Hollandalı, kariyerinin en büyük başarısı olarak tanımladığı bu zafer yürüyüşünü henüz tamamlamıştı. “6 aydır adeta boynumda bir iple dolaşmama rağmen bir kupa zaferi…”
10 kişi kalan Crystal Palace karşısında elde edilen zaferin hemen ardından Van Gaal’in kovulacağı ve yerine Jose Mourinho’nun getirileceği haberleri dolaşmaya başlamıştı. BBC’den Simon Stone, Hollandalı teknik adamla İngiltere’den ayrılışının ardından ilk defa bir araya gelerek bir röportaj gerçekleştirdi.
“Tottenham daha iyi bir seçenekti çünkü Manchester United yaş ortalaması yüksek bir takımdı ve orada bir dönüşüme imza atmam gerektiğinin farkındaydım.” diyor Van Gaal. “Bu karar yanlış olan mıydı? Belki de, ama ben her zaman kalbimin sesini dinlerim. Daha önce Hollanda, Almanya, İspanya gibi ülkelerin en iyi takımlarını çalıştırmıştım ve bu İngiltere’de de böyle oldu.”
Van Gaal iki yıllık bir kontrat talep etmişti. Bu da 2016 yazına kadar orada kalacağı ve 65 yaşına kadar çalıştıktan sonra emekli olacağına dair annesine verdiği sözü tutmuş olacağı anlamına geliyordu. Fakat United onu 3 yıl boyunca takımın başında görmek istiyordu.
“Glazer Ailesi (kulübün sahipleri) ve başkan Ed Woodward bunu istedi. O yüzden hala bunu yaparken seçtikleri yol yüzünden onlara kızgınım. Ed Woodward, United’ın çalıştıracağım son takım olduğunu biliyordu.”
Van Gaal aynı zamanda kulübü eski zafer günlerine döndürmenin çok hızlı bir süreç olmayacağının farkındaydı.
“30 yaşın üzerinde 7 oyuncuları vardı. Görüşmeler sırasında bu durumu konuşmuştuk. İlk yılımda Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazandık. İkinci yılımda da FA Cup’ı kazandık.”
İkinci sezonu devam ederken 21 Kasım günü United evinde Watford’ı 2-1 ile geçtmişti. O sezon Premier Lig’de şampiyonluğa uzanacak olan Leicester’ın ardından sadece bir puan farkla ikinci sıradalardı. Sonraki beş maçtan sadece iki puan toplayabilmişlerdi ve bu korkunç periyot devam ederken Şampiyonlar Ligi’nden de elendiler.
Negatif futbol karşısında taraftarın hayal kırıklığı da giderek arttıkça Van Gaal’in görevi tehlike altına girmişti. Sonunda Van Gaal’in haberi olmadan Mourinho ile temaslar başladı. Bugün United hala hiçbir şekilde bir teklif götürülmediği konusunda oldukça kararlı bir tavır sergilese de Old Trafford yakınlarından alternatif kaynaklar bu durumun tam tersini söylüyordu, medya da bunun arkasından gitti ve Van Gaal kendini çok zor bir durumun içinde buluverdi.
“Woodward’ın Mourinho’yu seçmesini anlayabiliyorum. O, üst düzey bir antrenör ve çok kupa kazandı. Benden daha çok kazandı.”
“Hoşuma gitmeyen şey Woodward’ın benden sonra çalışacakları antrenör ile temasta olması ve 6 ay boyunca bu durumla ilgili tek kelime etmemesi. Her Cuma basın toplantılarında bu dedikodular hakkında ne düşünüyosun sorularına cevap vermek zorunda kalıyordum. Bu bir antrenörün otoritesine nasıl bir etki ediyor sizce?”
“Altı ay boyunca medya tarafından boynuma dolanmış bir ip varken FA Cup’ı kazanmak kariyerimdeki en büyük başarı.”
“O maçtan sonra Woodward ile görüştüm. Bana sunduğu argüman benim bir yıl daha orda olacağım ve ardından Mourinho’nun gelip üç, dört ya da beş yıl Manchester’da görev yapacağı şeklindeydi. Beni tekrar Portekiz’e getirmek için özel uçak kiralamasını çok takdir ediyorum fakat argümanları o kadar iyi değildi açıkçası.”
Oynattığı futbolun negatif tarafı vurgulandığında Van Gaal heyecanlanıyor. “Bu doğru değil ki.” diyor. “Sıkıcı olduğunu söylüyorsunuz. Neden sıkıcıydı? Belki sıkıcı-ofansif bir futbol vardı ama bunun sebebi rakibin kale önüne otobüsü çekmesiydi. O zaman daha yüksek bir tempo ile oynamanız gerekir ki bu da gerçekten zor. Elinizdeki oyunculara da bakmak gerek.’
‘Wayne Rooney 10 numara olmalıydı ancak Robin van Persie fiziksel olarak Premier Lig’de oynayacak kadar iyi durumda değildi. Bu da demek oluyor ki Rooney elimizdeki en iyi santrfordu. Ancak Manchester United’ın her zaman dünyanın en iyi santrforuna ihtiyacı vardır.’
Problemin kaynağını işaret etmeye çalıştı. Di Maria, Radamel Falcao ve Bastian Schweinsteiger gibi büyük isimler büyük paralara transfer edilmişti. Ancak Di Maria ve Radamel Falcao sadece bir sezon Manchester’da kalırken Schweinsteiger 2017’nin Mart ayında MLS’in yolunu tutmadan önce ikinci sezonunda sadece 4 maça çıkabilmişti. Di Maria son donem yaptığı açıklamalarda United kariyerinin kötü geçmesinde Van Gaal’I suçluyordu çünkü onu hücumda yanlış pozisyonlarda kullandığına inanıyordu.
“Di Maria, bu durumun benden kaynaklandığını söylüyor. Ben onu hücumda her bölgede oynattım bunu control de edebilirsiniz. Beni hiçbir pozisyonda iyi olduğuna ikna edemedi. Premier Lig’de topa uygulanan sürekli baskıyla mücadele edemedi. Bence problem buydu.”
“Schweinsteiger’ı istedim çünkü sahada bir kaptana ihtiyacımız vardı. Bu ihtiyacı karşılayamadı çünkü sakattı.”
“Birinci sınıf bir santrfor istiyorduk. Şimdi bütün isimlere tek tek girmeyeceğim fakat listenizdeki birinci ya da ikinci sıradaki oyuncuyu alamıyorsanız dördüncü veya beşinci sıradakiyle mutlu olmak zorundasınızdır. Sonra Falcao gündeme geldi ancak biz daha önceden onun sakatlık durumunu biliyorduk. Bu yüzden de onu kiralık olarak almamız gerektiğini söyledim.”
Medyanın bir şeyleri etkileme gücü var fakat bunu çok sınırlı sayıda gerçekler üzerinde yapıyorlar. Buna örnek olarak Ajax’ın evinde çok daha üstün oynamasına ragmen kaybettiği maçın ardından Real Madrid’I deplasmanda iç saha performansına göre daha kötü bir oyunla yenmesinin en iyi performanslardan biri olarak değerlendirmesini veriyor. “Medya oyunu değil sonucu analiz ediyor.” Konu buradan sonra Ole Gunnar Solskjaer’e geliyor…
“İnsanlar sadece Donal Trump başkan seçildiğinden bu yana yalan haberler çıkıyor sanıyor fakat futbolda bu durum 50 yıldır böyle.”
“Benden sonra gelen antrenör ‘Otobüsü çek, kontra oyna’ felsefesini benimsedi ve şimdi gelen antrenör yine aynı şeyi yapıyor. Mourinho ile Solskjaer arasındaki temel fark Solskjaer’In kazanıyor olması.”
“Orada olmadığım için bilemiyorum fakat bir değişimin olduğunu ve artık daha iyi bir atmosferin olduğunu görmek mümkün. Aynı zamanda Solskjaer, Pogba’nın pozisyonunu da değiştirdi ve şu anda onu çok daha önemli işler yaptığı alanda kullanıyor.”
“Ancak United’ın şu anda oynadığı futbol Ferguson zamanında oynanan futbolla aynı değil. Şu an defansif olan ve kontraları benimseyen bir oyun oynuyorlar. Eğer bunu seviyorsanız seviyorsunuzdur. Bunun, benim sıkıcı-ofansif oyunumdan daha iyi olduğunu düşünüyorsanız bu da benim için tamamdır. Fakat benim doğrum bu değil.”
“Solskjaer henüz iki defa kaybetti. Benim zamanımda olduğu gibi şuan da Manchester United’ın Şampiyonlar Ligi’ne katılması çok önemli. Ancak aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’ni kazanmaları da mümkün çünkü defansif bir oyun oynuyorlar ve onları yenmek çok zor, ki bu da beğenin ya da beğenmeyin Mourinho’nun yaptığı işin sonuçlarından biri.
Önceki gün Van Gaal bir teknik direktörler derneğinde konuşma yaptı ve onların yaşadıkları tüm zorluklar karşısında oldukça hassas bir tavrı var.
Pek çok fikri var. Ancak onu en çok eleştiren ismin 31 gün sonra Oldham macerasının bitmesi üzerine çok yanlış bir karar verdiğini bilse de hiçbir şekilde kayıttayken ya da kayıt dışı bir ortamda bir iş için kendini öne atan birini eleştirmez.
“Paul Scholes da teknik direktördü, değil mi?” gülüyor… “Fantastik, fantastik.”
Vaan Gaal, United’dan ayrıldıktan sonra her ay iki kez teklif aldığını açıklıyor. Tabii ki bunların hepsini hemen reddetmek kolay olmamış.
“Üst seviye takımlardan gelen tekliflerdi. İngiltere’den pek fazla teklif gelmedi ama Almanya, İspanya, Amerika, Meksika, Arjantin gibi ülkelerden pek çok teklif aldım. İki defa üzerine çok düşündüğüm teklifler oldu. Eşim Truus’la konuştuğumda hayır bunu yapmamalısın cevabını aldım. Son teklifi Feyenoord yaptı. Orada çalışmamı istiyordu aslında çünkü kendisi bir Feyenoord taraftarı fakat ben tutarlı bir adamım.”
Kamuoyunda Van Gaal’in ilgi odağı olmayı çok sevdiği ile ilgili bir algı var fakat kendisi bunun yanlış yorumlandığını düşünüyor. “Herkes narsist olduğumu düşünüyor fakat durum aslında tam tersi.” Gülüyor.
“Medya beni seviyor çünkü hep dürüst cevaplar veririm. Futbol dünyasında kaç insan böyle cevaplar veriyor? Ben yalan söylemem, her zaman doğruyu söylerim. Tamam belki benim doğrularım ama sonuçta doğru.”
Mourinho’nun ayrılışından sonra United’a yakın kaynaklar bir antrenörle birlikte bir teknik direktörün de alınacağını yazıyordu. Fakat şuanda Van Gaal zamanından bu yana değişen bir şey yok. Woodward genel olarak her şeyin kontrolünü sağlıyor ve yatırımcılık/bankacılık alanlarında 13 yıl deneyimi olan, ekonomide master’ı olan Matt Judge da ücretler ve kontratlardan sorumlu. United, futbolun ve sahadaki başarının burada herkes için asıl olan şey olduğunu savunuyor fakat Van Gaal buna katılmıyor.
“Şu anda scouting konusunda bir yapı var ve bu yapının başında Woodward’ın sağ kolu olan biri var. Aslında yapı fena sayılmaz ancak bu yapının başında futbol görüşü olan bir direktör olmalı, bankacılıktan gelen biri değil.” Diyor.
“Maalesef bir futbol kulübünden değil de ticari bir kulüpten bahsediyoruz. Bu konu hakkında Ferguson’la konuştum ve aslında o da son yıllarında bununla ilgili problemler yaşamıştı.”
Van Gaal’in ihtişamlı kariyeriyle ilgili kupalardan öte hatırlanacağı bir şey varsa o da şans verdiği genç oyunculardır. Clarence Seedorf, Patrick Kluivert, Edwin van der Sar, Carles Puyol, Xavi, Andres Iniesta, Thomas Muller gibi isimler onunla birlikte takımlarında ilk kez forma şansı bulmuşlardı ve şuanda hepsi futbolun en üst seviyesinde kendine yer etmiş durumda. Bunlar gibi, ve United’da Marcus Rashford gibi, daha pek çok isim var aslında.
“Mourinho’nun benim bunu ihtiyaçtan yaptığımı söylediği bir şeyler okudum. Doğru değil. İhtiyacı ben yarattım.”
“United’da 30’un üzerinde oyuncu vardı ve ben bunu 23’e düşürdüm. Daha sonrasında da akademiden getirebileceğim oyuncular oldu. Bunu çalıştığım her kulüpte yaptım. Bu yüzden pek çok genç oyuncu A takımla ilk maçlarına benimle birlikte çıkmış oldu.”
“Mourinho gibi pek çok antrenör genç oyunculara şans vermiyor. 5 dakika veriyor, Solskjaer de 10. Bu şans vermek demek değildir. Bir maçta oynatırsanız bu şans olur. Çok fazla tecrübe de iyi değil bana göre. O zaman otomatik bir pilotunuz oluyor. Hayal kurmaya, yaratıcı olmaya her zaman ihtiyaç duyarsınız ve genç oyuncuların ne kadar ilham verici olduğunu da unutamazsınız. Eğer genç oyunculara güvenmek konusunda çok istekli değilseniz, o zaman genç oyuncu eğitimi olan bir kulüpte antrenör olmak için uygun biri değilsiniz demektir.”
Zirveye uzanan yolun sadece yetenekten geçmediğini de vurguluyor.
“Aynı zamanda kişiliğiniz de çok önemli. Benim dönemimde Rashford çok mütevazıydı ve daha yüksek seviyelere ulaşacağını düşünüyordum.”
“Topa vururken en üst seviye yeteneği olan fakat insan olarak o kadar da iyi olmayan pek çok oyuncu biliyorum. O zaman boş ver gitsin diyebiliyorsunuz.”
Şu anda Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam eden 8 takım var ve Van Gaal bu takımların üçünde görev yaptı – Ajax, Barcelona, ve United. Kimin kazanmasını istediğine vereceği cevabın özellikle United taraftarlarını rahatsız edeceğinin farkında.
“İnsanlar en iyinin Barcelona olduğunu düşünüyor ama bence öyle değil. Manchester City ve Liverpool Barcelona’dan daha fazla takım – ve Liverpool da City’den. Benim felsefeme göre en iyi olan kazanmalı ama umarım City kazanır çünkü en iyi futbolu onlar oynuyor.”
46 yılın ardından Van Gaal, futbol kariyerinin sonuna geldi. Şimdilerde ise karısı çocukları ve torunlarıyla ‘benim geleceğim’ dediği şeyi yaratıyor. Algarve’deki taşınma süreci de sona yaklaşmış durumda.
Futbol dünyasına bıraktığı mirası değerlendirmesi istendiğinde, gerçek Van Gaal’in daha doğru bir yansıması olduğunu düşündüğü daha soft yanını ortaya çıkarıyor.
“Benim bir felsefem var. Ben buna ikna olmuştum ve dört ülkede kupalar kazanarak bu felsefenin işe yaradığını kanıtlamış oldum.” Diyor.
“Ancak benim bıraktığım şeyler aldığım sonuçlardan çok daha büyük. Ben aynı zamanda bir ilişki koçuyum. Üstelik sadece oyuncularımla değil kulüpte çalışan herkesle. Genel görüntüm bu değil ama bu bakımdan çok insani bir yönüm var. Manchester United’da performans departmanında 40’tan fazla insan çalışıyordu. Sağlık ekibi, taraftarlar… Hepsi kulübü çok seviyordu. Analist olarak bir Liverpool maçına gitmiştim ve United taraftarları hala ismimi haykırıyordu. İnsanların beni hala sevmesinden gurur duyuyorum. Hayatta en önemli şey budur.”
Kaynak: BBC