyunculara yer veren takımlar bu oyunculara rol model olması için bu transferleri yaparlar. Türk medyasında Van Persie’nin aldığı paralar sürekli yer alırken, bu ve bunun gibi oyuncular bu paraları sözleşme şartlarında yer alan miktarlara göre aldığı unutulmamalıdır. Bu oyunculara ödenen maaşlar eğer bu ülkedeki futbol severleri ve takımları rahatsız ediyorsa o zaman bu oyucuları transfer etmek için aylarca peşlerinden koşup neden çok fazla taviz veriyorlar? Bu oyuncuları futbol severler neden sürekli istiyorlar? Hiç umudum olmamasına rağmen bu transferlerden en yakın zamanda ders aldığımızı inşallah görürüz. Çözüm ise çok basit. Bu maçta oynayan oyuncuların 15 tanesi alt yapıdan gelen oyuncular.